Konu Başlığı: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Styks üzerinde Mayıs 15, 2009, 12:03:25 ÖÖ Herşey sende gizli...
Yerin seni çektiği kadar ağırsın Kanatların çırpındığı kadar hafif.. Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç… Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü.. Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin.. Yaşadıklarını kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün.. Gülebildiğin kadar mutlusun Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin.. İşte budur hayat! İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun Çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin kadar sevilirsin… Can yücel Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksin... Sokağa fırlayacaksın... Sokaklar da dar gelecek... Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldigi gibi... Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü... Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar küçüleceksin... Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan... "Önemli olan saglik." "Yaşamak güzel." "Boş ver, her şey unutulur." Sen hiçbirini duymayacaksin... Göz yaşlarindan etrafı göremez hale geleceksin... Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek isteyecek kadar çok seveceksin... Hep ondan bahsetmek isteyeceksin... "Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksin... Yalnız kalmak isteyeceksin... Hem de kalabaliklarin arasında kaybolmak... Ikisi de yetmeyecek... Geçmişi düşüneceksin... Neredeyse dakika dakika... Ama kötüleri atlayarak... Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin... Gittigin yerlere gitmek... Bu sana hiç iyi gelmeyecek... Ama bile bile yapacaksin... Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini söylese, kaçacaksin... Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin... Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek isteyeceksin.... Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin... Herkesi ona benzetip... Kimseyi onun yerine koyamayacaksin... Hiçbir şey oyalamayacak seni... Ilaçlara sığınacaksın... Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu unutturmayan. Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan seyrettiren... Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi gelecek... Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin... Uyumak zor, uyanmak kolay olacak... Sabahi iple çekeceksin... Bazen de "Hiç günes doğmasa" diyeceksin... Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler... Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin... Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin ... Nafile... Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek... Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin... Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini fark edeceksin... Telefonun çalmasini bekleyeceksin... Aramayacagini bile bile... Her çaldiginda yüregin ağzına gelecek... Ağlamakli konuşacaksın arayanlarla... Yüreğin burkulacak... Canın yanacak... Bir daha sevmemeye yemin edeceksin... Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden... Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın... Defalarca aradığı günlerin kiymetini bilmedigin için kendinden nefret edeceksin... Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin... Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip yerleşmek... Ama bir umut... Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu... Bu umut seni gitmekten alıkoyacak... Gel gitler içinde yasayacaksın... Buna yaşamak denirse... Razı mısın bütün bunlara...? Hazir mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...? O halde aşık olabilirsin CAN DÜNDAR Sizin ? Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Mayıs 15, 2009, 12:55:00 ÖÖ MEMLEKET İSTERİM
Memleket isterim Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun; Kuşların çiçeklerin diyarı olsun. Memleket isterim Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun; Kardeş kavgasına bir nihayet olsun. Memleket isterim Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun; Kış günü herkesin evi barkı olsun. Memleket isterim Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun; Olursa bir şikâyet ölümden olsun. Cahit Sıtkı TARANCI KALBİM Kalbim Neden hep olmazlarda Neden hep çıkmaz sokaklarda Kalbim Dayanmak artık kolay değil Bırakacak gibisin yarı yolda Sevdin olmadı Bir dünya istedin kardeşçe Olamadı Fikret KIZILOK MIRILDANDIKLARIM Kırdın mı incittin mi birilerini Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler? Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda? Yeniden düşünmeliyim Dostluklarımı, ilişkilerimi Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı Yitirdim mi yoksa masumiyetimi? Borçlarımı ödedim mi? Doğru seçtim mi soruların fiillerini? Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış, Giysilerim ütülü, odam düzenli mi? Geri verdim mi aldıklarımı: Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları, Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi? Yokladım mı duygularımı Hâlâ sevebiliyor muyum insanları? Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma Ovmalı umutları Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar Gece telefonları, ıssız konuşmalar Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey O kadar çok anlattım ki Kendime kaldım anlatmaktan... Bunaldım kendisiyle boğuşmasını Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan, Ofset duyarlılıklardan Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum 'İçtenliğin' ya da 'dünya görüşünün' kirletmediği Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar Hâlâ bir umut var mıdır Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz Sadece rüzgârlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim Senin ve benim , yani bizim için... Murathan MUNGAN GEÇEN ZAMAN Hiç olmazsa unutmamak isterdim. Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar... Yalnız bırakmayın beni hatıralar. Az yanımda kal çocukluğum, Temiz yürekli uysal çocukluğum... Ah, ümit dolu gençliğim, İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgilim... -Doğduğum ev. Rahatlıyacak içim duysam Bir tek kapının sesini. Arıyorum aklımda bir ninni bestesini... Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler. Güneş, getir bir bayram sabahını. Açılın açılın tekrar Çocuk dizlerimdeki yaralar, Hepiniz benimsiniz: Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar... Yalnız hatırlamak hatırlamak istiyorum Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün, Rengine doymadığım o sema, Ahengine kanmadığım ırmak. Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum? Neler geçmişti aklımdan, Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm? Ah nasıldı yaşamak? Ziya Osman SABA Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Mayıs 15, 2009, 06:48:34 ÖÖ yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak, havaları boydan boya yarıp ikiye karanlığın gözüne bakarak yürümek.. yürümek; dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup, kelleni orta yere yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek .. yürümek; yolunda pusuya yattıklarını, arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek .. yürümek; yürekten gülerekten yürümek ... NAZIM HİKMET Benim düşlerimin içinde O uyuyordu,duyuyordum. Ben bir uykusunda onun, Bir düş'ünde bulundum... Uyuyordu,duyuyordu, Avundum. II Benim düşlerimin içinde O uyumuyordu,biliyordum. Ben ne bir uykusunda onun, Ne de bir düş'ünde bulundum... Bulunsaydım, Vururdum.... (Özdemir Asaf)sanırım *SCRATCH* Korku dağlarının yürekçisi, Olum denizlerinin kürekçisi; Öyle suskun oturuyor şişesinin basında, İçtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi, Onu kirmiş olmalı yaşamında birisi. Dinledikçe susması, düşündükçe susması... Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi, Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası. (Özdemir Asaf) Bir cam, Aldanmış, Kendini ayna sanmış (Özdemir Asaf ) *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: c4nsu üzerinde Mayıs 16, 2009, 07:55:00 ÖÖ Akıl Gözü
seni bulmakdan önce aramak isterim seni sevmekten önce anlamak isterim seni bir yaşam boyu bitirmek değil de, sana hep hep yeniden başlamak isterim ÖZDEMİR ASAF O AKŞAM Ceviz kırıyorlar, bakıyorum; Kabuğunu kırıyorlar cevizin. Ceviz çıkıyor.. Sonra oyunlarına dalıyor çocuklar. Ben de bir ceviz alıyorum Cevizlerin içinden. Deniz çıkıyor benim cevizimden, Açılıyorum. Gidiyorum o ceviz kabuğunda, Çocukluğumun oyunsuz bahçelerinden. Bir akşam o çocuk oyununda Alnıma yazılan o hüzün denizinden. ÖZDEMİR ASAF Özdemir Asaf ı çok severim uzun süredir şiir okumuyorum kaptırdım kendimi romanlara hatırladıklarım bunlar =) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: akpiyanist üzerinde Mayıs 17, 2009, 10:21:30 ÖS MUSTAFA KEMAL
dağ başını efkâr almış gümüş dere durmaz ağlar gözyaşından kana kesmiş gözlerim ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar ağlar ağlar cihan ağlar mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür altmış üç ilimiz altmış üç yetim yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer her geçen seni bizden parça parça götürür mustafa'm mustafa kemal'im diz dövdüm gözlerim şavkı aktı sakarya'nın suyuna sakarya'nın suları nâmın söyleşir hemşehrim sakarya öksüz sakarya ankara'dan uçan kuşlar kemal'im der günler günü çağrışır kahrolur bulutlara karışır gök bulut yaşmak bulut uca dağlar dev boyunlu morca dağlar divan durmuş bekleşir mustafa'm mustafa kemal'im nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin şol yüzünde güneş südü sıcaklık ellerinden öperim mustafa kemal senin dalın yaprağın biz senin fidanların biz bunları yapmadık sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal elsiz ayaksız bir yeşil yılan yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal hani bir vakitler kubilay'ı kestiler çün buyurdun kesenleri astılar sen uyudun asılanlar dirildi mustafa'm mustafa kemal'im karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor bu gece kıyamet gecesi bu vapur bandırma vapuru yattığı yer nur olsun mustafa kemal ben ölümden korkmam diyor korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu değirmen döndü dolandı yıllar oldu bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir o bize öğretmedi kazan kaldırmasını günahı vebali öğretenin boynuna erdirip oldurana ana avrat sövmesini yüreğim kırıldı kanım kurudu var git karadeniz var git başımdan mızıka çalındı düğün mü sandın bir yol koyup gideni gelir mi sandın mustafa'm mustafa kemal'im ankara'nın taşına bak tut ki baktım uzar gider efkârım çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım gözlerimin yaşına bak ankara kalesi'nde rasattepe'de bir akça şahan gezer dolanır yaşın yaşın mezarını aranır şu dünyanın işine bak mustafa'm mustafa kemal'im Attila İLHAN (Kendi sesinden dinlemenizi tavsiye ederim) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fnrbhce üzerinde Mayıs 18, 2009, 06:14:43 ÖÖ Sevipte Ne bulduk İçipte Ne OLduk Severken İsyankar İçerken Sarhoş Olduk Ask Dedik Sevda Dedik Sevilmeden Sevkat Bekledik Vurgun Yedik İsyan Ettik Hayatı Kendimize Zehir Ettik Ve Sonunda Anladıkki Biz Ne Ettiysek Kendimize Ettik Çünkü Biz Karşılıksız Sevdik
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: akpiyanist üzerinde Mayıs 18, 2009, 10:52:34 ÖÖ Sevipte Ne bulduk İçipte Ne OLduk Severken İsyankar İçerken Sarhoş Olduk Ask Dedik Sevda Dedik Sevilmeden Sevkat Bekledik Vurgun Yedik İsyan Ettik Hayatı Kendimize Zehir Ettik Ve Sonunda Anladıkki Biz Ne Ettiysek Kendimize Ettik Çünkü Biz Karşılıksız Sevdik yazarı kim bunun güzelmiş :) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: SkiER üzerinde Mayıs 18, 2009, 06:18:09 ÖS BİR YAZ GECESİ HATIRASI
İşveyle, fısıltıyla, gülüşle, Olmuş şeb-i sevdâ yine bî-hâb Oklar gibi saplanmada kalbe, Düştükçe semâdan yere mehtâb... Bûseyle kilitlenmiş ağızlar Gözler neler eyler, neler işrâb; Uçmakta bu âteşli havâda Vuslat demi, bir kuş gibi, bîtâb... (Ahmet HAŞİM) GENÇ YAŞIMDA FELEK VURDU BAŞIMA Genç yaşımda felek vurdu başıma, Aldırdım elimden iki gözümü. Yeni değmiş idim yedi yaşıma, Kayıbettim baharımı, yazımı. Bağlandım köşede, kaldım bir zaman Nice kimselere dedim el'aman. On onbeş yaşıma girince hemen, Yavaş yavaş düzen ettim sazımı. Üçyüzonda gelmiş idim cihana, Dünyaya bakmadım ben kana kana. Kader böyle imiş, çiçek bahana Levh-i kalem kara yazmış yazımı. Geçirdim ömrümü hevayı heves, Derdim bir kimseye değildir kıyas, Her zaman, her vakit kalbimde bu yas, Çarh-ı devran güldürmedi yüzümü. Bir vefasız zalım yâre bağlandım, Tarih üçyüzotuzbeşte evlendim. Sekiz sene bir arada eğlendim, Zalım kâfir yetim koydu kuzumu. Ele geniş, bana dünya dar oldu, Tahammülsüz gönlüm bikarar oldu. Günüm zindan, gecelerim zâr oldu, Kader ile bölemedim kozumu. Veysel der dünyaya ben niye geldim, Her zaman ağladım, ne zaman güldüm? Gönlüme teselli kendimde buldum, Sabır ile teskin ettim özümü... (Aşık Veysel Şatıroğlu) SON ŞİİRİ Selam saygı hepinize, Gelmez yola gidiyorum. Ne şehire, ne de köye, Gelmez yola gidiyorum. Gemi bekliyor limanda, Gideceğim bir ummanda, Gözüm kalmadı cihanda, Gelmez yola gidiyorum. Eşim, dostum, yavrularım İşte benim sonbaharım. Veysel karanlık yollarım, Gelmez yola gidiyorum... (Aşık Veysel Şatıroğlu) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: MotaRo üzerinde Mayıs 21, 2009, 04:07:46 ÖÖ Tek Hece (Aşk)
Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim... Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim taç ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim... Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim'i, Her oyunu bozan gizli zor benim... Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı için kül eyledim Kerem'i. İbrahim'in atıldığı kor benim... Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di. Hat'rım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... İlahimle Mevlana'yı döndürdüm. Yunus'umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla'danım, hayır benim, şer benim... Benim için yaratıldı Muhammet! Benim için yağdırıldı o rahmet! Evliyanın sözündeki muhabbet, Enbiyanın yüzündeki nur benim... Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim... Cemal Safi. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: MotaRo üzerinde Mayıs 21, 2009, 04:39:43 ÖÖ KIYAMETE KIRK KALA
Can evindeki yerim hiç kolay dolmayacak Bakışını terk eden umudun olacağım Hiç bir gün mutluluğun dört dörtlük olmayacak Evlat acısı gibi içinde kalacağım Seni geçilmez gören gönül gücünü yendim Vuslatından ziyade hasretini beğendim Sabrımla sarf ettiğin saadet sermayendim Kıymet körü kalbini kırıp kaybolacağım Desende bu sevdayı başımdan savmalıyım Yeniden sevilmeli yeniden sevmeliyim Gözlerine nakışlı gönlüne dövmeliyim Seni hep hasretimin hapsinde bulacağım Ne bir dost ne bir ahbap yerimi tutmayacak Ne bir söz ne bir sohbet seni avutmayacak Durmadıkça yüreğin beni unutmayacak Gözlerinden en tatlı uykunu çalacağım Adını anmayacak kapını çalmayacak Bana yükseldi gönlüm sana alçalmayacak Gözyaşımın katresi sana kar kalmayacak Faiziyle ödetip hıncımı alacağım Hainin sonu hüsran hani dil -şad olunan Çileni doldurmayan eksiğin kalacağım Kıyamete kırk kala gelmesi vaat olunan Şefaat beklediğin mesihin olacağım. Cemal Safi. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: devilkiss üzerinde Mayıs 21, 2009, 07:44:32 ÖÖ DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. CAHİT SITKI TARANCI Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: maskkk1 üzerinde Mayıs 21, 2009, 08:16:19 ÖÖ Atatürk yoktu
Düşman coktu Atatürk geldi Düşmanı yendi tek bildiğim şiir bu :D k.bakmayın Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Mayıs 21, 2009, 12:15:17 ÖS Aşk 2 Kişiliktir
Değişir rüzgarın yönü Solar ansızın yapraklar; Şaşırır yolunu denizde gemi Boşuna bir liman arar; Gülüşü bir yabancının Çalmıştır senden sevdiğini; İçinde biriken zehir Sadece kendini öldürecektir; Ölümdür yaşanan tek başına Aşk iki kişiliktir. Bir anı bile kalmamıştır Geceler boyu sevişmelerden; Binlerce yıl uzaklardadır Binlerce kez dokunduğun ten; Yazabileceğin şiirler Çoktan yazılıp bitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Avutamaz olur artık Seni bildiğin şarkılar; Boşanır keder zincirlerinden Sular tersin tersin akar; Bir hançer gibi çeksen de sevgini Onu ancak öldürmeye yarar: Uçarı kuşu sevdanın Alıp başını gitmiştir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. Yitik bir ezgisin sadece, Tüketilmiş ve düşmüş, gözden. Düşlerinde bir çocuk hıçkırır Gece camlara sürtünürken; Çünkü hiç bir kelebek Tek başına yaşayamaz sevdasını, Severken hiçbir böcek Hiç bir kuş yalnız değildir; Ölümdür yaşanan tek başına, Aşk iki kişiliktir. ATAOL BEHRAMOĞLU KENDİNCE Bilirim her düştüğünde yalnızsındır Ve her kalktığında nice dostlar Emanet selamlarkayıptaki tüm katılanlar Elçidir ömür bu merasimdeizniniz olursa kendince..! Yasak edilen sözler geçidi yine başımda Tutuklu bir benbir sen daha Hükümlü bir panik ortamında isimlerimiz hep sorguda Çözülen aşkların toplamında iklim çelişkisi Yaza yatık kışa ait bir dünya Baharların ortancısı nezaketen duvarlar ardında Pazarlık edilen bir bentartıda bir sen daha.. Uygar metinlere sığmayan yazılarım hep karaladım Kıvılcımla dar edilirken satırlarım Başım diksaygıyla cüzzamlı o toprağa sığındım Demlenirken sabır..! Aşklar oynadım sokak aralarında Hep mi ebehep demi yuman ? Adalet içerisinde ipli bir oyunda kaybolan Susması men edilen oyun oldum o yaşta Azarlanırken aşklarım aşık oldum belkide konuşmaya Aşık olan bir ben aşık olduğum bir sen daha ... (yazanı bilmiyorum) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Mayıs 31, 2009, 09:14:37 ÖS İNSAN BİR YERDE KENDİNİ BIRAKMALI
İnsan bir yerde boş vermeli kurallara, düzenlere İnsan bir yerde kendini bırakmalı Hiçe saymalı düzenini dünyanın Zamana karşı koymalı Sıyrılmalı ayıplardan, korkulardan Küçük hesapları bir yana atmalı Yaşamalı şöyle alabildiğine Büyük delilikler yapmalı İçmeli Sevmeli Küfretmeli Adam öldürmeli Kendine bir başka gözle bakmalı İnsan bir yerde boş vermeli kurallara, düzenlere İnsan bir yerde kendini bırakmalı Ümit Yaşar OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mayıs 31, 2009, 09:28:59 ÖS MAL BEYANI
1-Avsa adasinda üç daire, dört üçgen, bes dikdörtgen 2-Gökyüzünde bi bulut 3-Bitlis'te beş minare 4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili 5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı 6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü 7-Palandökende bir palan, iki döken 8-Kastamonu'da üç kasto 9-Üç fay hattı 10-Bir çarsamba, iki persembe, üç cuma 11-Dünyada mekan 12-Ahirette iman 13-Denizde kum 14-Uzayda yerçekimsizlik 15-Bi çuval gazoz kapagı 16-Bi kibrit kutusu sigara izmariti 17-On sekiz saç biti 18-Biri ingilizce 6 adet küfür 19-Yirmi tane bos naylon po s et 20-Sevenlerin kalbinde kurulmus bir taht 21-Bi sürü saç sakal, kil, tüy, yün 22-Üç ayri parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank 23-Bi ayakkabı çekeceği 24-Iki büyük taş kütlesi 25-Bir adet agaç gölgesi 26-Üç kuş kanadı sesi 27-Bi sürü kedi köpek 28-Bi marmara denizi 29-Camına yaslanip seyredilen iki piliç çevirmeci 30-Her aksam karıştırılan dört çöp bidonu 31-Çalıp çalıp kaçılan bes melodili apartman zili 32-Nakit 15 kuruş 33-anne babadan kalma yarısı yasanmış bi ömür bide bu hoşuma gidiyor Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi. Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte. Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız. Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden. Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız... Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı "herşeyde". CAN YUCEL Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: AERROW üzerinde Haziran 01, 2009, 11:04:09 ÖÖ BAYRAK
Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü Kız kardeşimin gelinliği , şehidimin son örtüsü Işık ışık dalga dalga bayrağım Senin destanını okudum senin destanını yazacağım. Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım. Dalgalandığın yerde ne korku ne keder Gölgende bana da bana da yer ver Sabah olmasın günler doğmasın varsın Yurda ay yıldızının ışığı yeter Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün Kızıllığında ısındık Dağlardan çöllere düşürdüğü gün Gölgene sığındık Ey şimdi süzgün rüzgarda dalgalı Barışın güvercini savaşın kartalı Yüksek yerlerde açan çiçeğim Senin altında doğdum Senin dibinde öleceğim Tarihim,.şerefim,şiirim,her şeyim Yeryüzünde yer beğen Nereye dikilmek istersen Söyle seni oraya dikeyim AriF NİHAT ASYA Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: AERROW üzerinde Haziran 01, 2009, 11:12:39 ÖÖ En çok bu şiirleri seviyorum.
Çanakkale Şehitlerine Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi? En kesif orduların yükleniyor dördü beşi. -Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya- Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya. Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı! Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı' Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi, Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi! Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer, Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer. Yedi iklimi cihânın duruyor karşında, Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk: Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ... Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ! Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil, Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil, Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına; Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına. Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz... Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz. Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb, Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb. Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı; Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı; Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin; Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin. Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam, Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam. Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer; O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer... Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak, Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak. Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller, Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller. Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere, Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre. Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler... Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler! Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından; Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman? Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm? Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm. Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler, Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer; Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi; 'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi. Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek: İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek. Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar... O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar, Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor, Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor! Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker! Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer. Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi... Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi. Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın? 'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın. Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb... Seni ancak ebediyyetler eder istiâb. 'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına; Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına; Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle, Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle; Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan, Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan; Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına, Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına, Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem; Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem; Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana... Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana. Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini, Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i, Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran... Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran, O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın; Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın; Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât, Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât... Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber, Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber. Mehmet Akif Ersoy Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: by_sie üzerinde Haziran 01, 2009, 01:35:44 ÖS DEĞMEZMİŞ..!
Bölük pörçük anılarla yaşatıyorum içimde seni siyah beyaz bir geçmiş görüyorum arkamda Bu renklerin ikisini tanımıştım en çok Sevmek en güzel duygu derlerdi gördüm evet öyleydi gerçekten ama ben seni fazla sevmişim be sevgili Sana fazla değer vermişim Nerden bilebilirdim ki peri masallarındaki günlerimizin bir gün biteceğini Senin beni yarı yolda bırakacağını Geçmişimle yüzleşeceğimi nerden bilirdim değil mi? Değmezmiş senin beni sevdiğinden Seni fazla sevmem Değmezmiş bir gün bitecek olan bu peri masallarına inanmak Takılı kalmak, bir gün çelme yemek hayattan, düşmek.. SENİN İÇN DEĞMEZMİŞ.. anladım ama geç anladım... *crazy* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: by_sie üzerinde Haziran 01, 2009, 01:38:57 ÖS BÖYLE SEVDİM İŞTE
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni gören. Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka yerde olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın, orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu kadar kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden ne ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin. Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın bir ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim. Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En kızgın, en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana. İçimdeki sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi ve ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey olduğunu anladım seninle... Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi. Menzil sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok edebilirdim. Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen girebilirdin. Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı, gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu, olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da. Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni ve o doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu zaman. Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni yeterince tarif edecek kadar derin olmadı. Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün yenilendim. Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın. Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin. Sevdim işte ötesi yok ... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: atıl üzerinde Haziran 02, 2009, 10:41:55 ÖS Yaramaz Şiir
Öyle bir çağırdı ki Kıramadım gitmemek olmaz Fırladı inci dişlerim ağzımdan Çenemi tutamadım Gene başlıyacak eski günler Ben iki cami arasında beynamaz Şarap aşk yazılmamış şiirler Eyvah ki eyvah Öyle bir çağırdı ki Çaresiz kaldım Bilemem sonrasında kim toplar beni Yaramaz çocuğun panzehiri Gene yaramazlığın ta kendisi 2-Bu gün ayarı kaçırmışım Bir bu eksikti Viskiyi Şişeden içmek Zaten aşkta çuvalladık Bundan sonra aşkta Görev yerimiz Geri hizmet 3-Eyvak yakalandık Sabah ezanına Uykusuz alkollü Rezillik Meleklerin yüzünü gösteriyorsun Sonrada cehennemin yolunu Bu nasıl imtihan Sana söz Diğerlerinin hepsinden vazgeçtim Yeter ki bileyim O olacak meleğim Sabah ezanında yatmak yerine Sabah ezanında kalkılacak Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: maskkk1 üzerinde Temmuz 25, 2009, 01:29:14 ÖS Çökertme'den Çıktım Da Halil'im
Aman Başım Selâmet, Bitez De Yalısına Varmadan Halil'im Aman Koptu Kıyamet. Arkadaşım İbram Çavuş Allah’ıma Emanet, Burası Da Aspat Değil Halil'im Aman Bitez Yalısı, Ciğerime Ateş Sardı, Telli Kurşun Yarası. Güverte De Gezer İken Aman Kunduram Kaydı, İpekli Mendilimi Halil'im Aman Mor Rüzgâr Aldı. Çakır Da Gözlü Gülsüm'ümü Aman Kolcular Aldı, Gidelim Gidelim Halil'im Çökertme'ye Varalım, Kolcular Gelirse Halil'im Nerelere Kaçalım. Teslim Olmayalım Halil'im Aman Kurşun Sıkalım Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Eylül 06, 2009, 03:48:08 ÖÖ Bir Ceza İstiyorum
Ölüler adına Bizim ölülerimiz adına Bir ceza istiyorum Vatana kan sıçratanlara Bir ceza istiyorum Bu ateşemri veren cellatlar için Bir ceza istiyorum Bu suçla İktidara gelen hain için Bir ceza istiyorum Can çekişmeyi başlatanlar için Bir ceza istiyorum Bu suçu savunanlar için Bir ceza istiyorum Kanımızı emmiş ellerini Bana uzatsınlar istemiyorum Bir ceza istiyorum Onları evlerinde rahat ve elçi olsunlar diye değil Onları burada, bu yerde suçlu ve hüküm giymiş olarak Görmek istiyorum Bir ceza istiyorum... PABLO NERUDA Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: c4nsu üzerinde Eylül 06, 2009, 07:30:12 ÖÖ *bravo* *bravo* Şiir çok güzeLmiş abi *rose*
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Eylül 06, 2009, 10:46:24 ÖÖ Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda; Dokunabilir misiniz, Göz yaşlarıma, ellerinizle? Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel, Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu Bu derde düşmeden önce. Bir yer var, biliyorum; Her şeyi söylemek mümkün; Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum; Anlatamıyorum ORHAN VELİ KANIK Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Eylül 06, 2009, 10:47:41 ÖÖ birde bu şiiri çok severim
DALGACI MAHMUT İşim gücüm budur benim, Gökyüzünü boyarım her sabah, Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman, Bilmezsiniz kim diker; Ben dikerim. Dalga geçerim kimi zaman da, O da benim vazifem; Bir baş düşünürüm başımda, Bir mide düşünürüm midemde, Bir ayak düşünürüm ayağımda, Ne haltedeceğimi bilemem. ORHAN VELİ KANIK Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: adlucem üzerinde Eylül 07, 2009, 10:34:38 ÖÖ Umudum var...
Derin bir haz vererek bana; Söndüre söndüre yangınlı yollarımı, geleceğine umudum var ilk damla gözyaşımın... ...ve ardından, gün ışığı altında parlamaya koşacağına, diğerlerinin. ..... Yani, söneceğine umudum var yangınların... Susacağına umudum var feryatların... Ve bütün tarlaların, unutulmuş yeşillere bürüneceğine umudum var! § Umudum var; Çıplak tabanlarım yana yana, ve sıcak rayların uzuun çentiğine, ayaklarımın başparmaklarıyla tutuna tutuna; Demir yollardan sonsuzluğa uzanacağıma... ...umudum var. § Bir balıksam... Ve kandırılmış ve avlanmış bile olsam... Ve içim, ayrılmış bile olsa benden... Kızgın tavada duymuş bile olsam kendi cozurtumu... Ve bir kısmımı kediler üleşmiş, kalan yarımıysa bir sümüklü çocuğun ekmeği arasına koymuş bile olsa annesi... Gene de umudum var lacivert denizlere... ...gene de umudum var. Başka bir şeyim yok ki... Başka bir şeyim olması gerekmiyor ki... Ve başka bir şeyim olmasını da istemiyorum ki; ...umuttan başka! § Başka bir şeyim de hiiiç olmadı ki zaten... ..... Umudum var. Umudum var, umudum... ...bir de sen! ------------------------------------------------------------------------- Sevginin kökü olur! (Yani, anla ki; sen beni sevmiyordun!..) ....... Sen, kendin için, hoşuna giden bir oyuncağı seviyordun ve onu ele geçirmeye çalışıyordun, başkalarından evvel... Sen, kendini seviyordun, beni değil!.. § Şimdi, başka birine daha “onu sevdiğini” zannettirmeye çalışıyorsun, değil mi; ...hatta kendin bile “öyle olduğunu” sanarak!.. ..... Kandırma insanları... Kandırma, kendini de; çünkü sen, sevmeyi bilmiyorsun!.. ..... “Seviyorum” zannedişlerini de sıvama “sevgi” diye gökyüzüne; çünkü bulutlar kapatıyor semayı!.. (Gene duymak ister miydin gerçeği?..) § Sevginin kökü olur... Çeksen, çıkaramazsın... Kessen, ayıramazsın... Kırsan, koparamazsın!.. ..... Sevginin kökü olur; Yine biter, yine çıkar, yine sürer yerinden!.. § Çünkü sevgi; Bir dağ keçisinin iştahla yediği sürgünde değildir!.. Çamurun içindedir çoğu zaman; Toprağın, karanlığın içindeki köktedir sevgi!.. § Bir keçinin iştahla saldırdığı, göğe bakan sürgünde değil; çamurla, toprakla ve karanlıkla savaşan köktedir sevgi!.. Köktedir sevgi!.. Mavi derinliğe “yalvarışlar” gibi uzanan canlı dallar ve yapraklar değildir sevgi; Sevgi; belki ışığı hiç görmemiş ve görmeyecek olan karanlıkların içindeki köktedir... Ve sevgi; sevdiğini “zannetmemek”tedir!.. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Eylül 07, 2009, 08:34:19 ÖS 1-Avsa adasinda üç daire, dört üçgen, bes dikdörtgen
2-Gökyüzünde bi bulut 3-Bitlis'te beş minare 4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili 5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı 6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü 7-Palandökende bir palan, iki döken 8-Kastamonu'da üç kasto 9-Üç fay hattı 10-Bir çarsamba, iki persembe, üç cuma 11-Dünyada mekan 12-Ahirette iman 13-Denizde kum 14-Uzayda yerçekimsizlik 15-Bi çuval gazoz kapagı 16-Bi kibrit kutusu sigara izmariti 17-On sekiz saç biti 18-Biri ingilizce 6 adet küfür 19-Yirmi tane bos naylon po s et 20-Sevenlerin kalbinde kurulmus bir taht 21-Bi sürü saç sakal, kil, tüy, yün 22-Üç ayri parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank 23-Bi ayakkabı çekeceği 24-Iki büyük taş kütlesi 25-Bir adet agaç gölgesi 26-Üç kuş kanadı sesi 27-Bi sürü kedi köpek 28-Bi marmara denizi 29-Camına yaslanip seyredilen iki piliç çevirmeci 30-Her aksam karıştırılan dört çöp bidonu 31-Çalıp çalıp kaçılan bes melodili apartman zili 32-Nakit 15 kuruş 33-Anne babadan kalma yarısı yasanmış bi ömür Can YÜCEL bunuda çok severim Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: adlucem üzerinde Eylül 08, 2009, 09:55:20 ÖÖ arwen bunu göndermiştin zaten (: bu arada motaro şiirlerini çok beğendim (:
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Eylül 08, 2009, 12:01:06 ÖS olabilir demek ki çok seviyormuşum :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Eylül 15, 2009, 10:45:19 ÖS kendine iyi bak
“Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde... "Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“ “Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.” Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."" " Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar… Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler. Kendine iyi bak derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler. Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. Suçlatmaz kendini. Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. Yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın… Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, "kendine iyi bak" derler ve giderler. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye unutulmayan nağmeler. Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "Kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler. Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "Kendine iyi bak" deme bana. Nokta koyma. Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden..., gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?………. Peki o zaman. Senin istediğn gibi olsn. Öyleyse...Sen de "KENDİNE İYİ BAK." Kendine Iyi Bak derler, kurşunu kafana sıkıp giderler. http://video.google.com/videoplay?docid=2584809104940173176# buda okumaya üşenenler için videosu :) videoda da çok güzel okumuşlar Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: psefit üzerinde Eylül 15, 2009, 11:45:12 ÖS Aşk
İşidin ey yârenler Kıymetli nesnedir aşk Değmelere bitinmez Hürmetli nesnedir aşk Dağa düşer kül eyler Gönüllere yol eyler Sultanları kul eyler Hikmetli nesnedir aşk Kime kim vurdu ok Gussa ile kaygu yok Feryad ile âhı çok Firkatli nesnedir aşk Denizleri kaynatır Mevce gelir oynatır Kayaları söyletir Kuvvetli nesnedir aşk Miskin Yunus neylesin Derdin kime söylesin Varsın dostu toylasın Lezzetli nesnedir aşk Yunus Emre AŞK ÜZRE Sevişirken yılan bile dokunmaz Tapınmakta aşktan saygın olamaz Sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz İstiyorsan uzak kalmak ölümden Hep aşk üzre olmaslısın a caanım Ki ölüm de sevişirken kıyamaz AZİZ NESİN KİMİN VAR Kİ Kimi bekliyorsun hala, Evinden kitaplarından uzakta mısın Arada bir telefon et kendine Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan Sevgilim diye başlayıp öperim diye biten Senin senden başka kimin var ki arasın İnince trenden ya da uçaktan yalnızlığın Sevinçle karşıla yanlızlığını garlarda hava alanlarında Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yanlızlığınla Ugurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersin diye Senin senden başka kimin var ki beklesin İçki masalarında bir başına mısın Kendinleysen yetmelisin kendine Çoğaltıp yanlızlığını konuş bir çok kendinle Kaldır içki bardağını kendi şerefine Ağlaşarak gülüşerek tartışarak kendile Senin senden başka kimin var ki bulasın Düşmanlarının saldırılarından yuvarlandıkça yerlere Tutup kendi saçlarından kaldır kendini Seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden Ölünce senin bile haberin olmayacak öldüğünden Haber ver kendine ki öldüğünü bilesin Kimin var ki senin sana öldüğünü söylesin Kendi kendinin hem konuğu hem ev sahibisin Zamanın varken ağırla kendini sarılıp öperek Biliyorsun nasıl olsa yakın o gelecek Kimileri diyecek Daha şimdiden sev kendini sev kendini SEVVVV Kimin var ki senin seni senden başka sevecek.. AZİZ NESİN imperialis aşk iki kişiliktir de çok severim sen eklemiş tşkler Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Eylül 16, 2009, 02:01:21 ÖÖ rica ederim
özledim seni... ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir. beynimi uyuşturuyor özlemin... çok sık birlikte olmasak bile benimle olduğunu bilmenin bunca zamandır içimi ısıttığını yeni yeni anlıyorum Yokluğun, Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp mütemadiyen bir boşluğa Sabahları seni okşayarak başlamaları aksamları her isi bir kenara koyup seninle baş başa konuşmaları özlüyorum; oynaşmalarımızı, yürüyüşlerimizi, sevimli haşarılığını, çocuksu küskünlüğünü... Nasılda serttin başkalarına karşı beni savunurken; ve ne kadar yumuşak bir çift kısık gözle kendini ellerimin okşayışına bırakırken Gitmeni asla istemediğim halde buna mecbur olduğunu görmek ve sana bunları söylemeden ''git artık'' demek ''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk kavuşacaksın mutluluğa'' demek sana nede zor seni görmemek ve belki yıllar sonra karsılaştığımızda bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden... yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek.... CAN YÜCEL Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: psefit üzerinde Eylül 17, 2009, 12:28:45 ÖÖ Anladin Mi?
