Imperia Online Turkey

IO - Klasik ve Versiyon 4 Diyarları => Genel sohbet => Konuyu başlatan: Styks üzerinde Mayıs 15, 2009, 12:03:25 ÖÖ



Konu Başlığı: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Styks üzerinde Mayıs 15, 2009, 12:03:25 ÖÖ
Herşey sende gizli...

Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif..
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç…
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü..
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin..
Yaşadıklarını kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün..
Gülebildiğin kadar mutlusun
Üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.
Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın
Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin..
İşte budur hayat!
İşte budur yaşamak bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
Çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,
Sevdiğin kadar sevilirsin…

Can yücel


Evinin seni içine sığdıramayacak kadar dar oldugunu fark edeceksin...
Sokağa fırlayacaksın...
Sokaklar da dar gelecek...
Tıpkı vücudunun yüreğine dar geldigi gibi...
Ne denizin mavisi açacak içini, ne pırıl pırıl gökyüzü...
Kendini taşıyamayacak kadar çok büyüyecek, bir yandan da kaybolacak kadar
küçüleceksin...
Birileri sana bir şeyler anlatacak durmadan...
"Önemli olan saglik."
"Yaşamak güzel."
"Boş ver, her şey unutulur."
Sen hiçbirini duymayacaksin...
Göz yaşlarindan etrafı göremez hale geleceksin...
Ondan ölmesini isteyecek kadar nefret edecek, az sonra kollarında ölmek
isteyecek kadar çok seveceksin...
Hep ondan bahsetmek isteyeceksin...
"Ölüme çare bulundu" ya da "Yarın kıyamet kopacakmış" deseler başını
kaldırıp Ne dedin?" diye sormayacaksin...
Yalnız kalmak isteyeceksin...
Hem de kalabaliklarin arasında kaybolmak...
Ikisi de yetmeyecek...
Geçmişi düşüneceksin...
Neredeyse dakika dakika...
Ama kötüleri atlayarak...
Onunla geçtigin yerlerden geçmek isteyeceksin...
Gittigin yerlere gitmek...
Bu sana hiç iyi gelmeyecek...
Ama bile bile yapacaksin...
Biri sana içindeki aciyi söküp atabilecegini söylese, kaçacaksin...
Aslında kurtulmak istediğin halde, o acıyı yaşamak için direneceksin...
Hayatinin geri kalanini onu düsünerek geçirmek isteyeceksin....
Aksini iddia edenlerden nefret edeceksin...
Herkesi ona benzetip...
Kimseyi onun yerine koyamayacaksin...
Hiçbir şey oyalamayacak seni...
Ilaçlara sığınacaksın...
Birkaç saat kafani bulandiran ama asla onu unutturmayan.
Sadece bir müddet buzlu camin arkasindan seyrettiren...
Bütün sarkilar sizin için yazilmis gibi gelecek...
Boğazın düğümlenecek, dinleyemeyeceksin...
Uyumak zor, uyanmak kolay olacak...
Sabahi iple çekeceksin...
Bazen de "Hiç günes doğmasa" diyeceksin...
Ne geceler rahatlatacak seni ne gündüzler...
Ölmeyi isteyip, ölemeyeceksin...
Belki çivi çiviyi söker diye can havliyle önüne çıkana sarılmak isteyeceksin
...
Nafile...
Düşüncesi bile tahammül edilmez gelecek...
Rüyalar göreceksin, gerçek olmasini istedigin...
Her siçrayarak uyandiginda onun adini söyledigini fark edeceksin...
Telefonun çalmasini bekleyeceksin...
Aramayacagini bile bile...
Her çaldiginda yüregin ağzına gelecek...
Ağlamakli konuşacaksın arayanlarla...
Yüreğin burkulacak...
Canın yanacak...
Bir daha sevmemeye yemin edeceksin...
Hayata dair hiçbir şey yapmak gelmeyecek içinden...
Onun sesini bir kez daha duymak için yanıp tutuşacaksın...
Defalarca aradığı günlerin kiymetini bilmedigin için kendinden nefret
edeceksin...
Yaşadığın şehri terk etmek isteyeceksin...
Onunla hiçbir aninin olmadigi bir yerlere gidip yerleşmek...
Ama bir umut...
Onunla bir gün bir yerde karşılaşma umudu...
Bu umut seni gitmekten alıkoyacak...
Gel gitler içinde yasayacaksın...
Buna yaşamak denirse...
Razı mısın bütün bunlara...?
Hazir mısın sonunda ölüp ölüp dirilmeye...?
O halde aşık olabilirsin

CAN DÜNDAR


Sizin ?


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Mayıs 15, 2009, 12:55:00 ÖÖ
MEMLEKET İSTERİM

Memleket isterim
Gök mavi, dal yeşil, tarla sarı olsun;
Kuşların çiçeklerin diyarı olsun.

Memleket isterim
Ne başta dert, ne gönülde hasret olsun;
Kardeş kavgasına bir nihayet olsun.

Memleket isterim
Ne zengin fakir, ne sen ben farkı olsun;
Kış günü herkesin evi barkı olsun.

Memleket isterim
Yaşamak, sevmek gibi gönülden olsun;
Olursa bir şikâyet ölümden olsun.

Cahit Sıtkı TARANCI

KALBİM

Kalbim
Neden hep olmazlarda
Neden hep çıkmaz sokaklarda
Kalbim
Dayanmak artık kolay değil
Bırakacak gibisin yarı yolda
Sevdin olmadı
Bir dünya istedin kardeşçe
Olamadı

Fikret KIZILOK

MIRILDANDIKLARIM

Kırdın mı incittin mi birilerini
Kimleri kazandım, yitirdiklerim kimler?
Kendimi yeniledim mi yazdıklarımda?
Yeniden düşünmeliyim
Dostluklarımı, ilişkilerimi
Gözlerim çocukluk fotoğraflarında mı kaldı
Yitirdim mi yoksa masumiyetimi?
Borçlarımı ödedim mi?
Doğru seçtim mi soruların fiillerini?
Tırnaklarım kesilmiş, dişlerim fırçalanmış, saçlarım taranmış,
Giysilerim ütülü, odam düzenli mi?
Geri verdim mi aldıklarımı:
Aşkları, dostlukları, sevgileri, güvenleri, bağları,
Kitaplara, sayfalara, satırlara borcumu ödedim mi?
Yokladım mı duygularımı
Hâlâ sevebiliyor muyum insanları?
Ovmalı gümüşleri, bakırlarımı; cila geçmeli ahşaplarıma
Ovmalı umutları
Saklı tutmalı gelecek inancını, yarınları eksik etmemeli ağzımızdan
Ey uzak akrabalarım, üvey aşklarım
Mevsim sonu dostlarım, işporta malı ayrılıklar
Arkadaş ölümleri, dost hançerleri, talan ettiğimiz zulalar
Gece telefonları, ıssız konuşmalar
Mağrur incelikler, vurgun yemiş ilişkiler
Uçurum duygusuyla yaşadığımız hayat ey
O kadar çok anlattım ki
Kendime kaldım anlatmaktan...
Bunaldım kendisiyle boğuşmasını
Başkalarında çözmeye çalışan insanlardan
Usandım sözcük oynamalarından, tılsımlı sıfatlardan,
Ofset duyarlılıklardan
Kaç zamandır duru, yalın, çalışkan, iyi insanlar özlüyorum
'İçtenliğin' ya da 'dünya görüşünün' kirletmediği
Kendime bir yeni yıl kartı yazarak bunları diliyorum
Aranıp duruyorum adresini yitirdiğim insanları
Vitrin camlarına yansıyan yüzlerde
Bilmiyorum kalmış mıdır adresini yüzlerinde taşıyan insanlar
Hâlâ bir umut var mıdır
Çıkmaz bir sokağa benzeyen bu avare avunması vitrinlerde
Ne çıkmaz sokaktayım ne de mutsuz
Sadece rüzgârlardan daha güçlü olmak istiyorum o kadar
Açık denizlerde nice yolculuklara yelken açarken
Kış güneşinin mutlu ettiği bir kedi gibi mutlu, emin, tasasız
Sere serpe ve keyifli olmak tek isteğim ve dileğim
Senin ve benim , yani bizim için...

Murathan MUNGAN

GEÇEN ZAMAN

Hiç olmazsa unutmamak isterdim.
Eski geceler, sevdiklerimle dolu odalar...
Yalnız bırakmayın beni hatıralar.
Az yanımda kal çocukluğum,
Temiz yürekli uysal çocukluğum...
Ah, ümit dolu gençliğim,
İlk şiirim, ilk arkadaşım, ilk sevgilim...
-Doğduğum ev. Rahatlıyacak içim duysam
Bir tek kapının sesini.
Arıyorum aklımda bir ninni bestesini...
Böyle uzaklaşmayın benden, yaşadığım günler.
Güneş, getir bir bayram sabahını.
Açılın açılın tekrar
Çocuk dizlerimdeki yaralar,
Hepiniz benimsiniz:
Mektebim, sınıflarım, oturduğum sıralar...
Yalnız hatırlamak hatırlamak istiyorum
Nerde kaldı sevgilim, seni ilk öptüğüm gün,
Rengine doymadığım o sema,
Ahengine kanmadığım ırmak.
Bırakıp herşeyi nereye gidiyorum?
Neler geçmişti aklımdan,
Nedendi ağladığım, nedendi güldüğüm?
Ah nasıldı yaşamak?

Ziya Osman SABA




Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Mayıs 15, 2009, 06:48:34 ÖÖ
yürümek;
yürümeyenleri arkasında boş sokaklar gibi bırakarak,
havaları boydan boya yarıp ikiye
karanlığın gözüne bakarak yürümek..
yürümek;
dost omuzbaşlarını omuzlarının yanında duyup,
kelleni orta yere
yüreğini yumruklarının içine koyup yürümek ..
yürümek;

yolunda pusuya yattıklarını,
arkadan çelme attıklarını bilerek yürümek ..
yürümek;
yürekten gülerekten yürümek ...
NAZIM HİKMET



Benim düşlerimin içinde
O uyuyordu,duyuyordum.
Ben bir uykusunda onun,
Bir düş'ünde bulundum...
Uyuyordu,duyuyordu,
Avundum.

II

Benim düşlerimin içinde
O uyumuyordu,biliyordum.
Ben ne bir uykusunda onun,
Ne de bir düş'ünde bulundum...
Bulunsaydım,
Vururdum....
(Özdemir Asaf)sanırım  *SCRATCH*



Korku dağlarının yürekçisi,
Olum denizlerinin kürekçisi;
Öyle suskun oturuyor şişesinin basında,
İçtiğinin hem hırsızı, hem bekçisi,

Onu kirmiş olmalı yaşamında birisi.
Dinledikçe susması, düşündükçe susması...
Tek başına iki kişi olmuş kendisiyle gölgesi,
Heykelini yontuyor yalnızlığın ustası.
(Özdemir Asaf)


Bir cam,
Aldanmış,
Kendini ayna sanmış
(Özdemir Asaf )

 *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: c4nsu üzerinde Mayıs 16, 2009, 07:55:00 ÖÖ
Akıl Gözü
seni bulmakdan önce aramak isterim
seni sevmekten önce anlamak isterim
seni bir yaşam boyu bitirmek değil de,
sana hep hep yeniden başlamak isterim

ÖZDEMİR ASAF

       O AKŞAM

Ceviz kırıyorlar, bakıyorum;
Kabuğunu kırıyorlar cevizin.
Ceviz çıkıyor..
Sonra oyunlarına dalıyor çocuklar.

Ben de bir ceviz alıyorum
Cevizlerin içinden.
Deniz çıkıyor benim cevizimden,
Açılıyorum.

Gidiyorum o ceviz kabuğunda,
Çocukluğumun oyunsuz bahçelerinden.
Bir akşam o çocuk oyununda
Alnıma yazılan o hüzün denizinden.

