_-PapiTo-_
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #120 : Haziran 09, 2010, 05:08:57 ÖS » |
|
BOYACI pantolon paçalarıma attı ellerini izin vermedim kızdı: - dur evlat, dur!.. ben alışkınım, dedi. ezildim, utandım kendimden altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu gecenin bir yarısıydı yüzündeki çizgiler anlamlı gülümseyerek sordu: - memleket evlat - samsun amca, dedim. samsun…
konuşmak istemiyordum utancımdan o başladı anlatmaya: - üç oğlum var evlat biri doktor, ikisi polis doktor olan çok benziyor sana. ayakkabılarımı boyuyordu ve yaşı altmıştı eziktim ve sordum: - neredeler simdi? - bilmem, dedi gülerek, - aramıyorlar beni, sormuyorlar arada bir haberleri geliyor iyiler ya, boş ver gerisini değiştir evlat, değiştir, dedi. vurdu ayağıma - utanıyorlar benden boyacıyım ya hani. bir keresinde hastaneden kovdu beni sana benzeyen, doktor olan yani pismiş üstüm başım, aldırmadı içeri yıllar oldu görmedim hiçbirini. boğazım düğümlendi yutkundum - teyze yaşıyor mu amca, dedim? - yaşıyor ya yaşıyor, dedi. bak karşıda o da, ördüğü patikleri satıyor. döndüm gösterdiği tarafa nur gibi yüzü tombul elleriyle patik örüyordu teyze - Erzurumluyum evlat, dedi dadaşım yani yirmi yıldır yapıyorum bu işi çocuklarımı ayakkabı boyayarak okuttum ben… sıktım dişlerimi ve sordum: - amca kızmıyor musun çocuklarına baksalar ya size, niye çalıştırıyorlar hala gecenin bu yarısı terminallerde. - bu hamur çok su götürür evlat boş ver dedi boş ver, değiştir hadi hem sen arıyor musun ki babanı. sustum… - benim babam yok, dedim küçükken ölmüş görmedim. gülümsedi: - anladım sen ondan kızıyorsun benimkilere - ne demek istedin amca, dedim. altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu. - benim babam da boyacıydı evlat, dedi baba mesleği yani… otuz sene oldu ben de görmedim babamı öldü mü kaldı mı bilmiyorum bu yüzdende onlara kızamıyorum değiştir evlat, değiştir, dedi utanarak vurdu ayağıma…
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Boudicca
Er
Karma: +10/-48
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 5
ohaaa! daha neler...
|
|
« Yanıtla #121 : Haziran 09, 2010, 11:16:37 ÖS » |
|
Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
BornToWin
Bay X
Teğmen
Karma: +50/-120
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 229
Bazı konularda (!) hala 1 incisiniz.
|
|
« Yanıtla #122 : Haziran 09, 2010, 11:21:42 ÖS » |
|
Adam biliyo herkesin nankörlüğünü
|
|
|
Kayıtlı
|
2 Şey Akıl Hafifliğini Gösterir. Söylenecek Yerde Susmak, Susacak Yerde Söylemek!
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #123 : Haziran 10, 2010, 12:45:58 ÖÖ » |
|
Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin!
Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktı r.
Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?' diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. . iki ucu keskin bıçaktır bu iş. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin, cezanda indirim sağlamaz.
Sen;'Senin için şunu yaptım' derken o;'şunu yapmadın' diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındı r. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. 'Peki o ne yaptı' deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.
Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. 'Acılara tutunarak' yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun,unuttun mu?Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....
Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi nedir, bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...
