Imperia Online Turkey  
Nisan 19, 2024, 06:16:38 ÖS *
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.
E-posta adresinize aktivasyon iletisi gelmediyse lütfen buraya tıklayın.

Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz
 
   Ana Sayfa   Yardım Ara Giriş Yap Kayıt  
Sayfa: 1 ... 7 8 [9] 10 11 ... 16   Aşağı git
  Yazdır  
Gönderen Konu: Sevdiğiniz şiirler...  (Okunma Sayısı 79213 defa)
0 Üye ve 2 Ziyaretçi konuyu incelemekte.
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
« Yanıtla #120 : Haziran 09, 2010, 05:08:57 ÖS »

BOYACI
pantolon paçalarıma attı ellerini
izin vermedim kızdı:
- dur evlat, dur!..
ben alışkınım, dedi.
ezildim, utandım kendimden
altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu
gecenin bir yarısıydı
yüzündeki çizgiler anlamlı
gülümseyerek sordu:
- memleket evlat
- samsun amca, dedim.
samsun…

konuşmak istemiyordum utancımdan
o başladı anlatmaya:
- üç oğlum var evlat
biri doktor, ikisi polis
doktor olan çok benziyor sana.
ayakkabılarımı boyuyordu
ve yaşı altmıştı
eziktim ve sordum:
- neredeler simdi?
- bilmem, dedi
gülerek,
- aramıyorlar beni, sormuyorlar
arada bir haberleri geliyor
iyiler ya, boş ver gerisini
değiştir evlat, değiştir, dedi.
vurdu ayağıma
- utanıyorlar benden
boyacıyım ya hani.
bir keresinde hastaneden kovdu beni
sana benzeyen,
doktor olan yani
pismiş üstüm başım, aldırmadı içeri
yıllar oldu görmedim hiçbirini.
boğazım düğümlendi yutkundum
- teyze yaşıyor mu amca, dedim?
- yaşıyor ya yaşıyor, dedi.
bak karşıda o da,
ördüğü patikleri satıyor.
döndüm gösterdiği tarafa
nur gibi yüzü
tombul elleriyle
patik örüyordu teyze
- Erzurumluyum evlat, dedi
dadaşım yani
yirmi yıldır yapıyorum bu işi
çocuklarımı ayakkabı boyayarak
okuttum ben…
sıktım dişlerimi
ve sordum:
- amca kızmıyor musun çocuklarına
baksalar ya size,
niye çalıştırıyorlar hala
gecenin bu yarısı terminallerde.
- bu hamur çok su götürür evlat
boş ver dedi boş ver,
değiştir hadi
hem sen arıyor musun ki babanı.
sustum…
- benim babam yok, dedim
küçükken ölmüş görmedim.
gülümsedi:
- anladım
sen ondan kızıyorsun benimkilere
- ne demek istedin amca, dedim.
altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu.
- benim babam da boyacıydı evlat, dedi
baba mesleği yani…
otuz sene oldu ben de görmedim babamı
öldü mü kaldı mı bilmiyorum
bu yüzdende onlara kızamıyorum
değiştir evlat, değiştir, dedi
utanarak vurdu ayağıma…
Kayıtlı
Boudicca
Er
*

Karma: +10/-48
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 5

ohaaa! daha neler...


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #121 : Haziran 09, 2010, 11:16:37 ÖS »

Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler
Kayıtlı
BornToWin
Bay X
Teğmen
***

Karma: +50/-120
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 229


Bazı konularda (!) hala 1 incisiniz.


Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #122 : Haziran 09, 2010, 11:21:42 ÖS »

Adam biliyo herkesin nankörlüğünü Grin
Kayıtlı

2 Şey Akıl Hafifliğini Gösterir. Söylenecek Yerde Susmak, Susacak Yerde Söylemek!
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #123 : Haziran 10, 2010, 12:45:58 ÖÖ »


Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin!

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktı r.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?' diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. . iki ucu keskin bıçaktır bu iş. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin, cezanda indirim sağlamaz.

Sen;'Senin için şunu yaptım' derken o;'şunu yapmadın' diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındı r. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. 'Peki o ne yaptı' deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. 'Acılara tutunarak' yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun,unuttun mu?Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi nedir, bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HİKMET RAN
« Son Düzenleme: Haziran 10, 2010, 12:50:32 ÖÖ Gönderen: Buny@S » Kayıtlı
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #124 : Haziran 10, 2010, 02:27:26 ÖÖ »



İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım



İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da

Hayli dolaşayım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah İle zarda
Ötmek İstiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da

Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuninin berbat haline
Mervanın elinde parelense de


Aşık Mahzuni Şerif
Kayıtlı
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
« Yanıtla #125 : Haziran 10, 2010, 05:53:28 ÖS »

Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler

rica ederim.  *rose*
Kayıtlı
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #126 : Haziran 13, 2010, 03:28:38 ÖS »



HERŞEYE SADECE SENİ YAZARIM

Bu şehirde olman vuslattır bana
Sevdanı tırnakla taşa yazarım
Nefesin nefese değdiği an'a
Bir ömür bitimsiz neşe yazarım