Neyzen Tevfik Hicran destanini kendinden oku, Mecnun'dan duyup da rivayet etme. Aşkin Leyla'sini gördünse söyle. Söz temsili bulup hikayet etme. Yüz bin Leyla dogar alemde her gün, Senin aradigin zevk, sefa dügün. Tutacagin işi önceden düşün; Daha ilk adimda nedamet etme. Sevdanin oduna pek güvenilmez, Tutuşurşan eger kolay sönülmez. Bu yolun hükmüdür geri dönülmez, Canina kiymazsan seyahat etme. Iyi bak kabina, olmasin delik, Boşuna taşirsin ,gider gündelik. Aninda olmali, ettigin iyilik, Alem duysun diye, inayet etme. Kabe'den maksadin varmaktir yara, Kör gibi tapinma, kara duvara, Hizir'i ararsan kendinde ara, Bulamadim gibi rezalet etme. Muhabbet herkesin aklini çelmez, Gönül viranesi kolay düzelmez. Alemden çekinme bir zarar gelmez, Sen kendi kendine hiyanet etme. Şen şatir gönlüne hicran dolmasin, Gençligin gülşeni gamla solmasin. Neyzen gibi aklin yarda olmasin, Özründen çok büyük kabahat etme. Felek Yamansın her zaman aldattın beni, Kâh düşürdün kâhi kaldırdın felek! Mecnun'sun diyerek Leylâ peşinden, Issız vâdilere saldırdın felek! Rehbersin dedin ben ise kördüm, Elimle başıma çok çorap ördüm. Kendimi bıraktım âlemi gördüm, Hesapsız günahlar aldırdın felek! Şifadır dedin zehir tatdırdın, Gençliğin okunu boşa attırdın, Körlerin yurdunda ayna sattırdın, Çıkmaz sokaklara daldırdın felek! Barışmadı gönlüm merd ile zenle, Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle Hicran köşesinde bozuk düzenle, NEYZEN'e her telden çaldırdın felek! Neyzen Tevfik Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: psefit üzerinde Ekim 10, 2009, 03:44:53 ÖS Hapishane Şarkısı -1
göklerde kartal gibiydim, kanatlarımdan vuruldum; mor çiçekli dal gibiydim, bahar vaktinde kırıldım. yar olmadı bana devir, her günüm bir başka zehir; hapishanelerde demir parmaklıklara sarıldım. coşkundum pınarlar gibi, sarhoştum rüzgarlar gibi; ihtiyar çınarlar gibi bir gün içinde devrildim. ekmeğim bahtımdan katı, bahtım düşmanımdan kötü; böyle kepaze hayatı sürüklemekten yoruldum. kimseye soramadığım, doyunca saramadığım, görmesem duramadığım nazlı yarimden ayrıldım. /Sabahattin Ali -1932 Hapishane şarkısı -2 ey gönül, kuşa benzerdin, kafesler sana dar gelir; bir yerde durmaz gezerdin, hapislik sana zor gelir. ey gönül, acaip huyun, boğazından geçmez tayın, acır testindeki suyun; aklına nazlı yar gelir. gözlerin uzağa bakar, kimden ne beklediğin var? yar semtinden gelen rüzgar „seni unuttu!“ der gelir. bakmazsa senin yüzüne çok görme elin kızına; dışarda serbest gezene hapiste yatan hor gelir. ayağında gezen itler, başının üstünden atlar; hapise düşen yiğitler yari dışarda kor gelir. /Sabahattin Ali -1933 Hapishane şarkısı -3 burda çiçekler açmıyor, kuşlar süzülüp uçmuyor, yıldızlar ışık saçmıyor, geçmiyor günler, geçmiyor. avluda volta vururum; kah düşünür, otururum, türlü hayaller gürürüm; geçmiyor günler, geçmiyor. gönülde eski sevdalar, gözümde dereler, bağlar, aynada hayalim ağlar, geçmiyor günler, geçmiyor. dışarda mevsim baharmış, gezip dolaşanlar varmış, günler su gibi akarmış... geçmiyor günler, geçmiyor. yanımda yatan yabancı, her söz zehir gibi acı, bütün dertlerin en gücü; geçmiyor günler, geçmiyor. /Sabahattin Ali -1933 Hapishane şarkısı -4 ey yar, bu acı demlerde sen koru benim aklımı.. karardım kaldım kaldım damlarda, aydınlat benim yolumu... nefesin esen rüzgarda, saçların savrulan karda, yerde gökte bulutlarda, ararım nazlı gülümü... karanlık göklerde aysın, kurak ovalarda çaysın, bir tek inandığım şeysin, uzattım sana elimi... düşmanlar gülüp sevinsin, dostlar arkasını dönsün... benim güvendiğim sensin, kırmazsin benim gönlümü... bir gün şu damlardan çıksam, gelip önüne diz çöksem... ağlayıp içimi döksem... anlatsam sana halimi... /Sabahattin Ali -1933 Hapishane şarkısı -5 başın öne eğilmesin, aldırma gönül, aldırma; ağladığın duyulmasın, aldırma gönül, aldırma... dışarıda deli dalgalar gelip duvarları yalar; seni bu sesler oyalar, aldırma gönül, aldırma... görmesen bile denizi, yukarıya çevir gözü: deniz gibidir gökyüzü; aldırma gönül, aldırma... dertlerin kalkınca şaha bir küfür yolla allaha... görecek günler var daha; aldırma gönül, aldırma... kurşun ata ata biter; yollar gide gide biter; ceza yata yata biter; aldırma gönül, aldırma... /Sabahattin Ali -1933 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Styks üzerinde Şubat 15, 2010, 01:07:59 ÖS YILDIZ MASALI Meğer haberi yokmuş masalların yalan olduğundan... Geçmiş karşısına öylece izlemiş Nafile... Arabaya dönüşmemiş bal kabağı Öylece beklemiş bir umut. Unutmuş ayağındaki şalvarı Şalvarla balo arabasına mı binilirmiş ! Sonra gitmiş kapatmış kendini kuleye. Beklemiş ama saçları uzamamış Atabilsin diye kuleden sevdiğine. Ağlamış Dönmüş evine... Ayna yine yapmış yapacağını: "En güzel sen değilsin.Yıldız kız daha güzel." demiş. Saklamamış Yıldız kızın sırrını. Kimse sormamış ne işi var bu köylük yerde konuşan aynanın diye. Avcı kiralanmış yıldızları düşürmeye. Yıldız ormana kaçmış... Ama hiç cüce yokmuş ki ormanda Yedisi de mi uçmuş... Yakalamış avcı yıldızı Orman mı daha karanlıkmış Yoksa avcının yüreğimi anlaşılamamış. Sökmüş almış yüreğini yıldızın Dünyada hiç mi iyi kalpli avcı kalmamış... Düşmüş kalmış hayallerine Gidip bir cam tabut yaptıran olmamış... Nice bin yıl geçmiş... Yıldız kızı kimse uyandırmamış.... @cemre@ -> http://www.edebiyatdefteri.com/siir/282512/------yildiz-masali.html Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: atıl üzerinde Şubat 15, 2010, 01:15:55 ÖS İNCİNEN GURUR
Pencereden baktığımda görüyorum Senin yüzün incir yaprağında Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen Bir kedinin kıvraklığında Aynada dururken görüyorum Kırmızı öpüşün sol yanağımda Dişimi fırçalarken senin ağzın Serin suların berraklığında Rakı devrilmiş masalarda yokluğun Veya benden önce kalkıp gitmişliğin Gece boyu dolandığım barlarda Sarhoşlara tekrarladığım adın Balıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarlarda Dökülmek istemiyorum hayır Çingene çiçekçiler habire yaltaklandığında Bilmediğim soruların açtığı çukuru Yalanlarla doldurmak istemiyorum Seni kaybettim galiba İki taşın arasında kaldım Bu, benim hatam değildi Seni ben çook geç tanıdım Derin acılar bahçıvanı Yüreğime ne ektin böyle... Aşk korkağını bağışlar mı? Söyle... Aramak ne kötü herkeste seni Her gözde bulup yanılmak seni Ah turuncu rüyalar güzeli Hem kendini yok ettin Hem beni Başka ne acıtabilir içimi Yaşım kırkı devirmişken Seni böyle patavatsızca sevmişken Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken Başka ne... Seni vefasız aşklara bırakıyorum Yüzümü kırılan bardaklarda ara Düşünme ben ne olurum Sanırım bi daha onarılmaz İncinen gururum Yusuf Hayaloğlu Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Şubat 15, 2010, 03:38:53 ÖS Beklenen
Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl Kısakürek Ter Beni Gönül dünyasına gidip dönenlerden sor beni Belki aktır belki kara tutar söyler der beni Muhabbetin sofrasında kurduk büyük kaleyi Şu nefsime fırsat verme, fırsat bulup yer beni. Gece gündüz her dakika senin için harabım Beni böyle susuz koyan içmediğim şarabım İster taş de, ister kaya senin için turabım Kapılara, eşiklere, yollarına ser beni. Dizlerimde dermanım var biraz zaman ver gayrı Yüce dağlar belli olsun başa duman ver gayrı Aşık Sefam yalvarıyor yarab iman ver gayrı Her dem Allah derim amma niye basmaz ter beni. Aşık Sefai Sen Olmasaydın Sensin bu gönlümün yönü mekanı Bende ar olmazdı sen olmasaydın Ak nergizler sana aksın dağlarda Balda sır olmazdı sen olmasaydın Dağlardaki güneş doğmaz aleme Buluttaki yağmur yağmaz aleme Gönlümdeki güzel sığmaz aleme Dünya dar olmazdı sen olmasaydın Suru sırdan derler suyuma benim El eyleyen çıkar toyuma benim Elde güzel çokmuş neyime benim Gözüm kör olmazdı sen olmasaydın Kuşlar yuvasından uçar mıydı ki Bulutlar yağmurdan kaçar mıydı ki Yaylada çiçekler açar mıydı ki Dağlar kar olmazdı sen olmasaydın Dostlarım el oldu senin uğruna Gözlerim sel oldu senin uğruna Sefai'yim del oldu senin uğruna Gurbet zor olmazdı sen olmasaydın Aşık Sefai Senin Korkularını Benim İnceliğimi Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı, hüznün arması ayrılık. O küçük ölüm! Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından gidip ağzını yıkadığında başlamıştı. Ben bulutları gösterirken, “bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış, “Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı” türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş, Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip, “bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ” diye sorduğunda varacağı yere varmıştı çoktan. Şimdi anlıyormusun gidişinin neden ayrılık olmadığını, bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu. Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını. Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında.... Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir yazmayacağım bir süre, Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye. Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Falcı kadınlara inanmayacağım artık. Trafik polislerine adres sormayacağım, Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye.... Ne yapacağımı sanıyorsun ki? Tenin tenime bu kadar sinmişken, ömrüm azala azala önümden akarken, gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.. Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım. Şükrü Erbaş Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Şubat 15, 2010, 08:21:50 ÖS Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim İncinirsin yine de sen bilirsin Sana gitme demeyeceğim Ama gitme lavinia Üşüyorsun ceketimi al günün en güzel saatleri bunlar Lavinia yanımda kal Sana gitme demeyeceğim Ama gitme lavinia Adını gizleyeceğim Sende bilme bilme lavinia Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim İncinirsin yine de sen bilirsin Ama Özdemir Asaf (19 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Şubat 16, 2010, 10:22:43 ÖÖ BİLARDO TOPLARI
Ayrıldığımız gündü. Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta "Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?" Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı. Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye benzeyen derin bir korkuyla. "Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar gibi,"Neye?" "Bilardo toplarına." "Neden?" dedim. "Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da ondan..." Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi birbirimizden uzaklaştırmaya. Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu. Sonra iki arkadaşım geldi,birinin omzunda ağladım,hangisiydi şimdi hatırlamıyorum. Sonra birlikte başka bir kente gittik,anlarsın ayrılığın ilk günlerinde o eve katlanamazdım, sonra ben başka aşklara, sonra başka evlerin duvarlarına başka takvimler aştım Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor kulaklarımda ardından bilardo topları dağılıyor dört bir yana Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha bir daha bir daha MURATHAN MUNGAN YALNIZ BİR OPERA Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim İmrendiğin, öfkelendiğin Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim Yani yaşamışlık sandığın Geçmişim Dile dökülmeyenin tenhalığında Kaçırılan bakışlarda Gündeliğin başıboş ayrıntılarında Zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim. Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren, Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin. Yaz başıydı gittiğinde, ardından, Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum. Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine Çerçevesine sığmayan Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu. Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi Ucucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, Belkide ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? 'Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen' notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda. Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığını Aramızda bir düşman gibi duran zamanı Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını. Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz. Kış başlıyor sevgilim Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan Oysa yapacak ne çok şey vardı Ve ne kadar az zaman Kış başlıyor sevgilim İyi bak kendine Gözlerindeki usul şefkati Teslim etme kimseye, hiçbir şeye Upuzun bir kış başlıyor sevgilim Ayrılığımızın kışı başlıyor Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime. Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak, Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak, Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak.... Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır Çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz Çıplak bir yara gibi sızlar paylastığımız anlar, Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara, Çağrışımlarla ödeşemezsiniz. Dışarda hayat düşmandır size İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz Bir ayrılığın ilk günleridir daha Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup Kulak verdiğiniz saat tiktakları Kaplar tekin olmayan göğümüzü Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz Bakınıp dururken duvarlara Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek, Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani, Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına, Başımıza gelmiş bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya Kendimizi hazırlar gibi. Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken, Ve kazanmış görünürken derinliğimizi Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar Göremeseniz de, bilirsiniz Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar. Bana zamandan söz ediyorlar Gelip size zamandan söz ederler Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden. Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden. Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi. Dahası onalar da bilirler. Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler. Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak kolay değildir elbet. Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek. Zaman alır. Zaman alır sizden bunların yükünü O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe çöker. Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir. Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir. O boşluk doldu sanırsınız Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir. Gün gelir bir gün Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide O eski ağrı Ansızın geri teper. Dilerim geri teper. Yoksa gerçekten bitmissinizdir. Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi kavranır. Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır. Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır. Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır Ölmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Günlerin dökümünü yap Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini Kim bilebilir ikimizden başka? Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış Bir ilişkiyi, duyguların birliğini, Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla Bunlar da bir işe yaramadıysa Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Solgun yollardan geçtim. Bakışımlı mevsimlerden İkindi yağmurlarını bekleyen Yaz sonu hüzünlerinden Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim Geçti her cağın bitki örtüsünden Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından Bakarken dünyaya Yangınlarla bayındır kentler gibiyim: Çicek adlarını ezberlemekten geldim Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların Unuttuklarını hatırlamaktan Uzun uzak yolları tarif etmekten Haydutluktan ve melankoliden Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden Duyarlığın gece mekteplerinden geldim Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim. Bu şiire başladığımda nerde, Şimdi nerdeyim? Yaram vardı, bir de sözcükler Sonra vaat edilmiş topraklar gibi Sayfalar ve günler Işık istiyordu yalnızlığım Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden. Karardı dizeler. Aşk...Bitti. Soldu şiir. Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde Ask yalnız bir operadır, biliyordum: Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım. Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk Birlikte çıkalan yolların yazgısıdır: Eksiliyorduk Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim Her otelde biraz eksilip, biraz artarak Yani çoğalarak Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında Ağır ve acı tanıklıklardan Geçerek geldim. Terli ve kirliydim. Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de... Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları Ve açık hayatları seviyordu. Buraya gelirken Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri Ödünç almadım hiç kimseden hicbir şeyi Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri... panayır yerleri... Ölü kelebekler... Ölü kelebekler... Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim. Adım onların adının yanına yazılmasın diye Acı çekecek yerlerimi yok etmeden Acıyla baş etmeyi öğrendim. Yoksa bu kadar konuşabilir miydim? İpek yollarında kuzey yıldızı Aşkın kuzey yıldızı Sanırsın durduğun yerde Ya da yol üstündedir Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı. Aşkın bir yolu vardır Her yaşta başka türlü geçilen Aşkın bir yolu vardır Her yaşta biraz gecikilen Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler Gözlerim Aşkın kuzey yıldızıdır bu Yazları daha iyi görülen Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler İlerlerim Zamanla anlarsın bu bir yanılsama Ölü şairlerin imgelerinden kalma Sen de değilsin. O da değil Kuzey yıldızı daha uzakta Yeniden yollara düşerler Düşerim Bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler Yaşamsa yerli yerinde Yerli yerinde her şey Şimdi her şey doludizgin ve çoğul Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi Şimdi her şey yeniden Yüreğim, o eski aşk kalesi Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden Dönüp ardıma bakıyorum Yoksun sen Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren. MURATHAN MUNGAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Şubat 26, 2010, 10:28:55 ÖÖ Yalnızlık Paylaşılmaz Yalnızlık, yaşamda bir an, Hep yeniden başlayan.. Dışından anlaşılmaz. Ya da kocaman bir yalan, Kovdukça kovalayan.. Paylaşılmaz. Bir düşün'de beni sana ayıran Yalnızlık paylaşılmaz Paylaşılsa yalnızlık olmaz. Özdemir Asaf Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Mart 01, 2010, 06:32:33 ÖÖ Hayat bize mutlu olma şansı
vermedi Biz kendimizden başka Herkesin üzüntüsünü Üzüntümüz, Acısını acımız yaptık. Çünkü dünya'nın öbür ucunda, Hiç tanımadığımız bir insanın Gözyaşı bile içimizi parçaladı.... Kedilere ağladık Kuşların yasını tuttuk. Yüreğimizin yufkalığı Kimi zaman hayat karşısında Bizi zayıf yaptı. Aslında ne güzel şeydir İnsanın insana yanması Sevgili... Ne güzeldir bilmediğin birinin derdine üzülmek ve çare aramak. Ben bütün hayatımda hep Üzüldüm, hep yandım.. Yaşamak ne güzeldir be sevgili Sevinerek, severek, sevilerek, Düşünerek... ve o vazgeçilmez sancılarını Duyarak hayatın Yılmaz GÜNEY SANA BAKMAK her şey yapılabilir bir beyaz kağıtla uçak örneğin uçurtma mesela altına konulabilir bir ayağı ötekinden kısa olduğu için sallanan bir masanın veya şiir yazılabilir süresi ötekilerden kısa bir ömür üzerine. bir beyaz kağıda her şey yazılabilir senin dışında güzelliğine benzetme bulmak zor sen iyisi mi sana benzemeye çalışan her şeyden bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor belki tabiattadır çaresi senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin ve benim bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim anlarım bitkiden filan ama anlatamam toprağın güneşle konuşmasını sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla sen bana ışık ver yeter bende filiz çok köklerim içimde gizlidir gelen giden açan soran bere budak yok bir şiir istersin “içinde benzetmeler olan” kusura bakma sevgilim heybemde sana benzeyecek kadar güzel bir şey yok uzun bir yoldan gelen tedariksiz katıksız bir yolcuyum yaralı yarasız sevdalardan geçtim koynumda bir beyaz kağıt boşluğu her şeyi anlattım olan olmayan acıtan sancıtan bilsem ki sana varmak içindi bütün mola sancıları bütün stabilize arkadaşlıklar daha hızlı koşardım severadım gelirdim gözlerinin mercan maviliğine sana bakmak suya bakmaktır sana bakmak bir mucizeyi anlamaktır sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır aşk sorgusunda şahanem yalnız kelepçeler sanıktır ne yazsam olmuyor çünkü bilenler hatırlar hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar bahçıvanlar değil tüccarlardır sen öyle göz sen öyle toprak ve güneş ortaklığı sen teninde cennet kayganlığı iken sana şiir yazmak ahmaklıktır bir tek söz kalır dişlerimin arasından ben sana gülüm derim gülün ömrü uzamaya başlar verdiğim bütün sözler sende kalsın isterim ben sana gülüm derim gül sana benzediği için ölümsüz yazdığım bütün şiirler sana başlayan bir kitap için önsöz sana bakmak bir beyaz kağıda bakmaktır her şey olmaya hazır sana bakmak suya bakmaktır gördüğün suretten utanmak sana bakmak bütün rastlantıları reddedip bir mucizeyi anlamaktır sana bakmak allah’a inanmaktır YILMAZ ERDOĞAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mart 11, 2010, 07:41:53 ÖS BENİ UNUTMA
Bir gün gelir de unuturmuş insan En sevdiği hatıraları bile Bari sen her gece yorgun sesiyle Saat on ikiyi vurduğu zaman Beni unutma Çünkü ben her gece o saatlerde Seni yaşar ve seni düşünürüm Hayal içinde perişan yürürüm Sen de karanlığın sustuğu yerde Beni unutma O saatlerde serpilir gülüşün Bir avuç su gibi içime, ey yar Senin de başında o çılgın rüzgar Deli deli esiverirse bir gün Beni unutma Ben ayağımda çarık, elimde asa Senin için şu yollara düşmüşüm Senelerce sonra sana dönüşüm Bir mahşer gününe de rastlasa Beni unutma Hala duruyorsa yeşil elbisen Onu bir gün benim için giy Saksıdaki pembe karanfilde çiğ Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen Beni unutma Büyük acılara tutuştuğum gün Çok uzaklarda da olsan yine gel Bu ölürcesine sevdiğine gel Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün Beni unutma.. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: ksamet üzerinde Mart 11, 2010, 07:52:13 ÖS Genç Osman
Genç Osman dediğin bir küçük uşak, beline bağlamış ibrişim kuşak, Askerin içinde birinci uşak, Allah allah deyip geçer genç Osman... Genç Osman dediğin bir küçük aslan, Bağdatın içine girilmez yastan, her ana doğurmaz böyle bir aslan, Allah Allah deyip geçer genç Osman... Bağdat'ın kapısını Genç Osman Açtı, Düşmanın cümlesi önünden kaçtı, Kelle koltuğunda üç gün savaştı, Allah Allah deyip geçer Genç Osman... Kayıkçı Kul Mustafa her gun dınlerım *freak* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: pears üzerinde Mart 11, 2010, 09:01:41 ÖS Elimden tut yoksa düşeceğim/Atilla İlhan Elimden tut yoksa düşeceğim, yoksa bir bir yıldızlar düşecek. eğer şairsem beni tanırsan yağmurdan korktuğumu bilirsen, gözlerin aklıma gelirse,elinden tut yoksa düşeceğim. yağmur beni götürecek yoksa beni. geceleri bir çarpıntı duyarsan, telaş, telaş yağmurdan kaçıyorum. sarayburnu'ndan geçiyorum, akşamsa, eylülse, ıslanmamışsam, beni görsen belki anlayamazsın; içlenir, gizli gizli ağlarsın. ELİMDEN TUT YOKSA DÜŞECEĞİM yağmur beni götürecek yoksa beni. ATTİLA İLHAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mart 17, 2010, 02:55:53 ÖS DALGACI MAHMUT
İşim gücüm budur benim, Gökyüzünü boyarım her sabah. Hepiniz uykudayken. Uyanır bakarsınız ki mavi. Deniz yırtılır kimi zaman, Bilmezsiniz kim diker; Ben dikerim. Dalga geçerim kimi zaman da, O da benim vazifem; Bir baş düşünürüm başımda, Bir mide düşünürüm midemde, Bir ayak düşünürüm ayağımda, Ne haltedeceğimi bilemem Orhan Veli KANIK bu şiiri yenitürkü şarkı yapmıştı o halide çok güzeldir. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: melekkss üzerinde Mart 18, 2010, 03:20:28 ÖÖ Terk-i Diyar
Nedendir bilinmez, bülbülün meyli Onca çiçek varken bir güle düşer Akşamın hüznünü paylaşan çok ya Seherdeki matem bülbüle düşer Haklı sabır diye zillete dalar İhanet vefayı tutup paralar Isırgan, hayânın yüzünü yalar Boynu bükük durmak, sümbüle düşer Bir acaib hal var esrarlı karda Dirilir bedenler tekrar baharda Zülüfler havayı karartırlar da Yağmuru yağdırmak kâküle düşer Kays'ın muhabbeti sığmaz destana Züleyha'nın hırsı zarar fistana Hepsi gelir gider bağa, bostana Çölü aşmak yine Düldül'e düşer Sevdanın postunda kalmadı ehil Hisler şahsiyetçi, rüyalar sefil Toplumun içinde kaybolur katil Terk-i diyar etmek maktule düşer. Hünkâr Dağlı Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Mart 18, 2010, 07:04:26 ÖS BİRGÜN ANLARSIN
Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez. Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya, Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında Ne çarşaf halden anlar ne yastık. Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık. Onun unutamadığın hayali, Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine. Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu. Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin. Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için, Vurursun başını soğuk taş duvarlara. Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın. Duyarsın, Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin. Niçin yaratıldığını. Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini. Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini. Boşuna geçip giden günlerine yanarsın. Dolar gözlerin, için burkulur. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların. Sevilen gözlerin erişilmezliğini. O hiç beklenmeyen saat geldi mi? Düşer saçların önüne, ama bembeyaz. Uzanır, gökyüzüne ellerin. Ama çaresiz, Ama yorgun, Ama bitkin. Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın. Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı. Sevmek ne imiş bir gün anlarsın. Bir gün anlarsın hayal kurmayı; Beklemeyi, ümit etmeyi. Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi. Lanet edersin yaşadığına... Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın. O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden. Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın. ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN BEN SENİN EN ÇOK Ben senin en çok sesini sevdim Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren Bana her zaman dost, her zaman sevgili Ben senin en çok ellerini sevdim Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak Nice güzellikler gördüm yeryüzünde En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak Ben senin en çok gözlerini sevdim Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil Ben senin en çok gülüşünü sevdim Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran Unutturur bana birden acıları, güçlükleri Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman Ben senin en çok davranışlarını sevdim Güçsüze merhametini, zalime direnişini Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim Tüm çocuklara kanat geren anneliğini Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini Ben senin en çok bana yansımanı sevdim Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: melekkss üzerinde Mart 20, 2010, 11:46:58 ÖS AY KARANLIK
Maviye Maviye çalar gözlerin, Yangın mavisine Rüzgarda asi, Körsem, Senden gayrısına yoksam, Bozuksam, Can benim, düş benim, Ellere nesi? Hadi gel, Ay karanlık... İtten aç, Yılandan çıplak, Vurgun ve bela Gelip durmuşsam kapına Var mı ki doymazlığım? İlle de ille Sevmelerim, Sevmelerim gibisi? Oturmuş yazıcılar Fermanım yazar N'olur gel, Ay karanlık... Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü, Dost gülücüklü Cıgaramdan yanar. Alnım öperler, Suskun, hayın, çıyansı. Dört yanım puşt zulası, Dönerim dönerim çıkmaz. En leylim gecede ölesim tutmuş, Etme gel, Ay karanlık... Ahmed ARİF Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Mart 21, 2010, 12:38:06 ÖÖ DESEM Kİ
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır, Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor, Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini, Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim, Senden kopardım çiçeklerin en solmazını, Toprakların en bereketlisini sende sürdüm, Sende tattım yemişlerin cümlesini. Desem ki sen benim için, Hava kadar lazım, Ekmek kadar mübarek, Su gibi aziz bir şeysin; Nimettensin, nimettensin! Desem ki... İnan bana sevgilim inan, Evimde şenliksin, bahçemde bahar; Ve soframda en eski şarap. Ben sende yaşıyorum, Sen bende hüküm sürmektesin. Bırak ben söyleyeyim güzelliğini, Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber. Günlerden sonra bir gün, Şayet sesimi farkedemezsen, Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden, Bil ki ölmüşüm. Fakat yine üzülme, müsterih ol; Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini, Ve neden sonra Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede, Hatırla ki mahşer günüdür Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum. CAHİT SITKI TARANCI Seninle Olmanın En Güzel Yanı - Can Yücel Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun? Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek. Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun? ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek. Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun? Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek... Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun? Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak. Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun? Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek. Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun? Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak. Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun? Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime. Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun? Nereden bileceksin? Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım. Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım. Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni.. Ama sen hiç benimle olmadın ki... YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN... Can YÜCEL Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Mart 22, 2010, 05:17:51 ÖS AŞK BAŞLAMADAN GÜZEL Aşk başlamadan güzel, Kalplerde heyecan Bakışlarda korku olduğu zaman güzel... Birbirimize sezdirmemek için çırpınış, Başkaları görmesin diye çabalayış, Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman... Aşk başlamadan güzel.... ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Mart 22, 2010, 05:25:07 ÖS yaw gören de çok şiir okuyorsunuz zannedecek. kopyala yapıştır yapıyonuz sonra bizi kandırıyorsunuz. bırakın bu ayakları yaw :D *hahaha* *hahaha*
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mart 22, 2010, 05:58:15 ÖS okumasak bu şiirlerin varlığından nasıl haberimiz olacak :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: melekkss üzerinde Mart 22, 2010, 06:08:00 ÖS yaw gören de çok şiir okuyorsunuz zannedecek. kopyala yapıştır yapıyonuz sonra bizi kandırıyorsunuz. bırakın bu ayakları yaw :D *hahaha* *hahaha* Satır satır yazmıyorum elbette. Kopyala yapıştır yaptığım doğru :) okumasak bu şiirlerin varlığından nasıl haberimiz olacak :) Başka söze gerek yok ;) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Mart 23, 2010, 05:56:47 ÖS Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman
Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden Bebekler hayta hayta yürümeden Geleceğim diyorum, geleceğim sana Ne olur kesin bir takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Beklesen de olur, beklemesen de Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana Geleceğim diyorum, takvim sorma bana -Ihlamur çiçek açtığı zaman. Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi? Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden Gemileri yaksalar da geleceğim sana On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana -Ihlamur çiçek açtığı zaman. Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız Ey benim alfabemdeki kadîm Elif Ne güzellik, ne de tat var baharsız Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Ihlamurlar çiçek açtığı zaman Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan Kimseye uğramam ben sana uğramadan Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana Takvim sorup hudut çizdirme bana Ben sana çiçeklerle geleceğim -Ihlamurlar çiçek açtığı zaman. Bahattin Karakoç TUT ELLERİMDEN Sırat’tan incedir sevda köprüsü Beraber geçelim tut ellerimden. Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü Beraber uçalım tut ellerimden Gönüldeki birlik kalkandır dışa Aldırma ayaza, yele, yağışa Giden ilkbahara, gelecek kışa Beraber göçelim tut ellerimden. Birleşmek üzredir şafakla gurûp Korku beklenilmez kapıda durup İster zehir olsun, isterse şurup Beraber içelim tut ellerimden. Çağır hayallerin en ötesini Yakından duyarsın aşkın sesini Sonsuz mutluluğun penceresini Beraber açalım tut ellerimden. Hatırla kaybolan hatıraları Elmastan ışıklı, altundan sarı Zaman tortusundan işte onları Beraber seçelim tut ellerimden. Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet” Zamanı zamana etme şikayet Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet Beraber kaçalım tut ellerimden. ABDURRAHİM KARAKOÇ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: melekkss üzerinde Mart 25, 2010, 12:36:40 ÖS DOSTLAR BENİ HATIRLASIN
Ben giderim adım kalır, Dostlar beni hatırlasın. Düğün olur, bayram gelir, Dostlar beni hatırlasın. Can bedenden ayrılacak, Tütmez baca, yanmaz ocak, Selam olsun kucak kucak, Dostlar beni hatırlasın. Açar solar türlü çiçek Kimler gülmüş, kim gülecek Murat yalan, ölüm gerçek, Dostlar beni hatırlasın. Gün ikindi akşam olur, Gör ki başa neler gelir, Veysel gider, adı kalır Dostlar beni hatırlasın AŞIK VEYSEL *heart*-> *freak* :'( Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: fajnego üzerinde Mart 25, 2010, 10:10:21 ÖS SAKLI KALAN
günlüğü eksik tutulan güz usulca çekilmiş de kıyıya bütün gürültülerden uzakta eğiriyor suların köpüğünü belli ki duymuyor dağların uğuldayan yalnızlığını bekleyişin ve acıların uğultusudur yalnızlıklar kimi kez kuşatabilir büsbütün doğayı, aşkı ve yaşamı ama kayalıkların karanlıklarına hiç sığar mı bir dağın yalnızlığı bir çiçek bile doldurabilir uçurumların derin oyuklarını oysa o bir çatlaktan fışkırıp bir yangın gibi büyüyendir belli ki duymaktadır kalbinde aşkın saklı yalnızlığını anımsanan ne varsa şimdi biraz acıya dönüktür yüzü ve solgun bir gülümseyiş gibi sararken sessizliği taşır bekleyişin gizinde aşkın saklı yalnızlığını günlüğü eksik tutulan güz eğirirken suların köpüğünü ey alıngan susuşundan üzünç gibi öfkesinden kan sızan kalbini suların göğsüne bastır duyacaksın kalbimizin atışlarını AHMET TELLİ ÇOCUKSUN SEN / I Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil ÇOCUKSUN SEN / II Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç) Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutundum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun AHMET TELLİ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 27, 2010, 03:31:20 ÖÖ Yaşayınca Anladım - Can Yücel
Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım. Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış, Kendi yolumu çizdiğimde anladım.. Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil.. Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım.. Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış, Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım.. Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden, Neden hiç ağlamadığını anladım.. Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş, Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım.. Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş, Çok acıttığında anladım.. Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını, Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım.. Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet, Yüreğini elime koyduğunda anladım.. ''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak, Sana ''git'' dediğimde anladım.. Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek, Git dediklerinde gittiğimde anladım.. Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan, Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım.. Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım.. Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş, Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış, Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım.. Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi, Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım.. Sevgi emekmiş, Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş... Can YüceL Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Mart 27, 2010, 09:25:41 ÖÖ DOST...