NAZIM HİKMET RAN
|
|
« Son Düzenleme: Haziran 10, 2010, 12:50:32 ÖÖ Gönderen: Buny@S »
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #124 : Haziran 10, 2010, 02:27:26 ÖÖ » |
|
İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım
İşte gidiyorum çeşm-i siyahım Önümüze dağlar sıralansa da Sermayem derdimdir servetim ahım Karardıkça bahtım karalansa da
Hayli dolaşayım yüce dağlarda Dost beni bıraktı ah İle zarda Ötmek İstiyorum viran bağlarda Ayağıma cennet kiralansa da
Bağladım canımı zülfün teline Sen beni bıraktın elin diline Güldün Mahzuninin berbat haline Mervanın elinde parelense de
Aşık Mahzuni Şerif
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #125 : Haziran 10, 2010, 05:53:28 ÖS » |
|
Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler
rica ederim.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #126 : Haziran 13, 2010, 03:28:38 ÖS » |
|
HERŞEYE SADECE SENİ YAZARIM
Bu şehirde olman vuslattır bana Sevdanı tırnakla taşa yazarım Nefesin nefese değdiği an'a Bir ömür bitimsiz neşe yazarım
Kaf dağının ardı denilen yere Sevmekten oluşan her aşk-ı tere Bir uyku halinde hem de bin kere Hayale yazarım düşe yazarım
Balığın yüzdüğü mavi denize Çöllerde Mecnun'dan kalan her ize Yıldızlı geceye parlak gündüze Masallar Anka'sı kuşa yazarım
Güzellik adına çıkan seslere Seslerin içinde olan eslere Ömrümce aldığım tüm nefeslere Abı hayat olan aş'a yazarım
Güz bitip mevsimler kışa girse de Dökülen yapraklar hüzün verse de Kalbimde niceler sona erse de Ben seni her defa başa yazarım
Bir gün sen gidersen biter bu sihir Kurur kalbimdeki ilham-ı nehir Elim kral olsa kalem cevahir Sonra ki tüm ömrü boşa yazarım
İHSAN TURHAN http://www.facebook.com/video/video.php?v=107619309250188
|
|
« Son Düzenleme: Haziran 13, 2010, 03:31:31 ÖS Gönderen: Buny@S »
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #127 : Haziran 14, 2010, 11:43:55 ÖS » |
|
SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR siyah gözlerine beni de götür daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşuşun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür
artık bu yerlere sığamıyorum pembe uçurtmalar yollandığından beri sarardı tiryaki menekşeleri sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnaları yakalıyorum turnalar gidiyor; ben kalıyorum avareyim, asûdeyim, yorgunum bilmiyorum neden sana vurgunum erzurum garında banklar üstünde uyku tutmuyor karanlıkları yitik düşlerimi kovalıyorum gölgeler gidiyor; ben kalıyorum
binbir türlü kokuyorsa yaylalar siyah gözlerine beni de götür baharın koynundan koparıp sana ipek bir mendile sardığım yüreğimle şehzade gülleri gönderiyorum umutlar kalıyor; ben gidiyorum
bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini kaptanları sorgulayan yanından geçen küheylanların korku tûfanına yakalandığı siyah gözlerine beni de götür güneş ülkesinden gelen yiğitler benzeri olmayan bir dünya kursun cellat, ayrılığın boynunu vursun
usul usul intizârı çürüten bu hercai diken, bu çılgın arzu sürüklüyor imkânsız muştuların eşiğine gönül vâdilerini bir ağaçtan düşen yapraklar gibi düşüyorum tanyerine ya topla yaralı kırlangıçları ya da bu vefâsız şarkıyı bitir özgürlüğe giden tutsaklar gibi siyah gözlerine beni de götür Nurullah Gençhttp://www.facebook.com/video/video.php?v=1444152977968&ref=mf
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
freesoul
King of SouLs
Çavuş
Karma: +204/-42
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 75
|
|
« Yanıtla #128 : Haziran 15, 2010, 04:21:12 ÖS » |
|
Herkesin elleri dert görmesin, aralıklarla hepsini okudum ve herkese teşekkürler. Bir tane de benden, kendimden, çooook eskilerden...
