Imperia Online Turkey  
Nisan 26, 2024, 04:31:06 ÖS *
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi.Lütfen giriş yapın veya kayıt olun.
E-posta adresinize aktivasyon iletisi gelmediyse lütfen buraya tıklayın.

Kullanıcı adınızı, parolanızı ve aktif kalma süresini giriniz
 
  Ana Sayfa Yardım Ara Giriş Yap Kayıt  
  İletileri Göster
Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 8
31  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: HADİ FIKRA ANLATALIM : Ekim 04, 2010, 05:36:10 ÖS
Bir fikrada ben anlatayim ama,
FORUM SAKINLERININ AFFINA SIGINARAK...  Lips Sealed

*******

Kadikoy Karakoy hattinda bir vapurda,
iki gundur tesadufen ayni seferde yanyana gelen iki kisiden biri, digerine sorar.

"Dostum. Ne is yapiyorsun..?"
Adam, "Ben INBEYIM" der ve o da sorar.
"Peki. Sen ne is yapiyorsun..?"
Oburu cevap verir. "Ben HIRSIZIM..."

Muhabbet koyulastiginda,
Biri INBELIGIN, digeri ise HIRSIZLIGIN inceliklerini ogrenmek adina,
Birbirlerinden ORNEKLEME isterler.

******
Hirsiz, onunde duran IRI KIYIM adamin cebinden cuzdanini, teryagindan kil ceker gibi alir ve
"Iste Hirsizlik budur" der...

Digeri, IRI KIYIM ADAMIN omuzuna dokunur ve "Bu adam senin cuzdanini caldi" der.

Daha sonra HIRSIZ' a donup,
"ISTE INBELIK BUDUR" der... Grin

 Grin Grin Grin
32  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: NERELİSİNİZ ? : Ekim 03, 2010, 10:49:08 ÖS
ben sevmem ama sana bi kıyak yaparım Grin
Wink gelirsem sana haber veririm.
50+50=100 ELAZIGLIYIZ GAKGOSUZ eval Allah....ülkemin güzel insanlarina slm lar olsun
her ilin iyi insanı kötü insanı vardır ama sen dahil tanıdığım tüm elazığlılar 4 * 4 lük insanlar...
33  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: NERELİSİNİZ ? : Ekim 03, 2010, 10:40:05 ÖS
KÂHTA'lıyım..
kahta nerenin ilçesi ? neyi meşhur ?

Tokat ile amasya arasında kalan Tokat a bağlı olan erbaa lıyım. erbaa neyiyle meşhur Tütünü ile meşhur birde burhan altıntopuyla Grin tokat ta pek bilinmez ama mahlep şarabıyla meşhur sadece tokatta bulunur başka şehirlerde satılan mahlep şarabı muhtemelen tokat a ait değildir Smiley
şu meşhur tokat kebabını bir tadamadımda ona yanıyorum(çok methini duydum). gelcem bir gün oralara inş. Wink
34  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: GÜLELİM HEMDE KATILA KATILA .... : Ekim 01, 2010, 02:42:00 ÖS
Arkadaşlar geçen diyar.. diyar9 da oyunun bitimine 2 ay kala 3 milyon puanlık 2 hesap şoyle bir sebepten dolayı ceza yedi (  8 ay önce iki oyun arasında ip çakışması olmuş ).... boyle bir sebepten dolayı 10 aylık emek nasıl heba edilir diye gülüp duruyorum ağlanacak halimize:D


senin aldığın ceza normal bizimkinin yanında Wink bizim hiç bir şekilde ıp çakışması yokken ceza verildi Grin hesabın biri düzcede biri samsundaydı *freak* benim hesap 2 gün ban yedi , arkadaşınki 1 sene ceza aldı *freak* ben hemen oyunu bıraktım tabi en fazla eyalet ve en iyi ekolu hesap olmasına rağmen Smiley 

dip not: cezayı aldığımda uluslar arası diyar 50 de net değerde askerim olmamasına rağmen 100 den fazla savunma yenilgime rağmen 1. sıradaydım. 
35  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: mutlaka oku ! : Eylül 30, 2010, 05:08:53 ÖS
+ çok güzel bir konuya değindin ercan umarım herkez gereken vazifeyi cıkarır.
umarım dostum   Smiley
36  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: İSTANBUL'UN FETHİ MUCİZESİ : Eylül 29, 2010, 11:47:35 ÖS
*hmm*  *suicide*
açıkçası fragman çok daha iyi olabilirdi ... bir çağı kapatıp diğer çağı açan bu inanılmaz devasa ve destansı savaşın fragmanını izlerken titreşime girmeyi bekliyordum açıkçası... benide biraz hayal kırıklığına uğratmadı değil. umarım gösterime girdiğinde yanılırız.