ÖZDEMİR ASAF

Özdemir Asaf ı çok severim uzun süredir şiir okumuyorum kaptırdım kendimi romanlara hatırladıklarım bunlar =)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: akpiyanist üzerinde Mayıs 17, 2009, 10:21:30 ÖS
MUSTAFA KEMAL


dağ başını efkâr almış
gümüş dere durmaz ağlar
gözyaşından kana kesmiş gözlerim
ben ağlarım çayır ağlar çimen ağlar
ağlar ağlar cihan ağlar
mızıkalar iniler ırlam ırlam dövülür
altmış üç ilimiz altmış üç yetim
yıllar gelir geçer kuşlar gelir geçer
her geçen seni bizden parça parça götürür
mustafa'm mustafa kemal'im

diz dövdüm
gözlerim şavkı aktı sakarya'nın suyuna
sakarya'nın suları nâmın söyleşir
hemşehrim sakarya öksüz sakarya
ankara'dan uçan kuşlar
kemal'im der günler günü çağrışır
kahrolur bulutlara karışır
gök bulut yaşmak bulut
uca dağlar dev boyunlu morca dağlar
divan durmuş bekleşir
mustafa'm mustafa kemal'im

nasıl böyle varıp geldin hoşgeldin
çıngı kaymış yalazlanmış gözlerin
şol yüzünde güneş südü sıcaklık
ellerinden öperim mustafa kemal
senin dalın yaprağın biz senin fidanların
biz bunları yapmadık
sen elbette bilirsin bilirsin mustafa kemal
elsiz ayaksız bir yeşil yılan
yaptıklarını yıkıyorlar mustafa kemal
hani bir vakitler kubilay'ı kestiler
çün buyurdun kesenleri astılar
sen uyudun asılanlar dirildi
mustafa'm mustafa kemal'im


karalar kuşanmış karadeniz akmam diyor
dokunmayın ağlamaktan bıkmam diyor
bu gece kıyamet gecesi bu vapur bandırma vapuru
yattığı yer nur olsun mustafa kemal
ben ölümden korkmam diyor
korkmam diyen dilleri toz oldu toprak oldu
değirmen döndü dolandı yıllar oldu
bir kusur işledik bağışlar mı kimbilir
o bize öğretmedi kazan kaldırmasını
günahı vebali öğretenin boynuna
erdirip oldurana ana avrat sövmesini
yüreğim kırıldı kanım kurudu
var git karadeniz var git başımdan
mızıka çalındı düğün mü sandın
bir yol koyup gideni gelir mi sandın
mustafa'm mustafa kemal'im

ankara'nın taşına bak
tut ki baktım uzar gider efkârım
çayır ağlar çimen ağlar ben ağlarım
gözlerimin yaşına bak
ankara kalesi'nde rasattepe'de
bir akça şahan gezer dolanır
yaşın yaşın mezarını aranır
şu dünyanın işine bak
mustafa'm mustafa  kemal'im







    Attila İLHAN
(Kendi sesinden dinlemenizi tavsiye ederim)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fnrbhce üzerinde Mayıs 18, 2009, 06:14:43 ÖÖ
Sevipte Ne bulduk İçipte Ne OLduk Severken İsyankar İçerken Sarhoş Olduk Ask Dedik Sevda Dedik Sevilmeden Sevkat Bekledik Vurgun Yedik İsyan Ettik Hayatı Kendimize Zehir Ettik Ve Sonunda Anladıkki Biz Ne Ettiysek Kendimize Ettik Çünkü Biz Karşılıksız Sevdik


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: akpiyanist üzerinde Mayıs 18, 2009, 10:52:34 ÖÖ
Sevipte Ne bulduk İçipte Ne OLduk Severken İsyankar İçerken Sarhoş Olduk Ask Dedik Sevda Dedik Sevilmeden Sevkat Bekledik Vurgun Yedik İsyan Ettik Hayatı Kendimize Zehir Ettik Ve Sonunda Anladıkki Biz Ne Ettiysek Kendimize Ettik Çünkü Biz Karşılıksız Sevdik

yazarı kim bunun güzelmiş :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: SkiER üzerinde Mayıs 18, 2009, 06:18:09 ÖS
BİR YAZ GECESİ HATIRASI

İşveyle, fısıltıyla, gülüşle,
Olmuş şeb-i sevdâ yine bî-hâb
Oklar gibi saplanmada kalbe,
Düştükçe semâdan yere mehtâb...

Bûseyle kilitlenmiş ağızlar
Gözler neler eyler, neler işrâb;
Uçmakta bu âteşli havâda
Vuslat demi, bir kuş gibi, bîtâb...
(Ahmet HAŞİM)


GENÇ YAŞIMDA FELEK VURDU BAŞIMA

Genç yaşımda felek vurdu başıma,
Aldırdım elimden iki gözümü.
Yeni değmiş idim yedi yaşıma,
Kayıbettim baharımı, yazımı.

Bağlandım köşede, kaldım bir zaman
Nice kimselere dedim el'aman.
On onbeş yaşıma girince hemen,
Yavaş  yavaş düzen ettim sazımı.

Üçyüzonda gelmiş  idim cihana,
Dünyaya bakmadım ben kana kana.
Kader böyle imiş, çiçek bahana
Levh-i kalem kara yazmış yazımı.

Geçirdim ömrümü hevayı heves,
Derdim bir kimseye değildir kıyas,
Her zaman, her vakit kalbimde bu yas,
Çarh-ı  devran güldürmedi yüzümü.

Bir vefasız zalım yâre bağlandım,
Tarih üçyüzotuzbeşte evlendim.
Sekiz sene bir arada eğlendim,
Zalım kâfir yetim koydu kuzumu.

Ele geniş, bana dünya dar oldu,
Tahammülsüz gönlüm bikarar oldu.
Günüm zindan, gecelerim zâr oldu,
Kader ile bölemedim kozumu.

Veysel der dünyaya ben niye geldim,
Her zaman ağladım, ne zaman güldüm?
Gönlüme teselli kendimde buldum,
Sabır ile teskin ettim özümü...
 
(Aşık Veysel Şatıroğlu)


SON ŞİİRİ

Selam saygı hepinize,
Gelmez yola gidiyorum.
Ne şehire, ne de köye,
Gelmez yola gidiyorum.

Gemi bekliyor limanda,
Gideceğim bir ummanda,
Gözüm kalmadı cihanda,
Gelmez yola gidiyorum.

Eşim, dostum, yavrularım
İşte benim sonbaharım.
Veysel karanlık yollarım,
Gelmez yola gidiyorum...
 
(Aşık Veysel Şatıroğlu)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: MotaRo üzerinde Mayıs 21, 2009, 04:07:46 ÖÖ
Tek Hece (Aşk)

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğine Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim taç ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı için kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hat'rım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Benim için yaratıldı Muhammet!
Benim için yağdırıldı o rahmet!
Evliyanın sözündeki muhabbet,
Enbiyanın yüzündeki nur benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim...

Cemal Safi.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: MotaRo üzerinde Mayıs 21, 2009, 04:39:43 ÖÖ
KIYAMETE KIRK KALA
Can evindeki yerim hiç kolay dolmayacak
Bakışını terk eden umudun olacağım
Hiç bir gün mutluluğun dört dörtlük olmayacak
Evlat acısı gibi içinde kalacağım

Seni geçilmez gören gönül gücünü yendim
Vuslatından ziyade hasretini beğendim
Sabrımla sarf ettiğin saadet sermayendim
Kıymet körü kalbini kırıp kaybolacağım

Desende bu sevdayı başımdan savmalıyım
Yeniden sevilmeli yeniden sevmeliyim
Gözlerine nakışlı gönlüne dövmeliyim
Seni hep hasretimin hapsinde bulacağım

Ne bir dost ne bir ahbap yerimi tutmayacak
Ne bir söz ne bir sohbet seni avutmayacak
Durmadıkça yüreğin beni unutmayacak
Gözlerinden en tatlı uykunu çalacağım

Adını anmayacak kapını çalmayacak
Bana yükseldi gönlüm sana alçalmayacak
Gözyaşımın katresi sana kar kalmayacak
Faiziyle ödetip hıncımı alacağım

Hainin sonu hüsran hani dil -şad olunan
Çileni doldurmayan eksiğin kalacağım
Kıyamete kırk kala gelmesi vaat olunan
Şefaat beklediğin mesihin olacağım.

Cemal Safi.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: devilkiss üzerinde Mayıs 21, 2009, 07:44:32 ÖÖ
 DESEM Kİ 

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

 CAHİT SITKI TARANCI


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: maskkk1 üzerinde Mayıs 21, 2009, 08:16:19 ÖÖ
Atatürk yoktu
Düşman coktu
Atatürk geldi
Düşmanı yendi

tek bildiğim şiir bu :D k.bakmayın


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Mayıs 21, 2009, 12:15:17 ÖS
Aşk 2 Kişiliktir

Değişir rüzgarın yönü
Solar ansızın yapraklar;
Şaşırır yolunu denizde gemi
Boşuna bir liman arar;
Gülüşü bir yabancının
Çalmıştır senden sevdiğini;
İçinde biriken zehir
Sadece kendini öldürecektir;
Ölümdür yaşanan tek başına
Aşk iki kişiliktir.

Bir anı bile kalmamıştır
Geceler boyu sevişmelerden;
Binlerce yıl uzaklardadır
Binlerce kez dokunduğun ten;
Yazabileceğin şiirler
Çoktan yazılıp bitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Avutamaz olur artık
Seni bildiğin şarkılar;
Boşanır keder zincirlerinden
Sular tersin tersin akar;
Bir hançer gibi çeksen de sevgini
Onu ancak öldürmeye yarar:
Uçarı kuşu sevdanın
Alıp başını gitmiştir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

Yitik bir ezgisin sadece,
Tüketilmiş ve düşmüş, gözden.
Düşlerinde bir çocuk hıçkırır
Gece camlara sürtünürken;
Çünkü hiç bir kelebek
Tek başına yaşayamaz sevdasını,
Severken hiçbir böcek
Hiç bir kuş yalnız değildir;
Ölümdür yaşanan tek başına,
Aşk iki kişiliktir.

 ATAOL BEHRAMOĞLU




KENDİNCE

Bilirim her düştüğünde yalnızsındır
Ve her kalktığında nice dostlar
Emanet selamlarkayıptaki tüm katılanlar
Elçidir ömür bu merasimdeizniniz olursa kendince..!
Yasak edilen sözler geçidi yine başımda
Tutuklu bir benbir sen daha
Hükümlü bir panik ortamında
isimlerimiz hep sorguda
Çözülen aşkların toplamında iklim çelişkisi
Yaza yatık kışa ait bir dünya
Baharların ortancısı nezaketen duvarlar ardında
Pazarlık edilen bir bentartıda bir sen daha..
Uygar metinlere sığmayan yazılarım
hep karaladım
Kıvılcımla dar edilirken satırlarım
Başım diksaygıyla cüzzamlı o toprağa sığındım
Demlenirken sabır..!
Aşklar oynadım sokak aralarında
Hep mi ebehep demi yuman ?
Adalet içerisinde ipli bir oyunda kaybolan
Susması men edilen oyun oldum o yaşta
Azarlanırken aşklarım
aşık oldum belkide konuşmaya
Aşık olan bir ben aşık olduğum bir sen daha ...
(yazanı bilmiyorum)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Mayıs 31, 2009, 09:14:37 ÖS
İNSAN BİR YERDE KENDİNİ BIRAKMALI

İnsan bir yerde boş vermeli kurallara, düzenlere
İnsan bir yerde kendini bırakmalı
Hiçe saymalı düzenini dünyanın
Zamana karşı koymalı
Sıyrılmalı ayıplardan, korkulardan
Küçük hesapları bir yana atmalı
Yaşamalı şöyle alabildiğine
Büyük delilikler yapmalı
İçmeli
Sevmeli
Küfretmeli
Adam öldürmeli
Kendine bir başka gözle bakmalı
İnsan bir yerde boş vermeli kurallara, düzenlere
İnsan bir yerde kendini bırakmalı


Ümit Yaşar OĞUZCAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mayıs 31, 2009, 09:28:59 ÖS
MAL BEYANI
1-Avsa adasinda üç daire, dört üçgen, bes dikdörtgen
2-Gökyüzünde bi bulut
3-Bitlis'te beş minare
4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili
5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı
6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7-Palandökende bir palan, iki döken
8-Kastamonu'da üç kasto
9-Üç fay hattı
10-Bir çarsamba, iki persembe, üç cuma
11-Dünyada mekan
12-Ahirette iman
13-Denizde kum
14-Uzayda yerçekimsizlik
15-Bi çuval gazoz kapagı
16-Bi kibrit kutusu sigara izmariti
17-On sekiz saç biti
18-Biri ingilizce 6 adet küfür
19-Yirmi tane bos naylon po s et
20-Sevenlerin kalbinde kurulmus bir taht
21-Bi sürü saç sakal, kil, tüy, yün
22-Üç ayri parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank
23-Bi ayakkabı çekeceği
24-Iki büyük taş kütlesi
25-Bir adet agaç gölgesi
26-Üç kuş kanadı sesi
27-Bi sürü kedi köpek
28-Bi marmara denizi
29-Camına yaslanip seyredilen iki piliç çevirmeci
30-Her aksam karıştırılan dört çöp bidonu
31-Çalıp çalıp kaçılan bes melodili apartman zili
32-Nakit 15 kuruş
33-anne babadan kalma yarısı yasanmış bi ömür




bide bu hoşuma gidiyor

Seninle yaşlanmak istiyorum. Seneler geçsin, sen beni bil, ben seni bileyım istiyorum. Benim olduğu kadar dostlarının, dostlarının olduğu kadar benim ol istiyorum. Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım

Yaşayalım kı, öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı. Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız. Sen çok dertlenip, içip, arkadaşlarınla eve gelmelisin. Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız. Öyle ki, yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.