Aldım seni, Taaa oraya çıkardım Varamayacağım kadar uzak Ulaşamayacağım kadar yüksek Ve Şimdi sen, bana Oradan bakıyorsun......
|
|
|
Kayıtlı
|
Hayatta basit zevklerim vardır; herşeyin en iyisi....
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #129 : Haziran 15, 2010, 04:46:15 ÖS » |
|
İstanbul Dedimde Seni Hatırladım
İşte İstanbul yorgun şehir işte canından bezmiş boğaz vapurları kederli tramvaylar ve Galata Köprüsü’nden telaşlı insanlar geçmektedir bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimde eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım işte İstanbul İstanbul dedim de seni hatırladım.
Balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları tekir,barbunya,canım uskumru,levrek işte İstanbul kulaklarımda bir derin uğultu hiç bitmeyecek karşıda kızkulesi gözleri yaşlı bir kadın gibi ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah’a caddelerinde başım dönüyordu gecelerinde ağladım İstanbul,o büyük şehir o mahzun şehir İstanbul dedim de seni hatırladım.
Boğaz içinden bir vapur geçer benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu -Bebek, dediler indim nereye baksam denizdi mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında işte İstanbul Haliç, Çiçek Pasajı, Beyoğlu… Beyoğlu’nun daracık sokaklarında seni aradım. İçim ürpertilerle dolu,amansız korkularla İstanbul dedim de seni hatırladım.
Ümit Yaşar OĞUZCAN
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #130 : Haziran 15, 2010, 05:14:25 ÖS » |
|
Gülümser
Yanı başlı bir sevda Kuşkulu bir bekleyişle hükümlü Gel desen bütün korkunç yargılar susacak Katmerli günahlarda ezilecek zaman Gel desen Aşk anımsanmaz oysa Yaşanır tıpkı şiirler gibi Hep sen yüklü bir şarkı çalar kapımı ıslak akşamlarda Kıskaç kıskaç daralır boğazımda gir diyemem Yatılı bir yokluğun kalır içimde Buruk ve sancılı Sabah sabah sana bir şey söyleyeyimmi Ben,ben oldum olası bir seni sevdim Karaçam gözlerinin iz düşümü tam ortasında yüreğimin Sevgilerim büyük olurdu Evreni sığmazdı hasretliğim Gel dinle beni Ayrılığa yumukla yakınlaş biraz Bir ilkindi sofrası dudaklarım sana kurudu Tüm yargıları unut Gel vede parçala yalnızlığı
Yoksa yoksa gelme dicem Hep aynalarda kal dicem gülümser Tutki usuma perçinlemişim seni En ağır sevgilerle Bakışların gözlerime günışığı neylersin Bir şiirsin dilimde söküp atamadığım En unuttuğum anda bile alıp başıma kaçışım sana Kınadılar beni,kınadılar beni Küfr etti anam doğurduğuna küfr etti
Yoksa yoksa gelme dicem Hep böyle aynalarda kal dicem gülümser Tutki otuz tonluk kantarlar tartmıyorlar yalnızlığımı En sevdiğim antalyaya tokatlıyor ağıtları poyratça Piri reis vapuruna yüklendi bu akşam liman dolusu umutlarım Mersin açıklarında olacak sabaha Seni arıyacak ve ben otel bonjurda gözlerini desenliycem duvarlara Bakışlarında bir ikinci baharı yazacak takvimler Yüreğimde, yüreğimde öyle büyüdükü hasretin ağrı dağı kadar
Öyle deme yar unutmak ne mümkün Gözleri bağlı dolap atları gibi döndü durdu yokluğun Dur diyen yok bilen yok gitti gelmez trenlerindeydi yetişini Ogün bugündür küstümdü sokaklara kala kaldım kan bulanmış kuytularda Yalnızlıklar bana ben sana aşina Bir türlü alışamadım yok oluşuna
Haberin ola haberin ola Beklentiler bulvarında sana deyin ne varsa silip süpürdü zaman Bir bostan korkuluğu bedenim kaldı yitiversen devrilir Bu yirminci şiir serkin tahta tabaklara işlemişim Süzme balı dudaklarından taşan tüm anaçutkuları Konya kaşıklarında asılı adı konmamaış sevdaların yaşmağa Tüm güneyim tanığımdır On şiir yazsam dokuzu seni anlatır