Kaf dağının ardı denilen yere
Sevmekten oluşan her aşk-ı tere
Bir uyku halinde hem de bin kere
Hayale yazarım düşe yazarım

Balığın yüzdüğü mavi denize
Çöllerde Mecnun'dan kalan her ize
Yıldızlı geceye parlak gündüze
Masallar Anka'sı kuşa yazarım

Güzellik adına çıkan seslere
Seslerin içinde olan eslere
Ömrümce aldığım tüm nefeslere
Abı hayat olan aş'a yazarım

Güz bitip mevsimler kışa girse de
Dökülen yapraklar hüzün verse de
Kalbimde niceler sona erse de
Ben seni her defa başa yazarım

Bir gün sen gidersen biter bu sihir
Kurur kalbimdeki ilham-ı nehir
Elim kral olsa kalem cevahir
Sonra ki tüm ömrü boşa yazarım

İHSAN TURHAN



http://www.facebook.com/video/video.php?v=107619309250188
« Son Düzenleme: Haziran 13, 2010, 03:31:31 ÖS Gönderen: Buny@S » Kayıtlı
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #127 : Haziran 14, 2010, 11:43:55 ÖS »



SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR
siyah gözlerine beni de götür
daha dokunmadan kurudu irem
çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşuşun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür


artık bu yerlere sığamıyorum
pembe uçurtmalar yollandığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asûdeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
erzurum garında banklar üstünde
uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor; ben kalıyorum

binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp sana
ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor; ben gidiyorum

bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların
korku tûfanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat, ayrılığın boynunu vursun

usul usul intizârı çürüten
bu hercai diken, bu çılgın arzu
sürüklüyor imkânsız muştuların
eşiğine gönül vâdilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefâsız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür
                                                   Nurullah Genç



http://www.facebook.com/video/video.php?v=1444152977968&ref=mf
Kayıtlı
freesoul
King of SouLs
Çavuş
**

Karma: +204/-42
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 75



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #128 : Haziran 15, 2010, 04:21:12 ÖS »

Herkesin elleri dert görmesin, aralıklarla hepsini okudum ve herkese teşekkürler. Bir tane de benden, kendimden, çooook eskilerden...

Aldım seni,
Taaa oraya çıkardım
Varamayacağım kadar uzak
Ulaşamayacağım kadar yüksek
Ve
Şimdi sen, bana
Oradan bakıyorsun......
Kayıtlı

Hayatta basit zevklerim vardır; herşeyin en iyisi....
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #129 : Haziran 15, 2010, 04:46:15 ÖS »




İstanbul Dedimde Seni Hatırladım

 İşte İstanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kederli tramvaylar
ve Galata Köprüsü’nden
telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimde
eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım
işte İstanbul
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları
tekir,barbunya,canım uskumru,levrek
işte İstanbul
kulaklarımda bir derin uğultu
hiç bitmeyecek
karşıda kızkulesi
gözleri yaşlı bir kadın gibi
ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah’a
caddelerinde başım dönüyordu
gecelerinde ağladım
İstanbul,o büyük şehir
o mahzun şehir
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Boğaz içinden bir vapur geçer
benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu
-Bebek, dediler indim
nereye baksam denizdi
mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında
işte İstanbul
Haliç,
Çiçek Pasajı,
Beyoğlu…
Beyoğlu’nun daracık sokaklarında seni aradım.
İçim ürpertilerle dolu,amansız korkularla
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN
Kayıtlı
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #130 : Haziran 15, 2010, 05:14:25 ÖS »



Gülümser

Yanı başlı bir sevda
Kuşkulu bir bekleyişle hükümlü
Gel desen bütün korkunç yargılar susacak
Katmerli günahlarda ezilecek zaman
Gel desen
Aşk anımsanmaz oysa
Yaşanır tıpkı şiirler gibi
Hep sen yüklü bir şarkı çalar kapımı ıslak akşamlarda
Kıskaç kıskaç daralır boğazımda gir diyemem
Yatılı bir yokluğun kalır içimde
Buruk ve sancılı
Sabah sabah sana bir şey söyleyeyimmi
Ben,ben oldum olası bir seni sevdim
Karaçam gözlerinin iz düşümü tam ortasında yüreğimin
Sevgilerim büyük olurdu
Evreni sığmazdı hasretliğim
Gel dinle beni
Ayrılığa yumukla yakınlaş biraz
Bir ilkindi sofrası dudaklarım sana kurudu
Tüm yargıları unut
Gel vede parçala yalnızlığı

Yoksa yoksa gelme dicem
Hep aynalarda kal dicem gülümser
Tutki usuma perçinlemişim seni
En ağır sevgilerle
Bakışların gözlerime günışığı neylersin
Bir şiirsin dilimde söküp atamadığım
En unuttuğum anda bile alıp başıma kaçışım sana
Kınadılar beni,kınadılar beni
Küfr etti anam doğurduğuna küfr etti

