Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #135 : Haziran 20, 2010, 02:20:34 ÖÖ » |
|
BİR ANKA KUŞU
Yüzlerce soğuk namlu Üzerime çevrildi. Yüzlerce demir tetik Aynı anda gerildi. Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular. Öpmeye kıyamadığın, Dal gibi oğlun yere serildi..
Üşüştü birer-birer Çakallar üzerime. Üşüştü dört bir yandan, Göğsüme, ciğerime. Anne, beni bir leş gibi Yiyip talan ettiler. Teşhis edilmem için, Parçamı koydular önüne...
Ben bu acılar ülkesinin İnsana reva görülen Bütün acılarını tattım. Aç yattım, ekmeğime sabır kattım. Beni milyon kere dövdüler üst-üste! Ben bu yolu, kendim seçtim anne, Ben ömrümü kendim kanattım...
Geceler tanır beni, Konarım, göçerim ben. Geceler tanır, kan damlar içerim ben. Anne, sen beni unut, karanlığın bağrında. Kırmızılar ekerim, Siyahlar biçerim ben..
Suçüstü yakalandım, Bölüşürken kalbimi. Suçüstü kelepçeyle yardılar bileğimi. Anne, ben diyar-diyar, umudun savaşçısı.. Bir tutam sevgi için Dağladım gözlerimi..
Prometheus'tum zincire vurulurken dağlarda, Ciğerimi kartallara yedirdim. Spartaküs'tüm köleliğin çığlığında, Arslanlara yem oldum, tükendim. Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum, Kerbela çölünde Hüseyin. Zindanlarda Cem Sultan, Sehpalarda Pir Sultan. Ve Madımak'ta otuzyedi can...
Kaçıncı yok oluşum, Kaçıncı var oluşum bu? Tanrılardan ateş çaldım Yüzyıllarca tutuştum, üst-üste yandım. Bir anka kuşu gibi anne, Bir anka kuşu gibi; Kendimi külümden yarattım..
Yusuf HAYALOĞLU
http://www.dailymotion.com/video/x4hhix_ahmet-kaya-bir-anka-kusu_music SEN YANMA DİYE
Ben çürümüş bir asayım Zindanlara yol eyledi dert beni Çarmıha gerilmiş bir İsa'yım Çivilere zapteyledi dert beni
Pir Sultan'ı darda gördüm Darağaca vur eyledi aşk beni Hacı Bektaş'ı kırda gördüm Bir ceylana pir eyledi aşk beni
Her yangına her ataşa Köz eyledi dert beni Bu dağlara bu yollara Toz eyledi aşk beni
Ben yanarım aşk için Ben yanarım gül için Bu ateş sönmesin diye Ben yanarım kim için Ben yanarım sen için Bari sen yanma diye
Ben yakılmış bir ozanım Yangınlara kül eyledi dert beni Kerbela çölünde bir Hüseyin'im Damla suya kul eyledi dert beni Ben Yunus'u nurda gördüm Dergahina gül eyledi aşk beni O Mecnun'u firarda gördüm Bir Leyla'ya deleyledi aşk beni
Kaynak: Kul Hüseyin Yöre: Orta Anadolu
http://www.dailymotion.com/video/x4j0ab_ahmet-kaya-sen-yanma-diye_music
|
|
« Son Düzenleme: Haziran 20, 2010, 02:46:41 ÖÖ Gönderen: Buny@S »
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #136 : Haziran 23, 2010, 07:23:13 ÖS » |
|
BİLSEYDİM BÜYÜMEZDİM
Acı veriyor bugünü yaşamak, bilseydim büyümezdim. Vefa var, sadakat gerçek ve aşk müspet sanırdım Kapılarımı her çalana açardım da, her kapıyı utanmadan ben çalardım. Tek başıma kaldım bu koca denizde, tek kürekli bir sandalda. ...İşte bir zamanlar ben böyleydim. Büyüdüm, öğrendim. Böyle değilmiş. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim. Aşk denen şeyin nasıl yok olduğunu gördüm. Namusun yok olduğunu, vefanın hiç olduğunu, ihanetin p**** olduğunu bildim. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim. Çünkü ben küçükken hiç ihanet denizinde yüzmezdim. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem oralarda gezmezdim. Dost denenin cellat olduğunu, güneşin mum ışığında solduğunu gördüm. Elinde kalbi, cebinde namusu, aklında sus pusu gördüm. Aşkını paraya tahvil edenleri, onurunu mezara gömenleri gördüm. Keşke görmez olaydım, çocuk kalaydım. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim. Beni nasıl kandırdıklarını gördüm, beni nasıl inandırdıklarını. Sadece gerçek benimmiş, en iyi onu gördüm. Göze kalem çeken acılar, akla zincir vuran yaralar gördüm Varlığını satan yoksullar, yokluğunu satan zenginler gördüm Keşke görmeseydim. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem görmezdim. Sabır emlakçılarını, ihanet şakşakçılarını gördüm. Arkadaşını sevenlerden daha makbul, sevgisini satanları gördüm. ‘Bizler’ ve ‘sizler’ diye bizi bölenlerin aslında ‘onlar’ olduklarını gördüm. Şikayete hakkım yok, sustum, tam ortasında durdum Yaşamak haram oldu, nefes alırken öldüm. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem ölmezdim.