benim fikrim; gerekirse parası gönüllülerden toplansın herkes atası için bişeyler yapsın,

geçmişini bilmeyenin geleceği karanlıktır...
37  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: İSTANBUL'UN FETHİ MUCİZESİ : Eylül 29, 2010, 05:58:40 ÖS

yapimi devam ediyor halen 1453 yaz cikiyor fragmani

anlamlı bir paylaşım,inşallah şanlı soyumuzun devamı da hayırlara vesile olur ne diyeyim  Smiley
Güzel paylaşım. (+)
sizde sağ olun  *rose*

filmin fragmanı:

http://www.izlesene.com/video/sinema-fetih-1453-fragman/1100018
38  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: Minicik ve Güzel Bir Öykü... ;) : Eylül 29, 2010, 05:39:44 ÖS
Japonya'da bir çocuk 10 yaşlarındayken bir trafik kazası geçirmiş ve sol kolunu kaybetmiş. Oysa çocuğun büyük bir ideali varmış. Büyüyünce iyi bir judo ustası olmak istiyormuş. Sol kolunu kaybetmesiyle bu hayali de yıkılan çocuğun babası, Japonya'nın ünlü bir Judo ustasına giderek yardım istemiş. Usta ertesi günden itibaren tam on yıl boyunca çocuğa tek bir hareket öğretmiş ve her gün bu hareketi çalışmasını istemiş.

Çocuk zaman zaman hocasının yanına gitmiş. "Bu hareketi öğrendim başka hareket göstermeyecek misiniz" diye sormuş. Hocanın cevabı “Sen aynı hareketi çalış oğlum. Zamanı gelince yeni harekete geçeriz” olmuş. 2 yıl, 3 yıl, 5 yıl derken çocuk judodaki 10’uncu yılını doldurmuş. Bir gün hocası yanına gelip “Hazır ol" demiş "Seni büyük turnuvaya yazdırdım. Yarın maça çıkacaksın." Delikanlı şaşırmış. Hem sol kolu yok hem de judoda bildiği tek hareket var... Ünlü judocuların katıldığı turnuvada hiçbir şansının olmayacağını düşünmüş ama hocasına saygısından ses çıkarmamış. Delikanlı ilk müsabakasına çıkmış.
Rakibine bildiği tek hareketi yapmış ve kazanmış. İkinci, üçüncü maç, çeyrek final, yarı final derken final maçına çıkmış. Maç başlamış. Delikanlı yine bildiği o tek hareketi yapmış. Rakibini yenmiş ve şampiyon olmuş. Kupayı aldıktan sonra hocasının yanına koşmuş ve “Hocam nasıl oldu bu iş? Benim bir kolum yok ve bildiğim tek bir hareket var. Nasıl oldu da ben kazandım” diye sormuş. Hocası da “Bak oğlum, 10 yıldır o hareketi çalışıyordun. O kadar çok çalıştın k artık yeryüzünde o hareketi senden daha iyi yapan hiç kimse yok. Bu bir, ikincisi de o hareketin tek bir karşı hareketi vardır. Onun için de rakibinin senin sol kolundan tutması gerekir” demiş.

Bazen farkına varmasak da eksik gördüğümüz taraflarımız aynı zamanda en güçlü taraflarımız olabilir. Ama yeter ki bu eksiklik zihinlerde olmasın!
güzel hikaye cansu  *rose*
39  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: mutlaka oku ! : Eylül 29, 2010, 12:32:05 ÖS
cidden güzelmiş eline sağlık ...
konunun verdiği mesaj önemli zaten..anlayana kardeşim, ellerine sağlık güzeldi *rose*
*rose* teşekkürler.
40  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / mutlaka oku ! : Eylül 29, 2010, 10:49:14 ÖÖ
    Adamın biri artık karısının eskisi kadar iyi duymadığından korkuyormuş ve karısının işitme cihazına ihtiyaç duyduğunu düşünüyormuş.Ona nasıl yaklaşması gerektiğinden emin değilmiş.

Bu durumu konuşmak icin aile doktorunu aramış; doktor adamın karısının ne kadar duyduğunu anlayabilmesi için basit bir yöntem önermiş.

