Depremin hemen ertesinde, 18 Agustosda Yalova'daydim.
Daha sonra, depremin merkez ussu Degirmendere ve Golcuk bolgelerinde
arama kurtarma calismalarina katildim.
Inanilmaz seyler yasadim.
Bir tarafta;
Gocuk altinda yasadigina inandigi DOSTU, AILE FERDI, ARKADASI icin cirpinan, FERYAD EDEN insanlar...
Yalvarmayi kucukluk saymiyordu... Diger tarafta;
Devletten aldigi gucle bizleri (Yani arama ve kurtarma ekiplerini) yonlendiren bazi YETKILI (!) sahislar,
"Filancanin filancasi orada yasiyor" diye, bizi olmayacak (Yani; Icinden hic mi hic canli cikma ihtimali olmayan) enkazlara yonlendirmeyi ve bizlere zaman kaybettirmeyi,
Boyle bir FELAKETTEN bile kendilerine SIYASAL AVANTAJ saglamayi, HAK sayiyordu... ******
Egitimli kopeklerin icinde canli tespit ettigi enkaz dururken, filancanin filancasinin oturdugu apartman enkazina yonlendirilen ve bu yanlis karari kabul etmeyen SINGAPUR EKIBI;
Hristiyanlik propagandasi yapiyor diye ulkesine geri gonderildi.
Cunku; Merkez cadirlarinda KIZILHAC isareti vardi...
******
Anlatsam ROMAN OLUR..! Ama bu saatten sonra, "YARALARI DESIP" kimseyi uzmek istemem.
Ama, o gunlerde olan olaylari unutmak da istemem...
Yardim amacli toplanan paralarin HIC EDILMESI, yardim malzemelerinin bir takim kisilerce
toplanip sonradan satilmasi, falan...
Bastan asagi rezillik. Diz boyu degil, girtlaga kadar REZILLIKTI...
Bu baglamda;
YUCE RABBIMDEN, bizlere bir daha 17 agustos gibi gunler yasatmamasini,
Yasanan REZILLIKLERI, bizlere bir daha yasatmamasini diliyorum...