Yaşayalım ki, paramız olunca sevinelim. Güzel günlerimizi, evimizde, bır şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız. Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek... Böylece yaşamalıyız işte.

Sonra çocuğumuz olmalı, düşünsene, senin ve benim olan bir canlı. Geceleri ağladıkça sırayla susturmalıyız. Sen arada mızıkçılık yapmalısın. Ve ben söylenerek sıranı almalıyım. Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım, söylenerek yumurta kırmalısın. Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.

Zaman su gibi akıp giderken, herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı. Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden. Mutlu da olsa, kötü de olsa, yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı. Saçlara düşünce aklar ya da gidince aklar, çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehırden.

Kavgasız, her sabah gürültüyle uyanılmayan, sessiz bir yere gitmeliyiz. Geceleri balkonda denizi seyredip, sandalyelerimizde sallanmalıyız. Eve gelip, benden kahve istemelisin. Çocuklar gelmeli zıyaretimize, geçmışteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız...

Öyle sevmelisin ki beni, bu yazdıklarım korkutmamalı seni. Tebessümler açtırmalı yüzünde. Bir gün bu hayatı bırakıp giderken, sadece mutluluk olmalı yüzümüzde, birbirimizi sevmenin gururu olmalı "herşeyde".

CAN YUCEL


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: AERROW üzerinde Haziran 01, 2009, 11:04:09 ÖÖ
BAYRAK

Ey mavi göklerin beyaz ve kızıl süsü
Kız kardeşimin gelinliği , şehidimin son örtüsü
Işık ışık dalga dalga bayrağım
Senin destanını okudum senin destanını yazacağım.
Seni selamlamadan uçan kuşun yuvasını bozacağım.
Dalgalandığın yerde ne korku ne keder
Gölgende bana da bana da yer ver
Sabah olmasın günler doğmasın varsın
Yurda ay yıldızının ışığı yeter
Savaş bizi karlı dağlara götürdüğü gün
Kızıllığında ısındık
Dağlardan çöllere düşürdüğü gün
Gölgene sığındık
Ey şimdi süzgün rüzgarda dalgalı
Barışın güvercini savaşın kartalı
Yüksek yerlerde açan çiçeğim
Senin altında doğdum
Senin dibinde öleceğim
Tarihim,.şerefim,şiirim,her şeyim
Yeryüzünde yer beğen
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim

AriF NİHAT ASYA


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: AERROW üzerinde Haziran 01, 2009, 11:12:39 ÖÖ
En çok bu şiirleri seviyorum.

Çanakkale Şehitlerine

Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyâda eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi.
-Tepeden yol bularak geçmek için Marmara’ya-
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.
Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde-gösterdiği vahşetle 'bu: bir Avrupalı'
Dedirir-Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!
Eski Dünyâ, yeni Dünyâ, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi, mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşında,
Avusturalya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!
Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk:
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâuna da züldür bu rezil istilâ!
Ah o yirminci asır yok mu, o mahlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcûd ise hakkıyle, sefil,
Kustu Mehmedciğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.
Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.
Yerin altında cehennem gibi binlerce lağam,
Atılan her lağamın yaktığı: Yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer;
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkaaz-ı beşer...
Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el, ayak,
Boşanır sırtlara vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.
Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız teyyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!
Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'â mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlahi o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedi serhaddi;
'O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme' dedi.
Asım'ın nesli...diyordum ya...nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmiyecek.
Şühedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar,
Vurulup tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.
Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor tevhidi...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmiyecek makberi kimler kazsın?
'Gömelim gel seni tarihe' desem, sığmazsın.
Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
'Bu, taşındır' diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;
Sonra gök kubbeyi alsam da, ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;
Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına,
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;
Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hâtırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak savletini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,
Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslam'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, rûhunla beraber gezer ecrâmı adın;
Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın...Heyhât,
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âğûşunu açmış duruyor Peygamber.
 
Mehmet Akif Ersoy
 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: by_sie üzerinde Haziran 01, 2009, 01:35:44 ÖS
 DEĞMEZMİŞ..!
Bölük pörçük anılarla yaşatıyorum içimde seni
siyah beyaz bir geçmiş görüyorum arkamda
Bu renklerin ikisini tanımıştım en çok
Sevmek en güzel duygu derlerdi
gördüm evet öyleydi gerçekten
ama ben seni fazla sevmişim be sevgili
Sana fazla değer vermişim
Nerden bilebilirdim ki peri masallarındaki
günlerimizin bir gün biteceğini
Senin beni yarı yolda bırakacağını
Geçmişimle yüzleşeceğimi nerden bilirdim değil mi?
Değmezmiş senin beni sevdiğinden
Seni fazla sevmem
Değmezmiş bir gün bitecek olan bu peri masallarına inanmak
Takılı kalmak, bir gün çelme yemek hayattan, düşmek..
SENİN İÇN DEĞMEZMİŞ..
anladım ama geç anladım...  *crazy*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: by_sie üzerinde Haziran 01, 2009, 01:38:57 ÖS
 BÖYLE SEVDİM İŞTE
Ben seni kocaman bir yürekle sevdim. Gözlerim değil, yüreğimdi seni
gören.
Sen damarlarımdaki kana karışıp, geldin oturdun yüreğime. Bir başka
yerde
olamazdın zaten. Sen, benim en değerli yerimde, yüreğimde olmalıydın,
orada kalmalıydın. çok aşka ev sahipliği yapan bu yürek, ilk kez bu
kadar
kolay kabullendi seni. Herhangi bir konuk değildin artık. Bu yüzden
ne
ağırlama faslı vardı, ne de uğurlama. O yüreğin gerçek sahibiydin.

Şimdi sonbahar, kışa giriyoruz ya... Ben dört mevsim baharı yaşadım
seninle. çiçek çiçek açtın yüreğimde. Gökkuşağı zayıf kaldı, senin
renklerin karşısında. Taze bir yaprak gibi yeşildin. Açelya idin
pembeliğinle. Üzerine çiğ taneleri düşmüş sarı güldün. Kırmızıydın
bir
ateş gibi. Ve maviydin... En çok bu renkle anmayı sevdim seni. Denize
tutkundum, denizi sensiz, seni de denizsiz düşünemedim.

Seni severken dünyayı da sevdim ben, insanları da... Kendime bile dar
gelirken, içinde herkese yer olan bir hayatın sahibiydim artık. En
kızgın,
en tahammülsüz olduğum anlarda bile, seni düşünmek yetti bana.
İçimdeki
sevinç yüzüme yansıdı, güldüm. Beni öylesine güldüren senin sevgindi
ve
ben kaygısız, içten gülüşün ne demek olduğunu, nasıl güzel bir şey
olduğunu anladım seninle...

Her şeye rağmen sevdim seni. Güçlüydüm ve aşamayacağım hiçbir zorluk
yoktu. Koca bir kente, koca bir ülkeye kafa tutabilirdim. Sen elimden
tuttuğunda, patlamaya hazır bir volkan gibi hissederdim kendimi.
Menzil
sendin ve ben o menzile ulaşmak için önüme çıkan her şeyi yok
edebilirdim.
Sana ulaşmamı engelleyecek her şeyi eritirdim, kül ederdim. Sana
ulaştığımdaysa sakin bir göle dönüşürdüm. Ve o göle bir tek sen
girebilirdin.

Sevdim ve hayrandım da... Her halin çekti beni. Duruşunu, uyumanı,
gülmeni, kızmanı, şaşkınlığını, saflığını, kurnazlığını, çocukluğunu,
olgunluğunu sevdim. Sesini de sevdim suskunluğunu da.
Küçük oyunlarını, kaprislerini, sitemlerini, korkularını sevdim. Seni
ve o
doyumsuz sevdanı, uçarı sevdanı anlatacak kelime bulamadım çoğu
zaman.
Sığmadın cümlelere ve hiçbir cümle seni
yeterince tarif edecek kadar derin olmadı.

Seni severken yorulmadım. çünkü sen yaşam kaynağıydın. Her gün
yenilendim.
Seninle çoğaldım, büyüdüm. Eksik kalan neyim varsa tamamladın.
Ölmeyecektim çünkü sen ölmezliğin ta kendisiydin.

Sevdim işte ötesi yok ...


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: atıl üzerinde Haziran 02, 2009, 10:41:55 ÖS
Yaramaz Şiir

Öyle bir çağırdı ki
Kıramadım gitmemek olmaz
Fırladı inci dişlerim ağzımdan
Çenemi tutamadım
Gene başlıyacak eski günler
Ben iki cami arasında beynamaz
Şarap aşk yazılmamış şiirler
Eyvah ki eyvah

Öyle bir çağırdı ki
Çaresiz kaldım

Bilemem sonrasında kim toplar beni
Yaramaz çocuğun panzehiri
Gene yaramazlığın ta kendisi

2-Bu gün ayarı kaçırmışım
Bir bu eksikti
Viskiyi Şişeden içmek
Zaten aşkta çuvalladık
Bundan sonra aşkta
Görev yerimiz
Geri hizmet

3-Eyvak yakalandık
Sabah ezanına
Uykusuz alkollü
Rezillik

Meleklerin yüzünü gösteriyorsun
Sonrada cehennemin yolunu
Bu nasıl imtihan

Sana söz
Diğerlerinin hepsinden vazgeçtim
Yeter ki bileyim
O olacak meleğim
Sabah ezanında yatmak yerine
Sabah ezanında kalkılacak



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: maskkk1 üzerinde Temmuz 25, 2009, 01:29:14 ÖS
Çökertme'den Çıktım Da Halil'im
Aman Başım Selâmet,
Bitez De Yalısına Varmadan Halil'im
Aman Koptu Kıyamet.

Arkadaşım İbram Çavuş
Allah’ıma Emanet,

Burası Da Aspat Değil Halil'im
Aman Bitez Yalısı,
Ciğerime Ateş Sardı,
Telli Kurşun Yarası.

Güverte De Gezer İken
Aman Kunduram Kaydı,
İpekli Mendilimi Halil'im
Aman Mor Rüzgâr Aldı.

Çakır Da Gözlü Gülsüm'ümü
Aman Kolcular Aldı,

Gidelim Gidelim Halil'im
Çökertme'ye Varalım,
Kolcular Gelirse Halil'im
Nerelere Kaçalım.

Teslim Olmayalım Halil'im
Aman Kurşun Sıkalım


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Eylül 06, 2009, 03:48:08 ÖÖ
Bir Ceza İstiyorum

Ölüler adına
Bizim ölülerimiz adına

Bir ceza istiyorum

Vatana kan sıçratanlara
Bir ceza istiyorum

Bu ateşemri veren cellatlar için
Bir ceza istiyorum

Bu suçla
İktidara gelen hain için
Bir ceza istiyorum

Can çekişmeyi başlatanlar için
Bir ceza istiyorum

Bu suçu savunanlar için
Bir ceza istiyorum

Kanımızı emmiş ellerini
Bana uzatsınlar istemiyorum
Bir ceza istiyorum

Onları evlerinde rahat ve elçi olsunlar diye
değil
Onları burada, bu yerde
suçlu ve hüküm giymiş olarak
Görmek istiyorum

Bir ceza istiyorum...

PABLO NERUDA


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: c4nsu üzerinde Eylül 06, 2009, 07:30:12 ÖÖ
*bravo* *bravo* Şiir çok güzeLmiş abi  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Eylül 06, 2009, 10:46:24 ÖÖ
Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Göz yaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum

 ORHAN VELİ KANIK


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Eylül 06, 2009, 10:47:41 ÖÖ
birde bu şiiri çok severim
DALGACI MAHMUT
İşim gücüm budur benim,
Gökyüzünü boyarım her sabah,
Hepiniz uykudayken.
Uyanır bakarsınız ki mavi.

Deniz yırtılır kimi zaman,
Bilmezsiniz kim diker;
Ben dikerim.

Dalga geçerim kimi zaman da,
O da benim vazifem;
Bir baş düşünürüm başımda,
Bir mide düşünürüm midemde,
Bir ayak düşünürüm ayağımda,
Ne haltedeceğimi bilemem.