Bir gece habersiz bize gel Merdivenler gıcırdamasın Öyle yorgunum ki hiç sorma Sen halimden anlarsın Sabahlara kadar oturup konuşalım Kimse duymasın Mavi bir gökyüzümüz olsun Kanatlarımız dokunarak uçalım İnsanlardan buz gibi soğudum İşte yalnız sen varsın Öyle halsizim ki hiç sorma Anlarsın Cahit Külebi Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 04:43:42 ÖÖ MİHRİBAN
Sarı saçlarına deli gönlümü Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban Ayrılıktan zor belleme ölümü Görmeyince sezilmiyor mihriban Yar,deyince kalem elden düşüyor Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor Lambada titreyen alev üşüyor Aşk kağıda yazılmıyor mihriban Önce naz sonra söz ve sonra hile Sevilen seveni düşürür dile Seneler asırlar değişse bile Eski töre bozulmuyor mihriban Tabiplerde ilaç yoktur yarama Aşk değince ötesini arama Her nesnenin bir bitimi var ama Aşka hudut cizilmiyor mihriban Boşa bağlanmış bülbül gülüne Kar koysan köz olur aşkın külüne Şaştım karabahtım tahammülüne Taşa çalsam ezilmiyor mihriban Tarife sığmıyor aşkın anlamı Ancak çeken bilir bu derdi gamı Bir kördüğüm baştan sona tamamı Çözemedim çözülmüyor mihriban ABDURRAHİM KARAKOÇ MİHRİBAN ( UNUTURSUN) “Unutmak kolay mı? ” deme, Unutursun Mihriban’ım. Oğlun, kızın olsun hele Unutursun Mihriban’ım. Zaman erir kelep kelep.. Meyve dalında kalmaz hep. Unutturur birçok sebep, Unutursun Mihriban’ım. Yıllar sinene yaslanır; Hâtıraların paslanır. Bu deli gönlün uslanır... Unutursun Mihriban’ım. Süt emerdin gündüz-gece Unuttun ya, büyüyünce... Ha işte tıpkı öylece Unutursun Mihriban’ım. Gün geçer, azalır sevgi; Değişir herşeyin rengi Bugün değil, yarın belki Unutursun Mihriban’ım. Düzen böyle bu gemide; Eskiler yiter yenide. Beni değil, sen seni de Unutursun Mihriban’ım. ABDURRAHİM KARAKOÇ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 05:04:24 ÖÖ HAN DUVARLARI
Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı Bir dakika araba yerinde durakladı. Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar, Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar... Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya, Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık, Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı... Arkada zincirlenen yüksek Toros dağları, Önde uzun bir kışın söldürdüğü etekler, Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler... Ellerim takılırken rüzgarların saçına Asıldı arabamız bir dağın yamacına, Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık, Yalnız arabacının dudağında bir ıslık Bu ıslakla uzayan, dönen kıvrılan yollar. Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu. Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu. Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince, Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine Yol, hep yol, daima yol... bitmiyor düzlük yine. Ne civarda bir koy var, ne bir evin hayali Sonunda ademdir diyor insana yolun hali, Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor, Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor... Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine, Bir sarsıntı... uyandım uzun suren uykudan; Geçiyordu araba yola benzer bir sudan Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu, Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu; Ağır ağır önümden geçti deve kervanı, Bir kenarda göründü beldenin viran hanı. Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya. Bir noktada birleşmis vatanın dört bucağı Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı, Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor, Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor, Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı Heryüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı, Gitgide birer ayet gibi derinleştiler Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki çizgiler... Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı, Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı; Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler, Aygın baygın maniler, açık saçık resimler... Uykuya varmak için bu hazin günde, erken, Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı; Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa; *On yıldır ayrıyım Kınadağı'ndan Baba ocağından yar kucağından Bir çiçek dermeden sevgi bağından Huduttan hududa atılmışım ben* Altında da bir tarih. Sekiz mart otuz yedi.. Gözüm imza yerinde başka ad görmedi. Artık bahtın açıktır, uzun etme arkadaş Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş; Araya gitti diye içlenme baharına, Huduttan götürdüğün şan yetişir yarına Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk Soğuk bir mart sabahı...Buz tutuyor her soluk Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri Bulutların ardında gün yanmadan sönuyor, Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor... Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar, Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar Biz bu sonsuz yollarda varıyoz, gitgide, İki dağ ortasında boğulan bir geçide Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu Burada son fırtına son dalı kırıyordu Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla Savrulmaya başladı karlar etrafımızda Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü; Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü... Gönlümde can verirken köye varmak emeli Arabacı haykırdı *İste Araplıbeli* Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana Biz menzile vararak atları çektik hana. Bizden evvel buraya inen uç dört arkadaş Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor Kimi haydut kimi kurt masalı anlatıyor Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri Çicekliyor duvarı ocağın akisleri Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor *Gönlümü çekse de yarin hayali Aşmaya kudretim yetmez cibali Yolcuyum bir kuru yaprak misali Rüzgarın önüne katılmışım ben* Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık Bir han yorgun argın tatlı bir uykudaydık Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım. Başucumda gördüğüm su satırlarla yandım *Garibim namıma Kerem diyorlar Aslı'mı el almış haram diyorlar Hastayım derdime verem diyorlar Maraşlı Şeyhoğlu Şatılmış'ım ben* Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında Korkarım yaya kaldın bu gurbet çıkmazında Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı Bahtına lanet olsun aşmadıysan bu dağı Az değildir, varmadan senin gibi yurduna Post verenler yabanın hayduduna kurduna Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu? Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende, Dedi Hana sağ indi ölü çıktı geçende Yaşaran gözlerimde her sey artık değişti Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti... Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi. Aradan yıllar geçti işte o günden beri Ne zaman yolda bir han raslasam irkilirim, Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar Dönmeyen yolculara ağlayan yaşlı yollar Ey garip çizgilerle dolu han duvarları Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları... Faruk Nafiz Çamlıbel Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 05:40:10 ÖÖ ALLAHAISMARLADIK Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın, Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git... Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git! Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı Andırıyor ışıksız evinde pencereler. Biraz yeşermek için beklesin artık kışı Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler. Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna, Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz: Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna, Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz. Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü, Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim. Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü, Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim. Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü Daha candan görürüm senden uzaklaşınca. Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü: Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca. Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın, Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git. Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git! Faruk Nafiz Çamlıbel DOST BİLDİKLERİM Sanırdım gündüzdü onlarla gecem İçimde ümitti dost bildiklerim Ne zaman yıkılıp yere düştüysem Bırakıp da gitti dost bildiklerim Hepsi varken baharımda, yazımda: Kışın bir burukluk kaldı ağzımda Seneler senesi oysa gözümde Cihana eşitti dost bildiklerim Nerde o sözlere kandığım günler? Her gülen yüzü dost sandığım günler Acıdan kahrolup yandığım günler Ta canıma yetti dost bildiklerim Meydana çıkalı asil çehreler Aydınlanmaz oldu artık geceler Yalanlar tükendi, indi maskeler Birer birer bitti dost bildiklerim Korkar oldum bana *dostum* diyenden Yoksa yok olandan, varsa yiyenden Ne onlardan eser kaldı ne benden Beni benden etti dost bildiklerim ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 10:24:04 ÖÖ BEKLEYENLER İÇİN Bir ayak sesi duymayayım Kapıya koşuyorum Gelen sen misin diye Bir sarı saç görmeyeyim Yüreğim burkuluyor Ağlamaklı oluyorum Her şey bana seni hatırlatıyor Gökyüzüne baksam Gözlerinin binlercesini görürüm Bir rüzgar değse yüzüme Ellerini düşünmeden edemem Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer Tadı senden gelir Yediğim yemişlerin İçtiğim içkilerin Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı Bu emsalsiz hüzün Seni beklediğim içindir Resmine bakamaz oldum Uykulardan korkuyorum artık Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada Ve şu saat geldiğin anda Durabilir sevincinden Zaman çıldırabilir Çünkü benim dünyamda Ölümsüzlük, seni sevmek demektir. Bir çocuk doğmayı bekler Bir ağır hasta ölmeyi Bitkiler yağmur ve güneşi bekler Yalnız bir kadın sevilmeyi Ve düşün ki bir adam İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi Seni bekler Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi Sen gelinceye kadar Pencerem kapalı duracak Rüzgar gelmesin diye Artık perdeleri açmayacağım Gün ışığı girmesin diye Sonra kahrolacağım Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta Ve günlerce gecelerce haykıracağım Nerdesin diye, nerdesin diye Bir gün bu kapıdan sen gireceksin Biliyorum Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek Yıllarca sonra Öldüğüm gün bile gelsen Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup Çocuklar gibi sevineceğim Kalkıp sarılacağım ellerine Uzun uzun ağlayacağım ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN Beklenen Ne hasta bekler sabahı, Ne taze ölüyü mezar. Ne de şeytan, bir günahı, Seni beklediğim kadar. Geçti istemem gelmeni, Yokluğunda buldum seni; Bırak vehmimde gölgeni, Gelme, artık neye yarar? Necip Fazıl Kısakürek Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: KankAs üzerinde Mart 28, 2010, 04:03:32 ÖS arkadaslar hepinizin şiirleri cok guzel :D
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Mart 28, 2010, 08:58:00 ÖS Yaş Otuz Beş
Yaş otuz beş! yolun yarısı eder. Dante gibi ortasındayız ömrün. Delikanlı çağımızdaki cevher, Yalvarmak, yakarmak nafile bugün, Gözünün yaşına bakmadan gider. Şakaklarıma kar mı yağdı ne var? Benim mi Allahım bu çizgili yüz? Ya gözler altındaki mor halkalar? Neden böyle düşman görünürsünüz, Yıllar yılı dost bildiğim aynalar? Zamanla nasıl değişiyor insan! Hangi resmime baksam ben değilim. Nerde o günler, o şevk, o heyecan? Bu güler yüzlü adam ben değilim; Yalandır kaygısız olduğum yalan. Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız; Hatırası bile yabancı gelir. Hayata beraber başladığımız, Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir; Gittikçe artıyor yalnızlığımız. Gökyüzünün başka rengi de varmış! Geç farkettim taşın sert olduğunu. Su insanı boğar, ateş yakarmış! Her doğan günün bir dert olduğunu, İnsan bu yaşa gelince anlarmış. Ayva sarı nar kırmızı sonbahar! Her yıl biraz daha benimsediğim. Ne dönüp duruyor havada kuşlar? Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim? Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar? Neylersin ölüm herkesin başında. Uyudun uyanamadın olacak. Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında? Bir namazlık saltanatın olacak, Taht misali o musalla taşında. Cahit Sıtkı Tarancı Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 09:19:17 ÖS HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM
Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara. Akan yıldıza. Bir kibrit çöpüne varana. Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... AHMED ARİF SEVDAN BENİ Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz, uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni... AHMED ARİF Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 30, 2010, 01:46:25 ÖÖ Sevdigim şiirleri yayınladım burda son kez şiir yayınlayıp aranızdan ayrılıyorum herşey gönlünüzce olsun saglıcakla kalın :'( *rose* YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır Kopmaz kökler salmaktır oraya Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına İnsan balıklama dalmalı içine hayatın Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var: Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana Ataol BEHRAMOĞLU Acılara Tutunmak Acı çekmek özgürlükse Özgürdük ikimiz de O, yuvasız çalıkuşu Bense kafeste kanarya O, dolaşmış daldan dala Savurmuş yüreğini Ben bölmüşüm yüreğimi Başkaldıran dizelere Kavuşmak özgürlükse özgürdük ikimiz de elleri çığlık çığlık yanyana iki dünya ikimiz iki dağdan iki hırçın su gibi akıp gelmiştik buluşmuştuk bir kavşakta unutmuştuk ayrılığı yok saymıştık özlemeyi şarkımıza dalmıştık mutluluk mavi çocuk oynardı bahçemizde aramakmış oysa sevmek özlemekmiş oysa sevmek bulup bulup yitirmekmiş düşsel bir oyuncağı yalanmış hepsi yalan sevmek diye bir şey vardı sevmek diye bir şey yokmuş Acı çektim günlerce Acı çektim susarak Şu kısacık konutlukta Deprem kargaşasında Yaşadım bir kaç bin yıl Acılara tutunarak Acı çekmek özgürlükse Özgürüz ikimizde acılardan artakalan işte o bakışlarmış kuğu diye gözlerimde gün batımı bulutlarmış yalanmış hepsi yalan savrulup gitmek varmış ayrı yörüngelerde... Hasan Hüseyin Korkmazgil Sende Kalmış Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış. Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış. Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış. Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim, Saçlarına hasreti tanımayan hallerim, Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış. Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam, Avunabilmek için bir tavla atıyorsam, Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam, Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış. Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok. Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok. Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok. Aynalarda kendimi göresim sende kalmış. Sende kalmış umudum, saadet çağım sende, Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende, Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende, Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış. Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa, Sanki her noksanımı mecburum itirafa, Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış. Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek, Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek, Kelime-i şahadet getirmem için gerek, Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış. Cemal SAFİ Kalbini krdıgım üzdügüm herkesden ÖZÜR DİLİYORUM *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: samast üzerinde Mart 30, 2010, 09:17:47 ÖS Benimkisi kopyala yapıştır degil orta okulda bir arkadaşımla beraber uydurdugumuz kıssa diyelim..
Arkadaş sevgisi sevgi dolu köşesi neşeliyiz neşeli arkadaş sevgisi kardeş gibi yakınız bir birimizi sayarız vurdugumuzu yıkarız arkadaş sevgisi gençlik işte 15 yıl oldu unutmamışım :)))) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 02, 2010, 11:48:45 ÖS BELKİ YİNE GELİRİM Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler. Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı "Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi Tükürsek cinayet sayılıyor artık Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum Okuduğum bütün kitaplar paramparça Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük İçimde zaptedilmez bir kırma isteği Dizginlerini koparan bir at sanki bu Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün... Ahmet TELLİ BUGÜN GELEMEDİM :( BELKİ YİNE GELİRİM *rose* ARKADAŞ Olmasın o ta içten Gülen gözlerde yaş Bir gün gelip ayrılsak da Seninle arkadaş Bir kıvılcım düşer önce Büyür yavaş yavaş Bir bakarsın volkan olmuş Yanmışsın arkadaş Dolduramaz boşluğunu Ne ana ne kardaş Bu en güzel bu en sıcak Duygudur arkadaş Ortak olmak her sevince Her derde kedere Ve yürümek ömür boyu Beraberce el ele Olmayacak o ta içten Gülen gözlerde yaş Bir gun gelir ayrılsak da Seninle arkadaş Yılmaz Güney Bugün beyin kanaması geçiren can dostum BEKİR'e :( Bir an önce saglıgına kavuşması dilegi ile Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 03, 2010, 02:55:32 ÖÖ ZİLAN Bu kara yazgıdır Zilan; Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban... Bilisen Kaç gece kaç gündüz adın sayıklamışam İçimden atamamışam Küçelerde yolun gözlemişem El etmişem, işmar etmişem Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Ne zaman büyümüşsen farketmemişem Ne zaman ellerin büyümüş Ne zaman gözlerin büyümüş Ne zaman börünmüşsen kara çarşafa Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin Vurulmuşam. Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Daracık köçelere sığmamış sevdam Seni Halilrahman'a sormuşam Anzılha'da Urfa kalasında Nemrut köşküne adın kazımışam Sen gülmüş geçmişsen Zilan... Şimdi gelin olisen telli duvaklı Yine gülü misen biye? Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen? Sevdanı içime gömdüm bilesen Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım. Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan... Bilirem dahlin yoktur bu işte. Töreler böyle demiş Yazgılar böyle çizmiş. Kim karşı gelmiş ki sende gelesen. Atalar boynumuz kıldan incedir demiş... Her şafak seninle sökerdi Zilan. Sıcak yaz geceleri seninle eserdi. Ben siye şiirler okurdum. Sen biye Urfa türkülerini... Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin. Önceleri inanmamıştım sevdigine. Anladım zamanla. Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi; Acımı anla... Kar ender yağardı Urfa'ya Sevdamız yağan kar kimin aktı. Hatırlı misen bir de tutkumuz Yağmurda 'çömçe gelin' oynamaktı... Şimdi sen mi gelin olisen Zilan? Sevgin bir yanda Töreler diger yanda Duydum ki 'KUMA' olimişsen Akar suda saman çöpü gibi çaresiz Ve de köle kimin İtaatkar, sessiz Gidisen Oldu mu ya?... Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak? Bu kenti terkediyem Zilan. Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki Bu kenti terkediyem... Yasak mayın tarlalarını Kaçakta kol verenleri Can verenleri terkediyem... Efsunlu akrepleri, çıyanları Urfa kalasında kenetlenen Efsane şahmaranı Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem. Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellediğin için Bu kenti terkediyem... Bu sana son satırlarım Zilan... Biliyem unutacaksan beni. 'Unutmam' deme biye Davullar uranda unutmalısan. Yoksa nasıl yaşayabilir İnsan... Hani nar ağaçları çiçek açardı ya Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde. İşte ben Her çiçek açanda nar ağaçları Ve söylenende Urfa türküleri Seni ve gülüşünü hatırlayacağam... Bundan böyle cigaramda dumansın Kaçak tütünden sarılmış... Her içime çekişte ağun yakacak beni. Kendini düşünmedin Beni düşünmedin Sevdanı düşünmedin Çocuklarını düşün. Seni tutsak Beni esrik eden töreler Çocuklarını da yakacak bir gün... Bu kara yazgı değildir ZİLAN... Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban... Bu çağlar boyu insanları kul eden Bağnazlıktır. Ki yıkılacak. Bilesen ZİLAN Sen görmesen de Ben görmesen de Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN... Not: Zilan 1968 yılında yaşanmış bir Olaydan esinlenerek yazılmıştır. Şive ile okunması gerekir. Urfa'daki feodal düzenin hala devam ettiğini söylemek şiirin niçin Eskimediğini yanıtlamaktadır. Celal Ülgen http://www.dailymotion.com/video/x623sq_bedirhan-gokce-zilan_music Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 03, 2010, 02:09:43 ÖS Yar Olamadın Güldüğün her yerden gül biter sanma Sen beni ilk defa yaralamadın Ben sana kul köle olurdum amma Sen bana bir günlük yar olamadın Bu kadar yüklenmek var mı susana Yerimde olupta çıldırmasana Ben gönül köşkümü açtmda sana Sen sokak kapını aralamadın Hançerle mavzerle yıkılmazdım da Süründüm aklımı senle bozdum da Ben sana yüzlerce roman yazdım da Sen bana bir satır karalamadın Onbinde bir kula nasip olsam da Kadrimi bilmedin nimet olsam da Ben senın bağına rahmet olsam da Sen benim dağıma kar olamadın Kalplere şifalar sunan meyvaydım Her keyfe kedere derde devaydım Ben senin bahtına gülen ayvaydım Sen bana ağlayan nar olamadın Yıllara mal oldu gözümden düşmen Ey şimdi aynayla kavgalı düşman Her zaman mahçupsan her zaman pişman Sen kendine yar olamadın Cemal Safi http://www.facebook.com/video/video.php?v=103962582949194 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 04, 2010, 06:09:12 ÖÖ Yüz yüze gelmeden Ölmekte Mi var
Gel de bitsin hasret bunca yıl oldu Bahar geldi geçti zemheri oldu Dizde takat kalmadı dilim lal oldu Teller kopuk, mızrap kırık, sözüm dar Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var Özüne sözüne kurban olduğum Yoluna izine yüzüm sürdüğüm Gündüz düşlediğim gece gördüğüm Yollar uzak, mevsim soğuk, hava kar Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var Gönlüm sürgün oldu gurbet ellere Yüzüm gülmez oldu ömür geçti de Son bir defa görsem dünya gözüyle Sesim buruk, yüzüm soğuk, içim har Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var Özüne sözüne kurban olduğum Yoluna izine yüzüm sürdüğüm Gündüz düşlediğim gece gördüğüm Yollar uzak, mevsim soğuk, hava kar Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var… Bedirhan Gökçe http://www.facebook.com/video/video.php?v=1370590778399 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 05, 2010, 12:27:30 ÖÖ Seni Seviyordum Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi... Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri Seni seviyordum ve senin haberin yoktu Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte. Güldüğü zaman yukarıya bakardı; Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı. Ne güzeldiler sen bilmiyordun. Ben Seni Seviyordum.. Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu Geri dönüyordu, çoğalıyordu Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun Kalp ağrısı oluyordun, Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun, Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk, Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk Cesurduk. Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller Ben seni seviyordum sen bilmiyordun... Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına Derken bir gün uzaktan gördüm seni Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı Kalbimi acıttı her zaman ki gibi Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi.. Iclal Aydın http://www.facebook.com/video/video.php?v=106124919399627&ref=mf#!/video/video.php?v=114228088589310 SENSİZ İSTANBUL Balıkçılar ağlarını eskisi gibi çekmiyor Pavuryaların eski lezzeti kalmadı Bir keder rüzgârıdır esen bahçelerde Ne güllerin rengi güzel ne meyvelerin tadı Dalgın ve isteksiz tablalarda balıklar Ağlamaklı bir hâli var istiridyelerin Gidişinle birşeyler... oldu İstanbul'a Yokluğun öyle dayanılmaz öyle derin... Yakamozlar oynaşmıyor denizlerde şimdi Yosun kokmuyor sahiller Geçiyor yanımdan bir hüzün gibi kahır gibi Birbirine sokulmuş sevgililer Nasıl kıskanıyorum onları bilemezsin Nasıl içimde birşeyler cız ediyor Boş ve anlamsız bir zaman yaşadığım Saatler avuçlarımdan kayıp gidiyor... Vızır vızır otobüsler, dolmuşlar dört yanımda Sonra bomboş bakışlar, o silik yüzler Akşamlar ki alabildiğine mahzun gamlı Ve kör bir gecenin karanlığı içinde gündüzler Sabahları ayaklarım zor taşıyor beni Sürüklenen bir çuval gibiyim caddelerde... Üzülme akşamları kimse görmüyor ağladığımı Köhne ve uzak bir meyhanede... Söyle ne oldu bu şehre, bu İstanbul'a !!.. Nasıl sindirmiş her köşesine yokluğunu... Bir zaman mutluydum seninle, Bilmezdim sensizliğin böyle zehir zemberek olduğunu... Ümit Yaşar OĞUZCAN http://www.facebook.com/video/video.php?v=104271956251590&ref=mf Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: c4nsu üzerinde Nisan 06, 2010, 12:04:12 ÖÖ Rıhtımda
Bir beyaz gemiydi ayıran onları Kadın güvertedeydi, adam rıhtımda Simdi unuttum yüzünü kadının Adamın gözleri aklımda Kana bulanmış bıçaklar gibi Uzun kirpikleri ıslaktı Adam dertli, adam darmadağın Dokunsalar ağlayacaktı Adam bitkindi, adam seviyordu Kalan kederdi, giden gemiyse Tas olduğu içindir dedim Rıhtım taşları erimediyse Derken bir düdük ottu ansızın Bembeyaz gemi gitgide ufaldı Korkunç yalnızlığıyla baş başa Rıhtımda bir adam kaldı . Ümit Yaşar Oğuzcan Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 07, 2010, 02:08:25 ÖÖ DAĞ RÜZGARI Kaderde senden ayrı düşmek te varmış Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim.. Seni tanımadan Hele seni böyle deli divane sevmeden Yalnızlık güzeldir diyordum Al başını, kaç bu şehirden Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git Git gidebildiğin yere git diyordum Oysa ki, senden kaçılmazmış Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış. Bilmiyordum. Yine de dayanmağa çalışıyorum işte Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye Rüzgar güzel bir koku getirmişse Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum Yaşamak seninle bir başka zamanı Bir başka zamanda seni yaşamak Her şeyden önce sen Elbette sen Mutlaka sen İster uzaklarda ol İster yanı başımda dur Sen ol yeter ki bu zaman içinde Ben olmasam da olur Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır Bitmiyorsun Çaresizliğim gün gibi aşikar Su olup çeşmelerden akan güzelliğin İnceliğin ışık yüzüme vuran Sen güneş kadar sıcak Tabiat kadar gerçek Sen bahçelerde çiçekler açtıran Sudan, havadan, güneşten yüce varlık Sen, o tek sevgi içimde Sen görebildiğim tek aydınlık Bir nefeste benim için al Havasızlıktan öldürme beni Bulutlara, yıldızlara benim için de bak Susadım diyorsam Bir yudum su içmelisin Ben yorulduysam sen uyumalısın Ellerim sevilmek istiyor Saçlarım okşanmak istiyor Dudaklarım öpülmek istiyor Anlamalısın. Ağaçların yeşili kalmadı Gökyüzünün mavisi yok Bu dağlar o dağlar değil Rüzgarında kekik kokusu yok Kim bu çaresiz adam Bu kan çanağı gözler kimin Kaç gecedir uykusu yok Gündüzü yok Gecesi yok Yok Yok Anladım Sensiz yaşanmaz bu dünyada İmkanı yok. Ümit Yaşar OGUZCAN http://www.facebook.com/?ref=home#!/video/video.php?v=106337936044992&ref=share Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 07, 2010, 02:55:31 ÖÖ Her Dideden Gören O Her dideden gören o, her yüzden görünen o Ey göz anı görmesen de görür seni sevdiğin Sanma ansız bir dem var, her demdir o sana yar Sen yar olmasan dahi yardı sana sevdiğin İsteyen seni odur, sen anı istemesen Dileyen senden ön o, sen anı dilemesen Bildiren sana odur, sen anı bilmesen Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin Gafil olsan aşina sanma ki gafil odur Ger dile ger dileme emrine kafil odur Bi-gane sensin ana, bil sana vasıl odur Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin Sen müridim deme kim istemiş murad anın Sen zakirim deme kim zikr eden o, yad anın Gamı şadıbir dem et, gam anındır şad anın Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin HULUSİ yardır gören baktığın ve gördüğün Sen erdim deme ana ermiş sana erdiğin Canını alan odur, yoluna can verdiğin Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin Es Seyyid Osman Hulusi Efendi http://www.izlesene.com/video/muzik-bedirhan-gokce-sana-sevdigim/805227 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Nisan 07, 2010, 08:03:28 ÖÖ abi sen yeni başlık açıp bunları oraya eklesen ne güzel olur.
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 21, 2010, 04:34:04 ÖÖ Bahar Gelme Üstüme Bahar, yalvarırım çek git işine! .. Salma üstüme çiçeklerini aklımı çelme! .. Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra güneşle oynaşıp tütsülenmis¸ gibi buğulanıyor. Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek... Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem... Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü böcek... Yapma bunu bana bahar, Böyle üstüme gelme...! Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı... Çoktan cemreler düşmüs¸ beynime, yüreğime... Kalbimin buzları erimis¸ Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum nicedir... Bir de sen çıldırtma beni... Krizdeyim ben... tembelliğin sırası değil, uyamam sana... Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol. Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar beni... Bulutların üşüşmesin başıma... Girme kanıma benim... yoldan çıkarma...! Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin, afrodizyakların en etkilisi, Sevdanın suç ortağısın. Kıyma bana...! Biliyorum çünkü, yine kandırıp yesillendireceksin aşka; gövdemi azdırıp sonra birden çekip gideceksin. Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir kuraklığın ortasında terk edeceksin... O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman... Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin uçuştuğu günbatımları... Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan... Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında... Yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak ruhumuz... Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden... yüreğim viraneye... Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da... Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak. İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar... Iş¸ açma başıma... Git işine! Yoldan çıkarma beni! .. Can Dündar Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: 0guzh@n üzerinde Nisan 21, 2010, 04:35:27 ÖÖ abi sen yeni başlık açıp bunları oraya eklesen ne güzel olur. *bravo* *ok*şiirden nefret etmeme az kaldı *xxx* *WALL* *suicide* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Nisan 21, 2010, 08:54:32 ÖÖ o zaman burayı okuma oğuzhan olmazmı :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: 0guzh@n üzerinde Nisan 21, 2010, 09:43:37 ÖÖ o zaman burayı okuma oğuzhan olmazmı :) nereyi okuyacağımı yada okumayacağımı karar verebiliyorum ;)zahmet edip,düşünmüşsün beni teşekkürler *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: esra1986 üzerinde Nisan 21, 2010, 10:19:56 ÖÖ Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?
Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz? Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın? Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın? Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye? Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye? Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren? Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren. Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline? Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde? Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı? Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı? Hangi cama kafa atsam? Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam? Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam? Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam. Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam. Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür? Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür? Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine? Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene? Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın? Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın? Hiç sanmam! ... Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! . Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz. Hangi mübarek dua, Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye? Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye? Olur mu be! . olur mu? Bu da benim gibi adama yapılır mı? Aşk dediğin mendil mi? Buruşturup bir kenara atılır mı? VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı? Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden? Hangi pense kopardı bizi birbirimizden? Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini? Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini? Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı? Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı? Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti? Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti? Dağ gibi adamı eze eze! ..... Hangi anası tipli parlak çömeze, Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze? Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı? Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı? Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı? Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı? Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni? Ve! .. Hangi su bağışlatır? Hangi musalla temizler seni? Bu Nasıl Ayrılık?... YUSUF HAYALOĞLU - HANGİ AYRILIK Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: esra1986 üzerinde Nisan 21, 2010, 10:45:35 ÖÖ GÖKKUŞAĞI VE SEN
Gökkuşağı gibi gülümse Aşkınn bir adı hüzünse, öbür adı mutluluktur. Yarısı zorluksa, diğer yarısı rahat bir soluktur. Bir gün yüreğin kanadığında, biri ağlar ise “O” gerçek dostundur. Dostlarınla öyle yaşa ki düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın. Düşmanlarınla öyle yaşa ki dost olduğunda yüzün kızarmasın. Kucaklamaya kollarının yetmeyeceði bir ağaç, bir tohumla başlar. En uzun yolculuklar bir adımla başlar. Gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar. Değer verdiğin insan sana değer vermiyorsa, bırak kendi değeriyle kalsın. Lüzumsuz şeylerin peşinden koşan, lüzumlu şeyleri kaçırır. Gülü öyle bir sevmelisin ki, soranlara “dikeni yok” diyebilmelisin. Dal rüzgarı affetmiştir, ama kırılmıştır bir kere. Insanları çılgına çeviren şey; bugünün deneyimi değil, dün olan bir şey için pişmanlık duymak ve yarının getireceklerinden korku duymaktır. Geldiğin zaman boşlukları dolduran değil, gittiğin zaman yeri doldurulamayan ol. Dostlar ırmak gibidir: Kimi zaman suyu az, kimileyin çok... Kiminde ellerin ıslanır yalnızca, kiminde ruhun yıkanır boydan boya. Hayatın en güzel anı her şeyden vazgeçtiğiniz zaman sizi hayata bağlayan biri olduğunu düşündüğünüz andır. Karamsar olmak zor değil. Zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 22, 2010, 12:23:39 ÖÖ İstanbul'u Dinliyorum İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı Önce hafiften bir rüzgar esiyor; Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar, ağaçlarda; Uzaklarda, çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Kuşlar geçiyor, derken; Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık. Ağlar çekiliyor dalyanlarda; Bir kadının suya değiyor ayakları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Serin serin Kapalıçarşı Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa Güvercin dolu avlular Çekiç sesleri geliyor doklardan Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Başımda eski alemlerin sarhoşluğu Loş kayıkhanelerıyle bir yalı; Dinmiş lodosların uğultusu içinde İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir yosma geciyor kaldırımdan; Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar. Bir şey düşüyor elinden yere; Bir gül olmalı; İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı. İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı; Bir kuş çırpınıyor eteklerinde; Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum; Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum; Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından Kalbinin vuruşundan anlıyorum; İstanbul'u dinliyorum. Orhan Veli Kanık Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 22, 2010, 03:44:44 ÖS Ah Ulan Rıza Neden halâ gelmedi, yoksa Saati mi şaşırdı hıyar? Gerçi hiç saati olmadı ama En azından birine sorar. Cebimde bir lira desen yok, Madara olduk meyhaneye! Ah eşşek kafam benim, Nasıl da güvendim bu hergeleye! Gelse, balığa çıkacaktık, Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık. Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp Enteresan hayâllere dalacaktık. Bu sandalı geçen hafta denk getirip Çalıntıdan düşürdük. Arkadaşlar ısrar etti, Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük. Saat sekizde gelecekti, Bana birkaç milyon borç verecekti. Yoksa o nemrut karısı kaçtı da Onun peşinden mi gitti? Eğer öyleyse yandık, Gudubet gene yaptı yapacağını! Geçen sene de merdivenden itip Kırmıştı Rıza'nın bacağını. Abi, kadında boy şu kadar; Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak! Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak, Ya horlarken Rıza'yı boğacak! Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama, Ben olsam, vallahi baş edemem!.. Hele beş tane velet var ki boy-boy, Allah'tan düşmanıma dilemem! Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur, Herkesin suyuna gider. Yoksa, kalıba vursan hani, Tek başına on tane adam eder! Bir keresinde, hiç unutmam Üç-beş zibidi haraca dadandı; Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi Herifleri hastaneye kadar kovaladı! Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik, Aynı kafadaydık. Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu, Biz, başka havadaydık. Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır, Aynı takımı tutardık. Fener'in her maçına iddialaşıp Millete az mı yemek ısmarladık!.. Bir tek askerde ayrıldık, Bana Bornova düştü, ona Gelibolu. Döner dönmez evlendirdiler, En büyük salaklığı da bu oldu!.. Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu. Hep tek tabanca gezdim. Benim beğendiğimi anam istemedi, Onun gösterdiğini ben sevmedim. Neyse, bunlar derin mevzu... Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek. Ufaktan yol alayım Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek!.. Gittim, vurup kafayı yattım; Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini. Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!.. Vay be Rıza!.. Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine! Dün, boşuna günahını almışım, Ne olur, kızma bu kardeşine! Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler Ne kolay söylediler! Sanki dev bir taş ocağını Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler! Ah dostum... o kocaman gövdene O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler? O zalim tabutun tahtalarını Senin üstüne nasıl böyle çivilediler? Yani sen şimdi gittin, yani yoksun, Yani bir daha olmayacak mısın? Yani bir daha borç vermeyecek, Bir daha bira ısmarlamayacak mısın? Peki, beni kim kızdıracak, Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak? Peki, beni bu köhne dünyada Senin anladığın kadar kim anlayacak? Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa, Ne acayip şeyler yapacaktık... Totoyu bulunca dükkân açacak, Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık. Talih yüzümüze gülecekti be!.. Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık. Hafta sonu iki yavru kapıp Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık! Ah ulan Rıza... bu mahallenin, Nesini beğenmedin de öte yere taşındın? Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki, Benim en kıral arkadaşımdın!.. Ah ulan Rıza... ben şimdi, Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim? Senden ayrılacağımı sanma, Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!.. Yusuf Hayaloğlu Arkadaş Dökümü Evvela dişlerimiz döküldü Sonra saçlarımız Arkasından birer birer arkadaşlarımız Şu canım dünyanın orta yerinde Yalnız başına yapayalnız Kırılmış kolumuz, kanadımız Tatlı canımızdan usanmışız Bir şüphedir sarmış yüreğimizi Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi Bir şüphedir demir atmış ciğerimize Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun Bir çalım bir kurum hepimizde Nereden inceyse oradan kopsun Bu canım dünyanın orta yerinde Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize Yalan mı? gözünü sevdiğim karıncalar İşte: hamsiler sürü sürü Arılar bölük bölük geçer Leylekler tabur tabur Ya bizler? eşrefi mahlukat!.. Boğazımıza kadar kendi mundar karanlığımıza gömülmüşüz Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur Bizler sürü sepet Yalnız birbirimizi öldürmüşüz. Bedri Rahmi Eyüboğlu Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 23, 2010, 03:01:24 ÖÖ Adın Bahardı Kente yanlızlık gelirdi sen uyuyunca Yüzümde mevsim değişirdi uyandığında Bilmezdin gizliden seni sevdiğimi Aşkın içimde solardı adın bahardı Eteğini koştururdun sokağımızda Sokak sus pus olur sana bakardı Bilmezdin gizliden izlediğimi Gözlerim gözlerinden korkardı Hatırlıyorum adın bahardı Sokakta bir bayramdı durakta bekleyişin Sanki sonsuz bir ayrılıktı okula gidişin Bilmezdin her sabah seni yolcu ettiğimi Yüreğim yol boyu ardından ağlardı Hatırlıyorum adın bahardı Yılmaz Erdoğan Ölümden Sonrası Öldük, ölümden bir şeyler umarak. Bir büyük boşlukta bozuldu büyü Nasıl hatırlamasın o türküyü, Gök parcası, dal demeti, kuş tüyü, Alıştığımız bir şeydi yaşamak. Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok; Yok bizi arayan, soran kimsemiz. Öylesine karanlık ki gecemiz, Ha olmuş ha olmamış penceremiz; Akarsuda aks'imizden eser yok. Cahit Sıtkı Tarancı Ölüm I Sözünde durmadı mavi gökler; Gün kararıyor gitgide ölüm. Akşam yeli nedameti söyler; Nedamet yer etti bende ölüm. Ne yapsam, gün doğmuyor gönlümce; Sudur akar kendi bildiğince, Hangi pencereye koşsam gece; Gitmiyor bu can bu tende ölüm. Ne vefasız geçmişten hayır var, Ne gelecekler imdada koşar, Çoktandır tekneyi aldı sular; Çoktandır ümitler sende ölüm. Cahit Sıtkı Tarancı Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 23, 2010, 09:56:03 ÖS Hadi GİT Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, katilim olmadan git! Git de, şen şakrak geçen günlerine gün ekle, Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle. Git ki, siyah gözlerin arkada kalmasınlar, Git ki, gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar. Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar, Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar. Hadi git, benden sana dilediğince izin, Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin. Kahrımın nedenini söylesem, irkilirler; Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler. Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın; Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın. Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak, Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak! Sanma ki, fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez, Sanma ki, hüsranını görmeye ömrüm yetmez. Her darbene tahammül edecektir bedenim, Gururum mani olur perişanlığıma benim. Yari Ferhat olmayanın ellerle ülfeti ne? Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine. Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka, Sana gül bahçesini kim açar benden başka! Hercai arılara meyhanedir çiçekler, Kim bilir, şerefinden kaç kadeh içecekler! Madem ki aşk tablosunun takdirinden acizsin, Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin. Ne vedaya gerek var ne de mektuba hacet, Git de, Allah aşkına bir selama muhtaç et! Güllere de aşk olsun, gene sen kokacaksan! Fallara da aşk olsun, aşkolsun gene sen çıkacaksan! Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm! Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm. Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum; Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum! Git, iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit, Günahıma girmeden, Katilim olmadan git. Cemal SAFİ http://www.izlesene.com/video/muzik-cemal-safi-git/1209516 http://www.dailymotion.com/video/xblkwn_candan-ercetyn-gyt_music Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 04, 2010, 01:13:22 ÖÖ Asi Bir Küheylan Aşiret çocuğuyam adım küheylan Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam Vurmuşam Onursuz yaşanmaz demişem Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere Yavri yavri Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam Asi bir küheylanam Anam rüzgar, babam gurbet Bin yıldır bu koğuştayam Diz çöktürmez beni hasret Seni sevmişem Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi Seni sevmişem Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem Buraya Yavri yavri Ölürsem iradi ölürem Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi Asi bir küheylanam Gözlerini benden ayırma Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama Bana ne getirmişen cico Karda çürümüş sümbül soğanlarımı Yoksa tozkaldıran taylarımı Dargeçitlerdemi kanatmışan O göçebe sevdamızın yamacına Şimdi kimler konmada söyle Yavri yavri Söyle kınalı kuzun nerde Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan Asi bir küheylanam Mahmut vurma döşüme Delerem bu duvarları delerem Jandarma kavuşmaz peşime Benki dipsiz uçurum boylarında Paramparça olmuş ölmemişem Benki huysuz nehir yataklarında Yaralarımı çamurla sıvamışam Nasıl sığaram düşündünmü Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi Yavri yavri Dağları çıldırtan öykümü Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam Asi bir küheylanam El süremezler yeleme Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime Hüznün duvarlarında Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen yavri Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar Bu gevur ölüsü akşamlarda Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan Adımları.donansın Yavri yavri Şapkam namusumdur Koma buralarda koma Tespihim dağılmasın Asi bir küheylanam Kesmez beni bu acılar Beni vursada bu puştlar Ancak sırtımdan vururlar Yusuf Hayaloğlu http://www.dinliyoz.com/11718/yusuf-hayaloglu-asi-bir-kuheylan-indir-dinle.html Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Gazik üzerinde Mayıs 04, 2010, 07:49:38 ÖÖ DOKUNMA YANARSIN Çocukluğum çıraklıkta geçti Kir-pas içinde. Gençliğim korsan yürüyüşlerde mitinglerde. Hapse erken düştüm, Copla erken tanıştım Küçük voltalardan bıktım usandım! Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda, Adımlarımı saymadan Geriye dönüp bakmadan, Usanmadan bıkmadan Deli taylar gibi koşmak istiyorum! Ve görüyorsun ki; Aşkı beceremiyorum... Beni kendi halime bırak yavrucuğum, Ben yolumu nasıl olsa bulurum.. Upuzun çayırlarda Yalınayak koşmak istiyorum. Saçlarım rüzgâra konuk Yüzüm dağlara dönük... Göğsümün çeperini Ölümle sınayan esaret Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret; Kıyasıya vuruşsun istiyorum! Koşmak... koşmak istiyorum sevgilim Dönemezsem affet... Firari gecelerin azmanı olmuşum Bütün istasyonlarda afişim durur. Beni bir çocuk bile bulur... Dokunma bana çıldırırsın! Dokunma bana ellerin tutuşur! Koşmak istiyorum; Eksozların molozların Yağmaların kıyısından. Onca insafsızlıkların Onca haksızlıkların Manzarasızlıkların parasızlıkların Allahsızlıkların kıyısından... Kimseye ve hiçbir şeye değmeden Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum! Koşmak istiyorum; Şiirimin ve yumruğumun namusuyla... Kavgaya karışmadan tutuklanmadan Ve küfür etmeden Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!. Avucunu son bir defa Ağlamadan tutmak istiyorum; Gözlerim yüzüne küskün Sazım sevgine suskun... Saati ayrılığa kurmuşum Olmaz teslimiyet! Ziyan aklımı senle bozmuşum İçerim felâket!. Kurşunlara geleyim istiyorum Ölmek... ölmek istiyorum sevgilim Sağ kalırsam affet!.. Firari acıların uzmanı olmuşum Bütün telsizlerde adım okunur; Beni bir korkak bile vurur... Dokunma bana fişlenirsin!. Dokunma bana sen de yanarsın!.. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 04, 2010, 11:06:17 ÖÖ Gülüşün Gülüşünde bir mana var, Saklayamazsın. Sarılışında ne düşler, Ne düşükler, Sakınamazsın. Aynı yolları, Kimsesiz mekanları, Birlikte özleme hasreti... Yalnızlığımın dert ortağı gastrit... Gülüşünde bir mana var, Saklayamazsın. Bütün iç savaşlarda, Rehin alındı bu yürek Kandıramazsın. Hangi çekilişin Büyük ikramiyesi bu, En uzak sevişmelerin Yeni yetme utancı. Lakin aşk, Biraz da utanmaktır yaşamaktan, Sakınamazsın... Yeni yetmelik işine gelince: O zaten hepimizin gizli öznesi Türkçede var. Bazı dillerde yok. Gülüşünde bir mana var, Saklayamazsın. Kime niyet kime felaket bu aşk, Anlayamazsın. Ödümüz patlıyor acı çekmekten Oysa; Biraz da acıdır, Aşkın mayası. Kaçınamazsın. Gülüşündeki manayı saklayamazsın. Tutunacak yerimiz yok, Resmi tutanaklarda. Gülüşünde bin yıllık hasret var, Saklayamazsın. Bu yazık karşılaşmanın Alnımıza çakılıyor anafikri: Aşka cesaretimiz yoksa Başka zaman görüşürüz Yılmaz Erdoğan Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 05, 2010, 11:05:06 ÖS Ah Ölüm Yalancı dünyaya konup göçenler Ne söylerler ne bir haber verirler Üzerinde türlü otlar bitenler Ne söylerler ne bir haber verirler Kiminin başında biter ağaçlar Kiminin başında sararır otlar Kimi masum kimi güzel yiğitler Ne söylerler ne bir haber verirler Toprağa gark olmuş nazik tenleri Söylemeden kalmış tatlı dilleri Gelin duadan unutman bunları Ne söylerler ne bir haber verirler Yunus derki gör taktirin işleri Dökülmüştür kirpikleri kaşları Başları ucunda hece taşları Ne söylerler ne bir haber verirler Yunus Emre Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Styks üzerinde Mayıs 07, 2010, 12:42:35 ÖS ben seni herşeyinle sevmiştim
hatta herşeyi göze almıştım senin için ama nerden bilirdim ki sevginin de, her şeyin yalan olduğunu aslında aşk diye bir şey yokmuş bu dünyada kimse sevmezmiş birbirini her sevgi, her aşk yalanmış bu dünyada ben bunu anladım seninleyken ve anladım ki sözler değil... gözler söylermiş doğruyu bana söylediğin sözleri çoktan unuttum ama son bakışın hala gözlerimde diyorum ya aşk diye birşey yokmuş sadece sevgi varmış o da tek taraflı kimi zaman işte ben bunları anladım seninleyken herşeyi sen öğrettin bana sen şimdi hala aklımdasın ben hala gözlerinin baktığı yerdeyim eğer birgün bana dönmek istersen ben gözlerinin son baktığı yerdeyim seni bekliyorum...!!! Can Yücel Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 07, 2010, 01:23:40 ÖS Saklı Kalan günlüğü eksik tutulan güz usulca çekilmiş de kıyıya bütün gürültülerden uzakta eğiriyor suların köpüğünü belli ki duymuyor dağların uğuldayan yalnızlığını bekleyişin ve acıların uğultusdur yalnızlıklar kimi kez kuşatabilir büsbütün doğayı, aşkı ve yaşamı ama kayalıkların karanlıklarına hiç sığar mı bir dağın yalnızlığı bir çiçek bile doldurabilir uçurumların derin oyuklarını oysa o bir çatlaktan fışkırıp bir yangın gibi büyüyendir belli ki duymaktadır kalbinde aşkın saklı yalnızlığını anımsanan ne varsa şimdi biraz acıya dönüktür yüzü ve solgun bir gülümseyiş gibi sararken sessizliği taşır bekleyişin gizinde aşkın saklı yalnızlığını günlüğü eksik tutulan güz eğirirken suların köpüğünü ey alıngan susuşundan üzünç gibi öfkesinden kan sızan kalbini suların göğsüne bastır duyacaksın kalbimizin atışlarını Ahmet Telli Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mayıs 07, 2010, 08:35:03 ÖS Aslında hiç kimse sevmedi,
Bir ben sevdim seni... Severmiş gibi değil, Kana kana sevdim seni. Tıka basa ...sevdim... Dolu dolu sevdim... Aslında kimse sevmedi seni, Sevmekten çekindi Oysa ben;Yana yana sevdim seni... Bile bile sevdim... Aklımdan zorun var gibi, Aklıma silah dayanmışcasına, Mecburmuş gibi, Ve başka çarem yokmuşcasına, Bir ben sevdim seni... Aslında bir sen sevmedin beni, Herkesi sevdiğin gibi... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 07, 2010, 10:30:15 ÖS Annem Öldü Mü? Ne hız ellerini üzdün dünyadan Balanı tek koyup nereye gittin? Nasıl yok oluyormuş bir anda insan Sanki bu dünyada hiç yok imişsin.. Güneş gurup etti... oda karardı... Bir anda yok oldun sen hayal gibi. Şimdi düşünürüm senden ne kaldı.. Gönlünde hatıran kara hal gibi... Beni boya başa yetirdin anne Bize borçlu bildik her zaman seni Sen beni dünyaya getirdin anne Bense yola saldım dünyadan seni... Sen bana beşikte ninni çalmışsın Bugün ninni çalsam sana ben de mi? Senin şirin şirin ninnilerini Sana gaytarayım cenazende mi? 'Uykun şirin olsun' diyerdin bana 'Uykun şirin olsun' deyim mi sana Gerek ben basına dönüm dolanım, Beni hayat için hep uyutanım, Söyle ölümçün Nasıl uyutayım seni ben bugün? Bu nasıl dünyadır anlayamam ben, Cilvesi cürbecür, rengi cürbecür Dün öz nefesiyle seni işiden Bugün buza dönüp, tasa dönüptür Bu nasıl dünyadır... İnsanoğlunun Hayali göktedir kendi yerdedir... Sağken omuzunda hayatın yükü Ölende ceseti çiyinlerdedir... Bu nice dünyadır bu nice dünya Ölüm hakikat hayatı rüya Derdimin gamımın ortagı sendin Niye yüz çevirdin ya niye benden? ... 'Derdin bana gelsin' hani diyerdin Niye dert ekledin derdime ya sen Annem, kimse seni darıltmamıstır, Ben seni Ben seni darıltan kadar. Şimdi kime açsam derdimi bir bir Kim benim derdime yanar sen kadar? Evin her yerinde görülür yerin Gözüm ahtarcıdır anne ey anne 'Ninem' 'hani' diyor küçük azerin Ne cevap verem ana ey ana Bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir Hayat var iken Nefesin ey anam hala evdedir Kendin yer altinda taşa dönmüşsün Bugün yedin oldu... Annem yedi gün, Bizimle beraber ağlar odalar Sana Yalniz sana Sana demek için Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var... Annem ısmarlandın anne topraga Bu ölüm sineme çekti dağ benim Sen benim arkamda benzerdin dağa Sanki de arkamdan uçtu dağ benim... Ömrü başa vurdun altmış yaşında Altmışın üstünde durup yaşında Artık senin için durudgu zaman Benim çün dolaşır Gün olur akşam... Vakit geçer sen benden uzaklaşirsin Ben sana günbegün yakınlaşırım... Bahtiyar Vahapzade http://www.youtube.com/watch?v=ecXHe8AlHhM&feature=related :'( :'( :'( Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: c4nsu üzerinde Mayıs 08, 2010, 05:54:50 ÖS Merhaba anne,
Yine ben geldim. Merak etme okuldan çıktımda geldim. Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de Onun için söylüyorum. Geçen hafta öğretmen, Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte Öğretti sağımı solumu. Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi Ağrıyan yanımın neresi olduğunu Şimdi iyi biliyorum anne. Hani geçen geldiğimde Şuram acıyor işte şuram demiştim de Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne Bak şimdi söylüyorum Şuram işte, Sol yanım çok acıyor anne. Hem de her gün acıyor anne her gün. Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü. Elinden tutup okula getirdi. Yakası da danteldi. Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi. Bende ağladım, Ağladım hiç de utanmadım. Öğretmen ne oldu dedi. Düştüm dizim çok acıyor dedim. Yalan söyledim anne. Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne. Bugün bende saçım örülsün istedim. Babam ördü ama onunki gibi olmadı. Dantel yaka istedim. Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi. Bari okula sen götür dedim. "kızım, iş" dedi. Bende banane dedim, ağladım. "kızım, ekmek" dedi babam. Sustum ama okula giderken yine ağladım anne. Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne. Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi. Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi. Babam hepsini birlikte yıkıyor. Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne? Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme. Üzülmesin diye söylemiyorum ama Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor. Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne. Hava kararıyor, ben gideyim anne. Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi. Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum. Kim bozuyor toprağını, Çiçeklerini kim koparıyor. İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme. Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >> Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım. Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını Şu kavanozda biriktirdim. Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum. Her sabah onu öpüyor kokluyorum. Kimseye söyleme ama anne Bazen de konuşuyorum onunla. Ne yapayım seni çok özlüyorum anne. Ha unutmadan, Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi. Ben babama yazdıracağım. Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın. Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne. Senin adın geçince sol yanım acıyor anne. Hiç bir şey yutamıyorum. Bazen de dayanamayıp ağlıyorum. Kağıda da böyle yazamam ya anne. Ben gidiyorum anne, Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp. Mutlaka gel anne, Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >> Sol yanım acıyor anne. İşte tam şurası, Sol yanım çok acıyor anne. Seni çok özledim, Anne çook... Şair: Ayla Aydemir http://www.dailymotion.com/video/x9a1k_bedirhan-gokce-sol-yanim-aciyor-ann_music link için bunyas'a teşekkür ederim Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 08, 2010, 09:39:36 ÖS Ben Sana Nasıl Küseyim Beyoğlu Arsız bir gece beyim Hayat üryan edilmiştir Ve sevilmiştir, ve sevmiştir Gül pavyonda sevim Söyle Söyle ben sana nasıl küseyim Yolda yürürsün Canın çeker Kestane satarım Taksim’in köşesinde Beyoğlu’nda sinemaların kapısında dururum Her filimde Türkan Şoray oynar Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme düşer Minibüslerin kapısında bağırırım Sen binersen ön koltuğu ayırırım Bir de teybe attım mı şarkımızı Bir tek dileğim var Mutlu ol yeter Ben sana küsmem İstanbul üstüme düşer Yangın çıkar Üsküdar’ın içinde Aslan arkadaşla belalardan geçerim Her bir şeyi taşır yüreğim Her bir şeyi taşır Bir senin yokluğunu çekemez Söyle Söyle ben sana nasıl küseyim Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme düşer Karaköy’den vapur kalkmaz Sezen Aksu şarkı yapmaz Üsküdar’da yangın çıkar Ey kanar yüreği güvercinlerin Minibüsler bağırmaz olur Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın Ulan poyrazı küser Ulan lodosu esmez Yağmuru yağmaz nisanın Ben sana nasıl küseyim İstanbul üstüme gelir İstanbul üstüme düşer Söyle Söyle ben sana nasıl küseyim… ibrahim Sadri http://www.youtube.com/watch?v=nG5ZAyM8DyA Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 09, 2010, 12:00:54 ÖÖ Dudak Payı
Çay bardağında Bırakılan dudak payı Kadar bile Uzak kalamam Gözlerine Yakın olsun isterim Ellerime ellerin Yanındaki beton binaya Yaslanması gibi Köhne bir evin Seni bir çivi Gibi çaktım Çünkü beynime Ve toplayıp Bütün kerpetenleri Attım denize Sunay Akın Çukur Bilerek mi yanına almadın giderken başının yastıkta bıraktığı çukuru Güveniyordum oysa ben sevgimize vapur iskelesi ya da tren istasyonundaki saatin doğruluğu kadar Beni senin gibi bir de annem terketmişti ki göbeğimde durur onun yokluğundan bana kalan çukur Sunay Akın Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 09, 2010, 09:36:13 ÖS BAHAR Sen bana müjde misin umut musun sevgili Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili Benim olgun gönlümde aşkının telaşı var Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var Tabiki ben böyle oldugum için bahar Çünkü sana değdiğinden beri ellerim Bütün kış dallarında tomurcuklar var Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili Kim ne derse desin al beni sinene sar Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili Benim yorgun gönlümde bir tek senin aşkın var Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var Tabiki ben böyle oldugum için bahar Çünkü sana değdiğinden beri ellerim Bütün kış dallarında tomurcuklar var http://www.dailymotion.com/video/xbk4vj_candan-ercetin-bahar_music Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 15, 2010, 01:07:54 ÖÖ KADIN VE MEYVA
Dünyada en tatlı şey Kadın bir, meyva iki İkisi birbirine Öylesine benzer ki Kadın var can eriği Kah tatlı, kah buruk Kadın var üzüm gibi Yenir olsa da koruk! Kadın var vişne gibi Reçel yap tabak tabak Kadın var karpuz gibi Yandın çıkarsa kabak Kadın var kestanedir Kış mevsimine sakla Kadın var kavun gibi, Aman alırken kokla! Kadın var incir gibi Kuru yenir, yaş yenir. Kadın var muz gibi, Soya soya yenilir. Kısaca her kadının Benzeri bir meyvadır. Ama nikah masasında Evet! diyen erkeğin Yediği hep ayvadır... Ümit Yaşar Oğuzcan Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 16, 2010, 12:53:05 ÖÖ Beni Tutma