Kim ne derse desin Adresimdir yüreğin Herkes bilsin istiyorum Sevmenin böylesini Yoksa yoksa gelme dicem Hep böyle kal dicem aynalarda gülümser Tutki yüreğimi zor zapediyorum yokluğunda Ellerine kavuşmasam bir bıçak kesimi kalıyorum zamanla Bazen gelirsin düşlerime Aynalara düşerdi güzelliğin safinaz Bütün günahlarını kabulleniyorum Uzaktanda olsa Gül biraz, gül biraz
Yunus YAŞAR
http://www.videoizlesen.com/bedirhan-gokce-gulumser-izle.htmlLinkde sorun oldu sanırsam bir link daha ekliyorum http://tr.netlog.com/go/explore/videos/videoid=tr-2920504
|
|
« Son Düzenleme: Haziran 15, 2010, 11:08:27 ÖS Gönderen: Buny@S »
|
Kayıtlı
|
|
|
|
_LoNeSoMe_
BaybarS / muptiii ١٩٥٤
Teğmen
Karma: +53/-24
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 109
|
|
« Yanıtla #131 : Haziran 15, 2010, 10:38:53 ÖS » |
|
eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim o yaşamda daha çok hata yapardım. o kadar mükemmel olmaya çalışmazdım... daha çok dinlenirdim. bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim. o kadar temiz kalmazdım. daha fazla riskler göze alır, daha çok gezer, daha çok günbatımı seyrederdim, daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim gitmediğim daha çok yere giderdim. daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim. daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu. ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim. elbette mutluluk anlarım da oldu. ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu. çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar... "şimdi"yi sakın kaçırma. ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim. eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim. eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim. bilinmeyen daha çok yola sapar, güneşin doğuşunu daha çok seyreder, daha çok çocukla oynardım yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı. gel gör ki, işte 85 yaşındayım ve biliyorum ki, artık ölmekteyim....
jorge luis borges
|
|
|
Kayıtlı
|
Doğruyu konuşmak için iki kişi gerekir: Doğru söyleyen ve doğru anlayan.
|
|
|
psefit
Er
Karma: +8/-23
Çevrimdışı
Mesaj Sayısı: 7
|
|
« Yanıtla #132 : Haziran 15, 2010, 10:56:10 ÖS » |
|
tşkler
|
|
|
Kayıtlı
|
made in kayseri
|
|
|
_-PapiTo-_
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #133 : Haziran 16, 2010, 05:35:05 ÖS » |
|
bir düşüm olmalı beni bağlayan bir sözüm olmalı dert karalayan elden ayaktan kesildigimde bir kişi olmalı beni kaldıran
uçuruma düşmedi yüregim benim hayata küsmedi kalememim benim devran bir gün terse dönerse göz yaşın olmalı kefilim benim.
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
Buny@S
Ziyaretçi
|
|
« Yanıtla #134 : Haziran 18, 2010, 11:08:30 ÖS » |
|
Keder Sana Yakışmıyor
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli
Böyle mahsun kederli değildin eskiden Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi Baygın kokusuna anılarla beraber giden Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Ağlamaktan mı karadı gözlerin Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin Şimdi neden yaşardı gözlerin Hasta mısın, yorgun musun nen var Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz Keder sana yakışmıyor gül biraz Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
Victor Hugohttp://www.dailymotion.com/video/xdlnkf_keder-sana-yakimiyor-video-victor-h_music
|
|
|
Kayıtlı
|
|
|
|
|