 ORHAN VELİ KANIK


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: adlucem üzerinde Eylül 07, 2009, 10:34:38 ÖÖ
Umudum var...
Derin bir haz vererek bana; Söndüre söndüre yangınlı yollarımı, geleceğine umudum var ilk damla
gözyaşımın...
...ve ardından, gün ışığı altında parlamaya koşacağına, diğerlerinin.
.....
Yani, söneceğine umudum var yangınların...
Susacağına umudum var feryatların...
Ve bütün tarlaların, unutulmuş yeşillere bürüneceğine umudum var!
§
Umudum var;
Çıplak tabanlarım yana yana, ve sıcak rayların uzuun çentiğine, ayaklarımın başparmaklarıyla tutuna
tutuna;
Demir yollardan sonsuzluğa uzanacağıma...
...umudum var.
§
Bir balıksam...
Ve kandırılmış ve avlanmış bile olsam...
Ve içim, ayrılmış bile olsa benden...
Kızgın tavada duymuş bile olsam kendi cozurtumu...
Ve bir kısmımı kediler üleşmiş, kalan yarımıysa bir sümüklü çocuğun ekmeği arasına koymuş bile olsa
annesi...
Gene de umudum var lacivert denizlere...
...gene de umudum var.
Başka bir şeyim yok ki...
Başka bir şeyim olması gerekmiyor ki...
Ve başka bir şeyim olmasını da istemiyorum ki;
...umuttan başka!
§
Başka bir şeyim de hiiiç olmadı ki zaten...
.....
Umudum var.
Umudum var, umudum...
...bir de sen!

-------------------------------------------------------------------------


Sevginin kökü olur!
(Yani, anla ki; sen beni sevmiyordun!..)
.......
Sen, kendin için, hoşuna giden bir oyuncağı seviyordun ve onu ele geçirmeye çalışıyordun,
başkalarından evvel...
Sen, kendini seviyordun, beni değil!..
§
Şimdi, başka birine daha “onu sevdiğini” zannettirmeye çalışıyorsun, değil mi;
...hatta kendin bile “öyle olduğunu” sanarak!..
.....
Kandırma insanları...
Kandırma, kendini de; çünkü sen, sevmeyi bilmiyorsun!..
.....
“Seviyorum” zannedişlerini de sıvama “sevgi” diye gökyüzüne; çünkü bulutlar kapatıyor semayı!..
(Gene duymak ister miydin gerçeği?..)
§
Sevginin kökü olur...
Çeksen, çıkaramazsın... Kessen, ayıramazsın... Kırsan, koparamazsın!..
.....
Sevginin kökü olur;
Yine biter, yine çıkar, yine sürer yerinden!..
§
Çünkü sevgi;
Bir dağ keçisinin iştahla yediği sürgünde değildir!..
Çamurun içindedir çoğu zaman;
Toprağın, karanlığın içindeki köktedir sevgi!..
§
Bir keçinin iştahla saldırdığı, göğe bakan sürgünde değil; çamurla, toprakla ve karanlıkla savaşan
köktedir sevgi!..
Köktedir sevgi!..
Mavi derinliğe “yalvarışlar” gibi uzanan canlı dallar ve yapraklar değildir sevgi;
Sevgi; belki ışığı hiç görmemiş ve görmeyecek olan karanlıkların içindeki köktedir...
Ve sevgi; sevdiğini “zannetmemek”tedir!..


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Eylül 07, 2009, 08:34:19 ÖS
1-Avsa adasinda üç daire, dört üçgen, bes dikdörtgen
2-Gökyüzünde bi bulut
3-Bitlis'te beş minare
4-Biri yazlık, biri kışlık iki platonik sevgili
5-Büro mobilyası ve çelik kapı üreten bir fabrikanın öğle üzeri yaslanıp sigara içilen beyaz duvarı
6-Islıkla da çalınabilen dört anonim türkü
7-Palandökende bir palan, iki döken
8-Kastamonu'da üç kasto
9-Üç fay hattı
10-Bir çarsamba, iki persembe, üç cuma
11-Dünyada mekan
12-Ahirette iman
13-Denizde kum
14-Uzayda yerçekimsizlik
15-Bi çuval gazoz kapagı
16-Bi kibrit kutusu sigara izmariti
17-On sekiz saç biti
18-Biri ingilizce 6 adet küfür
19-Yirmi tane bos naylon po s et
20-Sevenlerin kalbinde kurulmus bir taht
21-Bi sürü saç sakal, kil, tüy, yün
22-Üç ayri parkta üç ayrı belediyeye ait üç ayrı banka reklamlı bank
23-Bi ayakkabı çekeceği
24-Iki büyük taş kütlesi
25-Bir adet agaç gölgesi
26-Üç kuş kanadı sesi
27-Bi sürü kedi köpek
28-Bi marmara denizi
29-Camına yaslanip seyredilen iki piliç çevirmeci
30-Her aksam karıştırılan dört çöp bidonu
31-Çalıp çalıp kaçılan bes melodili apartman zili
32-Nakit 15 kuruş
33-Anne babadan kalma yarısı yasanmış bi ömür

 

Can YÜCEL
 bunuda çok severim


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: adlucem üzerinde Eylül 08, 2009, 09:55:20 ÖÖ
arwen bunu göndermiştin zaten (: bu arada motaro şiirlerini çok beğendim (:


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Eylül 08, 2009, 12:01:06 ÖS
olabilir demek ki çok seviyormuşum :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Eylül 15, 2009, 10:45:19 ÖS
kendine iyi bak

“Kendine iyi bak” bir "veda" değil "elveda" cümlesidir çoğu zaman. O üç kelimeden çok daha fazlasını gizler içinde...

"Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra ben yanında olmayacağım. Olamayacağım. İstesem de istemesem de. Sevdim bir zamanlar seni, hala seviyorum ve benden sonra da mutlu olmanı istiyorum. Olur da bir gün dönersem seni iyi bulmak istiyorum.“

“Kendine iyi bak. Çünkü bundan sonra kendinden başkası olmayacak yanında sana bakacak. Ben olmayacağım. Kendine iyi bak ve beni düşünme. Çünkü ben de seni düşünmeyeceğim artık. Arama sakın beni, yazma, çünkü ben yazmayacağım. Sil beni yüreğinden, çünkü ben sileceğim. Fakat, yaşanılan, paylaşılan güzel şeyler hatırına sana yürekten mutluluklar diliyorum. Ve ben bir daha dönmemek üzere gidiyorum.”

Kendine iyi bak. Aramızda geçen herşeye rağmen benden sonra iyi olduğunu bilmeyi tercih ederim. Aslında bilmem çok önemli değil, iyi olduğunu varsayacağım ben. Seni bir daha asla görmemek üzere gidiyorum ben, seni kendinle başbaşa, yapayalnız bırakıyorum ben. Biliyorum kendini bırakacaksın benden sonra, o yüzden iyi bak diyorum. Aslına bakarsan, çok da fazla umursamıyorum."" "

Kendine iyi bak derler ve giderler. Tutkuyla sevenler, bazen birden fazla söylerler bunu. Çünkü onları ayırmak, eti tırnaktan ayırmak gibidir. Kolay kolay kopamaz onlar, süreç çok acı vericidir, yürek parçalıyıcıdır. Her seferinde azalan umutlarla geri döner ve yine “Kendine İyi Bak” gözleriyle ayrılırlar. Ta ki umut da, sevgi de tükeninceye kadar…Ta ki son elveda mezar sessizliğine bürününceye kadar…

Tutkunun ötesinde sevenler, bir kez “Kendine İyi Bak “ derler ve giderler. Onlar eti tırnaktan ayırmak yerine ölümü yeğlerler. Onlar bu acıyı bir kezden fazla kaldıramayacaklarını bilirler.

Kendine iyi bak derler ve giderler. Bu sözlerin içinde ihanet yok, hiç bir zaman olamaz derler ve giderler. En büyük ihanet değil midir aslında seni seveni, ihtiyacı olanı yüzüstü bırakıp gitmek. "Kendine iyi bak" derler ve giderler. Seni suskunluğa mahkum edip giderler. Seni parçalara ayırıp, en büyük parçayı yanlarına alıp giderler. Seni senden alıp giderler.

Daha kötüsü suçlayamazsın onları tüm bunlar için. Kendine iyi bak deyip gidenin geçerli bir nedeni vardır elbet. Suçlatmaz kendini. Savaşmadıkları için kızarsın ama suçlayamazsın. Savaşmışlarsa, yenildikleri için kızarsın ama suçlayamazsın. Yenildiğin için kızarsın ama suçlayamazsın… Ayrılığın kaçınılmazlığına inandırır seni, "kendine iyi bak" derler ve giderler. Elinden umutlarını, düşlerini, sevgilerini alıp giderler. Bir tek anıları bırakırlar geride, bir de hatırladıkça gözyaşlarına boğulasın diye
unutulmayan nağmeler.

Arkalarına bakmadan çekip giderler eğer yalnız kalmışsan, çünkü insafsızlıklarını görmek istemezler. Herşey o saniye orada bitsin, kapansın bu sayfa isterler. "Bitti" diyemedikleri için, "kendine iyi bak" derler. "Kırıldım ve affedemiyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. "Seni istemiyorum artık, hayatımdan çıkaracağım ama bil ki hiç unutmayacağım" diyemedikleri için kendine iyi bak derler. "Biliyorum çok kanayacaksın ama daha iyisini yapamıyorum" diyemedikleri için "kendine iyi bak" derler. Vicdanlarını rahatlatmak için kendine iyi bak derler, çünkü o kan uzun süre akacaktır ve o yara asla kapanmayacaktır, bilirler.

Kendine iyi bak bir noktadır çoğu zaman. Kendine iyi bak deme bana, sadece kötülükler noktalansın isterim ben. Oysa sen iyisin… Sen gözümdeki ışık, dudağımdaki tebessüm, sen içimdeki sevinçssin. Sen hayatıma renk katan, sen yüreğimdeki çarpıntı, sen hayatımdaki neşesin. Sen yolumu aydınlatan, sen dert ortağım, sen gönül yoldaşım, sen bir tanesin. "Kendine iyi bak" deme bana. Nokta koyma.

Keşke böyle yaşanmasaydı bazı şeyler, keşke affedebilsen beni, keşke ben de affedebilsem… Keşke döndürebilsek zamanı geriye. Keşke bugünkü aklımızla yaşasak herşeyi baştan. Nafile... Ama yine de, gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı? Sen eksikken, ben nasıl tam olurum? Senden kalan boşluğu kimlerle doldururum? Savaşsak, aramıza giren şeytanla olmaz mı? Hani büyük aşklar her türlü engeli aşardı, hani gerçek dostluklar her sınavı geçerdi, hani sevgi eninde sonunda kazanırdı? Hani hayatta hiç kirlenmeyecek değerler vardı? Hani en büyük zaferler, en kanlı savaşların ardından kazanılırdı? Bunların hepsi yalan mı? Sahiden..., gitmesen olmaz mı? Bitmesek olmaz mı?……….

Peki o zaman. Senin istediğn gibi olsn. Öyleyse...Sen de "KENDİNE İYİ BAK."

Kendine Iyi Bak derler, kurşunu kafana sıkıp giderler.
http://video.google.com/videoplay?docid=2584809104940173176#
buda okumaya üşenenler için videosu :)  videoda da çok güzel okumuşlar


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: psefit üzerinde Eylül 15, 2009, 11:45:12 ÖS
Aşk

İşidin ey yârenler
Kıymetli nesnedir aşk
Değmelere bitinmez
Hürmetli nesnedir aşk

Dağa düşer kül eyler
Gönüllere yol eyler
Sultanları kul eyler
Hikmetli nesnedir aşk

Kime kim vurdu ok
Gussa ile kaygu yok
Feryad ile âhı çok
Firkatli nesnedir aşk

Denizleri kaynatır
Mevce gelir oynatır
Kayaları söyletir
Kuvvetli nesnedir aşk

Miskin Yunus neylesin
Derdin kime söylesin
Varsın dostu toylasın
Lezzetli nesnedir aşk

Yunus Emre

AŞK ÜZRE 

Sevişirken yılan bile dokunmaz
Tapınmakta aşktan saygın olamaz
Sevda üzre yıldırım olsa çarpmaz
İstiyorsan uzak kalmak ölümden
Hep aşk üzre olmaslısın a caanım
Ki ölüm de sevişirken kıyamaz

 AZİZ NESİN
KİMİN VAR Kİ

Kimi bekliyorsun hala,
Evinden kitaplarından uzakta mısın
Arada bir telefon et kendine
Kendine mektuplar yaz yanıt beklemeden
Kartlar gönder kendine her gittiğin uzaklardan
Sevgilim diye başlayıp öperim diye biten
Senin senden başka kimin var ki arasın

İnince trenden ya da uçaktan yalnızlığın
Sevinçle karşıla yanlızlığını garlarda hava alanlarında
Ayrılışlarda da sarılıp öpüş yanlızlığınla
Ugurla kendi kendini dönüşsüz yolculuklara
Bekle kendini uzak yolculuklardan dönersin diye
Senin senden başka kimin var ki beklesin

İçki masalarında bir başına mısın
Kendinleysen yetmelisin kendine
Çoğaltıp yanlızlığını konuş bir çok kendinle
Kaldır içki bardağını kendi şerefine
Ağlaşarak gülüşerek tartışarak kendile
Senin senden başka kimin var ki bulasın

Düşmanlarının saldırılarından yuvarlandıkça yerlere
Tutup kendi saçlarından kaldır kendini
Seni sana bildirecek kimsen yok başka kendinden
Ölünce senin bile haberin olmayacak öldüğünden
Haber ver kendine ki öldüğünü bilesin
Kimin var ki senin sana öldüğünü söylesin

Kendi kendinin hem konuğu hem ev sahibisin
Zamanın varken ağırla kendini sarılıp öperek
Biliyorsun nasıl olsa yakın o gelecek
Kimileri diyecek
Daha şimdiden sev kendini sev kendini SEVVVV
Kimin var ki senin seni senden başka sevecek..