Öyle çok şey var ki, Şimdi burada anlatmak istemiyorum.. Sen de ince sorularınla Beni incitmesen, iyi olur.. Yağmurlu ve uzun bir yolu Düşe-kalka yürümeye çalıştık Ve inanılmayacak kadar duygusal Bir geçmişimiz oldu seninle.. Üstelik biz bunu, bir ömür boyu Sürüp gider sanmıştık.. Beni tutma, böyle sahnelere gelemem. Beni tutma, çok kötü yanılırsın. Yıllardır öyle biriktim ve öyle gerildim ki Şimdi topyekün boşalırım, Toz olur dağılırsın.. Sen benim en ince telimden Türkümü çaldın. Sen benim en ücra duygularımı Talan ederek beslendin. Her şeyin merkezi sendin, Her şey senin etrafında dönerdi. Bar köşelerinde tükenip Kaldırımlarda sınarken kendimi, Gelip sana sığınırdım, Umutlarım bir kez daha gümlerdi.. Beni tutma, şantajlara boyun eğmem. Beni tutma, hırsımdan çatlarım. Yıllardır öyle sabrettim ve öyle doldum ki Şimdi yanardağlar gibi Birdenbire patlarım.. Bir yavru serçe, hayata alışır gibi Ağzım açık bağlandım sana. Bir topal karınca, yuvasına yaklaşır gibi Titredim, heyecanlandım sana. Bu akşam, çekip gitmek adına Bütün ömrümü ve seni sildim. Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda, Zavallı bir figürandım sadece. Anlatamam.. Kumlara yazılmış sözcükler kadar Kısacıktı ümidim. Ve anladım ki birtakım şeyleri Ben daha ilk dalgayla yitirdim.. Beni tutma, ben senin dizlerine çökemem Beni tutma, elinde kalırım, kırılırım. Yıllardır öyle daraldım ve öyle bunaldım ki Şimdi bir saniye bile oyalarsan, İnan ki çıldırırım... Sen, kalbimi emanet edecek kadar Güvendiğim, dost bildiğim.. Sen bir lokmayı bile, Tek başıma hazmedemeyip Birlikte yediğim.. Sen, yatalak olsan, altına yapsan bile İğrenmeden alırım dediğim.. Bu nasıl insanlıkmış ulan, Bu nasıl arkadaşlık, bu nasıl vefa? Bu nasıl acıymış ulan, Bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa? Beni tutma, gazabım yakar ellerini. Beni tutma, hurdahaş olursun. Yıllardır öyle kırıldım ve öyle küstüm ki Şimdi bir ah ederim, Kaskatı kesilir, taş olursun.. Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyayı Ama sen körsün, ısrarla görmüyorsun. Ben şimdi beynine çakıyorum hayatı Ama bir türlü algılamak istemiyorsun. Peki, benim gördüklerimi gördün Ve yaşadıklarımı hiç yaşadın mı sen? Peki, devrik heykellerin önünde, Düşsüz yanılgıları ve yüce gururlarıyla, Yoksul fakat dürüst, Çıplak bir sütun gibi dimdik duranların Acısını hiç taşıdın mı sen? Beni tutma, gömleğim kan içinde. Beni tutma, darmaduman olursun. Yıllardır öyle çok yedim ve öyle çok doydum ki Şimdi bir tükürürüm Havan bozulur, rezil olursun.. Ey, kir içinde yüzenler, hayatı kirletenler Her devirde borusu ötenler! Ey, darbe kaçkınları, ortayolcular, dönekler, Ey, sümüklü böcekler! Ey, bölenler, bölüşenler, Kardeşi kardeşe kırdırıp kanla sevişenler! Ey, gençliğimizi harcayanlar, Ey, kağıttan kaplanlar, ey zavallı sıçanlar! Ey, ciğeri beş para etmezler, Sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar! Ey, fırsatçılar, cepçiler, hortumcular, tokatçılar, Vurguncular, voliciler, üçkağıtçılar! Ey, sürüngenler, sülükler, bağırsam parazitleri, bitler, Ey kudurmuş itler! Ey, yüzü yırtılmış köçekler, fırıldak varyeteler, Ve ey, dinsiz-imansız çeteler! Beni tutmayın ulan, burama geldi dayandı, Beni tutmayın, çizerim o çirkin suratınızı! Yıllardır öyle çok sömürdünüz Ve öyle çok kan kusturdunuz ki; Ulan, şimdi bir şarjöre diz çöktürürüm alayınızı!.. Yusuf Hayaloğlu http://www.webloader.org/beni-tutmayin-ulan-bedirhan-gokceradyo-kaydi/q-M1ctUkVNRVBJU3M= Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 21, 2010, 02:34:19 ÖÖ BEŞEVLER
bu şiiri çok aradım sadece sesli bulabildim :( o da radyo kaydı şiir severlere dinlemelerini tavsiye ederim *rose* http://www.izlesene.com/video/muzik-besevler-suleyman-aga-baydili/1878781 Süleyman Ağa Baydili Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 22, 2010, 12:36:39 ÖÖ ÜÇ DİL
En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Ana avrat dümdüz gideceksin En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin En azından üç dil Birisi ana dilin Elin ayağın kadar senin Ana sütü gibi tatlı Ana sütü gibi bedava Nenniler, masallar, küfürler de caba Ötekiler yedi kat yabancı Her kelime arslan ağzında Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla Kök sökercesine söküp çıkartacaksın Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek Her kelime bir kat daha artacaksın En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Canımın içi demesini Canım ağzıma geldi demesini Kırmızı gülün alı var demesini Nerden ince ise ordan kopsun demesini Atın ölümü arpadan olsun demesini Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini İnsanın insanı sömürmesi Rezilliğin dik alası demesini Ne demesi be Gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksin En azından üç dil bileceksin En azından üç dilde Ana avrat dümdüz gideceksin En azından üç dil Çünkü sen ne tarih ne coğrafya Ne şu ne busun Oğlum Mernuş Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun. BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU http://www.facebook.com/video/video.php?v=1225468031484 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 22, 2010, 08:06:55 ÖS Aney
Bu akşam aklıma yine sen geldin Dersi bıraktım çalışamadım. Saat 1'e geliyordu Aney, yatamadım Uyku gözüme girmedi Sen bu saatlerde benim beşiğimi sallardın Uykunu harab ederdin benim için Ağladığım zaman, sancılandığım zaman Kalkardın, süt verirdin, nane kaynatırdın Aney, canım aney, kurban aney Hayalin önümde şimdi anıt gibi durur Sen şimdi leğenin başına oturmuş, hamur yoğuruyorsun Yarın ekmek yapacaksın, akşama kadar Gözlerin tezek dumanından yaşaracak Alnında ter bulgur bulgur kabaracak Sıcak bazlamalar yapacaksın. Ben orda yokum ağlayacaksın Ağlama Aney ağlama, gündür bu, nasıl olsa geçer İnsan insana tez kavuşur. Ben sizi hiç unutmadım, hiç unutmayacağım Ben okuyorum Aney okuyorum mühendis olacağım Sana yeni yeni ayzeler alacağım Dedim ya okuyorum mühendis olacağım Mektubunda diyorsun ki; bu gece çiğ köfte yaptık Lokmalar boğazımdan geçmedi Her sofraya oturuşumuzda senin yokluğun belli oluyor Biliyorum Aney biliyorum, Senin kalbin ipek gibidir İncedir, yufkadır, benim yokluğuma dayanamazsın Özledim diyorsun benim için. Ben de özledim seni Babamı da, bacımı da, gardaşlarımı da Karayazılı memleketimi de Hepinizi özledim, özledim ama gel gör ki Kader bu elvermiyor, ne yapacaksın Rıdvaniye'de sela şimdi Sisleri perde perde dağıtan bir ses Sonsuzda Allah'a ulaşan bir yankı Bir ezan sesiyle uyanır insanlar, yorgun gecede Uyanır herkes Köyden şehire saman taşıyan Deve kervanları gelir bu saatte Çıngırak sesleri geceyle gündüzü birleştirir Sabah olur, babam erkenden işe gider Aney evimiz yine o yokuşta mı? Dar sokaklar, taş duvarlar arkasında mı? Eskisi gibi yıkık dökük mü gene? Ah! Aney Ah! unuttum inan evimizin şeklini O ev denen köstebek yuvalarını Kerpiç damları, kuyu suyunu, sıra gecelerini, Bağ yapılarını... Yağmur dualarının anılarını yitirdim Hele sen buraya bir gel de gör Sonsuza uzayan gökdelenleri, sıra sıra taksileri Geceleri renk renk ışıkları, denizde vapurları Balıkçıları, kızları, erkekleri, insan selini Ama benim hiç birinde gözüm yok Ne kızlarında, ne taksilerinde, ne de gökdelenlerinde Benim aklım sizde ve memleketimde... Ben okuyorum Aney, okuyacağım, Göreceksin bak mühendis olacağım. Bizim orda, Ezo gelin, türkü türkü uzanır Düğünlerde davullar vurulur Zılgıtlar çalınır, lorke, delilo oynanır Böylesine gitar denen çalgıyla Sabahlara kadar ye ye ye diye bağırmazlar Değil mi Aney Hani yaz geldi mi, evimizin o küçücük penceresine Bir çift yusuf tutan kuşu konar ya, Hani asmamız üzüm tutar, sumaklar sakızlanır İnsanlar çalışır, harıl harıl kış için Güneş yandırır o kavruk yüzlerini Hani sen elinde sıtıl, suya gidersin İşte o zaman geleceğim, bekle beni... Ah Aney daha neler var neler sana yazamadığım Mektubumu burada bitirirken, Beni büyüten ellerinden, binlerce kere öperim Canım Aney, Kurban Aney, Can Aney....... Mehmet Atilla Maraş http://www.youtube.com/watch?v=MXI-T8twURs Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mayıs 24, 2010, 10:51:48 ÖÖ KURŞİNİ RENKLER
Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden Yeni bir yüz gösterecek üzülerek bir az Yok olmaz erken daha Biraz geç kalın ne olur Hiç hazır değilimhenüz Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha Tanıdık değil bana güz Yok olmaz dur Dur gidemezsin Gözlerimin rengi dur Bulutlara dönemezsin Yok alamazsın Beni deli zaman Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin O gün başka renkte ağaracak biliyorum Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum Ne olur sanki bir az daha zaman verseniz Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 24, 2010, 08:58:49 ÖS Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme
Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme Mevlana Celaleddin Rumi http://video.eksenim.mynet.com/hayalmiyiz/YILMAZ-ERDOGAN-MEVLANA-ETME/335218/ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Mayıs 26, 2010, 08:27:01 ÖÖ Kantutar
Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim Alda bir bûseyle öldür haydi cânânım benim Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim Kantutar sen her bakışta kastedersen cânıma Yâremi sar melhem ol da akmasın kânım benim Arif Emre her ne etse râzıdır fermânına Sahibimsin hem efendim hemde sultânım benim Süleyman Arif Emre Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Mayıs 26, 2010, 07:22:04 ÖS aramıza yetmez ulu cami minaresi
bizi ancak ayırır bakırköy tımarhanesi sevgilim ben seni inek gibi sevdim sende bu sevgiyi katır gidi teptin sevgilim aşkınla başım belada seni düşünürken uyumuşum helada. :D :D :D Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Mayıs 27, 2010, 05:14:21 ÖS En güzel günlerimin
Üç mel'un adamı var: Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye En güzel günlerimin bu üç mel'un adamını Yer yer tırnaklarımla kazıdım Hatıralarımın camını.. En güzel günlerimin Üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, Biri ötekisi.. Düşmanımdır ikisi.. Sana gelince... Yazıyorsun.. Okuyorum.. Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa, İnsanın Bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum.. Ne yazık!.. Ne kadar Beraber geçmiş günlerimiz var; Senin Ve benim En güzel günlerimiz.. Kalbimin kanıyla götüreceğim Ebediyete Ben o günleri.. Sana gelince, sen o günleri - Kendi oğluyla yatan, Kızlarının körpe etini satan Bir ana gibi satıyorsun!. Satıyorsun: Günde on kaat, Bir çift rugan pabuç, Sıcak bir döşek Ve üç yüz papellik rahat İçin... En güzel günlerimin Üç mel'un adamı var: Biri sensin, Biri o, Biri ötekisi... Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi... Sana gelince... Ne ben Sezarım, Ne de sen Brütüssün... Ne ben sana kızarım Ne de zatın zahmet edip bana küssün.. Artık seninle biz, Düşman bile değiliz.. Nazlım Hikmet Ran Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 28, 2010, 05:53:07 ÖS YANLIZ SENİ SEVDİM. Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum Zili çalmalıyım ve sen açmalısın kapıyı ‘’Hoş geldin canımmm..’’ deyip boynuma sarılmalısın Uzun uzun öpüşmeliyiz kapı aralığında, Elelele tutuşup içeri yürümeliyiz Sen biçırpıda sıralamısın; Belki de üçü önemli otuzbeş kırk haberi birden ’’Sular yoktu bütün gün biliyormusun’’ Demelisin mesela. ’’Yemeği ocakta unutup yakmamışmıyım pilavın dibini Sonra da tüpgaz bitti alay eder gibi’’ demelisin mesela. Adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların Çatkapı yapmış olmalı aniden ve öğlen. Annen aramış yakında geleceklermiş Bana da selam söylemişmiş olmalı mesela. O kadar işinin arasında, Camları da silmiş serinmiş olmalısın. Eskilerini eskiciye verdim,o eski mintanlarını filan demelisin Pilastik leğen, mandal bi de faraş almış olmalısın karşılığında Bi gündüz yayınında faydalı en az on şey öğrenmiş olmalısın Çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya Şarap şişelerini kolayca açıp, Boş şişelere mumlar damlatıp dekor yapmaya Bi ton faydalı şeyler Ben mutlaka; ’’yaaaa öylemi olmuş’’ Diyeceğin haberler varmeliyim sana Süratle beni kızdıracak bişeyler yapmalısın Ben zaten seni kızdıracak bisürü şey yapmış olmalıyım dışarda Gözüme bakıp anlamalısın yediğim herzeleleri Sen anlamazlıktan gelmelisin hepsini Yüzlememelisin yine de Usulca utanmalıyım Anladığını anlamazdan gelmeliyim Anladığını anladığımı anlamamalısın Bu böylece sürüp gitmeli bi vakit Ben yine herzamanki gibi, yarın rejim yapmaya Spora başlamaya, sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim. Sen bikaçgüne kadar bi iş bulup artık çalışmaya, Bi ev bulup oraya geçmeye Hayatına bi çeki düzen vermeye, karar vermelisin ’’Çay koyyyy’’ yapmalı, yine ben hatırlatmalıyım Radyo yine tuhaf şarkılar çalan bi gavur kanalına ayarlı olmalı Televizyon yine senin kanallarına kilitli Ve kül tablaları, çay tabakları yani Firar etmiş olmalı ortalıktan yine Gözlerinde güzellikten başka Güzellikten başka bişey yokmuş gibi Sıkıntı yüklü, soru yüklü bakışları görememeliyim Sevgimin büyüklüğü herşeye yeter sanmalı Hiçbi bunaltını anlamayacak kadar dangalaşmalıyım İkide bi sözlerini kesip,çocuksuluğunu Saflığını, yalınlığının sularını kurutup Ciddi, akarlı, kerametli konulara davet etmeliyim seni. Ve bigün.... Bigün çekip gitmelisin evden Gitmenle anlamalıyım; Bu ev sevdasız olana bol gelir, Yürü yürü bitmez koridorlar Evin manzarası karanlığa göz kırpar, Bu evde tek başına yaşayanlara, köpekler bile havlamaz bahçede Çay pişmez, yemek yenmez Sigaranın bile tadı kaçar Dışarda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi Kendini arayıp arayıp bulamaz Merhabaların da anlamı kalmadığından; Kimselere selam verip alamaz Denizde,karada,yatakta; Hiçlik solukları alıp verir Bi şiirin dizeleri okunur kitaptan Şair sankimde bilmiş gibi; ’’Düşmesin bizimle yola evinde ağlayanların gözyaşlarını boynunda ağır bi zincir gibi taşıyanlar, çekilsin yolumuzdan kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar’’ yazmıştır. Şiire de, şaire de, yaşama da kızılır Kapının önüne gelinir Alışkanlık icabı kapı çalınır Yalnızlık pusuya yatmıştır içerde Duyar, ama açmaz kapıyı Neden sonra hatırlarsın Anahtarını çıkarırsın Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum be... Yalnızlığımı sevmiyorum Ben yalnız, ben yalnız seni, yalnız seni ÇOK... VE ÇOK....VE ÇOKKKKK... SEVİYORUM. SAVAŞ AY ( Kapıyı anahtarla açmak sizlere nasip olmaz inşallah :( ) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Mayıs 28, 2010, 07:42:17 ÖS Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim Kalbimde kalbine yok bile kinim Bence artık sen de herkes gibisin. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 01, 2010, 05:57:13 ÖS Günü gelir sen de benden çekip gidersen,
Gidip de birdaha dönmeyeceksen; Al ömrümü koy ömrünün üstüne, Senden gelsin ölüm başım üstüne. Ellerini ellerimden alıp gidersen, Gidip de geriye dönmeyeceksen; Yüreğimi koy avcunun içine, Senden gelsin ölüm başım üstüne. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 02, 2010, 08:42:56 ÖS Üşüyorum... /... Sesimi Ört
-bir solukta okumak istemiyorum seni, sayfalarını çevirme- uyku tutmadı, sen tut beni en son koynunda unuttum günaydın dilimi gözlerinde büyüdüm, yüreğim sende çocuk kaldı hadi kalk gidelim, bizi görüp yazacaklar, az kaldı en keyifli sabah kahvaltım ! Sen, göğsünde yürüdüğüm balıkçı kasabası akşamdan kalsın öpüşlerin, yalpalasın dudaklarımda susuyorum, özlemin gelincik tarlası susatma gözüm tutmadı sensizliği, bir daha yollama efkar dağıttım, herkese biraz düştü dalgalara gözlerimle yazdım şiirimi, ıslandı ama yırtılmadı kalbim, içli şarkılar kuşağı. İçinden geçiyor parmaklarım karanlıkta mum gibi, sana yazıldıkça eriyor ateşli çingene dansım! Sen, uzağında kaldığım deniz ülkesi tutamayacağın sözler ver bana, ben tutarım nefes alsın yorgunluğun dağınık yatak akşamlarında biliyorum, gözlerin bir İstanbul hatırası kapatma ellerim tutmadı vedada, yaşlandım beni kendinde bağışla... Pelin Onay Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 03, 2010, 05:40:41 ÖS Kavuşursak Biteriz Biz Kavuşursak biteriz biz, Biz mutlu sonlar katiliyiz. Kavuşursak biteriz biz. Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz. Herkesin bildiği bir aşk, Herkesin attığı bir imza Herkes gibi değiliz biz. Belki biraz serseri, Belki biraz deliyiz, Ama kavuşursak biteriz biz. Pervane böceğinin mum alevine sevdası Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz Yanar ama su içmeyiz Etrafında döner, alevle dansederiz. Bize kimseden zarar gelmez, Biz zararı ancak kendi kendimize veririz. Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz. Biz artık biz değiliz. Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde Ama bedenen kavuşursak biteriz biz. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir, onu söyleriz, Kavuşursak biteriz biz. İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz, Dokunursak kanar ellerimiz. Kimselere söylemez gizli gizli severiz Ama kavuşursak biteriz biz. Bir kor var içimizde yanan, Onu küllendiremeyiz. Görüşemeyiz, konuşamayız ve sevişemeyiz. Bir aşk var bizi biz yapan, Kavuşursak biteriz biz. Biz herkes gibi değiliz. İstadeğimiz zaman gelip, İstediğimizde gidemeyiz. Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz. Ne bir filmdeki mutlu son, Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz. Sadece özlemle severiz, Ve kavuşursak biteriz biz. Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık. Artık her aşk her ağızda sakız. Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız. Belki ayrı şehirlerdeyiz, Ama her gece aynı mehtapta buluşur, Yağmur yağarsa, çıkar, Aynı yağmurun altında ıslanırız. Bu aşkı ancak biz biliriz. Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar, Mektupları suya yazarız. Biz belki ayrıyız, Ama her gün aynı geceyi sabahlarız. Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz. Onu bilir onu söyleriz. Kavuşursak biteriz biz. . Uğur Arslan http://www.izlesene.com/video/muzik-ugur-arslan-kavusursak-biteriz-biz/834865 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: c4nsu üzerinde Haziran 03, 2010, 05:45:50 ÖS Bugn Nazım Hikmet'in ölüm yıl dönümü onu anmak adına bir şiir paylaşayım :)
BİR FOTOĞRAFA Karşımdasın işte... Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni. Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim. Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim. Tıkandığım o an, Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte, Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim. Ellerim boşlukta, ben darda kaldım. Ellerim buz gibi, ben harda kaldım. Bir senfoni vardı kulağımda çalınan, bitti artık hepsi... Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme. Bakış açım belli oldu yine. Geride kalan, ardından bakar gidenlerin. Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim. Dağlara çarptım her esişimde. Yollara küfrettim her gidişinde. Demiştim sana hatırlarsan: “Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil, ‘zamanla bırakmamak’tir..” Şimdi bana, geçen o zamanın Unutulmaz sancısı kalır Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim? Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim... NAZIM HİKMET Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 03, 2010, 06:02:43 ÖS SEVİYORUM SENİ Seviyorum seni ekmeği tuza banıp yer gibi Geceleyin ateşler içinde uyanarak ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi Ağır posta paketini neyin nesi belirsiz telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi Seviyorum seni denizi ilk defa uçakla geçer gibi İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık içimde kımıldayan birşeyler gibi Seviyorum seni Yaşıyoruz çok şükür der gibi. NAZIM HİKMET http://www.klipmekani.com/bedirhan-gokce-nazim-hikmet-seviyorum-seni (Saygı ile anıyoruz ) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Haziran 03, 2010, 06:10:23 ÖS Gönlümle baş başa düşündüm demin; Artık bir sihirsiz nefes gibisin. Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin Akisleri sönen bir ses gibisin. Mâziye karışıp sevda yeminim, Bir anda unuttum seni, eminim Kalbimde kalbine yok bile kinim Bence artık sen de herkes gibisin. yazmayı unutmusum buda nazım hıkmetın şiiridir Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 04, 2010, 11:34:21 ÖS öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun. gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın. yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde. hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi, hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha. hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun. hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde. hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın. sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun. ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile. dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince. yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane. unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım, sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre. öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın... ORHAN VELİ KANIK http://www.facebook.com/video/video.php?v=1256098196747 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 06, 2010, 01:34:16 ÖÖ İstanbul Evin içinde bir oda, odada İstanbul Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm Çekmeğe başladı, oltada İstanbul Bu ne biçim su, bu nasıl şehir Şişede İstanbul, masada İstanbul Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım Nereye gidersen git, orada İstanbul. Ümit Yaşar Oğuzcan BİR BAŞKA TEPEDEN Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul! Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer. Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul! Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer. Nice revnaklı şehirler görünür dünyâda, Lâkin efsunlu güzellikleri sensin yaratan. Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan. Yahya Kemal Beyatlı http://www.youtube.com/watch?v=TBMa82bcIDc Canım İstanbul Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar; Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar. İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim; O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim. Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur; Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur. Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale, Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale. İstanbul benim canim; Vatanim da vatanim... İstanbul, İstanbul... Tarihin gözleri var, surlarda delik; Servi, endamlı servi, ahirete perdelik... Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at; Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat... Şahadet parmağıdır göğe doğru minare; Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare? Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet; Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet... O manayı bul da bul! İlle İstanbul’da bul! İstanbul, İstanbul... Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği; Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği. Oynak sular yalının alt katına misafir; Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir. Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar, Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar... Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi? Cumbalı odalarda inletir katibi mi... Kadını keskin bıçak, Taze kan gibi sıcak. İstanbul, İstanbul... Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler! Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler... Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu, Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu. Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından. Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar; Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar... Gecesi sümbül kokan Türkçe’si bülbül kokan, İstanbul, İstanbul... Necip Fazıl Kısakürek http://www.facebook.com/video/video.php?v=1189230123963 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Haziran 07, 2010, 10:43:45 ÖÖ Önden Giden Atlılar Issız sıcak çölleri Karşı karlı dağları Çoktan aşıp gittiler Kayboldular uzakta Önden giden atlılar Ben burada kaldım böyle İşleri aceledir Çok uzundur yolları Bense geride kaldım Yetişemedim size Önden giden atlılar Gittiler hep gittiler Aştılar kızgın çölü Toprak tükendi bir gün Denize ulaştılar Çektiler dizginleri Kendileri dursa da Atlar duramadılar Çaresiz kalıp birden At sürdüler denize Önden giden atlılar Önlerinde okyanus Kızgın bir çöl arkada Asıl içlerindedir Zaptedilmez bir deniz Önden giden atlılar Teknik değişti diye Bıraktılar atları Atlarsa bu kıyıda Sanki sevgili gibi Onları beklediler Günlerce beklediler Yeri yırtar ayaklar Göğe fırlar başları Nerden çıktı bu deniz Bizi ayıracaklar Önden giden atlardan Sevgiliden daha zor Ayrılmak bu atlardan Buğulanmış gözlerle Geri dönüp onları Gemilere aldılar Önden giden atlılar Üç gün duramadılar Yaptıkları gemide Karşı kıyıda yeni Güzel atlar buldular Yaktılar gemileri Önden giden atlılar Vardılar Kurtuba’ya İnmediler atından Gülle karşılandılar Ne güzel atlar bunlar Bunca yol çiğnediler Çiçek çiğnemediler Önden giden atlılar Önden giden bu atlar Seni gördüler kalbim Sahabe atlar bunlar Dünyanın beklediği Önden giden atlılar Önden giden atlılar OSMAN SARI http://www.dailymotion.com/video/x4pesv_onden-giden-atllar-ukrayna-4-olimpi_people Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 08, 2010, 12:40:54 ÖÖ UNUT Unut Yağmur tanesini Unut Saçların rengini gözlerin karasını Unut Şarkıları San defter yapraklarını Baktığın aynaların arkasını unut Unut Kahverengi fotoğrafları Adresleri unut Rüzgarı Rüzgar değince ağlatan saçlarını Unut Sil bütün isimleri Yak şiirleri Olmasınları olmayacakları olmadıları unut Bak yoksun Yokluğunu unut Bak gitmişin Gitmeleri unut Varsın keşke desin bir ses içinden Keşkeleri unut oysaları unut Gözlerini unut Bu şehri unut Kor gibiyken içimde Kendin gidip beni burda kor gibilerini unut Unut Unuttuğunu Islak incir tanelerini Zeytinin rengini Ekmeğin buğusunu Sen mi geldinleri unut Unut işte Unutmak en iyisi Unut iyisi mi Hep ellerin sıcaktı ya En sıcak ellerindi Elin elime değdiğini unut Unut Yıldız yıldız İstanbul istanbul Akşam akşam Yavaş yavaş Şarkı şarkı Nasıl diyorlarsa nereye koyarsın böyle bir aşkı Öyle unut Hiçbir yere koyamadığım bu aşkı İbrahim Sadri http://www.dailymotion.com/video/x88970_brahim-sadri-unut-mukemmel-r_music Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 09, 2010, 05:08:57 ÖS BOYACI
pantolon paçalarıma attı ellerini izin vermedim kızdı: - dur evlat, dur!.. ben alışkınım, dedi. ezildim, utandım kendimden altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu gecenin bir yarısıydı yüzündeki çizgiler anlamlı gülümseyerek sordu: - memleket evlat - samsun amca, dedim. samsun… konuşmak istemiyordum utancımdan o başladı anlatmaya: - üç oğlum var evlat biri doktor, ikisi polis doktor olan çok benziyor sana. ayakkabılarımı boyuyordu ve yaşı altmıştı eziktim ve sordum: - neredeler simdi? - bilmem, dedi gülerek, - aramıyorlar beni, sormuyorlar arada bir haberleri geliyor iyiler ya, boş ver gerisini değiştir evlat, değiştir, dedi. vurdu ayağıma - utanıyorlar benden boyacıyım ya hani. bir keresinde hastaneden kovdu beni sana benzeyen, doktor olan yani pismiş üstüm başım, aldırmadı içeri yıllar oldu görmedim hiçbirini. boğazım düğümlendi yutkundum - teyze yaşıyor mu amca, dedim? - yaşıyor ya yaşıyor, dedi. bak karşıda o da, ördüğü patikleri satıyor. döndüm gösterdiği tarafa nur gibi yüzü tombul elleriyle patik örüyordu teyze - Erzurumluyum evlat, dedi dadaşım yani yirmi yıldır yapıyorum bu işi çocuklarımı ayakkabı boyayarak okuttum ben… sıktım dişlerimi ve sordum: - amca kızmıyor musun çocuklarına baksalar ya size, niye çalıştırıyorlar hala gecenin bu yarısı terminallerde. - bu hamur çok su götürür evlat boş ver dedi boş ver, değiştir hadi hem sen arıyor musun ki babanı. sustum… - benim babam yok, dedim küçükken ölmüş görmedim. gülümsedi: - anladım sen ondan kızıyorsun benimkilere - ne demek istedin amca, dedim. altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu. - benim babam da boyacıydı evlat, dedi baba mesleği yani… otuz sene oldu ben de görmedim babamı öldü mü kaldı mı bilmiyorum bu yüzdende onlara kızamıyorum değiştir evlat, değiştir, dedi utanarak vurdu ayağıma… Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Boudicca üzerinde Haziran 09, 2010, 11:16:37 ÖS Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: BornToWin üzerinde Haziran 09, 2010, 11:21:42 ÖS Adam biliyo herkesin nankörlüğünü :D
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 10, 2010, 12:45:58 ÖÖ Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin! Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktı r. Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?' diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. . iki ucu keskin bıçaktır bu iş. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin, cezanda indirim sağlamaz. Sen;'Senin için şunu yaptım' derken o;'şunu yapmadın' diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındı r. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. 'Peki o ne yaptı' deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için? Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın. Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. 'Acılara tutunarak' yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun,unuttun mu?Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası.... Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi nedir, bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini... NAZIM HİKMET RAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 10, 2010, 02:27:26 ÖÖ İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım İşte gidiyorum çeşm-i siyahım Önümüze dağlar sıralansa da Sermayem derdimdir servetim ahım Karardıkça bahtım karalansa da Hayli dolaşayım yüce dağlarda Dost beni bıraktı ah İle zarda Ötmek İstiyorum viran bağlarda Ayağıma cennet kiralansa da Bağladım canımı zülfün teline Sen beni bıraktın elin diline Güldün Mahzuninin berbat haline Mervanın elinde parelense de Aşık Mahzuni Şerif Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 10, 2010, 05:53:28 ÖS Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler rica ederim. *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 13, 2010, 03:28:38 ÖS HERŞEYE SADECE SENİ YAZARIM Bu şehirde olman vuslattır bana Sevdanı tırnakla taşa yazarım Nefesin nefese değdiği an'a Bir ömür bitimsiz neşe yazarım Kaf dağının ardı denilen yere Sevmekten oluşan her aşk-ı tere Bir uyku halinde hem de bin kere Hayale yazarım düşe yazarım Balığın yüzdüğü mavi denize Çöllerde Mecnun'dan kalan her ize Yıldızlı geceye parlak gündüze Masallar Anka'sı kuşa yazarım Güzellik adına çıkan seslere Seslerin içinde olan eslere Ömrümce aldığım tüm nefeslere Abı hayat olan aş'a yazarım Güz bitip mevsimler kışa girse de Dökülen yapraklar hüzün verse de Kalbimde niceler sona erse de Ben seni her defa başa yazarım Bir gün sen gidersen biter bu sihir Kurur kalbimdeki ilham-ı nehir Elim kral olsa kalem cevahir Sonra ki tüm ömrü boşa yazarım İHSAN TURHAN http://www.facebook.com/video/video.php?v=107619309250188 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 14, 2010, 11:43:55 ÖS SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR siyah gözlerine beni de götür daha dokunmadan kurudu irem çöllere bir türlü yağamıyorum yeni bir koşuşun başlangıcında biraz deprem sonrası biraz şehir hülyası bir kalp yangınından geriye kalan siyah gözlerine beni de götür artık bu yerlere sığamıyorum pembe uçurtmalar yollandığından beri sarardı tiryaki menekşeleri sonbaharın tozlu kafeslerinde sevgi turnaları yakalıyorum turnalar gidiyor; ben kalıyorum avareyim, asûdeyim, yorgunum bilmiyorum neden sana vurgunum erzurum garında banklar üstünde uyku tutmuyor karanlıkları yitik düşlerimi kovalıyorum gölgeler gidiyor; ben kalıyorum binbir türlü kokuyorsa yaylalar siyah gözlerine beni de götür baharın koynundan koparıp sana ipek bir mendile sardığım yüreğimle şehzade gülleri gönderiyorum umutlar kalıyor; ben gidiyorum bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini kaptanları sorgulayan yanından geçen küheylanların korku tûfanına yakalandığı siyah gözlerine beni de götür güneş ülkesinden gelen yiğitler benzeri olmayan bir dünya kursun cellat, ayrılığın boynunu vursun usul usul intizârı çürüten bu hercai diken, bu çılgın arzu sürüklüyor imkânsız muştuların eşiğine gönül vâdilerini bir ağaçtan düşen yapraklar gibi düşüyorum tanyerine ya topla yaralı kırlangıçları ya da bu vefâsız şarkıyı bitir özgürlüğe giden tutsaklar gibi siyah gözlerine beni de götür Nurullah Genç http://www.facebook.com/video/video.php?v=1444152977968&ref=mf Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Haziran 15, 2010, 04:21:12 ÖS Herkesin elleri dert görmesin, aralıklarla hepsini okudum ve herkese teşekkürler. Bir tane de benden, kendimden, çooook eskilerden...