"Yapacağın şey su, karından 40 adım ileride dur, normal bir konuşma tonuyla bir şeyler söyle; eğer duymazsa 30 adım ilerisinde aynı şeyi tekrarla, sonra 20 adım; cevap alana kadar aynı şeyi tekrarla

"O aksam karısı mutfakta akşam yemeğini hazırlarken adam işlemi uygulamaya koymuş.

40 adım uzaklıktan karısına normal bir konuşma tonuyla seslenmiş

"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"

Cevap yok Mutfağa biraz yaklaşmış. Mesafeyi 30 adıma indirmiş ve soruyu tekrarlamış

"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"

Gene cevap yok Mutfağa biraz daha yaklaşmış, mesafe 20 adım ve tekrar sormuş

"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"

Hala cevap yok Adam mutfağın kapısına gelmiş artık mesafe iyice azalmış ve soruyu tekrarlamış

"Hayatım bu akşam yemekte ne var?"

Gene cevap alamamış Bu sefer karısına iyice yaklaşmıs ve aynı soruyu tekrar sormuş

"Hayatım bu aksam yemekte ne var?"

"Hayatım beşinci kez söylüyorum, Tavuk"

Hikayenin ana fikri :Belki de genelde düşündüğümüz gibi problem daima karşımızdaki kişilerde olmayabilir. Problemlerin sebebini birazda kendimizde aramalıyız...  Wink
41  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: vasiyet : Eylül 29, 2010, 07:49:04 ÖÖ
Hikaye güzel ama matematiksel olarak tamamen yanlış. Smiley 17 nin 9'da 1'i,  2 yapmadığı gibi yarısıda 9 yapmaz. Smiley Sonuçta babaları 17 nin yarısı,  3 te 1 i,   9 da 1i diyor. Smiley
işte bu yüzden konunun ne verdiğini hikayenin sonunda yazmadım. isteyen istediğini çıkarsın diye  Wink sende bu hikayeden bunu çıkardın  Grin  herkes kendi hayat penceresinden bakıyor , ne güzel  Smiley  +

Bir adam sabah yürürken ilginç bir cenaze kafilesi farkeder; önde giden köpekli bir adam, arkasında iki tabut ve tek sıra olmuş yaklaşık 200 adam. Tuhafına gider. Kafilenin başındaki adam kuşkusuz cenazenin sahibidir, yanına yaklaşır ve sorar: - "Beyefendi, bu acılı gününüzde hatırlatmak istemem ama ölenler neyiniz oluyor?" Adam yanıtlar: - "Öndeki karım arkadaki de kayınvalidem." - "Vah vah; başınız sağolsun. Nasıl oldu?" - "Köpeğim karıma saldırıp öldürmüş. Kayınvalidem de karıma yardıma gelmiş onu da öldürmüş." Adam biraz düşündükten sonra sorar: - "Beyefendi kopeğinizi ödünç alabilir miyim?" - "Sıraya geç..."
ben almayayım , kaynanam bir melek  Grin
42  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / vasiyet : Eylül 28, 2010, 02:00:14 ÖS
    Ölmek üzere olan yaşlı bir baba, yatağının başına üç oğlunu çağırarak onlara vasiyette bulunur:
 Oğullarım, ben ölünce, birbirinize düşmemeniz için, size sahibi olduğum 17 deveyi paylaştırmak istiyorum. Miras olarak develerin yarısını büyük oğluma, üçte birini ortancaya, dokuzda birini ise küçük oğluma bırakıyorum.

Babalarının ölümünden sonra, mirası babalarının vasiyeti uyarınca paylaşmak üzere kardeşler bir araya gelirler. Fakat bir türlü işin içinden çıkamazlar. Mirası babalarının istediği gibi pay edemezler. Çünkü 17 sayısı ne ikiye, ne üçe, ne de dokuza bölünebilir.
 Bu işin üstesinden ancak köyün tecrübe ehli, yaşlı bilgesi gelir, diye düşünüp ona giderek danışırlar.