 AZİZ NESİN

imperialis aşk iki kişiliktir de çok severim sen eklemiş tşkler


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Eylül 16, 2009, 02:01:21 ÖÖ
rica ederim

özledim seni...
ayrılık yüreğimi uyuşturuyor karıncalandırıyor nicedir.
beynimi uyuşturuyor özlemin...
çok sık birlikte olmasak bile
benimle olduğunu bilmenin
bunca zamandır içimi ısıttığını
yeni yeni anlıyorum
Yokluğun,
Hatırladıkça yüreğime saplanan bir sizi olmaktan çıkıp
mütemadiyen bir boşluğa
Sabahları seni okşayarak başlamaları
aksamları her isi bir kenara koyup
seninle baş başa konuşmaları özlüyorum;
oynaşmalarımızı,
yürüyüşlerimizi,
sevimli haşarılığını,
çocuksu küskünlüğünü...
Nasılda serttin başkalarına karşı
beni savunurken;
ve ne kadar yumuşak
bir çift kısık gözle kendini
ellerimin okşayışına bırakırken
Gitmeni asla istemediğim halde
buna mecbur olduğunu görmek
ve sana bunları söylemeden
''git artık'' demek
''beni ne kadar çabuk unutursan, o kadar çabuk
kavuşacaksın mutluluğa''
demek sana nede zor
seni görmemek ve belki yıllar sonra
karsılaştığımızda
bana bir yabancı gibi bakmanı istemek senden...
yeni bir sevdayı yasakladığım kalbime söz geçirmek....

 CAN YÜCEL


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: psefit üzerinde Eylül 17, 2009, 12:28:45 ÖÖ
Anladin Mi?

Neyzen Tevfik

Hicran destanini kendinden oku,
Mecnun'dan duyup da rivayet etme.
Aşkin Leyla'sini gördünse söyle.
Söz temsili bulup hikayet etme.

Yüz bin Leyla dogar alemde her gün,
Senin aradigin zevk, sefa dügün.
Tutacagin işi önceden düşün;
Daha ilk adimda nedamet etme.

Sevdanin oduna pek güvenilmez,
Tutuşurşan eger kolay sönülmez.
Bu yolun hükmüdür geri dönülmez,
Canina kiymazsan seyahat etme.

Iyi bak kabina, olmasin delik,
Boşuna taşirsin ,gider gündelik.
Aninda olmali, ettigin iyilik,
Alem duysun diye, inayet etme.

Kabe'den maksadin varmaktir yara,
Kör gibi tapinma, kara duvara,
Hizir'i ararsan kendinde ara,
Bulamadim gibi rezalet etme.

Muhabbet herkesin aklini çelmez,
Gönül viranesi kolay düzelmez.
Alemden çekinme bir zarar gelmez,
Sen kendi kendine hiyanet etme.

Şen şatir gönlüne hicran dolmasin,
Gençligin gülşeni gamla solmasin.
Neyzen gibi aklin yarda olmasin,
Özründen çok büyük kabahat etme.

Felek

Yamansın her zaman aldattın beni,
Kâh düşürdün kâhi kaldırdın felek!
Mecnun'sun diyerek Leylâ peşinden,
Issız vâdilere saldırdın felek!

Rehbersin dedin ben ise kördüm,
Elimle başıma çok çorap ördüm.
Kendimi bıraktım âlemi gördüm,
Hesapsız günahlar aldırdın felek!

Şifadır dedin zehir tatdırdın,
Gençliğin okunu boşa attırdın,
Körlerin yurdunda ayna sattırdın,
Çıkmaz sokaklara daldırdın felek!

Barışmadı gönlüm merd ile zenle,
Ne bir iş bilenle, ne boş gezenle
Hicran köşesinde bozuk düzenle,
NEYZEN'e her telden çaldırdın felek!

 

Neyzen Tevfik


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: psefit üzerinde Ekim 10, 2009, 03:44:53 ÖS
Hapishane Şarkısı -1
göklerde kartal gibiydim,
kanatlarımdan vuruldum;
mor çiçekli dal gibiydim,
bahar vaktinde kırıldım.

yar olmadı bana devir,
her günüm bir başka zehir;
hapishanelerde demir
parmaklıklara sarıldım.

coşkundum pınarlar gibi,
sarhoştum rüzgarlar gibi;
ihtiyar çınarlar gibi
bir gün içinde devrildim.

ekmeğim bahtımdan katı,
bahtım düşmanımdan kötü;
böyle kepaze hayatı
sürüklemekten yoruldum.

kimseye soramadığım,
doyunca saramadığım,
görmesem duramadığım
nazlı yarimden ayrıldım.
/Sabahattin Ali -1932



Hapishane şarkısı -2
ey gönül, kuşa benzerdin,
kafesler sana dar gelir;
bir yerde durmaz gezerdin,
hapislik sana zor gelir.

ey gönül, acaip huyun,
boğazından geçmez tayın,
acır testindeki suyun;
aklına nazlı yar gelir.

gözlerin uzağa bakar,
kimden ne beklediğin var?
yar semtinden gelen rüzgar
„seni unuttu!“ der gelir.

bakmazsa senin yüzüne
çok görme elin kızına;
dışarda serbest gezene
hapiste yatan hor gelir.

ayağında gezen itler,
başının üstünden atlar;
hapise düşen yiğitler
yari dışarda kor gelir.
/Sabahattin Ali -1933



Hapishane şarkısı -3
burda çiçekler açmıyor,
kuşlar süzülüp uçmuyor,
yıldızlar ışık saçmıyor,
geçmiyor günler, geçmiyor.

avluda volta vururum;
kah düşünür, otururum,
türlü hayaller gürürüm;
geçmiyor günler, geçmiyor.

gönülde eski sevdalar,
gözümde dereler, bağlar,
aynada hayalim ağlar,
geçmiyor günler, geçmiyor.

dışarda mevsim baharmış,
gezip dolaşanlar varmış,
günler su gibi akarmış...
geçmiyor günler, geçmiyor.

yanımda yatan yabancı,
her söz zehir gibi acı,
bütün dertlerin en gücü;
geçmiyor günler, geçmiyor.
/Sabahattin Ali -1933



Hapishane şarkısı -4
ey yar, bu acı demlerde
sen koru benim aklımı..
karardım kaldım kaldım damlarda,
aydınlat benim yolumu...

nefesin esen rüzgarda,
saçların savrulan karda,
yerde gökte bulutlarda,
ararım nazlı gülümü...

karanlık göklerde aysın,
kurak ovalarda çaysın,
bir tek inandığım şeysin,
uzattım sana elimi...

düşmanlar gülüp sevinsin,
dostlar arkasını dönsün...
benim güvendiğim sensin,
kırmazsin benim gönlümü...

bir gün şu damlardan çıksam,
gelip önüne diz çöksem...
ağlayıp içimi döksem...
anlatsam sana halimi...
/Sabahattin Ali -1933



Hapishane şarkısı -5
başın öne eğilmesin,
aldırma gönül, aldırma;
ağladığın duyulmasın,
aldırma gönül, aldırma...

dışarıda deli dalgalar
gelip duvarları yalar;
seni bu sesler oyalar,
aldırma gönül, aldırma...

görmesen bile denizi,
yukarıya çevir gözü:
deniz gibidir gökyüzü;
aldırma gönül, aldırma...

dertlerin kalkınca şaha
bir küfür yolla allaha...
görecek günler var daha;
aldırma gönül, aldırma...

kurşun ata ata biter;
yollar gide gide biter;
ceza yata yata biter;
aldırma gönül, aldırma...
/Sabahattin Ali -1933


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Styks üzerinde Şubat 15, 2010, 01:07:59 ÖS
YILDIZ MASALI

                         Meğer haberi yokmuş masalların yalan olduğundan...


     Geçmiş karşısına öylece izlemiş
     Nafile...
     Arabaya dönüşmemiş bal kabağı
     Öylece beklemiş bir umut.
     Unutmuş ayağındaki şalvarı
     Şalvarla balo arabasına mı binilirmiş !


     Sonra gitmiş kapatmış kendini kuleye.
     Beklemiş ama saçları uzamamış
     Atabilsin diye kuleden sevdiğine.
     Ağlamış
     Dönmüş evine...

     Ayna yine yapmış yapacağını:
     "En güzel sen değilsin.Yıldız kız daha güzel." demiş.
     Saklamamış Yıldız kızın sırrını.
     Kimse sormamış ne işi var bu köylük yerde konuşan aynanın diye.
     Avcı kiralanmış yıldızları düşürmeye.
     Yıldız ormana kaçmış...
     Ama hiç cüce yokmuş ki ormanda
     Yedisi de mi uçmuş...
     Yakalamış avcı yıldızı
     Orman mı daha karanlıkmış
     Yoksa avcının yüreğimi anlaşılamamış.
     Sökmüş almış yüreğini yıldızın
     Dünyada hiç mi iyi kalpli avcı kalmamış...
     Düşmüş kalmış hayallerine
     Gidip bir cam tabut yaptıran olmamış...

Nice bin yıl geçmiş...

                Yıldız kızı kimse uyandırmamış....





@cemre@  -> http://www.edebiyatdefteri.com/siir/282512/------yildiz-masali.html


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: atıl üzerinde Şubat 15, 2010, 01:15:55 ÖS
İNCİNEN GURUR

Pencereden baktığımda görüyorum
Senin yüzün incir yaprağında
Senin ürkekliğin duvar üstünde yürüyen
Bir kedinin kıvraklığında

Aynada dururken görüyorum
Kırmızı öpüşün sol yanağımda
Dişimi fırçalarken senin ağzın
Serin suların berraklığında

Rakı devrilmiş masalarda yokluğun
Veya benden önce kalkıp gitmişliğin
Gece boyu dolandığım barlarda
Sarhoşlara tekrarladığım adın
Balıkçı kahvesinde, çorbacıda, kenarlarda

Dökülmek istemiyorum hayır
Çingene çiçekçiler habire yaltaklandığında
Bilmediğim soruların açtığı çukuru
Yalanlarla doldurmak istemiyorum

Seni kaybettim galiba
İki taşın arasında kaldım
Bu, benim hatam değildi
Seni ben çook geç tanıdım

Derin acılar bahçıvanı
Yüreğime ne ektin böyle...
Aşk korkağını bağışlar mı?
Söyle...

Aramak ne kötü herkeste seni
Her gözde bulup yanılmak seni
Ah turuncu rüyalar güzeli
Hem kendini yok ettin
Hem beni

Başka ne acıtabilir içimi
Yaşım kırkı devirmişken
Seni böyle patavatsızca sevmişken
Ve, tam aynayı güneşe çevirmişken
Başka ne...

Seni vefasız aşklara bırakıyorum
Yüzümü kırılan bardaklarda ara
Düşünme ben ne olurum
Sanırım bi daha onarılmaz
İncinen gururum

Yusuf Hayaloğlu


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Şubat 15, 2010, 03:38:53 ÖS
Beklenen
Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
 

Necip Fazıl Kısakürek


Ter Beni
Gönül dünyasına gidip dönenlerden sor beni
Belki aktır belki kara tutar söyler der beni
Muhabbetin sofrasında kurduk büyük kaleyi
Şu nefsime fırsat verme, fırsat bulup yer beni.

Gece gündüz her dakika senin için harabım
Beni böyle susuz koyan içmediğim şarabım
İster taş de, ister kaya senin için turabım
Kapılara, eşiklere, yollarına ser beni.

Dizlerimde dermanım var biraz zaman ver gayrı
Yüce dağlar belli olsun başa duman ver gayrı
Aşık Sefam yalvarıyor yarab iman ver gayrı
Her dem Allah derim amma niye basmaz ter beni.
 