Aldım seni, Taaa oraya çıkardım Varamayacağım kadar uzak Ulaşamayacağım kadar yüksek Ve Şimdi sen, bana Oradan bakıyorsun...... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 15, 2010, 04:46:15 ÖS İstanbul Dedimde Seni Hatırladım İşte İstanbul yorgun şehir işte canından bezmiş boğaz vapurları kederli tramvaylar ve Galata Köprüsü’nden telaşlı insanlar geçmektedir bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimde eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım işte İstanbul İstanbul dedim de seni hatırladım. Balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları tekir,barbunya,canım uskumru,levrek işte İstanbul kulaklarımda bir derin uğultu hiç bitmeyecek karşıda kızkulesi gözleri yaşlı bir kadın gibi ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah’a caddelerinde başım dönüyordu gecelerinde ağladım İstanbul,o büyük şehir o mahzun şehir İstanbul dedim de seni hatırladım. Boğaz içinden bir vapur geçer benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu -Bebek, dediler indim nereye baksam denizdi mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında işte İstanbul Haliç, Çiçek Pasajı, Beyoğlu… Beyoğlu’nun daracık sokaklarında seni aradım. İçim ürpertilerle dolu,amansız korkularla İstanbul dedim de seni hatırladım. Ümit Yaşar OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 15, 2010, 05:14:25 ÖS Gülümser Yanı başlı bir sevda Kuşkulu bir bekleyişle hükümlü Gel desen bütün korkunç yargılar susacak Katmerli günahlarda ezilecek zaman Gel desen Aşk anımsanmaz oysa Yaşanır tıpkı şiirler gibi Hep sen yüklü bir şarkı çalar kapımı ıslak akşamlarda Kıskaç kıskaç daralır boğazımda gir diyemem Yatılı bir yokluğun kalır içimde Buruk ve sancılı Sabah sabah sana bir şey söyleyeyimmi Ben,ben oldum olası bir seni sevdim Karaçam gözlerinin iz düşümü tam ortasında yüreğimin Sevgilerim büyük olurdu Evreni sığmazdı hasretliğim Gel dinle beni Ayrılığa yumukla yakınlaş biraz Bir ilkindi sofrası dudaklarım sana kurudu Tüm yargıları unut Gel vede parçala yalnızlığı Yoksa yoksa gelme dicem Hep aynalarda kal dicem gülümser Tutki usuma perçinlemişim seni En ağır sevgilerle Bakışların gözlerime günışığı neylersin Bir şiirsin dilimde söküp atamadığım En unuttuğum anda bile alıp başıma kaçışım sana Kınadılar beni,kınadılar beni Küfr etti anam doğurduğuna küfr etti Yoksa yoksa gelme dicem Hep böyle aynalarda kal dicem gülümser Tutki otuz tonluk kantarlar tartmıyorlar yalnızlığımı En sevdiğim antalyaya tokatlıyor ağıtları poyratça Piri reis vapuruna yüklendi bu akşam liman dolusu umutlarım Mersin açıklarında olacak sabaha Seni arıyacak ve ben otel bonjurda gözlerini desenliycem duvarlara Bakışlarında bir ikinci baharı yazacak takvimler Yüreğimde, yüreğimde öyle büyüdükü hasretin ağrı dağı kadar Öyle deme yar unutmak ne mümkün Gözleri bağlı dolap atları gibi döndü durdu yokluğun Dur diyen yok bilen yok gitti gelmez trenlerindeydi yetişini Ogün bugündür küstümdü sokaklara kala kaldım kan bulanmış kuytularda Yalnızlıklar bana ben sana aşina Bir türlü alışamadım yok oluşuna Haberin ola haberin ola Beklentiler bulvarında sana deyin ne varsa silip süpürdü zaman Bir bostan korkuluğu bedenim kaldı yitiversen devrilir Bu yirminci şiir serkin tahta tabaklara işlemişim Süzme balı dudaklarından taşan tüm anaçutkuları Konya kaşıklarında asılı adı konmamaış sevdaların yaşmağa Tüm güneyim tanığımdır On şiir yazsam dokuzu seni anlatır Kim ne derse desin Adresimdir yüreğin Herkes bilsin istiyorum Sevmenin böylesini Yoksa yoksa gelme dicem Hep böyle kal dicem aynalarda gülümser Tutki yüreğimi zor zapediyorum yokluğunda Ellerine kavuşmasam bir bıçak kesimi kalıyorum zamanla Bazen gelirsin düşlerime Aynalara düşerdi güzelliğin safinaz Bütün günahlarını kabulleniyorum Uzaktanda olsa Gül biraz, gül biraz Yunus YAŞAR http://www.videoizlesen.com/bedirhan-gokce-gulumser-izle.html Linkde sorun oldu sanırsam bir link daha ekliyorum http://tr.netlog.com/go/explore/videos/videoid=tr-2920504 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Haziran 15, 2010, 10:38:53 ÖS eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim
o yaşamda daha çok hata yapardım. o kadar mükemmel olmaya çalışmazdım... daha çok dinlenirdim. bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim. o kadar temiz kalmazdım. daha fazla riskler göze alır, daha çok gezer, daha çok günbatımı seyrederdim, daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim gitmediğim daha çok yere giderdim. daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim. daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu. ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim. elbette mutluluk anlarım da oldu. ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu. çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar... "şimdi"yi sakın kaçırma. ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim. eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim. eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim. bilinmeyen daha çok yola sapar, güneşin doğuşunu daha çok seyreder, daha çok çocukla oynardım yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı. gel gör ki, işte 85 yaşındayım ve biliyorum ki, artık ölmekteyim.... jorge luis borges Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: psefit üzerinde Haziran 15, 2010, 10:56:10 ÖS tşkler
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 16, 2010, 05:35:05 ÖS bir düşüm olmalı beni bağlayan
bir sözüm olmalı dert karalayan elden ayaktan kesildigimde bir kişi olmalı beni kaldıran uçuruma düşmedi yüregim benim hayata küsmedi kalememim benim devran bir gün terse dönerse göz yaşın olmalı kefilim benim. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 18, 2010, 11:08:30 ÖS Keder Sana Yakışmıyor Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli Böyle mahsun kederli değildin eskiden Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi Baygın kokusuna anılarla beraber giden Böyle mahsun kederli değildin eskiden Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Ağlamaktan mı karadı gözlerin Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin Şimdi neden yaşardı gözlerin Hasta mısın, yorgun musun nen var Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Arzular vardır bilirsin anlatılamaz Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz Keder sana yakışmıyor gül biraz Arzular vardır bilirsin anlatılamaz. Victor Hugo http://www.dailymotion.com/video/xdlnkf_keder-sana-yakimiyor-video-victor-h_music Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 20, 2010, 02:20:34 ÖÖ BİR ANKA KUŞU Yüzlerce soğuk namlu Üzerime çevrildi. Yüzlerce demir tetik Aynı anda gerildi. Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular. Öpmeye kıyamadığın, Dal gibi oğlun yere serildi.. Üşüştü birer-birer Çakallar üzerime. Üşüştü dört bir yandan, Göğsüme, ciğerime. Anne, beni bir leş gibi Yiyip talan ettiler. Teşhis edilmem için, Parçamı koydular önüne... Ben bu acılar ülkesinin İnsana reva görülen Bütün acılarını tattım. Aç yattım, ekmeğime sabır kattım. Beni milyon kere dövdüler üst-üste! Ben bu yolu, kendim seçtim anne, Ben ömrümü kendim kanattım... Geceler tanır beni, Konarım, göçerim ben. Geceler tanır, kan damlar içerim ben. Anne, sen beni unut, karanlığın bağrında. Kırmızılar ekerim, Siyahlar biçerim ben.. Suçüstü yakalandım, Bölüşürken kalbimi. Suçüstü kelepçeyle yardılar bileğimi. Anne, ben diyar-diyar, umudun savaşçısı.. Bir tutam sevgi için Dağladım gözlerimi.. Prometheus'tum zincire vurulurken dağlarda, Ciğerimi kartallara yedirdim. Spartaküs'tüm köleliğin çığlığında, Arslanlara yem oldum, tükendim. Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum, Kerbela çölünde Hüseyin. Zindanlarda Cem Sultan, Sehpalarda Pir Sultan. Ve Madımak'ta otuzyedi can... Kaçıncı yok oluşum, Kaçıncı var oluşum bu? Tanrılardan ateş çaldım Yüzyıllarca tutuştum, üst-üste yandım. Bir anka kuşu gibi anne, Bir anka kuşu gibi; Kendimi külümden yarattım.. Yusuf HAYALOĞLU http://www.dailymotion.com/video/x4hhix_ahmet-kaya-bir-anka-kusu_music SEN YANMA DİYE Ben çürümüş bir asayım Zindanlara yol eyledi dert beni Çarmıha gerilmiş bir İsa'yım Çivilere zapteyledi dert beni Pir Sultan'ı darda gördüm Darağaca vur eyledi aşk beni Hacı Bektaş'ı kırda gördüm Bir ceylana pir eyledi aşk beni Her yangına her ataşa Köz eyledi dert beni Bu dağlara bu yollara Toz eyledi aşk beni Ben yanarım aşk için Ben yanarım gül için Bu ateş sönmesin diye Ben yanarım kim için Ben yanarım sen için Bari sen yanma diye Ben yakılmış bir ozanım Yangınlara kül eyledi dert beni Kerbela çölünde bir Hüseyin'im Damla suya kul eyledi dert beni Ben Yunus'u nurda gördüm Dergahina gül eyledi aşk beni O Mecnun'u firarda gördüm Bir Leyla'ya deleyledi aşk beni Kaynak: Kul Hüseyin Yöre: Orta Anadolu http://www.dailymotion.com/video/x4j0ab_ahmet-kaya-sen-yanma-diye_music Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 23, 2010, 07:23:13 ÖS BİLSEYDİM BÜYÜMEZDİM Acı veriyor bugünü yaşamak, bilseydim büyümezdim. Vefa var, sadakat gerçek ve aşk müspet sanırdım Kapılarımı her çalana açardım da, her kapıyı utanmadan ben çalardım. Tek başıma kaldım bu koca denizde, tek kürekli bir sandalda. ...İşte bir zamanlar ben böyleydim. Büyüdüm, öğrendim. Böyle değilmiş. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim. Aşk denen şeyin nasıl yok olduğunu gördüm. Namusun yok olduğunu, vefanın hiç olduğunu, ihanetin p**** olduğunu bildim. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim. Çünkü ben küçükken hiç ihanet denizinde yüzmezdim. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem oralarda gezmezdim. Dost denenin cellat olduğunu, güneşin mum ışığında solduğunu gördüm. Elinde kalbi, cebinde namusu, aklında sus pusu gördüm. Aşkını paraya tahvil edenleri, onurunu mezara gömenleri gördüm. Keşke görmez olaydım, çocuk kalaydım. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim. Beni nasıl kandırdıklarını gördüm, beni nasıl inandırdıklarını. Sadece gerçek benimmiş, en iyi onu gördüm. Göze kalem çeken acılar, akla zincir vuran yaralar gördüm Varlığını satan yoksullar, yokluğunu satan zenginler gördüm Keşke görmeseydim. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem görmezdim. Sabır emlakçılarını, ihanet şakşakçılarını gördüm. Arkadaşını sevenlerden daha makbul, sevgisini satanları gördüm. ‘Bizler’ ve ‘sizler’ diye bizi bölenlerin aslında ‘onlar’ olduklarını gördüm. Şikayete hakkım yok, sustum, tam ortasında durdum Yaşamak haram oldu, nefes alırken öldüm. Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem ölmezdim. Abdullah ÖZDOĞAN http://www.facebook.com/video/video.php?v=1451990133892 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 01, 2010, 08:22:01 ÖÖ Senin Korkularını Benim İnceliğimi Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte. İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık! İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini, birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine. Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken, duvarlara dalıp dalıp gitmesi. Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık. Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin. Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun. Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya. İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı, hüznün arması ayrılık. O küçük ölüm! Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan. Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından gidip ağzını yıkadığında başlamıştı. Ben bulutları gösterirken, “bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış, “Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı” türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş, Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip, “bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ” diye sorduğunda varacağı yere varmıştı çoktan. Şimdi anlıyormusun gidişinin neden ayrılık olmadığını, bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu. Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını. Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında.... Ne mi yapacağım bundan sonra? Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce. Şiir yazmayacağım bir süre, Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye. Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim. Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim. Falcı kadınlara inanmayacağım artık. Trafik polislerine adres sormayacağım, Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye.... Ne yapacağımı sanıyorsun ki? Tenin tenime bu kadar sinmişken, ömrüm azala azala önümden akarken, gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken.. Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime, bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım. Şükrü Erbaş Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 04, 2010, 11:54:52 ÖS Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı. Siz geniş zamanlar umuyordunuz. Çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği, aklınıza gelmezdi. Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı Gecelerde ve yalnız Vermeye az buldunuz yahut Vakit olmadı. Behçet Necatigil Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Temmuz 08, 2010, 04:39:39 ÖS Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da
Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi Çölde su,mahpusta gün,oruçta Ekmek gibi bekledim seni. Sense araya korkular koydun Yasaklar koydun Şimdi neredesin diye sorma! Sen çağırdın da ben gelmedim mi? Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara, Yağmurlu havalara,kasvetli akşamlara Sen varken, Bakıp iç çekmezdim tren istasyonlarına, Otobüs duraklarına Sen varken ayrılanlara ağlamazdım. Yıkılmazdım biten sevdaların ardından Gidenlere küsmezdim,kalanlara acımazdım Sen varken böyle üşümezdim,titremezdim. Masumdum,çocuklar gibi Böyle delirmezdim,küfretmezdim Hele ölmeyi hiç düşünmezdim Şimdi soruyorum sana Adı sevmekse bu cehennemin, Sen yaktın da ben yanmadım mı? Biliyorsun, Bütün acılarına "yeşil ışık" yaktım olmadı, Bütün korkularına "arka çıktım" olmadı, Dağlara merdiven dayadım, olmadı. Haziranôda Kar oldum yağdım avuçlarına,olmadı. Sevdim olmadı,yandım olmadı,taptım olmadı Artık benden pes! Bu aşkın biletini istediğin gibi kes! Nasılsa gidiyorsun Biliyorum,git! Ama ardında, Ağlayan bir çift göz, Paramparça bir yürek, Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan; Çek silahını daya sırtıma! Titrersem namerdim SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ? Ahmet Selçuk İlkan :'( Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: serco96 üzerinde Temmuz 08, 2010, 10:15:24 ÖS Sen benim “İmkansızımsın” demeseydin de,
“Seninle her imkansıza göğüs gererim” deseydin… Belki tüm imkansızlıkları yok ederdim seninle… Söylemedin ki… Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim” deseydin… Başka yüreklerde olsan da varlığını hissedebilirdim, bana ait olan hep bende kalır diye… Söylemedin ki… “Senin için her zorlukla savaşırım” değil de; “Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin; İnanırdım yüreğinin sadece benim için çarptığına, cesaretine… Söylemedin ki… “Sen olmadan yaşayamam” değil de, “Sensizlik diye bir şey yok; sen var olmasan da benimlesin” deseydin… İnanırdım sevginin sonsuzluğuna, aşkın sıcaklığına… Söylemedin ki… “Sen benim rüyamsın” değil de “Gerçekleşen rüyamsın” deseydin; Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende, rüya olmaktan çıkarırdım bizi… Söylemedin ki… “Sen benim eş ruhumsun” değil de, “Sen aslında Bensin” deseydin… Yokluğunda bile devam ettirirdim sen olmayı, kendimi unutmak olsa da sonu… Söylemedin ki… “Seni Seviyorum” değil de, “Seni hep seveceğim” deseydin, Yalan da olsa sevgin, hiç dönmeyecek olsan da inanırdım bana bir gün döneceğine… Beklerdim ömrümün sonuna kadar gelmeyişlerini… Söylemedin ki… Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: serco96 üzerinde Temmuz 09, 2010, 02:32:05 ÖS "Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayatlarda harap olmuşuz...
Biz seninle bir denizin iki aşık balığıyken, başka sularda yüzüp durmuşuz, başka kıyılara vurmuşuz." Sevmenin tek başına bir aşka yetmediğine inanıp, düştün yollara; gittin ötelere. O öteler, başka başkalarını ekledi yanına. Ve biz seninle, bir elmanın iki yarısı sanarken bizi, ele avuca sığmaz bir kurtlara yenildik. Çürümüye terkederken sevdalı yanımızı, başkalarıyla avutmayı denedik varlığımızı. Dahası beş para da etmedi sevda s/anıları... Çizikler ve eziklerle doldurmaktan öte gidemedik içimizin en duygulu yanlarını. Ve biz seninle, bir yaranın kabuğu sanarken bizi, iyileşecekken kanadık taa içerimizden. Bir türlü tutunamadık hücrelerimize. Hiç bir merhem iyi gelmedi bize.. Şimdi, Ne sen... Ne de ben... Tutunamıyoruz hayata... Çünkü biz seninle Bir denizin iki aşık balığıyken, başka sularda yüzüp durmuşuz Ve boğulmuşuz... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Temmuz 09, 2010, 04:07:32 ÖS KİMYADA AŞK
ÇARPIYOR KALBİM HIZLA BELKİDE KÜKÜRT GAZLA SEVİYORUM SENİ BEN SÜLFİRİK ASİTTEN FAZLA SANA OLAN AŞKIMDA REAKSİYON VAR BENİM GEREKİRSE UĞRUNDA ELEKTRON VERİRİM SENDE İSTERSEN EĞER İYONİK BAĞ KURARIZ OLUMSUZ AŞKIMIZI ATOMLARLA NOKTALARIZ. *hahaha* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: bulgarıstan üzerinde Temmuz 10, 2010, 11:37:47 ÖÖ :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 11, 2010, 01:58:28 ÖÖ Beni Anlayamazsin Aramizda daglar var Aramizda uçurumlar Yaklasma yanilirsin Ben öldügümü bilirim Sen yasadigini sanirsin Kendini bilmeden daha Beni taniyamazsin... Günlerim atese gebe Gecelerim sancili Varamadik sabaha Ben bir yumak dügüm dügüm Sen karmakarisik bir kördügüm Kendini çözmeden daha Beni anlayamazsin... Ahmet Selçuk Ilkan Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: SmSERT üzerinde Temmuz 11, 2010, 04:33:55 ÖS bunları okuyan olduğunu sanmıyorum..:) Warsa helal olsn..:)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: bulgarıstan üzerinde Temmuz 11, 2010, 06:59:04 ÖS 4 tane sıır yolladık nesıne helal ya :D
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 12, 2010, 11:00:06 ÖS (http://img210.imageshack.us/img210/9616/iphone476.jpg) (http://img210.imageshack.us/i/iphone476.jpg/)
Uploaded with ImageShack.us (http://imageshack.us) Mutlu Yıllar Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya. Rengârenk batan günü al karşına. Bir renk, de kendinden kat. Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak. Kapat gözlerini bir hikâye yarat. Vazgeçme hissedilir biraz, da sıcaklığını kat. Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut. Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt. Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama. Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver. Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana. Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana....... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FIERRO üzerinde Temmuz 13, 2010, 12:09:45 ÖÖ I regret that translations of Google does not allow me to understand I'd like to read his poetry in Spanish
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Temmuz 13, 2010, 02:18:47 ÖÖ yazık yaw acıdım fierroya :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: FIERRO üzerinde Temmuz 13, 2010, 04:42:14 ÖÖ No te salves/Don't Save Yourself
Mario Benedetti Don’t remain immobile At the edge of the road Don’t freeze the joy Don’t love with reluctance Don’t save yourself now or ever Don’t save yourself Don’t fill with calm Don’t reserve in the world Only a secure place Don’t let your eyelids fall Heavily as judgments Don’t speak without lips Don’t sleep without sleepiness Don’t imagine yourself without blood Don’t judge yourself without time. But if in spite of everything You can’t help it, And you freeze the joy, And you love with reluctance, And you save yourself now, And you fill with calm And you reserve in the world Only a calm place, And you let fall your eyelids Heavily as judgments, And you speak without lips, And you sleep without sleepiness, And you imagine yourself without blood, And you judge yourself without time, And you remain immobile At the edge of the road, And you save yourself, Then… Don’t stay with me. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Ekim 22, 2010, 12:19:31 ÖS 'öldükten sonra
dalmıştım mazinin ölgün sesine evinin önünden geçiyorken dün geçmiş zamanlara ağladım yine hülyamda yaşarken o güzel yüzün neden bugün bu ev böylece ıssız nerde eski günler nerdesin ey kız sensiz gönlüm şimdi yalnız, yapyalnız derdini sararken bir eski hüzün. gel bari hayali yakın gel sokul bu hasta gönülden bir teselli bul bak o da maziye ağlayan bir dul birbiri üstünden geçtikçe her gün. niçin solmayan bir sarı güldün nasıl oldu bilmem ne çabuk öldün kara topraklarla sen mi örtüldün gözlerin gözümde yaşıyorken dün. bir mezar mı sana son açılan yer sen gibi güzeller ölürse eğer inandım ki bazen yaşar ölüler eski sevgililer önünde bütün. Nazım Hikmet Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: istiklal. üzerinde Ekim 22, 2010, 12:54:02 ÖS UYAN
Baksana kim boynu bükük ağlayan? Hakk-i hayâtın senin ey Müslüman! Kurtar o biçâreyi Allah için. Artık ölüm uykularından uyan! Bunca zamandır uyudun, kanmadın; Çekmediğin kalmadı, uslanmadın. Çiğnediler yurdunu baştan başa, Sen yine bir kerre kımıldanmadın. Ninni değil dinlediğin velvele... Kükreyerek akmada müstakbele Bir ebedî sel ki zamandir adı; Haydi katıl sen de o coşkun sele. Karşı durulmaz cereyan sîneçâk... Varsa duranlar olur elbet helâk. Dalgaların anlamadan seyrini, Göz göre girdâba nedir inhimâk? Dehşet-i mâziyi getir yâdına; Kimse yetişmez yarın imdâdına. Merhametin yok diyelim nefsine; Merhamet etmez misin evlâdına? "Ben onu dünyaya getirdim..." diye, Kalkışacaksın demek öldürmeye! Sevk ediyormuş meğer insanları, Hakk-ı übüvvet de bu câniliğe! Doğru mudur ye’s ile olmak tebah? Yok mu gelip gayrete bir intibah? Beklediğin subh-ı kıyamet midir? Gün batıyor sen arıyorsun sabah! Gözleri mâziye bakan milletin, Ömrü temâdisi olur nekbetin. Karşına müstakbeli dikmiş Hudâ, Görmeye, lakin daha yok niyyetin! Ey koca Şark! Ey ebedî meskenet! Sen de kımıldanmaya bir niyyet et. Korkuyorum Garb'ın elinden yarın, Kalmıyacak çekmediğin mel’anet. Hakk-ı hayatın daha çiğnenmeden, Kan dökerek almalısın merd isen. Çünkü bugün ortada hak sahibi, Bir kişidir: "Hakkımı vermem!" diyen. 5 Şubat 1330 (1915) m.akif ERSOY Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Ekim 22, 2010, 01:09:50 ÖS gözlerimde parıltısı bakır bir tasın,
kulaklarım komşuların ayak sesinde.. varsın gene bir yudum su veren olmasın, başucumda biri bana "su yok" desin de.. kemalettin kamu Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: devrimci_28 üzerinde Ekim 22, 2010, 01:10:33 ÖS şiir değildir...
«— Yaşasın, Türk Halkının bağımsızlığı!. Yaşasın, Marksizmin ve Leninizmin Yüce İdeolojisi!. Yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!..» Sonra etrafına baktı ve artık başka birşey söylemeden masaya çıkmaya çalıştı. Ama, belli ki, yorgun ve heyecanlı idi. Masaya, sonrada iskemleye çıkmasına yardım edildi ve etleri zangır zangır titreyen iki cellât, ipi onun boynuna geçirdikten sonra, gerilediler. İskemleyi devirmesi bekleniyordu. Fakat, bir dakikaya yakın süre geçtiği halde, Deniz Gezmiş'in bu işe yeltenmediği görülünce, cellâtlardan biri, âniden iskemleyi bir bacağından tutarak çekiverdi. İşte o zaman, sessizliği yırtan bir gıcırtı ile boşluğa düşen Gezmiş'in ayaklarının ucu da «Küt!.» diye alttaki masaya çarpmış ve biraz sonra da, kasılarak sallanmaya başlamıştı. On dakika kadar geçtikten sonra, Deniz Gezmiş'in halâ kıpırdaması, boyun kemiğinin kırılmamış olmasındandı. Boyunun uzun olması nedeniyle ayakları masaya çarpınca, bu kırılmayı önlemişti. Bundan dolayı da, Deniz Gezmiş'in ölümü için tam 52 dakikanın geçmesi beklendi. Bu süre içinde zaman zaman yapılan doktor muayenelerinin sonuncusunda, Deniz'in ölmüş olduğu saptandı ve bu konuda hazırlanan bir rapor, orada bulunan doktor ve diğer ilgililerce imzalandı. Bu arada, mahkûm sehpadan indirilmiş ve boynundaki yaftası da çıkarıldıktan sonra, cesedi kenardaki bir tabuta konulmuştu. Bir iki dakika sonra da tabut, içeride bir yere taşındı. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: istiklal. üzerinde Ekim 22, 2010, 01:11:46 ÖS "- Allah'a dayanmak mı? Asırlarca dayandık!
Düşdükse bu hüsrâna, onun nârına yandık! Yetmez mi çocukluktaki efsâneye hürmet? Dersen ki: Ufuklarda bir aydınlık uyansın; Mâzîyi ateş vermeli, baştan başa yansın! Şaşkınlık olur köhne telâkkîleri ihyâ; Şeydâ-yı terakkî, koşuyor, baksana dünyâ. Elverdi masal dinlediğim bunca zamandır; Ben kanmıyorum, git de sen aptalları kandır!" - Allah'a değil, taptığın evhâma dayandın; Yandınsa eğer, hakk-ı sarîhindi ki yandın... Meflûc ederek azmini bir felc-i irâdî, Yattın, kötürümler gibi, yattın mütemâdî! Mâdem ki didinmez, edemez, uğraşamazsın; İksîr-i bekâ içsen, emîn ol, yaşamazsın. Mevcûd ise bir hakk-ı hayat ortada, şâyed, Mutlak değil elbette, vazîfeyle mukayyed. Takyîd-i İlâhî ki: Bilâ-kayd ona münkâd, Kalbinde cihanlar darabân eyliyen eb'âd. Lâ-kayd olamazdın, biraz insâfın olaydı, Duydukça bütün sîne-i hilkatten o kaydı. "Allah'a dayandım!" diye sen çıkma yataktan... Ma'nâ yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan! Ecdâdını, zannetme, asırlarca uyurdu; Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu? Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şâhid: Dinlenmedi birgün o büyük nesl-i mücâhid. Âlemde "tevekkül" demek olsaydı "atâlet'; Mîrâs-ı diyânetle yaşar mıydı bu millet? Çoktan kürenin meş'al-i tevhîdi sönerdi; Kur'an duramaz, nezd-i İlâhîye dönerdi. "Dünya koşuyor" söz mü? Berâber koşacaktın; Heyhât, bütün azmi sen arkanda bıraktın! Mâdem ki uyandın o medîd uykularından, Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan. Ensendekiler "leş" diye çiğner seni sonra; Ba'sin de kalır ta gelecek nefha-i Sûr'a! Çiğner ya, tabî'î, ne düşünsün de bıraksın? Bir parça kımıldan, diyorum, mahvolacaksın! Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz; Davranmıyacak kimse bu meydana atılmaz. Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da. Maziyi, fakat yıkmaya kalkma bu yolda. Ahlâfa döner; korkarım, eslâfa hücumu: Mâzîsi yıkık milletin âtîsi olur mu? Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha: Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vâha! İstanbul, 13 Teşrinisina 1335 (1919) m.akif.ERSOY Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Emekli Tufek üzerinde Ekim 22, 2010, 01:36:12 ÖS şiir değildir... «— Yaşasın, Türk Halkının bağımsızlığı!. Yaşasın, Marksizmin ve Leninizmin Yüce İdeolojisi!. Yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!..» Sonra etrafına baktı ve artık başka birşey söylemeden masaya çıkmaya çalıştı. Ama, belli ki, yorgun ve heyecanlı idi. Masaya, sonrada iskemleye çıkmasına yardım edildi ve etleri zangır zangır titreyen iki cellât, ipi onun boynuna geçirdikten sonra, gerilediler. İskemleyi devirmesi bekleniyordu. Fakat, bir dakikaya yakın süre geçtiği halde, Deniz Gezmiş'in bu işe yeltenmediği görülünce, cellâtlardan biri, âniden iskemleyi bir bacağından tutarak çekiverdi. İşte o zaman, sessizliği yırtan bir gıcırtı ile boşluğa düşen Gezmiş'in ayaklarının ucu da «Küt!.» diye alttaki masaya çarpmış ve biraz sonra da, kasılarak sallanmaya başlamıştı. On dakika kadar geçtikten sonra, Deniz Gezmiş'in halâ kıpırdaması, boyun kemiğinin kırılmamış olmasındandı. Boyunun uzun olması nedeniyle ayakları masaya çarpınca, bu kırılmayı önlemişti. Bundan dolayı da, Deniz Gezmiş'in ölümü için tam 52 dakikanın geçmesi beklendi. Bu süre içinde zaman zaman yapılan doktor muayenelerinin sonuncusunda, Deniz'in ölmüş olduğu saptandı ve bu konuda hazırlanan bir rapor, orada bulunan doktor ve diğer ilgililerce imzalandı. Bu arada, mahkûm sehpadan indirilmiş ve boynundaki yaftası da çıkarıldıktan sonra, cesedi kenardaki bir tabuta konulmuştu. Bir iki dakika sonra da tabut, içeride bir yere taşındı. Olay TAM bu anlatildigi sekilde degildi ama, Yine de GERCEKLERI YANSITIYOR.... Paylasim icin tesekkurler.... ;) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: devrimci_28 üzerinde Ekim 22, 2010, 02:01:10 ÖS Olay TAM bu anlatildigi sekilde degildi ama, o anlar ben yoktum... ben yazılanlarla bılıyorum... sen varsındır o zamanlar buyuksun... olanları gazetelerden an ve an takıp etmişsindir.. mesaj olarak anlatta bızde ogrenelım arkadaşların konusu dagılmasın...Yine de GERCEKLERI YANSITIYOR.... Paylasim icin tesekkurler.... ;) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Emekli Tufek üzerinde Ekim 24, 2010, 01:15:57 ÖÖ o anlar ben yoktum... ben yazılanlarla bılıyorum... sen varsındır o zamanlar buyuksun... olanları gazetelerden an ve an takıp etmişsindir.. mesaj olarak anlatta bızde ogrenelım arkadaşların konusu dagılmasın... Bu baslikta cok guzel siirler var. Konu dagilmasin... ;) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: imperialis üzerinde Ekim 24, 2010, 02:48:54 ÖS durakta üç kişi
adam, kadın ve çocuk adamın elleri ceplerinde kadın çocuğun elini tutmuş adam hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü kadın güzel güzel anılar gibi güzel çocuk güzel anılar gibi hüzünlü hüzünlü şarkılar gibi güzel cemalettin seber Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: F.S.M. üzerinde Ekim 27, 2010, 05:39:38 ÖÖ No te salves/Don't Save Yourself Mario Benedetti Don’t remain immobile At the edge of the road Don’t freeze the joy Don’t love with reluctance Don’t save yourself now or ever Don’t save yourself Don’t fill with calm Don’t reserve in the world Only a secure place Don’t let your eyelids fall Heavily as judgments Don’t speak without lips Don’t sleep without sleepiness Don’t imagine yourself without blood Don’t judge yourself without time. But if in spite of everything You can’t help it, And you freeze the joy, And you love with reluctance, And you save yourself now, And you fill with calm And you reserve in the world Only a calm place, And you let fall your eyelids Heavily as judgments, And you speak without lips, And you sleep without sleepiness, And you imagine yourself without blood, And you judge yourself without time, And you remain immobile At the edge of the road, And you save yourself, Then… Don’t stay with me. KURTARMA KENDİNİ Mario Benedetti (1920- ) – Uruguay Kendini kurtarma, Kımıldanmadan durma Kenarında yolun, Sevinçle donma, İsteksizlikle sevme, Kurtarma kendini şimdi Ya da hiç, Kendini kurtarma, Sükunetle dolma, Yer ayırma tümünde dünyanın Sakin bir yerde yalnız, Düşürme kapaklarını Duruşmalar gibi ağır, Dudaklarsız konuşma, Uykusuz uyuyakalma, Sanma kendini kansız, Yargılama kendini zamansız. Fakat gene herşeye rağmen Ondan kaçınamazsın Ve sevinçle donarsın, Ve isteksizlikle seversin Ve şimdi kendini kurtarırsın, Ve sükunetle dolusun, Ve tümünde yer ayırırsın dünyanın Sakin bir yer diye yalnız, Ve bırakırsın düşsün kapakların, Duruşmalar kadar ağır, Ve dudaklarsız konuşursun, Ve uykusuz uyuklarsın, Ve kendini kansız sanarsın, Ve kendini zamansız yargılarsın, Ve kımıldamazsın Kenarında yolun, O halde Benimle kalamazsın. Çeviren: Vehbi Taşar Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: 0guzh@n üzerinde Kasım 14, 2010, 08:18:44 ÖÖ SEN İSTANBUL KOKARDIN
Martıların gözlerinden dinledim İstanbul’un boğazı yanmış dün gece Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize Ben bu şehre yüreğimi içirmedim.. Göklerden hicran yağdı, İstanbul’lu bir geceydi Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi… Utanır, intihar ederdi ölüm, Hayata rest çekip ağladığımda, Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi… Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda, Kah aşkı yağan kar tanesi Kah Leyla tüten rüzgardın Zambak gibi leylak gibi, Sigaramda duman gibi Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın Dayadım ondörtlüyü İstanbul’un şakağına İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece Sensizken, İstanbul’da bir kez olsun gülmedim Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor Çatlayası deli yürek ‘sen sen’ diye atıyor Oy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor Serdar TUNCER Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: F.S.M. üzerinde Kasım 14, 2010, 08:27:18 ÖÖ :'( Bir istanbul aşıgı olarak sevgiliye ve memlekete yazılmış güzel bir şiir paylaşım için Teşekkürler *rose*
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: 0guzh@n üzerinde Kasım 16, 2010, 04:38:27 ÖS :'( Bir istanbul aşıgı olarak sevgiliye ve memlekete yazılmış güzel bir şiir paylaşım için Teşekkürler *rose* *rose*Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: carlsberg üzerinde Kasım 16, 2010, 10:46:16 ÖS Giderim
artık seninle duramam bu akşam çıkar giderim hesabım kalsın mahşere elimi yıkar giderim sen zahmet etme yerinden gürültü yapmam derinden parmaklarımın üzerinden su gibi akar giderim artık sürersin bir sefa ne cismim kaldı ne sefa şikayet etmem bu defa dişimi sıkar giderim bozarmı sandın acılar belaya atlar giderim kurşun gibi mavzer gibi dağ gibi patlar giderim kaybetsem bile her şeyi bu aşkı yırtar giderim sinsice olmaz gidişim kapıyı çarpar giderim sana yazdıgım şarkıyı sazımdan söker giderim ben ağlayamam bilirsin yüzümü döker giderim köpeklerimden kuşumdan yavrumdan cayar giderim senden aldıgım ne varsa yerine koyar giderim ezdirmem sana kendimi gövdemi yakar giderim beddua etmem üzülme kafama sıkar giderim Ahmet Kaya Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: RedArmy01 üzerinde Kasım 16, 2010, 10:50:16 ÖS Giderim bu türkü değilmiydi ya *SCRATCH*artık seninle duramam bu akşam çıkar giderim hesabım kalsın mahşere elimi yıkar giderim sen zahmet etme yerinden gürültü yapmam derinden parmaklarımın üzerinden su gibi akar giderim artık sürersin bir sefa ne cismim kaldı ne sefa şikayet etmem bu defa dişimi sıkar giderim bozarmı sandın acılar belaya atlar giderim kurşun gibi mavzer gibi dağ gibi patlar giderim kaybetsem bile her şeyi bu aşkı yırtar giderim sinsice olmaz gidişim kapıyı çarpar giderim sana yazdıgım şarkıyı sazımdan söker giderim ben ağlayamam bilirsin yüzümü döker giderim köpeklerimden kuşumdan yavrumdan cayar giderim senden aldıgım ne varsa yerine koyar giderim ezdirmem sana kendimi gövdemi yakar giderim beddua etmem üzülme kafama sıkar giderim Ahmet Kaya Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: 0guzh@n üzerinde Kasım 25, 2010, 08:24:17 ÖS Hesap
Borcumuz var vatana elbet ödenecek Az sabret ana oğlun inşallah dönecek O kadar kolay değil vatanı bölmek Ve o kadar zor değil uğruna ölmek Taşları bağlamışlar köpekler serbest Eşkiya düze inmiş yiğitler derdest İmama bozulup da bozmayız abdest Gün gelir de bu hesap görülür elbet Cephede yenilen düşman bir zaman siner İlk fırsatta oyunu sinsice dener Keser döner sap döner bu hesap döner Bu millet makus talihi bu kez de yener Taşları bağlamışlar köpekler serbest Eşkiya düze inmiş yiğitler derdest İmama bozulup da bozmayız abdest Gün gelir de bu hesap görülür elbet Arif Nazım Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: RedArmy01 üzerinde Kasım 28, 2010, 02:54:31 ÖS ÇİĞDEM ÇİÇEK
Aylar oldu yıllar oldu Ben yüzünü görmedim. Yüzüne hasret kaldım kız Yüzüne yüzüm sürmedim. Gülen aya sordum seni Küstü yüzünü sakladı Yıldızlara sordum seni Yüzüme bile bakmadı Yıldızlara sordum seni Yıldızlar kan ağladı. Aksam olur ay gecede Çiğdem çiçek şenlenir Vallah/Billah düşünmesem seni Derdime dert eklenir. Bıçak sapladım sineme Eskidi yaralarım Sabah olsun gelmeye eğer Kendimi yaralarım. Söz: Ahmet Kaya Müzik: Ahmet Kaya RESMİ WEB SİTESİ :'( :'( Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Aralık 04, 2010, 05:40:47 ÖS Tek Hece
Var mı beni içinizde tanıyan? Yaşanmadan çözülmeyen sır benim. Kalmasa da şöhretimi duymayan, Kimliğimi tarif etmek zor benim... Bülbül benim lisanımla ötüştü. Bir gül için can evinden tutuştu. Yüreğime Toroslar'dan çığ düştü. Yangınımı söndürmedi kar benim... Niceler sultandı, kraldı, şahtı. Benimle değişti talihi bahtı, Yerle bir eylerim tac ile tahtı, Akıl almaz hünerlerim var benim... Kamil iken cahil ettim alimi, Vahşi iken yahşi ettim zalimi, Yavuz iken zebun ettim Selim'i, Her oyunu bozan gizli zor benim... Yeryüzünde ben ürettim veremi. Lokman Hekim bulamadı çaremi. Aslı icin kül eyledim Kerem'i. İbrahim'in atıldığı kor benim... Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di. Hatrım için yüce dağlar delindi. Bilek gücüm Ferhat ile bilindi. Kuvvet benim, kudret benim, fer benim... İlahimle Mevlana'yı döndürdüm. Yunus'umla öfkeleri dindirdim. Günahımla çok ocaklar söndürdüm. Mevla'danım, hayır benim, şer benim... Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da Görünmezim cismim de yok, resmim de Dil üzmezim, tek hece var ismimde Barınağım gönül denen yer benim Benim için yaratıldı Muhammed Benim için yağdırıldı o rahmet Evliyanın sözündeki muhabbet Embiyanın yüzündeki nur benim kimsesizim hısmımda yok hasmımda, görünmezim cismimde yok resmimde, dil üzmezim tek hece var ismimde, barınağım gönül denen yer benim. Cemal Safi Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Aralık 05, 2010, 12:46:38 ÖS Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da Bugün Pazar Daha uyanmadı komşular Damların üzerinde kuşlar Daha rahatlar Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru Yağmur da var Çok sevdiğim rüzgar da Daha uyanmadı komşular Bugün Pazar Ve ben seni çok özledim Dışarı çıkmak istiyor canım Tek başına haytalık etmek Islanmak Pazar sabahında yağmurda Boş caddelerde dolaşmak Vitrinlerine bakmak mağazaların Sinemaların afişlerine Sokakların isimlerine Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara Bir merhaba demek sessizce Sahilde martılara simit atmak Otobüslerin ilk seferlerine binmek Gitmek istiyor canım Hayatın gittiği yere Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine Fırından taze ekmek alıp Buğusunu çekmek içine Ve ben seni çok özledim................. :'( :'( Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: F.S.M. üzerinde Ocak 17, 2011, 07:57:22 ÖS HASRET Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli, belini sarmayalı, gözünün içinde durmayalı, aklının aydınlığına sorular sormayalı, dokunmayalı sıcaklığına karnının. Yüz yıldır bekliyor beni bir şehirde bir kadın. Aynı daldaydık, aynı daldaydık. Aynı daldan düşüp ayrıldık. Aramızda yüz yıllık zaman, yol yüz yıllık. Yüz yıldır alacakaranlıkta koşuyorum ardından. Nâzım HİKMET Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: nurofen üzerinde Ocak 18, 2011, 09:51:33 ÖÖ Ağla Yüreğim
Akşam olur Bir başıma kalınca Bu yerde... Özlemin Ateş olur..! Dokunduğun her yerde Kıvılcımlar saçar Özlem ateşin Yangınlara döner... İçimde Yıkılmaz sandığım Dağlar erir Ormanlar bir bir yanar. Eğil başım Sen.. Öne eğil.... Bunca yıldız varken Gece neden karanlık olur Sevdiğim..... Kaybetmeyince İnsan Bilmezmiş Elindeki nimetin kıymetini. Ağla yüreğim kendi haline Sen Şimdi ağla.. YazaR:MéliH ßaKi Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: F.S.M. üzerinde Ocak 19, 2011, 05:21:38 ÖS " Hüsnün senin ey dilber "
Hüsnün senin ey dilber nâdide kamer mi Hûri misin ey âfet-i can yoksa beşer mi Gör nâlelerim halime rahmeyle civânım Gözyaşı mı didemden akan hun-ı ciğer mi Nergis mi acep didelerin gül mü yanağın peymâne-i kudret mi lebin şirr ü şeker mi Gördükçe seni tazelenir sanki hayatım Sensiz bana bu cân ü cihan zerre değer mi Şair Abdi http://www.youtube.com/watch?v=7DiIU88W2as http://www.portakal.tv/muzik-dinle/47346.html Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: izaora818 üzerinde Ocak 19, 2011, 11:37:25 ÖS Küçücük bir uzaklığa takıldı ayaklarımız.