Bilge kişi;
 Benim bir devem var, onu da alıp yeniden hesap yapın, der. Bu cömertliğe çok şaşıran oğullar, 18 deveyi pay etmeye girişirler. Önce ikiye bölerler, büyük oğul 9 develik payını alır. Sonra üçe bölerler, çıkan 6 deveyi de ortanca oğul alır. Daha sonra dokuza böldüklerinde 2 deveyi de küçük oğul alır. Ama, bütün develeri paylaştıktan sonra ortada fazladan bir deve kalır yine ...
Oğullar bu duruma da bir çözüm getirmesi için yeniden yaşlı bilgeye başvururlar. Bilge kişi güler ve :
  -İyi öyleyse, der. Sorununuz çözümlendiğine göre ben de devemi geri alabilirim artık....
43  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Sorular / Ynt: savunma ordusunda moral : Eylül 27, 2010, 07:05:21 ÖS
savunmada sadece lidersen +10 moral bonusu ile savaşabilirsin. lider değilsen moralin her zaman sabit 100  Wink
44  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / Ynt: İSTANBUL'UN FETHİ MUCİZESİ : Eylül 27, 2010, 07:02:43 ÖS
abi cok güzel bir konuya deginmisin ellerine saglik....artik 1453 filmi ciksada izlesek umarim güzel bir sekilde yapmislardir....necip fazil kisakürek ne diyor üstad Şimdi FATİH kalksa mezarından, ne ben onu tanırım ne o beni tanır.. Ama İstanbul'u Bizanslılar almış deyip bir daha savaşır...
sprinter emeğine sağlık çok güzeldi...espena son cümlen harikaydı *bravo* *bravo*
sizlerde sağolun  *rose* 
 oldum olası tarihsel ve destansı filmleri ilgiyle izliyorum . fakat çok acı ki dünyanın bana göre gelmiş geçmiş en büyük destanı İSTANBUL'UN FETHİ ni anlatan kaliteli bir film maalesef yapılamadı...
45  IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları / Genel sohbet / İSTANBUL'UN FETHİ MUCİZESİ : Eylül 27, 2010, 08:57:09 ÖÖ
Bugüne kadar İstanbul'un fethiyle ilgili birçok kitap ve makale okuduk. İstanbul'un Fethi'nin manevî yönü ve Hz. Peygamber’in 800 yıl sonra gerçekleşen mucizesi üzerinde duracağız. İstanbul'un fethi için ne gibi hazırlıklar yapıldı? Savaşa katılan ordu kaç kişiydi? Kuşatma kaç gün sürdü? Savaş sonunda iki tarafın kayıpları nelerdi? Fethin sonucu dünyayı nasıl etkiledi? gibi son derece önemli olan soruların, konunun uzmanı tarihçiler tarafından cevaplandırılması gerektiğine inanıyorum.

Allah Teâlâ Hazretleri, Peygamberimize Mekke başta olmak üzere bir çok şehri ve ülkeyi fetih yoluyla vereceğini vadetmiştir. (Fetih, 1-3, Kasas, 85; Saf, 13, Nasr, 1-3). Allah vadinden asla dönmez. Vadettiği gibi Mekke ve Taif başta olmak üzere birçok beldeyi vererek, Peygamber’ini ''şanlı bir zaferle” desteklemiştir.(Fetih, 3) Nitekim Hz. Peygamber’in 10 yılık Medine döneminden sonra, İslâm yaklaşık olarak iki milyon kilometrekarelik bir alana yayılmıştı.

Hz. Peygamber’in çağrısını durdurmak ve güya İslâmı boğmak için çalışan güçlerin başında Bizans geliyordu. Hicretten sonra meydana gelen Mute ve Tebuk savaşlarında bu düşmanlıklarını iyice açığa vurmuşlar ve müslümanlarla savaşmışlardı. Hz. Peygamber yanında bulunan müslümanlara, Bizansın bir gün mutlaka yıkılacağını ve Bizansın kalbi konumundaki İstanbul'un müslümanlar tarafından fethedileceğini haber vererek şöyle buyurmuştur:

“İstanbul (Konstantinepolis) muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” (Feth-ül Kebir, c. 2, s. 9.)

Hz. Peygamber’in, İstanbul'un fethedileceğine dair verdiği müjde ile ilgili bir haber de şöyledir:

Ümm-i Haram (Bint-i Milhan) radıyallahu anha'nın rivayetine göre Ümmi Haram, Peygamberimiz (s.a.s.)’in:

“Ümmetimden denizde gaza eden ilk muharipler, cennete girmeyi hak etmişlerdir”, dediğini işitmiştir. Ümmi Haram demiştir ki; ben de: Ya Resûlüllah! Ben bunların içinde miyim? diye sordum. Resûlüllah: “Sen onların arasında (cennete gidecek bir şehid)sın!” diye cevap verdi. Ümmi Haram, bundan sonra Resûlüllah:

“...Ümmetimden Kayser'in, (Doğu Roma İmparatorluğu'nun merkezi olan İstanbul) şehrine gaza eden ilk muharipler için de bağışlanma vardır”, buyurarak şöyle dedi:

“Ümmetimden bir kısmının padişahların tahtlarına kuruldukları gibi (kara nakliyeleri üstünde) ihtişamlı bir şekilde gazaya gittikleri bana gösterildi.” (İstanbul'un fethine işaret edilmiştir.) Ben bunların içinde miyim ya Resûlüllah? diye sordum. Resûlüllah:

“Hayır! Sen öncekilerdensin” diye cevap verdi. (Sahih-i Buhârî, c. 8, s, 337. Hadis No : 1231)

Asırlar ötesinden hedef olarak gösterilen İstanbul'u fethetmek ve Hz. Peygamber’in müjdesine nâil olmak için, müslümanlar 821 yıl belli aralıklarla seferler düzenlemişler, savaş âletleri icat etmişler, gemiler yapmışlar ve bu alanda büyük bir gayret göstermişlerdir.

Peygamber Efendimiz’in övdüğü komutan olma şerefine Fatih Sultan Mehmet Han, övdüğü ordu olma şerefine de Müslüman-Türk ordusu nail olmuştur. Bu yeryüzündeki şereflerin en büyüğüdür.

HZ. PEYGAMBER’İN HENDEK SAVAŞI’NDA VERDİĞİ MÜJDE!

Hendek savaşında Medine'nin savunulması için şehrin kenarına derin çukurlar açılmasına karar verilmişti. Cabir (r.a.)’ in rivayetine göre, hendek kazılırken pek sert bir kayaya rastlanmıştı. Taşı kırmak için herkes bütün kuvvetini sarf etmiş, fakat hiç kimse onu kıramamıştı. Durum Peygamberimize bildirildi. Hz. Peygamber, karnına bir taş parçası sarılı olarak yerinden kalktı ve sivri balyozunu eline alarak hendeğe indi. Balyozu kayaya vurunca, o sert kaya kum gibi dağıldı. (Sahih-i Buhâri, c. 10, s. 213, Hadis No: 1588)

Peygamberimiz taşa ilk vuruşta Kayser(Bizans)in sarayını, ikincisinde Kisra (İran)’nın sarayını, üçüncüsünde de San'a (Yemen) nın saraylarını gördüğünü ve bu memleketlerin müslümanların eline geçeceğini müjdeledi.

Kur’an-ı Kerim'in Ahzab Suresi'nin 9-20. ayetleri arasında Hendek Savaşı'yla ilgili olaylar anlatılmaktadır. Ahzab Suresi'nin 12. ayetinde, ''Ve o zaman münafıklar ile kalbinde hastalık bulunanlar, meğer Allah ve Resûlü bize sadece kuru vaatte bulunmuş, diyorlardı'' buyrulmaktadır.

Peygamber Efendimiz hendekteki kayayı parçalarken Bizans, İran ve Yemen'in fethedileceğini müjdeleyince, Muaatib İbn-i Kuşeyr, ''Muhammed bize İran'ın ve Bizans'ın saraylarını vadediyor, onları alacağımızı söylüyor. Halbuki biz kendi şehrimizi bile savunacak durumda değiliz. Korkudan hendek kazıyoruz'' demişti. (Sahih-i Buhârî, c.10, s. 218, 1589 no'lu hadisin izahı)

İşte bu söz üzerine yukarıdaki ayet nazil olmuştur.

Bugün imtihan sırası bizlerdedir. Bir topluluğun sayıca az olması, elindeki imkânları kısıtlı olması, insanların değişik sebeplerle ilgi göstermemeleri, o topluluğun zafer kazanamayacağı anlamına gelmez. Zaferi veren Allah'tır.

Nitekim Hz. Peygamberin müjdesini verdiği Bizans İmparatorluğu'nun başşehri İstanbul, Fatih ve ordusu tarafından fethedilerek İslâm diyarı haline getirilmiştir.

İstanbul'un fethini, sadece bir şehrin zaptedilmesi olarak değerlendirmek doğru değlldir.

İstanbul'un fethi, imanın küfre, adaletin zulme, ilmin cehalete, hoşgörünün kabalığa galip gelmesidir.

İstanbul'un fethiyle, Osmanlı Devleti bir cihan devleti olmuştur. Osmanlı medeniyetinin temelleri fetihle birlikte atılmıştır. Bu muhteşem medeniyetin ışıkları asırlarca dünyanın gözünü kamaştırmıştır.
 Ne mutlu İstanbul'un fethinin sırrına erenlere...
Sayfa: 1 2 [3] 4 5 ... 8
MySQL Kullanıyor PHP Kullanıyor Powered by SMF 1.1.12 | SMF © 2006-2009, Simple Machines LLC XHTML 1.0 Uyumlu! CSS Uyumlu!