Aşık Sefai


Sen Olmasaydın
Sensin bu gönlümün yönü mekanı
Bende ar olmazdı sen olmasaydın
Ak nergizler sana aksın dağlarda
Balda sır olmazdı sen olmasaydın

Dağlardaki güneş doğmaz aleme
Buluttaki yağmur yağmaz aleme
Gönlümdeki güzel sığmaz aleme
Dünya dar olmazdı sen olmasaydın

Suru sırdan derler suyuma benim
El eyleyen çıkar toyuma benim
Elde güzel çokmuş neyime benim
Gözüm kör olmazdı sen olmasaydın

Kuşlar yuvasından uçar mıydı ki
Bulutlar yağmurdan kaçar mıydı ki
Yaylada çiçekler açar mıydı ki
Dağlar kar olmazdı sen olmasaydın

Dostlarım el oldu senin uğruna
Gözlerim sel oldu senin uğruna
Sefai'yim del oldu senin uğruna
Gurbet zor olmazdı sen olmasaydın
 

Aşık Sefai


Senin Korkularını Benim İnceliğimi
Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.

İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!

İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini,
birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine.
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,
duvarlara dalıp dalıp gitmesi.
Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık.
Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin.
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya.
İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı,
hüznün arması ayrılık.

O küçük ölüm!

Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.

Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından gidip ağzını yıkadığında başlamıştı.
Ben bulutları gösterirken,
“bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış,
“Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı”
türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş,
Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip,
“bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ”
diye sorduğunda varacağı yere varmıştı çoktan.

Şimdi anlıyormusun gidişinin neden ayrılık olmadığını,
bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu.
Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını.
Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında....

Ne mi yapacağım bundan sonra?

Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce.
Şiir yazmayacağım bir süre,
Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye.
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim.
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim.
Falcı kadınlara inanmayacağım artık.
Trafik polislerine adres sormayacağım,
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye....

Ne yapacağımı sanıyorsun ki?

Tenin tenime bu kadar sinmişken,
ömrüm azala azala önümden akarken,
gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken..
Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime,
bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.
 

Şükrü Erbaş


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Şubat 15, 2010, 08:21:50 ÖS
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
İncinirsin yine de sen bilirsin

Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia

Üşüyorsun ceketimi al günün en güzel saatleri bunlar
Lavinia yanımda kal
Sana gitme demeyeceğim
Ama gitme lavinia
Adını gizleyeceğim
Sende bilme bilme lavinia

Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim
İncinirsin yine de sen bilirsin
Ama

Özdemir Asaf (19


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Şubat 16, 2010, 10:22:43 ÖÖ
BİLARDO TOPLARI

 

Ayrıldığımız gündü.

Mutfaktaydık, buzdolabının yanında, kapısı açıktı, herşey bambaşka

görünüyordu yüzüne vuran o soğuk ışıkta

"Biliyor musun " dedin. "Sen neye benziyorsun biliyor musun?"

Epeydir aradığın bir şeyi bulmuş olmanın hem sevinç, hem keder veren

gizli bir an için bulandırmıştı yüzündeki tedirginliği, kırgınlığı.

Sis ışığa çıkmıştı. Sonra yavaşça çevirip başını yüzüme baktın kuyuya düşmeye

benzeyen derin bir korkuyla.

"Neye?" dedim,yan yanayken yaşadığımız ayrılığın adını sorar

gibi,"Neye?"

"Bilardo toplarına."

"Neden?" dedim.

"Yazgını hep başkalarının ıstakalarının insafına bırakıyorsun da

ondan..."

Bir uçurum gibi derinleşen sessizlik o an başlamıştı bile bizi

birbirimizden uzaklaştırmaya.

Beni terk etmeden önce yaptığın son konuşma oldu bu.

Sonra iki arkadaşım geldi,birinin omzunda ağladım,hangisiydi

şimdi

hatırlamıyorum. Sonra birlikte başka bir kente gittik,anlarsın ayrılığın

ilk

günlerinde o eve katlanamazdım, sonra ben başka aşklara, sonra başka

evlerin

duvarlarına başka takvimler aştım

Şimdi ne zaman birinden ayrılsam ıstakaların sesi patlıyor

kulaklarımda

ardından bilardo topları

dağılıyor dört bir yana

Seni hatırlıyorum o soğuk ışıkta bir daha

bir daha

bir daha
 MURATHAN MUNGAN

YALNIZ BİR OPERA

Ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda
Yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim
Oysa bilmediğin birşey vardı sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim

İmrendiğin, öfkelendiğin
Kızdığın, ya da kıskandığın diyelim
Yani yaşamışlık sandığın
Geçmişim
Dile dökülmeyenin tenhalığında
Kaçırılan bakışlarda
Gündeliğin başıboş ayrıntılarında
Zaman zaman geri tepip duruyordu.
Ve elbet üzerinde durulmuyordu.
Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun,
Biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
Başlangıçta doğruydu belki.
Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp,
Günden güne hayatıma yayılan, varlığımı ele geçiren,
Büyüyüp kök salan bir aşka bedellendin.
Ve hala bilmiyordun sevgilim
Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana
Bütün kazananlar gibi
Terk ettin.

Yaz başıydı gittiğinde, ardından,
Senin için üç lirik parca yazmaya karar vermistim.
Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim.
Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.
Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.
Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
Yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından
Kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine
Çerçevesine sığmayan
Munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine
Lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu.

Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs.
Seni bir şiire düşündükçe
Kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi
Ucucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma.
Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük
Usulca düşüyordu bir kağıt aklığına,
Belkide ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.
Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha.
Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi?
'Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen' notunu buldum kapımda.
Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve 16.04'tü onu bulduğumda.
Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığını
Aramızda bir düşman gibi duran zamanı
Daha o gün anlamalıydım
Benim sana erken
Senin bana geç kaldığını.

Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri.
Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı.
Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay,
Alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıstı.
Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza.
Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi
bakışıyorduk.
Sanki ufacık bir şey olsa birbirimizden kaçacaktık.
Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki.
Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.
Gittin. Şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza.
Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
Bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak?

Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada
Bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilmeyen çocuklar gibi
Ve elbet biz de bu aşkta büyüyecek
Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz.

Kış başlıyor sevgilim
Hoşnutsuzluğumun kışı başlıyor
Bir yaz daha geçti hiçbir şey anlamadan
Oysa yapacak ne çok şey vardı
Ve ne kadar az zaman
Kış başlıyor sevgilim
İyi bak kendine
Gözlerindeki usul şefkati
Teslim etme kimseye, hiçbir şeye
Upuzun bir kış başlıyor sevgilim
Ayrılığımızın kışı başlıyor
Giriyoruz kara ve soğuk bir mevsime.

Kitaplara sarılmak, dostlarla konuşmak,
Yazıya oturup sonu gelmeyen cümleler kurmak,
Camdan dışarı bakıp puslu şarkılar mırıldanmak....
Böyle zamanlarda her şey birbirinin yerini alır
Çünkü her şey bir o kadar anlamsızdır
İçimizdeki ıssızlığı dolduramaz hiçbir oyun
Para etmez kendimizi avutmak için bulduğumuz numaralar
Bir aşkı yaşatan ayrıntları nereye saklayacağınızı bilemezsiniz
Çıplak bir yara gibi sızlar paylastığımız anlar,
Eşyalar gözünüzün önünde durur birlikte yarattığınız alışkanlıklar
Korkarsınız sözcüklerden, sessizlikten de; bakamazsınız aynalara,
Çağrışımlarla ödeşemezsiniz.

Dışarda hayat düşmandır size
İçeride odalara sığamazken siz, kendiniz
Bir ayrılığın ilk günleridir daha
Her şey asılı kalmıştır bitkisel bir yalnızlıkta
Gün boyu hiçbir şey yapmadan oturup
Kulak verdiğiniz saat tiktakları
Kaplar tekin olmayan göğümüzü
Geçici bir dinginlik, düzmece bir erinç
Suyu boşalmış bir havuz, fişten çekilmiş bir alet kadar tehlikesiz
Bakınıp dururken duvarlara
Boş bir çuval gibi, çalmayan bir org gibi, plastik bir çicek,
Unutulmuş bir oyuncak, eski bir çerçeve gibi, hani,
Unutsam eşyanın gürültüsünü, nesnelerin dünyasında
Kendime bir yer bulsam, dediğimiz zamanlar gibi
Kendimizin içinden yeni bir kendimiz çıkarmaya zorlandığımız anlar gibi
Yeni bir iklime, yeni bir kente, bir tutkunluk haline, bir trafik kazasına,
Başımıza gelmiş bir felakete, iskenceye çekilmeye, ameliyata alınmaya
Kendimizi hazırlar gibi.

Yani dayanmak ve katlanmak için silkelerken bütün benliğimizi
Ama öyle sessiz baktığımız duvarlar gibi olmaya çalışırken,
Ve kazanmış görünürken derinliğimizi
Ne zaman ki, yeniden canlanır bağışlamasız belleğimizde
Bir anın, yalnızca bir anın bütün bir hayatı kapladığı anlar
O tiktaklar kadar önemsiz kalır şimdi
Hayatımıza verdiğimiz bütün anlamlar
Göremeseniz de, bilirsiniz
Hiç yakın olmamışsınızdır intihara bu kadar.

Bana zamandan söz ediyorlar
Gelip size zamandan söz ederler
Yaraları nasıl sardığından, ya da her şeye nasıl iyi geldiğinden.
Zamanla ilgili bütün atasözleri gündeme gelir yeniden.
Hepsini bilirsiniz zaten, bir işe yaramadığını bildiğiniz gibi.
Dahası onalar da bilirler.
Ama yine de güç verir bazı sözler, sözcükler, öyle düşünürler.
Bittiğine kendini inandırmak, ayrılığın gerçeğine katlanmak, sırtınızdaki
hançeri çıkartmak, Yüreğinizin unuttuğunuz yerleriyle yeniden karşılaşmak
kolay değildir elbet.
Kolay değildir bunlarla baş etmek, uğruna içinizi öldürmek.
Zaman alır.
Zaman alır sizden bunların yükünü
O boşluk dolar elbet, yaralar kabuk bağlar, sızılar diner, açılar dibe
çöker.
Hayatta sevinilecek şeyler yeniden fark edilir.
Bir yerlerden bulunup yeni mutluluklar edinilir.
O boşluk doldu sanırsınız
Oysa o boşluğu dolduran eksilmenizdir.

Gün gelir bir gün
Başka bir mevsim, başka bir takvim, başka bir ilişkide
O eski ağrı
Ansızın geri teper.
Dilerim geri teper.
Yoksa gerçekten bitmissinizdir.

Zamanla yerleşir yaşadıkların, yeniden konumlanır, çoğalır anlamları, önemi
kavranır.
Bir zamanlar anlamadan yaşadığın şey, çok sonra değerini kazanır.
Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır.
Oysa yapacak hiçbir şey kalmamıştır artık
Mutluluk geçip gitmiştir yanınızdan
Her şeye iyi gelen zaman sizi kanatır
Ölmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Günlerin dökümünü yap
Benim senden, senin benden habersiz alıp verdiklerini
Kim bilebilir ikimizden başka?
Sözcüklerin ve sessizliklerin yeri iyi ayarlanmış
Bir ilişkiyi, duyguların birliğini,
Bir aşkı beraberlik haline getiren kendiliğindenliği
Yani günlerimiz aydınlıkken kaçırdığımız her şeyi bir düşün
Emek ve aşkla güzelleştirilmiş bir dünya
Şimdi ağır ağır batıyor ve yokluğa karışıyor
Orada olmuş saadeti karşılaştır yaşayan mutsuzlukla
Bunlar da bir işe yaramadıysa
Demek yangından kurtarılacak hiçbir şey kalmamış aramızda.

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Solgun yollardan geçtim.
Bakışımlı mevsimlerden
İkindi yağmurlarını bekleyen
Yaz sonu hüzünlerinden
Gün günden puslu pencerelere benzeyen gözlerim
Geçti her cağın bitki örtüsünden
Oysa şimdi içimin yıkanmış taşlığından
Bakarken dünyaya
Yangınlarla bayındır kentler gibiyim:
Çicek adlarını ezberlemekten geldim
Eski şarkıları, sarhoşların ve suçluların
Unuttuklarını hatırlamaktan
Uzun uzak yolları tarif etmekten
Haydutluktan ve melankoliden
Giderken ya da dönerken atlanan esiklerden
Duyarlığın gece mekteplerinden geldim
Bütünlemeli çocukluklarıyla geçti
Gençliğimin rüzgara verdiğim yılları
Gökummaların ve içdökmelerin vaktinden geldim.