Yüzüstü kapaklandık yere. Kalplerimiz kanadı .. Bayırlardan geçtik, yokuşlar indik, dağ-tepe seğirttik ama . Biz seninle düz yolda yürüyemedik. Alt tarafı gün batımı birkaç yalnız yürüyüştü mızmızlandığımız .. Alt tarafı, geceleri pencereden buruk bir gülümsemeydi yıldızımıza, böyle zorlandığımız .. Ve tökezledik, düşmek istedik. Biz gizliden gizliye bu uzaklığı sevdik galiba Kapımızı vurmuş ta duymadık aşkı. Kim bilir ne kadar beklettik. Belki soğuktu üşüdü, kalkıp açmadık .. Biz kapımıza gelmiş Aşkın kalbini kırdık. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: F.S.M. üzerinde Şubat 11, 2011, 09:20:04 ÖÖ Yalnızlık
Şemsiye yapımcıları ıslanmaktan tek kişiyi koruyacak genişlikte kesince kumaşları yağmur değil yalnızlıktır yağan Daha da hüzünlendirir her gece kentin sokaklarını bekçinin nefesiyle düdüğün içinde dönen nohut taneciğinin yalnızlığı Ne çok sevinirim bilseniz bir yılan mezarıma girerde göğüs kafesimin kemikleri içinde kış uykusuna yatarsa Sunay AKIN http://www.siirfm.com/yalnizlik-sunay-akin/ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: F.S.M. üzerinde Şubat 14, 2011, 03:33:44 ÖS Sevgi Güzellik İster Sevgi güzellik ister gülüm, Güzellik emek ister. Güzellik tende değil gülüm, Yürekte ateş ister. Bir çocuk dudağıyla Yanakta bir sıcaklık. Yalnız güzellik değil, Sevgi özgürlük ister. Sevgi güzellik ister gülüm, Güzellik emek ister. Güzellik tende değil gülüm, Yürekte ateş ister. Aşkların en soylusu Birken birçok olandır. Sevginin en güzeli Paylaşılan emektir. Aşkların en soylusu Birken birçok olandır. Çıkarsız ve sınırsız Paylaşılan yürektir. Sevgi güzellik ister gülüm, Güzellik emek ister. Güzellik tende değil gülüm, Yürekte ateş ister. http://www.akormerkezi.com/ilkay-akkaya-sevgi-_video-izle-hjrdh.html Bir Gün Kapına Gelsem Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum Beni çağırdığını bir defa duyabilsem Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum Ümit Yaşar OĞUZCAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mart 26, 2011, 11:38:06 ÖS her yer karanlık pür nur o mevki
mağrip mi yoksa makber mi ya rab ya habgah-ı dilber mi ya rab rüya değil bu, ayniyle vaki kabri çiçekten bir türbe olmuş dönmüş o türbe bir haclegahe bir haclegahe dönmüşse türben aç koynunu aç maşukanım ben Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Mart 27, 2011, 03:53:08 ÖÖ "eyvah ne yer ne yar kaldı
gönlüm dolu ah u zar kaldı şimdi buradaydı gitti elden gitti ebede gelip ezelden ben gittim o haksar kaldı bir köşede tarumar kaldı baki o enisi dilden eyvah beyrut'ta bir mezar kaldı bildir bana nerde nerde ya rab kim attı beni bu derde ya rab nerde arayayım o dilrübayı kimden sorayım bi-nevayı derlerki unut o aşnayı gitti tutarak reh-i bekayı sığsın mı hayale bu hakikat görsün mü gözüm bu macerayı? süratle nasıl da değişti halim almaz bunu havsalam hayalim. çık fatıma! lahteden kıyam et yanımdaki haline devam et ketn etme bu razı söyle bir söz ben isterim ah öyle bir söz güller gibi meyl-i ibtisam et dağı dile çare bul meram et bir tatlı bakışla bir gülüşle eyyamı hayatımı temam et makber mi nedir şu gördüğüm yer ya böyle reva mı ey cay-ı dilber" Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: arwen üzerinde Mart 27, 2011, 09:30:15 ÖS aslı buymuş zaten makberin sanırım şuan okunan şarkı bir müzikal için mi ne yazılmış ama tam emin değilim
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Mart 27, 2011, 10:34:22 ÖS senın yolladıgın hamid tarhanın 'tarık' (ismi buydu sanırım) adlı tıyatrosunda geçıyo şiiriyle alakası yok yanı
benım yolladıgım orjınal makber sıırıdır ama ikisindede konu aynıdır 'vefat eden karısı' Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Nisan 27, 2011, 04:44:19 ÖS Anlatamamaktan doğuyor çünkü şiir. Anlatamadıkça canı acıyor şairin. Canı acıdıkça şiir geliyor. Acınız dinmesin efendim. Ve anlatamayasınız. Çünkü en iyi o zaman anlatırsınız. Nazan Bekiroğlu Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 09, 2011, 02:48:56 ÖÖ HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM Seni anlatabilmek seni. İyi çocuklara, kahramanlara. Seni anlatabilmek seni, Namussuza, halden bilmeze, Kahpe yalana. Ard- arda kaç zemheri, Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu Dışarda gürül- gürül akan bir dünya... Bir ben uyumadım, Kaç leylim bahar, Hasretinden prangalar eskittim. Saçlarına kan gülleri takayım, Bir o yana Bir bu yana... Seni bağırabilsem seni, Dipsiz kuyulara. Akan yıldıza. Bir kibrit çöpüne varana. Okyanusun en ıssız dalgasına Düşmüş bir kibrit çöpüne. Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin, Yitirmiş öpücükleri, Payı yok, apansız inen akşamdan, Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene, Seni anlatabilsem seni... Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır Üşüyorum, kapama gözlerini... AHMED ARİF SEVDAN BENİ Terketmedi sevdan beni, Aç kaldım, susuz kaldım, Hayın, karanlıktı gece, Can garip, can suskun, Can paramparça... Ve ellerim, kelepçede, Tütünsüz, uykusuz kaldım, Terketmedi sevdan beni... AHMED ARİF AY KARANLIK Maviye/Maviye çalar gözlerin, Yangın mavisine/Rüzgarda asi, Körsem/Senden gayrısına yoksam Bozuksam/Can benim, düş benim, Ellere nesi? Hadi gel, Ay karanlık... İtten aç/Yılandan çıplak, Vurgun ve bela Gelip durmuşsam kapına Var mı ki doymazlığım? İlle de ille/Sevmelerim, Sevmelerim gibisi? Oturmuş yazıcılar Fermanım yazar N'olur gel, Ay karanlık... Dört yanım puşt zulası, Dost yüzlü, Dost gülücüklü Cıgaramdan yanar. Alnım öperler, Suskun, hayın, çıyansı. Dört yanım puşt zulası, Dönerim dönerim çıkmaz. En leylim gecede ölesim tutmuş Etme gel, Ay karanlık... AHMED ARİF http://www.youtube.com/watch?v=BvkNL5_6z-4 http://www.youtube.com/watch?v=5-mlyDK8kxs&feature=related http://www.youtube.com/watch?v=bB5Tp1cvaDs&feature=related Uyutmadı Ahmet Arif Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 14, 2011, 12:55:58 ÖÖ Dün Canım olan Yarın, Düşmanım olmaz benim Yaşananların hatırı hep saklı kalır, Hatırları hep sorulur selamları hep alınır… Sildiklerim vardır bir de, onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır Adları anılmaz, hatırları sorulmaz, Sadece beddualarımdır Vicdanla birlikte Şeref ararım ben sevdiklerimde. Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim Zaman gelir şerefsizleri de severim Her yerde gözüm kulağım vardır benim “Eksik söylemek yalan söylemek değildir” mantığındaki “Çok Dürüstler”? Beni değil, kendilerini kandırırlar yalnızca Bilmezden gelişlerim, aptala yatışlarım Kaybetme korkumdan değil, Karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır… İnkar olmaz benim hayatımda Yaşananı, “yaşanmamış” saymam Sayanları da SAYMAM kelimelere sığmaz, Sayfalar sürer beni anlatmak, Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın Yaşayan bilir beni, yaşamayan anlamaz Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz, Büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz Can Dündar Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: kartosman üzerinde Mayıs 15, 2011, 03:24:17 ÖS GÜLLER ARASINDA BİR DİKEN
KIRIK BİR MASADA İÇKİ İÇEN ESRARI CEKİP KENDİNDEN GECEN BİR SERSERİ GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA ****** SAHİLE OTURMUŞ DENİZE BAKAN YAKASIZ GÖMLEGE KRAVAT TAKAN ARKADAŞINI DEGİLDE KENDİNİ YAKAN BİR DELİKANLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA ****** OLUR OLMAZ İŞLERE KAFAYI TAKAN KAHPE İNSANLARA KIZIP YAŞAMDAN BIKAN DALIPTA SİGARAYI TERSİNDEN YAKAN BİR YAKIŞIKLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA ***************************** *rose* *rose* *rose* *rose* *rose* *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Gio üzerinde Mayıs 15, 2011, 03:27:17 ÖS GÜLLER ARASINDA BİR DİKEN güzelmiş :)KIRIK BİR MASADA İÇKİ İÇEN ESRARI CEKİP KENDİNDEN GECEN BİR SERSERİ GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA ****** SAHİLE OTURMUŞ DENİZE BAKAN YAKASIZ GÖMLEGE KRAVAT TAKAN ARKADAŞINI DEGİLDE KENDİNİ YAKAN BİR DELİKANLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA ****** OLUR OLMAZ İŞLERE KAFAYI TAKAN KAHPE İNSANLARA KIZIP YAŞAMDAN BIKAN DALIPTA SİGARAYI TERSİNDEN YAKAN BİR YAKIŞIKLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA ***************************** *rose* *rose* *rose* *rose* *rose* *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 16, 2011, 04:39:50 ÖS Sen Hep Sen hep uykularda mı kendini anlatacaksın Çitlere takılırken uçurtmanın mavi yüzü Hep sayıklayacak mısın Geçitlerde düşürdüğün Bir çocuğun öpülesi gülüşünü Sen hep fısıldayacak mısın Söylemeden suya ulaşan şarkıları Sürgülenip sürgünlüğüne Eskimiş fotografların silüetlerini mi giyineceksin Sen hep böyle yalnış adreslerde mi yaşayacaksın. Sen hep duruşlarınla mı kendini anlatacaksın Dudaklarının kıvrımında uzayıp giden destanı Bir yanı uzunçalar yüreğinin geri sarar bir yanı Bir yanın gün sağarken gecenin memesinden Sen hep böyle koca sevdaları mı taşıyacaksın. Sen hep pekmez tadında bıraktığın Ondokuz akşamlarını Sedef kakmalı sandıklarda mı saklayacaksın Belki bir gün bir alay turaç sesine Takılır da gelirsin Ellerim bekleye dursun… Yunus YAŞAR http://www.siirfm.com/sen-hep-yunus-yasar/ Sinema Kapılarında Benim dünyayı sevmem için Dünya beni sevmeli. Tertemiz giysilerim olmalı Ütülü, ince yakışan. Bir kızı sevmeliyim dupduru Yağmur mavisi, bulut buğusu Gökyüzü gibi sakin Gülmeli gözlerinin içi En acılı günlerimde bile Tutup yalnızlığımdan Bana güvenmeli; Kaşlarını yıkmadan sevmeli beni. Benim dünyayı sevmem için Dünya beni sevmeli. Çocuk düşlerimi ezen evler değil Sevgiler olmalı oda oda Mutluluğu gülüşlerle köpüren. Babam utanmamalı benden Annem ezik durmamalı Ufacık bir isteğimle buruk. Bir işim olmalı, bir güvencem El ellerinde hoyrat/ Ev içlerinde Kanayıp gitmemeli çocuk ömrüm. Benim dünyayı sevmem için Dünya beni sevmeli Dünya beni sevmeli. Şükrü ERBAŞ http://www.siirfm.com/sinema-kapilarinda-sukru-erbas/ Vurgunum yanağında pembe güller gülümser gözlerınde ıslak güller ışırdı çehrene hafıf utangaçlık üstüne ne gıysen yakışırdı küçük masum ıffetlı bıraz da nazlı bır kızdın güzellığın hıç kımseye benzemez şeklı tam seçılemeyen yıldızdın bır bakmaya dayanamazdım bır de çayına yanındayken vakıt nasıl erırdı tarıfsız tadları tebessümün acıları çatık kaşın verırdı zaman buğdaya değırmen kar’a güneş ateşe su sana da hoyratca sürmüş elını yaman değıştırmış doğrusu yüzünde güller solmuş gözünde fer azalmış bıraz vefasızca geçmış yazın. saçlarında erken başlamış kavgası kara ıle beyazın sana bahar uygundur demez mıydım hep nıye vakıtsız soruyorsun hayat yalnız senın değıl hayatım sağlam dur yoksa sebebım oluyorsun sebebım oluyorsun… Nazım TEKTAŞ http://www.siirfm.com/vurgunum-nazim-tektas/ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 16, 2011, 05:00:35 ÖS İSTANBUL
Can evimden baktım sana İstanbul! Rüzgârların anamın duası kadar serin. Beyaz şamdanlar gibi yükseliyrdu İnce kalem kalem minarelerin. Bir sabah vapurla alıp getirdi beni Güneşteydi rengi karın. Şadırvan şadırvan aktı içime Masal güzelliği suların. Kiraz dallarına benzer incecik, narin Bir kız vapurda gelip yanıma durdu. Saçlarından, gözlerinden, dudaklarından İstanbul esiyordu. Can evimden baktım sana İstanbul! Demli çaylar gibiydi uzaklardan Emirgân. Türkülerde yağmur yağmur Üsküdar Dualarda sımsıcak Eyüp Sultan. Renkli resimler gibi işlenmiş, ince Çeşmelerin vardı senin. Durdum gölgesinde şair gönlümce Öptüm taşını çeşmenin… Bir sıcak selâmla gelir uzaktan Vapurlar, mavnalar, tramvaylar. Ve eski bir türküyle alır gider gönlümü Sultan duruşlu yalılar, padişah bakışlı saraylar. Bayezid Camii’nde namaz kıldım Safların ardında garipsi, mahzun. Sen bin yaşa sımsıcak dualarda Ey destan şehri yurdumuzun. Yavuz Bülent BAKİLER ÜSKÜDAR TÜRKÜSÜ İstanbul'da Üsküdar'lı bir kız var Bir tramvay durağında evleri Sarı kanaryalar, ak kanaryalar Öter balkonunda geceleri... Bulutsuz rüzgârlar gibi her sabah Bir masal âleminden çıkıp gelirdi. Ne adını düşünürdüm bir deniz kıyısında Ne adımı bilirdi. Bir gün bulutlar geldi habersiz Sonra incecikten yağdı üstüme Büyüdü içimde zamanla yeri. İki mısra gibi aldı gönlümü Bir gül yaprağından güzel elleri Bendim artık gölge gölge sokaklardaki Öylesine mahzun, kaygılı, ürkek. Bendim her mevsim boyu sımsıcak Sevdalar içinde vuran tek yürek Bir gün baktım penceresi perdesiz Yok odalarda çın çın şarkı söyleyen sesi. Yok balkonda artık ak kanaryanın, Sarı kanaryanın kafesi. Benden sorun Üsküdar'ın şimdi her gece Sokakları kaç adım. Bir gece yarısı düştüm yollara Her köşe başında ağladım. Yavuz Bülent BAKİLER http://www.siirfm.com/istanbul-yavuz-bulent-bakiler/ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 20, 2011, 12:05:10 ÖS Biraz Değiştim Biraz değiştim, Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Değiştim… Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum, Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni Ben benimle savaşıyorum, Seninle değil… Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın, ne kazanabileni ne de kaybedeniyim… Sorun değil… Elbet Alışırım… Biraz alıştım. Her şey kadar, her kez kadar, sen kadar… Alıştım! Varlığını istemediğim tüm eksik yanları Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim iki arada bir derede duyguya alışıyorum… Bir yanım bırak diyor bir yanıma Kesin değil! Henüz tanıştık… Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda Bir yanım memnun oldum diyor, bir yanım tanıyamadım daha Samimi değil… Bir hayli kırıldım… Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım… Aslında ne sana, ne olanlara… Kendime kırgınım!.. Maziye hiç değil, âna kırgınım Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna Bir hayli kırgınım… Beni ben kırdım oysa… İyi değilim. Galiba yoruldum… Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar… Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!.. Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum. Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!.. Toprağa bakan yanım senden zate ayrı Sana bakan yanımsa toprakla aynı Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin! Gözlerim yorgun… Dudaklarım, dudaklarım hissiz… Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır… Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz Söyleyemediklerini söylesende şimdi Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır! İsteyerek değil… Çok çalıştım Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen Daha öncede gitmiştim… Çok çalıştım… Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için Çok çalıştım… Daha öncede gitmiştim… Kendi isteğimle… Anladım ki daha önce sevmemiştim! Çok çalıştım inan Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya Ve alışmaya kendime… Bu göz gözü görmez dumanlı halime Çok alışmaya çalıştım hem de… Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor An be an çöküyor, insanın içindeki güç Işığı sönüyor… Beyaza dönüyor rengi git gide Hissizleşiyor… Ne yormak istedim Seni, Nede yormak kendimi Çok çalıştım Gitmeye de kalmaya da… İkisi de aynı acı, ikiside rezil Daha öncede gitmiştim Ama böyle kalarak değil Böyle kalarak değil // Can Yücel http://facebookvideoindir.gen.tr/kahraman-tazeoglu-can-yucel-biraz-degistim-hq.html Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Haziran 23, 2011, 06:07:05 ÖS ÇOCUKSUN SEN / I Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen Kum taneleri var ya onlardan birindeyim Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum. Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil ÇOCUKSUN SEN / II Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar Dursam ölürüm paramparça olur dünya Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak (Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç) Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı (Soluğunun elma kokması bundandı belki) Bir elma kokusuna tutundum düşerken Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle Çocuksun sen, çocuğumsun AHMET TELLİ Hatırlamak istedim *heart* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Temmuz 01, 2011, 07:08:27 ÖÖ Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş gibi kar Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar. Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı, Ey kebûterlerin neşîdeleri, O bahârın bu işte ferdâsı: Kapladı bir derin sükûta yeri karlar Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar. Ey uçarken düşüp ölen kelebek, Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek gibi kar Seni solgun hadîkalarda arar. Sen açarken çiçekler üstünde Ufacık bir çiçekli yelpâze Na'şın üstünde şimdi ey mürde Başladı parça parça pervâze karlar Ki semâdan düşer düşer ağlar. Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar; Küçücük, ser-sefîd baykuşlar gibi kar Sizi dallarda lânelerde arar. Gittiniz, gittiniz ey mürgan, Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar, Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan:- Son kalan mâi tüyler kovalar karlar Ki havâda uçar uçar ağlar. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Temmuz 01, 2011, 07:11:52 ÖÖ Dağılır yele karşı altın saçları
Uçuşurdu bin bir büklüm içinde. Bir hoş ışık vardı gözlerinde Pırıl pırıl,sönmüş o zamandan beri. Bir iyilik sarardı yüzünü bazan Bilmem,belki bana öyle gelirdi. Ben,o sevdadan can atan deli Nasıl yanıp tutuşmazdım o zaman. Yürüdü mü yerden kurtulurdu sanki Melekler öyle yürüse gerek.Sözleri Bir başka türlüydü insan sözlerinden. Gökte bir ruhtu o,bir canlı güneşti. Öyle gördüm ben;öyle değilmiş şimdi. Yay gevşemiş,ne çıkar,yara gitmez gönülden. Francesco PETRARCA Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 01, 2011, 09:04:04 ÖÖ Bu Şehir
Islak sokaklar mevsimindeyiz artık Bu kalabalık şehre hüzün yağar bu zamanlar Yalnızlık yağar caddelerine Darmadağın saçlar, ıslanmış yüzler hep yere bakar Kahveleri bile dert yüklenir Çayları daha bir demli Unutulan sevgililer hatırlanır veya sevgililer unutulmaya çalışılır Bu mevsimde vitrinleri az sulu rakı gibidir bu şehrin Her adımın yalnızlığa uzanır Yine de hızlı adımlar atılır, koşulur bu sokaklarda Herkes kendi türküsünü söyler yüzünü buruşturarak, Herkes kendi hikayesini en acıklı sanır Kendisi koca bir yalanken gerçeği arar bu şehir Sokakları gibi evleri de acı doludur, gözyaşları taşar pencerelerinden… Geceleri gerçeklerini saklar da, her gün başka bir maske takar insanları… Hayatları vardır anlatıkları, bir de tek başına kalınca yaşadıkları… Aşkları bir damla gözyaşında boğulur bu şehrin Onun için geceleri yeni hayatlar yazılır kimsenin bilmediği zamanlara Onun için kimse üzülmez gidenlere ve acır geride kalanlara Herken kendi türküsünü söyler bu şehirde sadece kendi acısına ağlar Herkesin tiyatrosudur bu şehir herkesin en yalandan sahnesi Ve onun için bulunmayı bekler bu şehrin denizlerinde incilerin en sahtesi Yine de yalan olduğunu bile bile hergün aynı oyunu oynar bu şehrin insanları Herkes kendi hikayenini en acıklı sansa da her geceyi pembeye boyar gündüzün yalanları… Bu şehir en çok sevenini aldatır En çok sevenini üzer hiç acımadan Sokaklarında gezmek de bir savaştır burada hayatta kalmak da… Ve çok zordur buna rağmen ayrı kalmakta Nefret etmek çok kolaydır bu şehirden Küfür etmek çok kolay Yine de ayrılamaz aldattıklar, ayrı kalamaz… Her gidişinde dönüşü özler, onsuz kalamaz Bu şehrin sokakları hüzün doludur, acı doludur her zaman Her bir köşesinde bir hikaye gizlenir Boş sokaklarında gece yarısı masallar anlatır bu şehir Bir kez göreni 100 kez aldatır… Onun için adımlar hep hızlı atılır, koşulur bu şehrin sokaklarında… Çektirdiği onca acıya rağmen her zaman bir başkadır… Her zaman ilktiri tektir ve sondur bu şehir Ve en kalabalık caddesi görünmeyen acılardan bir nehir Yine de hızlı adımlar atılır, koşulur bu sokaklarda Herkes kendi türküsünü söyler kimseyi umursamadan Herkes hergün insanlığından bin defa utanır. Abdullah Özdoğan http://facebook-videolari-indir.com/izle-Abdullah+%C3%96zdo%C4%9Fan+-+Bu+%C5%9Eehir-222219.php Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 12, 2011, 11:00:04 ÖS (http://img210.imageshack.us/img210/9616/iphone476.jpg) (http://img210.imageshack.us/i/iphone476.jpg/) Uploaded with ImageShack.us (http://imageshack.us) Mutlu Yıllar Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya. Rengârenk batan günü al karşına. Bir renk, de kendinden kat. Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak. Kapat gözlerini bir hikâye yarat. Vazgeçme hissedilir biraz, da sıcaklığını kat. Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut. Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt. Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama. Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver. Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana. Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana....... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 16, 2011, 12:53:56 ÖS SENİ GÜNLERE BÖLDÜM
Seni günlere böldüm, seni aylara Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi Minesi çatlamış bir diş gibi Durduracağım karşında. Şiirler söylenir, şiirler biter Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa. Bütün günler yenileşir her bekleyişte Ve bütün dünler, bütün geçmişler Kapısını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle. Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti Sonra bütün bulutlar hep birden geçti Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime. Edip Cansever http://www.izlesene.com/video/seni-gunlere-boldum-bedirhan-gokce/902255 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: ithake üzerinde Temmuz 24, 2011, 07:51:26 ÖÖ Madem İyisin
Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin. Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz. Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne? Doğrusun, söylersin düşündüğünü, Ama düşündüğün ne? Yüreklisin, Kime karşı? Akıllısın, Yararı kime? Gözetmezsin kendi çıkarını, Peki gözettiğin kimin ki? Dostluğuna diyecek yok ya, Dostların kimler? Şimdi bizi iyi dinle: Düşmanımızsın sen bizim Dikeceğiz seni bir duvarın dibine Ama madem bir sürü iyi yönün var Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine İyi tüfeklerden çıkan İyi kurşunlarla vuracağız seni. Sonra da gömeceğiz İyi bir kürekle İyi bir toprağa. Bertolt Brecht DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU Akrep gibisin kardeşim, korkak bir karanlık içindesin akrep gibi. Serçe gibisin kardeşim, serçenin telaşı içindesin. Midye gibisin kardeşim, midye gibi kapalı, rahat. Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim. Bir değil, beş değil, yüz milyonlarlasın maalesef. Koyun gibisin kardeşim, gocuklu celep kaldırınca sopasını sürüye katılıverirsin hemen ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye. Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani, hani şu derya içre olup deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf. Ve bu dünyada, bu zulüm senin sayende. Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak kabahat senin, — demeğe de dilim varmıyor ama — kabahatın çoğu senin, canım kardeşim! 1947 Nazım Hikmet Ran Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 30, 2011, 11:51:37 ÖS VAY KURBAN
Dağlarının, dağlarının ardı, Nazlıdır. Uçurum kıyısında incecik bir yol Gider dolana - dolana, Bir hastan vardır, umutsuz, Belki Ayşe, belki Elif Endamı kuytuda başak, Memesinin, memesinin altında, Bir sancı, Bir hayın bıçak... Ölüm bu, Fıkara ölümü Geldim, geliyorum demez. Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü, Ya da seher, mahmurlukta, Bakarsın, olmuş olacak. Bir hastan vardı umutsuz, Hasreti uykularda, Hasreti soğuk sularda. Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri, İki mavi, kocaman korku çiçeği, Açar, derin kuyularda... Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur. Hiç akıl edip de düşünen var mı? Gün kimin hesabına tutar akşamı, Rahmetinden kim demlenir bulutun, Hayırlı evlat makina Nasıl canavar kesilir. Kurdun, karıncanın rızkını veren Toprak nasıl ayartılır, Yüz vermez topal öküze, Ve almaz koynuna kara sabanı. Sepetçioğlu'm kömür işçisidir, Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif Mal, haraç - mezattır, Can, pazar - pazar. Kırmızı, ak ve esmer, Yumuşak ve sert buğdaları Yaratan ellerin sahibidir bu, Kör boğaz, nafaka uğruna, Haldan düşmüş, tebdil gezer... Dağlarının, dağlarının ardı Nasıl anlatsam... Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz. Çırılçıplak, Vay kurban... "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda." Yiğitlik, sen cehennem olsan bile Fedayı kabul etmektir, Cennet yapabilmek için seni, Yoksul ve namuslu halka. Bu'dur ol hikayet, Ol kara sevda. Seni sevmek, Felsefedir kusursuz. İmandır, korkunç sabırlı. İp'in, kurşun'un rağmına, Yürür pervasız ve güzel. Sıradağları devirir, Akan suları çevirir, Alır yetimin hakkını, Buyurur, kitabınca... Gün ola, devran döne, umut yetişe, Dağlarının, dağlarının ardında, Değil öyle yoksulluklar, hasretler, Bir tek başak tanesi bile dargın kalmayacaktır, Bir tek zeytin dalı bile yalnız... Sıkıysa yağmasın yağmur, Sıkıysa uyanmasın dağ. Bu yürek, ne güne vurur... Kaçar damarlarından karanlık, Kaçar, bir daha dönemez, Sunar koynunda yatandan, Hem de mutlulukla sunar Beynimizin ışığında yeraltı. Her mevsim daha genç, daha verimli, Sunar, pırıl - pırıl, sebil, Ömrünün en güzel aşk hasadını, Elimizin hünerinde yeryüzü. Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar, Bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe Şafakla doğan işgücü. Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür, Ol kitapta böyle yazılıdır, Ol sevda, böyledir çünkü... Ahmed ARİF http://www.youtube.com/watch?v=JuN4nIRsKxs Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ağustos 10, 2011, 04:35:54 ÖÖ Aşk Bitti
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Uzun bir hastalık gibi Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi Bitti. Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim Belki bir yağmur yağar akşama doğru Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım Aşk da bitti diyordu ya bir şair Aşk bitti işte tam da öyle Ahmet Telli Köprü Sevgili, yetmiyor 'sevgili' sözü tek başına.Karşılamıyor içimi dolduran duyguyu. Oysa ben 'sevgili' derken neler düşünüyorum bilsen. Sonsuz,bir güneş, bir yudum rakı, çiçeğe durmuş ince bir bahar dalı, oğlumun sıcak yanağı, anamın acılı gözleri, babamın tütün kokan eli, evimizde ki kuş, yarının güzel günleri, anlatılması güç binlerce duygu ve SEN... işte sen beni hayata baglayan en güzel köprüsün; köprülerin en güzelisin. sevgilim...güzelim... insanı yaşatan içimizdeki hayat böceğidir. o ölürse hayatımızında tadı biter. o sakın ölmesin, yaşat onu. selimiye ceza evi 3.8.1972 Yılmaz Güney Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: ZaMaN üzerinde Ağustos 10, 2011, 12:56:47 ÖS Destan
Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak! Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak: Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden, Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden, Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet; Alevler içinde ev, üst katında ziyafet! Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum; Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum! Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey, Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey; Utanırdı burnunu göstermekten sütninem, Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem. Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina; Evde cinayet, tramvay arabasında zina! Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil; Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil! Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu; Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu! Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama, Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma! Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan! Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan! Allahın on pulunu bekleye dursun on kul; Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul. Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa; Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa! Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz; Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz. Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç; Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç. Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan; Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan! Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde; Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde! Mezarda kan terliyor babamın iskeleti; Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti? Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap; Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap. (1947) Necip Fazıl Kısakürek Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Eylül 29, 2011, 12:37:21 ÖS ANISI BİZ OLALIM Anısı biz olalım bu sokakların öpüşmediğimiz tek saçak altı hiçbir otobüs durağı kalmasın Biz yürüyelim kent güzelleşsin gürültüsüz sözcükler bulalım yeni sevinçlere benzeyen Biz gelince bir yağmur başlar yüzün çizilir buğulanan camlara bir uzun karatma biter akasyalar köpürür birdenbire ve her avluda adınla anılan çiçekler sulanır akşamüstleri Bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi başını sessizce omzuma koyarsın gülüreyhan olur soluğun Biz kalırız kuşlar dönüp gelir her balkonda bir menekşe sesi Belki yeniden güzelleştiririz adları değiştirilen parkları perdeleri hiç açılmayan evlerde ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur tanıdık sevinçlerle dolar yeniden kendi sesini kemiren alanlar Anısı biz olalım bu sokakların ve hiç durmadan yağmur yağsın Biz gürültüsüz sözcükler bulalım sarmaşıklar fısıldaşsın yine Gidersek birlikte gideriz yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen AHMET TELLİ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: carlsberg üzerinde Eylül 29, 2011, 06:12:03 ÖS 6 MAYIS 3 DARAĞACI