Abdullah ÖZDOĞANhttp://www.facebook.com/video/video.php?v=1451990133892
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #137 : Temmuz 01, 2010, 08:22:01 ÖÖ » |
|
Senin Korkularını Benim İnceliğimi
Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte.
İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!
İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı, hüznün arması ayrılık.
O küçük ölüm!
Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.
Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından gidip ağzını yıkadığında başlamıştı. Ben bulutları gösterirken, “bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış, “Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı” türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş, Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip, “bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ” diye sorduğunda varacağı yere varmıştı çoktan.
Şimdi anlıyormusun gidişinin neden ayrılık olmadığını, bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu. Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını. Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında....
Ne mi yapacağım bundan sonra?
Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir yazmayacağım bir süre, Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye. Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Falcı kadınlara inanmayacağım artık. Trafik polislerine adres sormayacağım, Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye....
Ne yapacağımı sanıyorsun ki?
Tenin tenime bu kadar sinmişken, ömrüm azala azala önümden akarken, gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.. Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım. Şükrü Erbaş
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #138 : Temmuz 04, 2010, 11:54:52 ÖS » |
|
Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz. Çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği, aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı Gecelerde ve yalnız Vermeye az buldunuz yahut Vakit olmadı.
Behçet Necatigil
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #139 : Temmuz 08, 2010, 04:39:39 ÖS » |
|
Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi Çölde su,mahpusta gün,oruçta Ekmek gibi bekledim seni. Sense araya korkular koydun Yasaklar koydun Şimdi neredesin diye sorma! Sen çağırdın da ben gelmedim mi? Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara, Yağmurlu havalara,kasvetli akşamlara Sen varken, Bakıp iç çekmezdim tren istasyonlarına, Otobüs duraklarına Sen varken ayrılanlara ağlamazdım. Yıkılmazdım biten sevdaların ardından Gidenlere küsmezdim,kalanlara acımazdım Sen varken böyle üşümezdim,titremezdim. Masumdum,çocuklar gibi Böyle delirmezdim,küfretmezdim Hele ölmeyi hiç düşünmezdim Şimdi soruyorum sana Adı sevmekse bu cehennemin, Sen yaktın da ben yanmadım mı? Biliyorsun, Bütün acılarına "yeşil ışık" yaktım olmadı, Bütün korkularına "arka çıktım" olmadı, Dağlara merdiven dayadım, olmadı. Haziranôda Kar oldum yağdım avuçlarına,olmadı. Sevdim olmadı,yandım olmadı,taptım olmadı Artık benden pes! Bu aşkın biletini istediğin gibi kes! Nasılsa gidiyorsun Biliyorum,git! Ama ardında, Ağlayan bir çift göz, Paramparça bir yürek, Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan; Çek silahını daya sırtıma! Titrersem namerdim SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ? Ahmet Selçuk İlkan
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
serco96
Çavuş
Karma: +31/-11
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 83
|
|
« Yanıtla #140 : Temmuz 08, 2010, 10:15:24 ÖS » |
|
Sen benim “İmkansızımsın” demeseydin de,
“Seninle her imkansıza göğüs gererim” deseydin…
Belki tüm imkansızlıkları yok ederdim seninle…
Söylemedin ki…
Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim”
deseydin… Başka yüreklerde olsan da varlığını hissedebilirdim,
bana ait olan hep bende kalır diye… Söylemedin ki… “Senin için her zorlukla savaşırım” değil de; “Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin; İnanırdım yüreğinin sadece benim için çarptığına,
cesaretine… Söylemedin ki… “Sen olmadan yaşayamam” değil de, “Sensizlik diye bir şey yok; sen var olmasan da
benimlesin” deseydin… İnanırdım sevginin sonsuzluğuna, aşkın
sıcaklığına… Söylemedin ki… “Sen benim rüyamsın” değil de “Gerçekleşen rüyamsın” deseydin; Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende,
rüya olmaktan çıkarırdım bizi… Söylemedin ki… “Sen benim eş ruhumsun” değil de, “Sen aslında Bensin” deseydin… Yokluğunda bile devam ettirirdim sen olmayı,
kendimi unutmak olsa da sonu… Söylemedin ki… “Seni Seviyorum” değil de,
“Seni hep seveceğim” deseydin, Yalan da olsa sevgin, hiç dönmeyecek olsan da
inanırdım bana bir gün döneceğine… Beklerdim ömrümün sonuna kadar
gelmeyişlerini… Söylemedin ki…
|
|
|
Kayıtlı
|
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez.. (Hz.Mevlana)
|
|
|
serco96
Çavuş
Karma: +31/-11
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 83
|
|
« Yanıtla #141 : Temmuz 09, 2010, 02:32:05 ÖS » |
|
"Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayatlarda harap olmuşuz...