Bu şiire başladığımda nerde,
Şimdi nerdeyim?
Yaram vardı, bir de sözcükler
Sonra vaat edilmiş topraklar gibi
Sayfalar ve günler
Işık istiyordu yalnızlığım
Kötülükler imparatorluğunda bir tek şiir yazmayı biliyordum
İlerledikçe...Kaybolup gittin bu şiirin derinliklerinde
Aşk ve Acı usul usul eriyen bir kandil gibi söndü daha şiir bitmeden.
Karardı dizeler.
Aşk...Bitti. Soldu şiir.

Büyük bir şaşkınlık kaldı o fırtınalı günlerden
Daha önce de başka şiirlerde konaklamıştım
Ağır sınavlar vermiştim değişen ruh iklimlerinde
Ask yalnız bir operadır, biliyordum:
Operada bir gece uyudum, hiç uyanmadım.
Barbarların seyrettiği trapezlerden geçtim
Her adımda boynumdan bir fular düşüyordu
El kadar gökyüzü mendil kadar ufuk
Birlikte çıkalan yolların yazgısıdır:
Eksiliyorduk
Mataramda tuzlu suyla, oteller kentinden geldim
Her otelde biraz eksilip, biraz artarak
Yani çoğalarak
Tahvil ve senetlerini intiharlarla değiştirenlerin
Birahaneler ve bankalar üzerine kurulu hayatlarında
Ağır ve acı tanıklıklardan
Geçerek geldim. Terli ve kirliydim.
Sonra tımarhanelerde tımar edilen ruhum
Maskeler ve çiçekler biriktiriyordu
Linç edilerek öldürülenlerin hayat hikayelerini de...
Korsan yazıları, kara şiirleri, gizli kitapları
Ve açık hayatları seviyordu.
Buraya gelirken
Uzun uzak yollar için her menzilde at değiştirdim
Atlarla birlikte terledim yolları ve geceleri
Ödünç almadım hiç kimseden hicbir şeyi
Çıplak ve sahici yaşayıp çıplak ve sahici ölmek için panayır yerleri...
panayır yerleri...
Ölü kelebekler...
Ölü kelebekler...
Sonra dünyanın bütün sinemalarında bütün filmleri seyrettim.

Adım onların adının yanına yazılmasın diye
Acı çekecek yerlerimi yok etmeden
Acıyla baş etmeyi öğrendim.
Yoksa bu kadar konuşabilir miydim?
İpek yollarında kuzey yıldızı
Aşkın kuzey yıldızı
Sanırsın durduğun yerde
Ya da yol üstündedir
Oysa çocukluktan kalma gökyüzünde hileli zar
Ölü yanardağlar, ölü yıldızlar
Ve toy yaşın bilmediği hesap: ışık hızı.

Aşkın bir yolu vardır
Her yaşta başka türlü geçilen
Aşkın bir yolu vardır
Her yaşta biraz gecikilen
Gökyüzünde yalnız bir yıldız arar gözler
Gözlerim
Aşkın kuzey yıldızıdır bu
Yazları daha iyi görülen
Ben, öteki, bir diğeri ona doğru ilerler
İlerlerim
Zamanla anlarsın bu bir yanılsama
Ölü şairlerin imgelerinden kalma
Sen de değilsin. O da değil
Kuzey yıldızı daha uzakta
Yeniden yollara düşerler
Düşerim
Bir şiir yaşatır her şeyi yaşamın anlamı solduğunda
Ben yoluma devam ederim. Bitmemiş bir şiirin ortasında
Darmadağınık imgeler, sözcükler ve kafiyeler
Yaşamsa yerli yerinde
Yerli yerinde her şey
Şimdi her şey doludizgin ve çoğul
Şimdi her şey kesintisiz ve sürekli bir devrim gibi
Şimdi her şey yeniden
Yüreğim, o eski aşk kalesi
Yepyeni bir mazi yarattı sözcüklerin gücünden
Dönüp ardıma bakıyorum
Yoksun sen
Ey Sanat! Her şeyi hayata dönüştüren.

 MURATHAN MUNGAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Şubat 26, 2010, 10:28:55 ÖÖ
 
 
Yalnızlık Paylaşılmaz

Yalnızlık, yaşamda bir an,
Hep yeniden başlayan..
Dışından anlaşılmaz.

Ya da kocaman bir yalan,
Kovdukça kovalayan..
Paylaşılmaz.

Bir düşün'de beni sana ayıran
Yalnızlık paylaşılmaz
Paylaşılsa yalnızlık olmaz.
 
Özdemir Asaf
 
 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Mart 01, 2010, 06:32:33 ÖÖ
Hayat bize mutlu olma şansı
vermedi
Biz kendimizden başka
Herkesin üzüntüsünü
Üzüntümüz,
Acısını acımız yaptık.
Çünkü dünya'nın öbür ucunda,
Hiç tanımadığımız bir insanın
Gözyaşı bile içimizi parçaladı....
Kedilere ağladık
Kuşların yasını tuttuk.
Yüreğimizin yufkalığı
Kimi zaman hayat karşısında
Bizi zayıf yaptı.
Aslında ne güzel şeydir
İnsanın insana yanması
Sevgili...
Ne güzeldir bilmediğin birinin
derdine üzülmek ve çare aramak.
Ben bütün hayatımda hep
Üzüldüm, hep yandım..
Yaşamak ne güzeldir be sevgili
Sevinerek, severek, sevilerek,
Düşünerek...
ve o vazgeçilmez sancılarını
Duyarak hayatın


Yılmaz GÜNEY

SANA BAKMAK

her şey yapılabilir
bir beyaz kağıtla
uçak örneğin uçurtma mesela
altına konulabilir
bir ayağı ötekinden kısa olduğu için
sallanan bir masanın
veya şiir yazılabilir
süresi ötekilerden kısa
bir ömür üzerine.

bir beyaz kağıda
her şey yazılabilir
senin dışında
güzelliğine benzetme bulmak zor
sen iyisi mi sana benzemeye çalışan
her şeyden
bir gülden bir ilk bir sonbahardan sor
belki tabiattadır çaresi
senin bir çiçeğe bu kadar benzemenin
ve benim
bilinci nasırlı bir bahçıvan çaresizliğim
anlarım bitkiden filan
ama anlatamam
toprağın güneşle konuşmasını
sana çok benzeyen bir çiçek yoluyla

sen bana ışık ver yeter
bende filiz çok
köklerim içimde gizlidir
gelen giden açan soran bere budak yok
bir şiir istersin
“içinde benzetmeler olan”
kusura bakma sevgilim
heybemde sana benzeyecek kadar
güzel bir şey yok

uzun bir yoldan gelen
tedariksiz katıksız bir yolcuyum
yaralı yarasız sevdalardan geçtim
koynumda bir beyaz kağıt boşluğu
her şeyi anlattım
olan olmayan acıtan sancıtan
bilsem ki sana varmak içindi
bütün mola sancıları
bütün stabilize arkadaşlıklar
daha hızlı koşardım
severadım gelirdim
gözlerinin mercan maviliğine

sana bakmak
suya bakmaktır
sana bakmak
bir mucizeyi anlamaktır

sağa sola bakmadan yürüdüğüm yollar tanıktır
aşk sorgusunda şahanem
yalnız kelepçeler sanıktır
ne yazsam olmuyor
çünkü bilenler hatırlar
hem yapılmış hem yapma çiçek satanlar
bahçıvanlar değil tüccarlardır
sen öyle göz
sen öyle toprak ve güneş ortaklığı
sen teninde cennet kayganlığı iken
sana şiir yazmak ahmaklıktır

bir tek söz kalır
dişlerimin arasından
ben sana gülüm derim
gülün ömrü uzamaya başlar

verdiğim bütün sözler
sende kalsın isterim
ben sana gülüm derim
gül sana benzediği için ölümsüz
yazdığım bütün şiirler
sana başlayan bir kitap için önsöz

sana bakmak
bir beyaz kağıda bakmaktır
her şey olmaya hazır
sana bakmak
suya bakmaktır
gördüğün suretten utanmak
sana bakmak
bütün rastlantıları reddedip
bir mucizeyi anlamaktır
sana bakmak
allah’a inanmaktır

 YILMAZ ERDOĞAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mart 11, 2010, 07:41:53 ÖS
BENİ UNUTMA

Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Çünkü ben her gece o saatlerde
Seni yaşar ve seni düşünürüm
Hayal içinde perişan yürürüm
Sen de karanlığın sustuğu yerde
Beni unutma
O saatlerde serpilir gülüşün
Bir avuç su gibi içime, ey yar
Senin de başında o çılgın rüzgar
Deli deli esiverirse bir gün
Beni unutma
Ben ayağımda çarık, elimde asa
Senin için şu yollara düşmüşüm
Senelerce sonra sana dönüşüm
Bir mahşer gününe de rastlasa
Beni unutma
Hala duruyorsa yeşil elbisen
Onu bir gün benim için giy
Saksıdaki pembe karanfilde çiğ
Ve bahçende yorgun bir kuş görürsen
Beni unutma
Büyük acılara tutuştuğum gün
Çok uzaklarda da olsan yine gel
Bu ölürcesine sevdiğine gel
Ne olur Tanrıya kavuştuğum gün
Beni unutma..

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: ksamet üzerinde Mart 11, 2010, 07:52:13 ÖS
Genç Osman
Genç Osman dediğin bir küçük uşak,
beline bağlamış ibrişim kuşak,
Askerin içinde birinci uşak,
Allah allah deyip geçer genç Osman...

Genç Osman dediğin bir küçük aslan,
Bağdatın içine girilmez yastan,
her ana doğurmaz böyle bir aslan,
Allah Allah deyip geçer genç Osman...

Bağdat'ın kapısını Genç Osman Açtı,
Düşmanın cümlesi önünden kaçtı,
Kelle koltuğunda üç gün savaştı,
Allah Allah deyip geçer Genç Osman...
 

Kayıkçı Kul Mustafa



her gun dınlerım  *freak*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: pears üzerinde Mart 11, 2010, 09:01:41 ÖS
     
   
Elimden tut yoksa düşeceğim/Atilla İlhan
   

Elimden tut yoksa düşeceğim,

yoksa bir bir yıldızlar düşecek.

eğer şairsem beni tanırsan

yağmurdan korktuğumu bilirsen,

gözlerin aklıma gelirse,elinden tut yoksa düşeceğim.

yağmur beni götürecek yoksa beni.

geceleri bir çarpıntı duyarsan,

telaş, telaş yağmurdan kaçıyorum.

sarayburnu'ndan geçiyorum,

akşamsa, eylülse, ıslanmamışsam,

beni görsen belki anlayamazsın;

içlenir, gizli gizli ağlarsın.

ELİMDEN TUT YOKSA DÜŞECEĞİM

yağmur beni götürecek yoksa beni.

ATTİLA İLHAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mart 17, 2010, 02:55:53 ÖS
DALGACI MAHMUT

İşim gücüm budur benim, 
Gökyüzünü boyarım her sabah. 
Hepiniz uykudayken. 
Uyanır bakarsınız ki mavi. 

Deniz yırtılır kimi zaman, 
Bilmezsiniz kim diker; 
Ben dikerim. 

Dalga geçerim kimi zaman da, 
O da benim vazifem; 
Bir baş düşünürüm başımda, 
Bir mide düşünürüm midemde, 
Bir ayak düşünürüm ayağımda, 
Ne haltedeceğimi bilemem

Orhan Veli KANIK

bu şiiri yenitürkü şarkı yapmıştı o halide çok güzeldir.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: melekkss üzerinde Mart 18, 2010, 03:20:28 ÖÖ
Terk-i Diyar

Nedendir bilinmez, bülbülün meyli
Onca çiçek varken bir güle düşer
Akşamın hüznünü paylaşan çok ya
Seherdeki matem bülbüle düşer

Haklı sabır diye zillete dalar
İhanet vefayı tutup paralar
Isırgan, hayânın yüzünü yalar
Boynu bükük durmak, sümbüle düşer

Bir acaib hal var esrarlı karda
Dirilir bedenler tekrar baharda
Zülüfler havayı karartırlar da
Yağmuru yağdırmak kâküle düşer

Kays'ın muhabbeti sığmaz destana
Züleyha'nın hırsı zarar fistana
Hepsi gelir gider bağa, bostana
Çölü aşmak yine Düldül'e düşer

Sevdanın postunda kalmadı ehil
Hisler şahsiyetçi, rüyalar sefil
Toplumun içinde kaybolur katil
Terk-i diyar etmek maktule düşer.