O gün erken doğdu kıpkızıl güneş Altı mayıs günü üç darağacı Dağların başında tutuştu ateş Altı mayıs günü üç darağacı Toplandı katiller okundu ferman Dalgalandı Deniz, kükredi Arslan Çoktan bu ölüme hazırdı İnan Altı mayıs günü üç darağacı Çorak topraklarda tohum saçtılar Ne korktular ne kavgadan kaçtılar Gülerek ölüme kucak açtılar Altı mayıs günü üç darağacı Son bir defa haykırdılar dünyaya Devam edin devam edin kavgaya Cellat tekmeyle vudu sehpaya Altı mayıs günü üç darağacı Zamaniyim kırılacak bu çarklar Zulüm yok olacak kurtulur halklar Asırlar geçsede anılacaklar Altı mayıs günü üç darağacı ZAMANİ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: carlsberg üzerinde Eylül 29, 2011, 06:16:25 ÖS Ankaranın Taştır Yolu
Yanki dolu sağı solu sen öğrettin gazi kemal bu gençliğe doğru yolu zulüm bir gün duracaktır halk zinciri kıracaktır Türkiyenin geleceği bağımsızlık olcaktır. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: carlsberg üzerinde Ekim 01, 2011, 10:24:24 ÖS Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif Kalbinin attığı kadar canlısın Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç Sevdiklerin kadar iyisin Nefret ettiklerin kadar kötü Ne renk olursa olsun kaşın gözün Karşındakinin gördüğüdür rengin Yaşadıklarını Kar sayma: Yaşadığın kadar yakınsın sonuna; Ne kadar yaşarsan yaşa, Sevdiğin kadardır ömrün Gülebildiğin kadar mutlusun üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin Sakın bitti sanma her şeyi, Sevdiğin kadar sevileceksin. Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın. Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak. Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü. Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin işte budur hayat! işte budur yaşamak Bunu hatırladığın kadar yaşarsın Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun çiçek sulandığı kadar güzeldir Kuşlar ötebildiği kadar sevimli Bebek ağladığı kadar bebektir Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren, Sevdiğin Kadar Sevilirsin Can YüCEL Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Kasım 19, 2011, 05:34:49 ÖS BİNBİRİNCİ GECE
Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı! Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş... Aman karanlığı görmesin gözüm! Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş. Sıla burcu burcu... ille ocağım!.. Çoluk çocuk hasretinde kucağım... Sana her şeyimi anlatacağım, Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş. Güç bela bir bilet aldım gişeden; Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan! Hancı n'olur, elindeki şişeden, Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş! Ben o gece, hem ağladım, hem içtim, İki gün, diyardan diyara uçtum... Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim; Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş... Garibim; her taraf bana yabancı, Dertliyim; çekinme, doldur be hancı! İlk önce kımıldar hafif bir sancı; Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş... Bende bir resmi var, yarısı yırtık, On yıldır evimin kapısı örtük! Garip, bir de sarhoş oldu mu artık; Bütün sırlarını der yavaş yavaş... İşte hancı! ben, her zaman böyleyim, Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim... Kaldır artık, boş kadehi neyleyim, Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş... BEKİR SITKI ERDOĞAN Hancıdan yolcuya Elbette yorulur gurbet gezenler, Serdim yatağını gir yavaş yavaş, Gerecek perde yok pencerelere, Arkanı o yana ver yavaş yavaş. Sılana kavuşta ocağın yansın, Çoluk çocuk etrafına dolansın, Söyle ki derdini gönlüm inansın, Sırrını ortaya ser yavaş yavaş. Uzak yoldan geldin belli trenle, al şu kadehi derdin frenle, benim derdim de sonra sen dinle, hangimiz dertlidir gör yavaş yavaş. Garipler gurbette hicranı sever Ne gurbeti sever ne de vazgeçer Bir gün olur elbet sılaya göçer Göç niğdeden bora var yavaş yavaş Sencileyim bende çok bade içtim Birçok güzel sevdim çoğundan geçtim Nihayet bu hanı kendime seçtim Sende bu uzlete gir yavaş yavaş Bir resmi var dedin, o da yok bende, Güllerim solmuştur taze gülşende, Yeter ötesini söyleme sende, Soğuk yaprakları der yavaş yavaş, Gördüm yüreğinde derin yarayı, Seçtirdin bu gece akla karayı, Hesap sorma benden aldım parayı, Benim de yaramı sar yavaş yavaş. Raşit AKÇURA http://facebookvideoindir.me/binbir-gecehancidan-yolcuya.html Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Aralık 07, 2011, 03:54:10 ÖS Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka Yüzümüzü sulara bıraktık hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara sardıkça yangınlar içimizi yoksul bir yaşamın cenderesinde yaralarımız üşüdü... Önce miydi, sonra mıydı, kar mıydı? yağmur muydu? bilemedik? üşüdükçe içimize çöktü sis... Hep sancısını çektik kahreden hayatın ne giysek yakışmıyor hüzünden başka eğilip bakmaya korktuğumuz, sahipsiz mezarlara döndü içimiz. her akşam tanımadığımız bir hicran görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı... Kalbimizi bir vefasız, ömrümüzü bir hayırsız aldı hayatın çıkmazında hep teselli aradık buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can? kime ne verebiliriz ki, gönül mü? ömür mü? can mı? mal mı? yok, yok yüreğimizden başka servetimiz Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü hançerini sapladı her tuttuğumuz el hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor. nereye gidebiliriz ki ah! Can, yüreğimizden başka sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde, kahretsin... Çıktığımız her yolculukta düştüğümüz her kalabalıkta ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz yetim bir ruh, nemli gözlerle her gece sarılıp bir hayale, yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza... kırgındık mevsimlerin koynunda, yaralıydık acılarla yattık, acılarla kalktık, bir ömür acılara acılar kattık kurudu gözpınarlarımız, karanlığı siper edip gözlerimize yüreğimizle ağladık. Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi kayıp mezarlara gömdük, yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına anılarımızı ardında el açıp aşka ve acıya ağladık... Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi, gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk... gökyüzünü doldurup soluğumuza isyanımızı kilometrelere zincirleyip kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi... Gidenler dönmedi ah! Can solgun bir güz bahçesi renginde, boynu bükülü gelincikler gibi kaldık yaralı uçurumları birer birer koşarak boş yere yollara baktık, türküler yaktık kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık. Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir nehir nehir acılar damlıyor bedenimize önümüzde dağ dağ uçurumlar ardımızda ölümün ayak sesleri nasılda acıyor hayatımız ahh! Can Gurbet ki, kahreden yanımız acılara gömdüğümüz isyanımız derdimizi kime nasıl anlatırız, kimimiz var ki, lime lime yüreğimiz, ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka… Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize... buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can? kime ne anlatabiliriz ki, ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi.... Nuri CAN Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Aralık 28, 2011, 11:44:04 ÖS BELKİ YİNE GELİRİM Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler. Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı "Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi Tükürsek cinayet sayılıyor artık Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum Okuduğum bütün kitaplar paramparça Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük İçimde zaptedilmez bir kırma isteği Dizginlerini koparan bir at sanki bu Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün... Ahmet TELLİ Bitti yine İstanbul Serüveni Belki Yine gelirim *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 06, 2012, 01:04:44 ÖÖ Garibin Garip Türküsü
Sılada sılasız kaldım; Suyum garip, aşım garip. Ben kendime gurbet oldum; İçim garip, dışım garip. Bayram diye insem düze, Düşman olur astar yüze. Kattım geceyi gündüze; Uykum garip, düşüm garip. Temmuzda üşür gezerim, Zemheride akar terim; Dört mevsimde derbederim.. Yazım garip, kışım garip. Felek bir gün rahat koymaz; Çağırsam kaderim duymaz. Ayağım aklıma uymaz.. Gövdem garip, başım garip. Parasız kesem suç olur. Acıkıp yesem suç olur. Sözüm var, desem suç olur. Dilim garip, dişim garip. Ben bu devre nerden geldim.. Kırk parçayı bire böldüm. Bugün doğdum, dünden öldüm.. Vaktim garip, yaşım garip. Koştum hakikat ardına, Yandım ayrılık derdine, Git, bak, ölüler yurduna; Kabrim garip, taşım garip. Abdurrahim Karakoç http://www.siirfm.com/garip-abdurrahim-karakoc/ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: amasyaimp34 üzerinde Ocak 06, 2012, 11:54:43 ÖÖ "Geçit Yok..."
Derine, hep derine kazıyoruz... nerde, çağımızın o altın kalbi. çağımızın altın kalbini arıyoruz üzerimizde ağır bir yeryüzü gökyüzünden uzakta... çok uzakta.... derine , hep derine kazıyoruz... nerde, çağımızın o altın kalbi. çağımızın, altın, kalbini arıyoruz... Madencileriz biz... Devrimcileriz biz... Patlarız... Volkan gibi... çağ, yenmeyecek bizi... Yorgun Değiliz biz... bağdatl'ıyız, bağdat'tayız, bağdat'lıyız bağdat'ta düşünce bombalar adımız meçhule kalır adımız meçhul yanar kavrulur bedenimiz sevdiklerimiz yanar kavrulur külümüz kalır geriye rüzgarda savrulur sözümüz kalır bir de öfkemiz, birde öfkemiz, birde öfkemiz öfkeliyiz... Öfkeliyiz... kül savrulur, söz kalır, öfke büyür büyüyor! bağdat'lıyız, bağdat'tayız, dünyanın her yanındayız bu kan denizinin dalgalarıyla yankileri boğacağız bağdat'lıyız, bağdat'tayız, bağdat'tayız, her yandayız geçit yok, isyan var emperyalizme karşı katlettiğin yetti artık, yetti artık, yetti geçit yok, isyan var emperyalizme karşı söndürdüğün ocaklar yetti artık, yetti, yetti.. yetmez artık bombaların durduramaz bu seli sorulacak bir hesap var yetti artık yetti atılan bombanın bir hesabı olacak olmalı yetti artık, yetti bu hesap vakti geldi bombalanan topraklarda yakılan hayatların söyleyecekleri bitmedi daha bitmeyecek bombalanan insanlarımız adına da haykırıyoruz bir kez daha katil amerika!!! önce gürleyen sesimiz kovar yankileri sonra biz bombalanan topraklarda yakılan halkların soracakları hesap bitmedi daha bitmeyecek geçit yok amerika'ya!!! buralarda biz varız hey! türküz, kürdüz, arabız biz... sömürü, işgal, istila varsa ya istiklal ya ölüm diyenler de vardı varlar, varolacaklar hey biz varken, geçit yok amerika'ya buralarda biz varız halkız biz sömürü işgal istila varsa kurtuluş kavgası olacaktır biz halkız bağdat yanan çocuk çığlık çığlığa çığlık dicle'ye, nehir denize denizler dalgalı mahir'ce meydanlarda vurun dalgalar made in USA kıyılara yükselin denizler meydanları sel alsın boğulup gitsin bu yankiler coni'siyle toni'siyle bağdat'lı çocuğun çığlığı meydanlarda öfke dolu bir haykırış, bir taş, bir ateş ki hıncımız yanan çocukların acısı kadar büyük kim yaktı bağdat'lı bebeleri böyle! hangi alçak çıkarlar için yüksek teknolojiyle yaktılar, yıktılar, bombaladılar biliyoruz biliyoruz suç kesin suçlu malum emperyalizm! gereği düşünüldü.... gereği düşünüldü.... "iyi halsiz" katillere adil olmaktır en büyük ceza bağdat'ta yanan çocukların acısı kadar acımasız olacağız bu kovboylara bağdat'ta yananların ahı kadar adaletli olacağız... Geçit Yok ! Geçit Yok ! Geçit Yok ! www.youtube.com/watch?v=QrP5_gmC5HA&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=QrP5_gmC5HA&feature=related) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 16, 2012, 08:39:06 ÖS BİR GÜN SABAH SABAH Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni: Ki, sisler daha kalkmamıştır Haliç ten. Vapur düdükleri ötmektedir. Etraf alacakaranlık, Köprü açıktır henüz. Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam... Yolculuğum uzun sürmüş oldukça Gece demir köprülerden geçmiştir tren. Dağ başında beş-on haneli köyler, Telgraf direkleri yollar boyunca Koşuşup durmuş bizle beraber. Şarkılar söylemişim pencereden. Uyanıp uyanıp yine dalmışım. Biletim üçüncü mevki, Fakirlik hali. Lüle taşından gerdanlığa gücüm yetmemiş, Sana Sapancadan bir sepet elma almışım. Ver elini haydarpaşa demişiz, Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl, Hava hafifden soğuk, Deniz katran ve balık kokulu. Köprüden kayıkla geçmişim karşıya, Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu... Bir gün sabah sabah kapıyı vursam, -Kim o dersin uykulu sesinle içerden. Saçların dağınıkdır, mahmursundur. Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim, Bir sabah vakti kapıyı çalsam, Uykudan uyandırsam seni, Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç ten. Fabrika düdükleri ötmektedir. Turgut UYAR http://www.siirfm.com/bir-gun-sabah-sabah-turgut-uyar/ Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: *Baltazar* üzerinde Ocak 19, 2012, 01:05:03 ÖÖ Mona Roza'dan...
Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim İtimat edeceğim şu belalı yağmura Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim Asılmış bir adamın iki eli yağmura Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim Sezai Karakoç Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 09:49:56 ÖÖ Hayır! Öyle hüzünlü olma
Çünkü aşk her zaman senin yanında Hayır! Öyle hüzünlü durma Aşk yaşamak için çok kısa Hayır! Öyle hüzünlü durma Öyle olduğun anda Aşk uzak duracak sana İyi dinle beni; Rüyalarını gerçeğe dönüştür artık Aşkı iste, onu çağır O sana en iyi cevabı verecektir Unutma aşkın en güzel kahkaha olduğunu Bırak artık kalbin konuşsun Bırak aşk parıltılar içinde başlasın Ve devam etsin At kabusunu üzerinden Rüyalardan gerçeğe gel Mutsuzluğun acısını, kalbinin boşluğunu unut Aşkın gücü Mutluluğun çığlığıdır, sevginin kendisidir Kalbini aç ve Bırak aşk girsin oradan tüm benliğine Bırak mutluluk uçursun tüm varlığını Bırak tüm dünya yok olsun sevginde Bırak arzuların, hislerin aksın gitsin aşkında..... Ertaç Hergenç (FreeSouL) 23 Ağustos 1997 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:05:27 ÖÖ Hayır! Öyle hüzünlü olma Çünkü aşk her zaman senin yanında Hayır! Öyle hüzünlü durma Aşk yaşamak için çok kısa Hayır! Öyle hüzünlü durma Öyle olduğun anda Aşk uzak duracak sana İyi dinle beni; Rüyalarını gerçeğe dönüştür artık Aşkı iste, onu çağır O sana en iyi cevabı verecektir Unutma aşkın en güzel kahkaha olduğunu Bırak artık kalbin konuşsun Bırak aşk parıltılar içinde başlasın Ve devam etsin At kabusunu üzerinden Rüyalardan gerçeğe gel Mutsuzluğun acısını, kalbinin boşluğunu unut Aşkın gücü Mutluluğun çığlığıdır, sevginin kendisidir Kalbini aç ve Bırak aşk girsin oradan tüm benliğine Bırak mutluluk uçursun tüm varlığını Bırak tüm dünya yok olsun sevginde Bırak arzuların, hislerin aksın gitsin aşkında..... Ertaç Hergenç (FreeSouL) 23 Ağustos 1997 *rose* Yüreğine sağlık Üstad *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 10:09:17 ÖÖ Teşekkür ederim Bünyamin. Uzun zaman olmuştu buraya bakmayalı ve seninle şiirler üzerine konuşmayalı. İyi geldi... :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:09:54 ÖÖ Bırak gün yanından geçip gitsin,
yarın şansını yeniden denersin. Bırak yıldızları kayıp gitsin, yarın başka bir dilek dilersin.. Özdemir Asaf... Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:10:19 ÖÖ Teşekkür ederim Bünyamin. Uzun zaman olmuştu buraya bakmayalı ve seninle şiirler üzerine konuşmayalı. İyi geldi... :) Eyvallah *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 10:16:05 ÖÖ Dün gece çaresizliğimle dertleştim
Seni anlattım ona, erişilmezliğini Gözyaşlarını bas yarana der gibiydi Güldüm, tükettim kurudular dedim Bir yol arıyorum sana çıkacak Alıp seni bana getirecek Dipsiz karanlıklardan bıktım artık Bu sensizlik hiç mi bitmeyecek? Üşüyorum sevgisizliğinden Yüreğin lazım bana sıcacık İnan korkmuyorum asla ecelden Beni sana getirecekse, kapım açık. FreeSouL 10 Eylül 1996 Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:23:24 ÖÖ DÜN GECE
Çelik testereyle kestim suları Yıkadım duvara astım suları... Düşümde düşüme girdim dün gece Buluta yaslandım ışığı tuttum. Seni hatırladım, seni unutdum Kendimi kendime sordum dün gece Topladım yolları eyledim yumak Musalladan gayri görmedim durak... Durmadan düşünüp durdum dün gece Toprağı boyadım otlar ağladı Oturdum kalkmadım atlar ağladı... Tuttum yorgunlğu yordum dün gece Dertler gecikince gidip yokladım Yırtık bohçalarda umut sakladım Kırgınlık bağını kırdım dün gece Şişelerde mahkum çiçek kokusu Yağdı yüreğime renk renk korkusu... Yok yere yokluğu vurdum dün gece Ay doğdu gölgeler çöktü üstüme Hicran alev alev aktı üstüme. Gözümü yollarda gördüm dün gece Aydınlığa koştum karanlık çıktı Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı... Güç-bela ben bana vardım dün gece Dosta şiir yazdım 'hatıra' dedim Belki bir dost gele otura dedim Gönlümü toprağa serdim dün gece ABDURRAHİM KARAKOÇ http://www.youtube.com/watch?v=M7_3r31BeQo Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: _A_E_G_M_ üzerinde Ocak 19, 2012, 12:34:50 ÖS Hayır! Öyle hüzünlü olma Çünkü aşk her zaman senin yanında Hayır! Öyle hüzünlü durma Aşk yaşamak için çok kısa Hayır! Öyle hüzünlü durma Öyle olduğun anda Aşk uzak duracak sana İyi dinle beni; Rüyalarını gerçeğe dönüştür artık Aşkı iste, onu çağır O sana en iyi cevabı verecektir Unutma aşkın en güzel kahkaha olduğunu Bırak artık kalbin konuşsun Bırak aşk parıltılar içinde başlasın Ve devam etsin At kabusunu üzerinden Rüyalardan gerçeğe gel Mutsuzluğun acısını, kalbinin boşluğunu unut Aşkın gücü Mutluluğun çığlığıdır, sevginin kendisidir Kalbini aç ve Bırak aşk girsin oradan tüm benliğine Bırak mutluluk uçursun tüm varlığını Bırak tüm dünya yok olsun sevginde Bırak arzuların, hislerin aksın gitsin aşkında..... Ertaç Hergenç (FreeSouL) 23 Ağustos 1997 Dün gece çaresizliğimle dertleştim Seni anlattım ona, erişilmezliğini Gözyaşlarını bas yarana der gibiydi Güldüm, tükettim kurudular dedim Bir yol arıyorum sana çıkacak Alıp seni bana getirecek Dipsiz karanlıklardan bıktım artık Bu sensizlik hiç mi bitmeyecek? Üşüyorum sevgisizliğinden Yüreğin lazım bana sıcacık İnan korkmuyorum asla ecelden Beni sana getirecekse, kapım açık. FreeSouL 10 Eylül 1996 *bravo* *bravo* *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: HamMer üzerinde Ocak 19, 2012, 12:58:29 ÖS Dün gece çaresizliğimle dertleştim Seni anlattım ona, erişilmezliğini Gözyaşlarını bas yarana der gibiydi Güldüm, tükettim kurudular dedim Bir yol arıyorum sana çıkacak Alıp seni bana getirecek Dipsiz karanlıklardan bıktım artık Bu sensizlik hiç mi bitmeyecek? Üşüyorum sevgisizliğinden Yüreğin lazım bana sıcacık İnan korkmuyorum asla ecelden Beni sana getirecekse, kapım açık. FreeSouL 10 Eylül 1996 + *rose* Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 01:41:09 ÖS *bravo* *bravo* *rose* + *rose* *rose*Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: *Baltazar* üzerinde Ocak 19, 2012, 03:07:12 ÖS Yüreğine sağlık Ertaç Abi. :)
Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 05:12:41 ÖS Yüreğine sağlık Ertaç Abi. :) Sağol Önderciğim, senin de... Değiştirmişsin ismi :) ilk + benden..Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 05:38:25 ÖS Merhum Antalya Defterdarı Abdullah Çaylayan'ın 1941 yılında (1943 olarak da söyleniyor) yazdığı şiiri paylaşayım. Bu şiirin ilk kaydını 1989 yılında almışım sonraki eklemelerle 1997 de bu hale getirmişim. Farklı yerlede farklı yayınlanan bu şiirin tamamı aşağıda, bu gün bile internette hala parça parça var, inşallah sırası uygun olmuştur. Lakin o günden bu güne değişen pek bir şey yok onu göreceksiniz. Müthiş gerçekten..
AL MAAŞINI Tatar ağası gibi dolaşma böyle yaya El oğluna baksana, ne ar kalmış ne haya Sende bir dayı bulup sırtını ona daya O ne derse huuu.. diye salla hemen başını, El oğuştur, gerdan kır, al gitsin maaşını. Bir kalantor görünce yerlere kadar eğil, El pençe divan dur, bu şerefsizlik değil, Uşaklığı meziyet, riyayı fazilet bil. O ne derse huuu.. diye salla hemen başını, El oğuştur, gerdan kır, al gitsin maaşını. Kör kadıya şehla de, incitme düztabanı, Düşküne nasihat ver, kodamana abanı. Zengin ol, sende aşır her dağdan arabanı, Tekerine taş korlar, sallamazsan başını, Uslu otur, hoş geçin, al gitsin maaşını. Köpeklerle hırlaşma, tepişme piç katırla, Hamamda kavga olmaz, soyu bozuk natırla. Kulağına küpe yap bu sözümü hatırla. O ne derse huuu.. diye salla hemen başını, El oğuştur, gerdan kır, al gitsin maaşını. Diyorlar ki, taç bile, baş eğmezse konmaz, Önünde eğilene kılıç dahi dokunmaz. Dik durdukça bu başın, devlet kuşu da konmaz, Bu dünyada kaide sallamaktır başını, El öpüp, etek öpüp, almaktır maaşını. Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler, Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler, Hayadan eser yoktur, nafile bütün sözler, Beyhude inat etme, salla hemen başını, Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını. Bir yolsuzluk görünce köpürme, isyan etme, Bir hak için kendine, dik başlıdır dedirtme, Doğru yolu dostuna göster ama, sen gitme. Ne derlerse huuu... diye salla hemen başını, Dilini tut, uslu dur, al gitsin maaşını. Unutma bu ocağın adı asiyaptır, Sen de bir dolap çevir, apartmanlar yaptır. Hakikat nene gerek o memnu bir kitaptır. Sana lazım olan şey, sallayarak başını, El öpüp, etek öpüp almaktır maaşını. Bu güvercin eder mi atmacalarla yarış, Öğrenmeden dünyayı gezdim de karış karış, Vazgeç hak sevdasından sen de kervana karış, Ne derlerse huuu diye, salla hemen başını, Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını" Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 24, 2012, 01:56:41 ÖÖ Aşkımın Eşkiyası
Ben bu gece dardayım Ayıpta utançtayım Yar ben senin aşkından Kederde kayıptayım Yar ben senin aşkından Kadim boşluklardayım Yar ben senin aşkından Zarar ziyanlardayım Gözlerinin elası Oy başımın belası Adını koydum senin Aşkımın eşkiyası Ben bu gece dardayım Hazanda hüsrandayım Yar ben senin aşkından İnkarda isyandayım Yar ben senin aşkından Hain pusulardayım Yar ben senin aşkından Sanki kurşunlardayım Gözlerinin elası Oy başımın belası Adını koydum senin Aşkımın eşkiyası Halil Pazarlı http://www.youtube.com/watch?v=EQjwFY8XvNM Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: carlsberg üzerinde Şubat 01, 2012, 01:21:41 ÖÖ Güneşi İçenlerin Türküsü
bu bir türkü:- toprak çanaklarda güneşi içenlerin türküsü! bu bir örgü:- alev bir saç örgüsü! kıvranıyor; kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor esmer alınlarında bakır ayakları çıplak kahramanların! ben de gördüm o kahramanları, ben de sardım o örgüyü, ben de onlarla güneşe giden köprüden geçtim! ben de içtim toprak çanaklarda güneşi. ben de söyledim o türküyü! yüreğimiz topraktan aldı hızını; altın yeleli aslanların ağzını yırtarak gerindik! sıçradık; şimşekli rüzgâra bindik!. kayalardan kayalarla kopan kartallar çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını. alev bilekli süvariler kamçılıyor şaha kalkan atlarını! akın var güneşe akın! güneşi zaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! düşmesin bizimle yola: evinde ağlayanların göz yaşlarını boynunda ağır bir zincir gibi taşıyanlar! bıraksın peşimizi kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar! işte: şu güneşten düşen ateşte milyonlarla kırmızı yürek yanıyor! sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini; şu güneşten düşen ateşe fırlat; yüreğini yüreklerimizin yanına at! akın var güneşe akın! güneşi zaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk! güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız, toprak kokuyor bakır sakallarımız! neş'emiz sıcak! kan kadar sıcak, delikanlıların rüyalarında yanan o «an» kadar sıcak! merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak, ölülerimizin başlarına basarak yükseliyoruz güneşe doğru! ölenler döğüşerek öldüler; güneşe gömüldüler. vaktimiz yok onların matemini tutmaya! akın var güneşe akın! güneşi zaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor! kalın tuğla bacalar kıvranarak ötüyor! haykırdı en önde giden, emreden! bu ses! bu sesin kuvveti, bu kuvvet yaralı aç kurtların gözlerine perde vuran, onları oldukları yerde durduran kuvvet! emret ki ölelim emret! güneşi içiyoruz sesinde! coşuyoruz, coşuyor!.. yangınlı ufukların dumanlı perdesinde mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor! akın var güneşe akın! güneşi zaaaaptedeceğiz güneşin zaptı yakın! toprak bakır gök bakır. haykır güneşi içenlerin türküsünü, hay-kır haykıralım! * --- nazım hikmet ran --- http://www.youtube.com/watch?v=613w9R8s--E&feature=related Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: carlsberg üzerinde Şubat 01, 2012, 01:36:24 ÖÖ Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında Vakitlerden bir sabah namazında Yatarım Kanlı, upuzun... Vurulmuşum Düşüm, gecelerden kara Bir hayra yoranım çıkmaz Canım alırlar ecelsiz Sığdıramam kitaplara Şifre buyurmuş bir paşa Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki... Vurun ulan, Vurun, Ben kolay ölmem. Ocakta küllenmiş közüm, Karnımda sözüm var Haldan bilene. Babam gözlerini verdi Urfa önünde Üç de kardaşını Üç nazlı selvi, Ömrüne doymamış üç dağ parçası. Burçlardan, tepelerden, minarelerden Kirve, hısım, dağların çocukları Fransız Kuşatmasına karşı koyanda Bıyıkları yeni terlemiş daha Benim küçük dayım Nazif Yakışıklı, Hafif, İyi süvari Vurun kardaş demiş Namus günüdür Ve şaha kaldırmış atını. Kirvem hallarımı aynı böyle yaz Rivayet sanılır belki Gül memeler değil Domdom kurşunu Paramparça ağzımdaki... Ahmed ARİF http://www.youtube.com/watch?v=2ELsJGUaPJo&feature=related Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Şubat 13, 2012, 02:26:12 ÖS "...zamanın ve
aynanın önüne bırakılmış kısa bir mektup bu belki çok sonra anlayacaksın içindekileri ama şimdi okuyorsun .. '' -murathan mungan- (adamı sevmem ama iyi yazıyor.) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Şubat 23, 2012, 08:13:27 ÖS "ücra ormanlarda bir haz vardır;
ıssız kıyılarda mest olurum; kimsenin rahatsız etmediği bir çevre vardır, derin denizlerde ve uğultusunda bir şarkı vardır: insanı daha az sevmem ama doğayı ondan çok severim..." -lord byron- (olağanüstü.) Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: *Baltazar* üzerinde Mart 07, 2012, 03:13:16 ÖS Taş Gazeli
I. Taş taş değil bağrındır taş senin Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin Anne seninle bağrın döğer gider mi acı Hanidir Ferhad’dan aldığın ders taş senin Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni Bana güldür çiçektir attığın her taş senin Gözünü dikme taşa işte parça parçadır Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin Deprem değildir dağı ve beni sarsan Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin II. Taş taş değil bağrındır taş senin Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent Her gün bir yanın biraz daha taş senin Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin Uygarlık taşla taşımak çağlar üzre Kolların bu denli güçlü müdür senin Bir taş devridir ama bağışla beni Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni Nedir kucağında kocaman taş senin Osman Sarı Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: hellboy80 üzerinde Mart 28, 2012, 07:05:54 ÖS çözülemeyen bir denklemin çizgisinin altında,
ısınmaya çalışan yazık bir acizsin. bir gün canından çok değer verdiğin karşındaki çizginin üzerine, birisi gelirse sen kadar aciz; birbirinizi yok edin! utandırmayın beni hadi. irfan kurudirek. Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler... Gönderen: emre_can üzerinde Eylül 09, 2020, 04:25:57 ÖS *rose* mekanın cennet olsun abi.... |