Biz seninle bir denizin iki aşık balığıyken, başka sularda yüzüp durmuşuz, başka kıyılara vurmuşuz."
Sevmenin tek başına bir aşka yetmediğine inanıp, düştün yollara; gittin ötelere.
O öteler, başka başkalarını ekledi yanına.
Ve biz seninle, bir elmanın iki yarısı sanarken bizi, ele avuca sığmaz bir kurtlara yenildik. Çürümüye terkederken sevdalı yanımızı, başkalarıyla avutmayı denedik varlığımızı.
Dahası beş para da etmedi sevda s/anıları...
Çizikler ve eziklerle doldurmaktan öte gidemedik içimizin en duygulu yanlarını.
Ve biz seninle, bir yaranın kabuğu sanarken bizi, iyileşecekken kanadık taa içerimizden. Bir türlü tutunamadık hücrelerimize. Hiç bir merhem iyi gelmedi bize..
Şimdi, Ne sen... Ne de ben... Tutunamıyoruz hayata...
Çünkü biz seninle Bir denizin iki aşık balığıyken, başka sularda yüzüp durmuşuz
Ve boğulmuşuz...
|
|
|
Kayıtlı
|
Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından birşey kaybetmez.. (Hz.Mevlana)
|
|
|
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #142 : Temmuz 09, 2010, 04:07:32 ÖS » |
|
KİMYADA AŞK ÇARPIYOR KALBİM HIZLA BELKİDE KÜKÜRT GAZLA SEVİYORUM SENİ BEN SÜLFİRİK ASİTTEN FAZLA SANA OLAN AŞKIMDA REAKSİYON VAR BENİM GEREKİRSE UĞRUNDA ELEKTRON VERİRİM SENDE İSTERSEN EĞER İYONİK BAĞ KURARIZ OLUMSUZ AŞKIMIZI ATOMLARLA NOKTALARIZ.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
bulgarıstan
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #143 : Temmuz 10, 2010, 11:37:47 ÖÖ » |
|
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #144 : Temmuz 11, 2010, 01:58:28 ÖÖ » |
|
Beni Anlayamazsin
Aramizda daglar var Aramizda uçurumlar Yaklasma yanilirsin Ben öldügümü bilirim Sen yasadigini sanirsin Kendini bilmeden daha Beni taniyamazsin...
Günlerim atese gebe Gecelerim sancili Varamadik sabaha Ben bir yumak dügüm dügüm Sen karmakarisik bir kördügüm Kendini çözmeden daha Beni anlayamazsin...
Ahmet Selçuk Ilkan
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
SmSERT
Er
Karma: +12/-33
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 30
|
|
« Yanıtla #145 : Temmuz 11, 2010, 04:33:55 ÖS » |
|
bunları okuyan olduğunu sanmıyorum.. Warsa helal olsn..
|
|
|
Kayıtlı
|
[img]http://www.kwpnet.com/resims/rihanna_20.jpg[/img
|
|
|
bulgarıstan
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #146 : Temmuz 11, 2010, 06:59:04 ÖS » |
|
4 tane sıır yolladık nesıne helal ya
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #147 : Temmuz 12, 2010, 11:00:06 ÖS » |
|
Uploaded with ImageShack.us
Mutlu Yıllar Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya. Rengârenk batan günü al karşına. Bir renk, de kendinden kat. Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak. Kapat gözlerini bir hikâye yarat. Vazgeçme hissedilir biraz, da sıcaklığını kat. Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut. Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt. Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama. Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver. Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana. Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.......
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
FIERRO
Er
Karma: +0/-0
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 0
|
|
« Yanıtla #148 : Temmuz 13, 2010, 12:09:45 ÖÖ » |
|
I regret that translations of Google does not allow me to understand I'd like to read his poetry in Spanish
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
hellboy80
Çavuş
Karma: +137/-165
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 69
|
|
« Yanıtla #149 : Temmuz 13, 2010, 02:18:47 ÖÖ » |
|
yazık yaw acıdım fierroya
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
|