Yoksa yoksa gelme dicem
Hep böyle aynalarda kal dicem gülümser
Tutki otuz tonluk kantarlar tartmıyorlar yalnızlığımı
En sevdiğim antalyaya tokatlıyor ağıtları poyratça
Piri reis vapuruna yüklendi bu akşam liman dolusu umutlarım
Mersin açıklarında olacak sabaha
Seni arıyacak ve ben otel bonjurda gözlerini desenliycem duvarlara
Bakışlarında bir ikinci baharı yazacak takvimler
Yüreğimde, yüreğimde öyle büyüdükü hasretin ağrı dağı kadar

Öyle deme yar unutmak ne mümkün
Gözleri bağlı dolap atları gibi döndü durdu yokluğun
Dur diyen yok bilen yok gitti gelmez trenlerindeydi yetişini
Ogün bugündür küstümdü sokaklara kala kaldım kan bulanmış kuytularda
Yalnızlıklar bana ben sana aşina
Bir türlü alışamadım yok oluşuna

Haberin ola haberin ola
Beklentiler bulvarında sana deyin ne varsa silip süpürdü zaman
Bir bostan korkuluğu bedenim kaldı yitiversen devrilir
Bu yirminci şiir serkin tahta tabaklara işlemişim
Süzme balı dudaklarından taşan tüm anaçutkuları
Konya kaşıklarında asılı adı konmamaış sevdaların yaşmağa
Tüm güneyim tanığımdır
On şiir yazsam dokuzu seni anlatır

Kim ne derse desin
Adresimdir yüreğin
Herkes bilsin istiyorum
Sevmenin böylesini
Yoksa yoksa gelme dicem
Hep böyle kal dicem aynalarda gülümser
Tutki yüreğimi zor zapediyorum yokluğunda
Ellerine kavuşmasam bir bıçak kesimi kalıyorum zamanla
Bazen gelirsin düşlerime
Aynalara düşerdi güzelliğin safinaz
Bütün günahlarını kabulleniyorum Uzaktanda olsa
Gül biraz, gül biraz

Yunus YAŞAR







http://www.videoizlesen.com/bedirhan-gokce-gulumser-izle.html


Linkde sorun oldu sanırsam bir link daha ekliyorum

http://tr.netlog.com/go/explore/videos/videoid=tr-2920504
« Son Düzenleme: Haziran 15, 2010, 11:08:27 ÖS Gönderen: Buny@S » Kayıtlı
_LoNeSoMe_
BaybarS / muptiii ١٩٥٤
Teğmen
***

Karma: +53/-24
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 109



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #131 : Haziran 15, 2010, 10:38:53 ÖS »

eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim
o yaşamda
daha çok hata yapardım.
o kadar mükemmel olmaya çalışmazdım... daha çok dinlenirdim.
bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim.
o kadar temiz kalmazdım.
daha fazla riskler göze alır, daha çok gezer, daha çok günbatımı seyrederdim,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim
gitmediğim daha çok yere giderdim.
daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim.
daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu.
ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim.
elbette mutluluk anlarım da oldu.
ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu.
çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar...
"şimdi"yi sakın kaçırma.
ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim.
eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim.
eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim.
bilinmeyen daha çok yola sapar,
güneşin doğuşunu daha çok seyreder,
daha çok çocukla oynardım
yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı.
gel gör ki, işte 85 yaşındayım
ve biliyorum ki,
artık ölmekteyim....

        jorge luis borges
Kayıtlı

Doğruyu konuşmak için iki kişi gerekir: Doğru söyleyen ve doğru anlayan.
psefit
Er
*

Karma: +8/-23
Çevrimdışı Çevrimdışı

Mesaj Sayısı: 7



Üyelik Bilgileri
« Yanıtla #132 : Haziran 15, 2010, 10:56:10 ÖS »

tşkler
Kayıtlı

made in kayseri
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
« Yanıtla #133 : Haziran 16, 2010, 05:35:05 ÖS »

bir düşüm olmalı beni bağlayan
bir sözüm olmalı dert karalayan
elden ayaktan kesildigimde
bir kişi olmalı beni kaldıran

uçuruma düşmedi yüregim benim
hayata küsmedi kalememim benim
devran bir gün terse dönerse
göz yaşın olmalı kefilim benim. 
Kayıtlı
Buny@S
Ziyaretçi
« Yanıtla #134 : Haziran 18, 2010, 11:08:30 ÖS »



Keder Sana Yakışmıyor

Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli

Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahsun kederli değildin eskiden

Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karadı gözlerin
Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin
Şimdi neden yaşardı gözlerin
Hasta mısın, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar

Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
 

Victor Hugo


http://www.dailymotion.com/video/xdlnkf_keder-sana-yakimiyor-video-victor-h_music
Kayıtlı
Sayfa: 1 ... 7 8 [9] 10 11 ... 16   Yukarı git
  Yazdır  
 
Gitmek istediğiniz yer:  

MySQL Kullanıyor PHP Kullanıyor Powered by SMF 1.1.12 | SMF © 2006-2009, Simple Machines LLC XHTML 1.0 Uyumlu! CSS Uyumlu!