Hünkâr Dağlı


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Mart 18, 2010, 07:04:26 ÖS
BİRGÜN ANLARSIN

Uykuların kaçar geceleri, bir türlü sabah olmayı bilmez.
Dikilir gözlerin tavanda bir noktaya,
Deli eden bir uğultudur başlar kulaklarında
Ne çarşaf halden anlar ne yastık.
Girmez pencerelerden beklediğin o aydınlık.
Onun unutamadığın hayali,
Sigaradan derin bir nefes çekmişçesine dolar içine.
Kapanır yatağına çaresizliğine ağlarsın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın aslında her şeyin boş olduğunu.
Şerefin, faziletin, iyiliğin, güzelliğin.
Gün gelir de sesini bir kerecik duyabilmek için,
Vurursun başını soğuk taş duvarlara.
Büyür gitgide incinmişliğin kırılmışlığın.
Duyarsın,
Ta derinden acısını, çaresiz kalmışlığın.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın ne işe yaradığını ellerinin.
Niçin yaratıldığını.
Bu iğrenç dünyaya neden geldiğini.
Uzun uzun seyredersin aynalarda güzelliğini.
Boşuna geçip giden günlerine yanarsın.
Dolar gözlerin, için burkulur.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın tadını sevilen dudakların.
Sevilen gözlerin erişilmezliğini.
O hiç beklenmeyen saat geldi mi?
Düşer saçların önüne, ama bembeyaz.
Uzanır, gökyüzüne ellerin.
Ama çaresiz,
Ama yorgun,
Ama bitkin.
Bir zaman geçmiş günlerin hayaline dalarsın.
Sonra dizilir birbiri ardına gerçekler, acı.
Sevmek ne imiş bir gün anlarsın.

Bir gün anlarsın hayal kurmayı;
Beklemeyi, ümit etmeyi.
Bir kirli gömlek gibi çıkarıp atasın gelir
Bütün vücudunu saran o korkunç geceyi.
Lanet edersin yaşadığına...
Maziden ne kalmışsa yırtar atarsın.
O zaman bir çiçek büyür kabrimde, kendiliğinden.
Seni sevdiğimi işte o gün anlarsın.

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN

BEN SENİN EN ÇOK

Ben senin en çok sesini sevdim
Buğulu çoğu zaman, taze bir ekmek gibi
Önce aşka çağıran,sonra dinlendiren
Bana her zaman dost, her zaman sevgili

Ben senin en çok ellerini sevdim
Bir pınar serinliğinde, küçücük ve ak pak
Nice güzellikler gördüm yeryüzünde
En güzeli bir sabah ellerinle uyanmak

Ben senin en çok gözlerini sevdim
Kâh çocukça mavi, kâh inadına yeşil
Aydınlıklar, esenlikler, mutluluklar
Hiç biri gözlerin kadar anlamlı değil

Ben senin en çok gülüşünü sevdim
Sevindiren, içimde umut çiçekleri açtıran
Unutturur bana birden acıları, güçlükleri
Dünyam aydınlanır sen güldüğün zaman

Ben senin en çok davranışlarını sevdim
Güçsüze merhametini, zalime direnişini
Haksızlıklar, zorbalıklar karşısında
Vahşi ve mağrur bir dişi kaplan kesilişini

Ben senin en çok sevgi dolu yüreğini sevdim
Tüm çocuklara kanat geren anneliğini
Nice sevgilerin bir pula satıldığı bir dünyada
Sensin, her şeyin üstünde tutan sevdiğini

Ben senin en çok bana yansımanı sevdim
Bende yeniden var olmanı, benimle bütünleşmeni
Mertliğini, yalansızlığını, dupduruluğunu sevdim
Ben seni sevdim, ben seni sevdim, ben seni...

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: melekkss üzerinde Mart 20, 2010, 11:46:58 ÖS
        AY KARANLIK 

    Maviye
    Maviye çalar  gözlerin,
    Yangın mavisine
    Rüzgarda asi,
    Körsem,
    Senden gayrısına yoksam,       
    Bozuksam,
    Can benim, düş benim,
    Ellere nesi?
    Hadi gel,
    Ay karanlık...

    İtten aç,
    Yılandan çıplak,
    Vurgun ve bela
    Gelip durmuşsam kapına
    Var mı ki doymazlığım?
    İlle  de ille
    Sevmelerim,
    Sevmelerim gibisi?
    Oturmuş yazıcılar
    Fermanım yazar
    N'olur gel,
    Ay karanlık...

    Dört yanım puşt zulası,
    Dost yüzlü,
    Dost gülücüklü
    Cıgaramdan yanar.
    Alnım öperler,
    Suskun, hayın, çıyansı.
    Dört yanım puşt zulası,
    Dönerim dönerim çıkmaz.
    En leylim  gecede ölesim tutmuş,
    Etme gel,
    Ay karanlık...


                           Ahmed ARİF


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Mart 21, 2010, 12:38:06 ÖÖ
 DESEM Kİ

Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

 CAHİT SITKI TARANCI
 

 
Seninle Olmanın En Güzel Yanı - Can Yücel
 


 Seninle olmanın en güzel yanı ne biliyor musun?


 Elin elime değmeden avuçlarımı terleten sıcaklığını taa içimde hissetmek.



 Seninle olmanın en kötü yanı ne biliyor musun?


 ''Seni seviyorum'' sözcüğü dilimin ucunu ısırırken her konuşmamızda boş yere saatlerce havadan sudan söz etmek.



 Seninle olmanın en heyecanlı yanı ne biliyor musun?


 Aynı şeyleri seninle aynı anda düşünmek birlikte ağlamak gülmek. Ve buradayken bile seni çılgınca özlemek...



 Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?


 Seni hiç tanımadığım bir sürü insanlarla paylaşmak. Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.



 Seninle olmanın en mutlu yanı ne biliyor musun?


 Tanıdık birileriyle karşılaşma tedirginliği ile yollarda yürümek yan yana... Elimdeki şemsiyeye inat yağmurda ıslanmak birlikte. Elimde kır çiçeğiyle seni beklemek... Aynı mekanlarda aynı yiyecekleri yemek.



 Seninle olmanın en romantik yanı ne biliyor musun?


 Sensiz gecelerde sana söyleyemediklerimi yıldızlara aya anlatmak... Okuduğum kitabın sayfalarında dinlediğim şarkıların türkülerin şiirlerin her mısrasında seni bulmak.



 Seninle olmanın en zor yanı ne biliyor musun?


 Seni kaybetme korkusuyla hayatta ilk kez tattığım o tarifsiz duygularımı umut denizinin ortasında küreksiz bir sandala hapsetmek. Sevgili yerine yıllarca dost kalmayı başarmak. Yalın ayak yürümek bıçağın en keskin yerinde. Kanadıkça tuz yerine gözyaşlarımı basmak yüreğime.



 Seninle olmanın tek yan etkisi ne biliyor musun?


 Nereden bileceksin?


 Sen benimle hiç olmadın ki. Olsaydın avuçlarım terlemezdi... Isırmazdım dilimin ucunu... Özlemezdim seni yanımdayken.Kıskanmazdım.



 Korkmazdım yollarda yürümekten. Islanmazdım yağmurlarda... Yıldızlara aya dert yanmaz, böyle her şarkıda serhoş olmazdım.



 Korkmazdım seni kaybetmekten ayaklarım kan revan atlardım sandaldan denize... Ve her kulaçta haykırırdım seni..



 Ama sen hiç benimle olmadın ki...
YA AKLIN BAŞKA YERLERDEYDİ YA YÜREĞİN...



 Can YÜCEL

 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Mart 22, 2010, 05:17:51 ÖS
 
  AŞK BAŞLAMADAN GÜZEL

Aşk başlamadan güzel,
Kalplerde heyecan
Bakışlarda korku olduğu zaman güzel...
Birbirimize sezdirmemek için çırpınış,
Başkaları görmesin diye çabalayış,
Gözlerim gözlerinin mavisine değdiği zaman...
Aşk başlamadan güzel....

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN
 
 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Mart 22, 2010, 05:25:07 ÖS
yaw gören de çok şiir okuyorsunuz zannedecek. kopyala yapıştır yapıyonuz sonra bizi kandırıyorsunuz. bırakın bu ayakları yaw :D  *hahaha* *hahaha*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mart 22, 2010, 05:58:15 ÖS
okumasak bu şiirlerin varlığından nasıl haberimiz olacak :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: melekkss üzerinde Mart 22, 2010, 06:08:00 ÖS
yaw gören de çok şiir okuyorsunuz zannedecek. kopyala yapıştır yapıyonuz sonra bizi kandırıyorsunuz. bırakın bu ayakları yaw :D  *hahaha* *hahaha*

Satır satır yazmıyorum elbette. Kopyala yapıştır yaptığım doğru  :)

okumasak bu şiirlerin varlığından nasıl haberimiz olacak :)

Başka söze gerek yok  ;)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Mart 23, 2010, 05:56:47 ÖS
Ihlamurlar Çiçek Açtığı Zaman

Dilimde sabah keyfiyle yeni bir umut türküsü
Kar yağmış dağlara, bozulmamış ütüsü
Rahvan atlar gibi ırgalanan gökyüzü
Gözlerimi kamaştırsa da geleceğim sana
Şimdilik bağlayıcı bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ay, şafağa yakın bir mum gibi erimeden
Dağlar çivilendikleri yerde çürümeden
Bebekler hayta hayta yürümeden
Geleceğim diyorum, geleceğim sana
Ne olur kesin bir takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Beklesen de olur, beklemesen de
Ben bir gök kuruşum sırmalı kesende
Gecesi uzun süren karlar-buzlar ülkesinde
Hangi ses yürekten çağırırsa beni sana
Geleceğim diyorum, takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bu şiir böyle doğarken dost elin elimdeydi
Sen bir zümrüd-ü ankaydın, elim tüylerine deydi
Sevda duvarını aştım, sendeki bu tılsım neydi?
Başka bir gezegende de olsan dönüşüm hep sana
Kesin bir gün belirtemem, n`olur takvim sorma bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Eski dikişler sökülür de kanama başlarsa yeniden
Yaralarıma en acı tütünleri basacağım ben
Yeter ki bir çağır beni çiçeklendiğin yerden
Gemileri yaksalar da geleceğim sana
On iki ayın birisinde, kesin takvim sorma bana
-Ihlamur çiçek açtığı zaman.

Bak işte, notalar karıştı, ezgiler muhalif
Hava kurşun gibi ağır, yağmursa arsız
Ey benim alfabemdeki kadîm Elif
Ne güzellik, ne de tat var baharsız
Güzellikleri yaşamak için geleceğim sana
Geleceğim diyorum, biraz mühlet tanı bana
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Ihlamurlar çiçek açtığı zaman
Ben güneş gibi gireceğim her dar kapıdan
Kimseye uğramam ben sana uğramadan
Kavlime sâdıkım, sâdıkım sana
Takvim sorup hudut çizdirme bana
Ben sana çiçeklerle geleceğim
-Ihlamurlar çiçek açtığı zaman.

Bahattin Karakoç

TUT ELLERİMDEN

Sırat’tan incedir sevda köprüsü
Beraber geçelim tut ellerimden.
Niyet ak güvercin, vuslat gökyüzü
Beraber uçalım tut ellerimden

Gönüldeki birlik kalkandır dışa
Aldırma ayaza, yele, yağışa
Giden ilkbahara, gelecek kışa
Beraber göçelim tut ellerimden.

Birleşmek üzredir şafakla gurûp
Korku beklenilmez kapıda durup
İster zehir olsun, isterse şurup
Beraber içelim tut ellerimden.

Çağır hayallerin en ötesini
Yakından duyarsın aşkın sesini
Sonsuz mutluluğun penceresini
Beraber açalım tut ellerimden.

Hatırla kaybolan hatıraları
Elmastan ışıklı, altundan sarı
Zaman tortusundan işte onları
Beraber seçelim tut ellerimden.

Şüphe “başlangıç”tır, karar “nihayet”
Zamanı zamana etme şikayet
Kaçmak kurtuluştur diyorsan şayet
Beraber kaçalım tut ellerimden.

 ABDURRAHİM KARAKOÇ


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: melekkss üzerinde Mart 25, 2010, 12:36:40 ÖS
DOSTLAR BENİ HATIRLASIN

Ben giderim adım kalır,
Dostlar beni hatırlasın.
Düğün olur, bayram gelir,
Dostlar beni hatırlasın.

Can bedenden ayrılacak,
Tütmez baca, yanmaz ocak,
Selam olsun kucak kucak,
Dostlar beni hatırlasın.

Açar solar türlü çiçek
Kimler gülmüş, kim gülecek
Murat yalan, ölüm gerçek,
Dostlar beni hatırlasın.

Gün ikindi akşam olur,
Gör ki başa neler gelir,
Veysel gider, adı kalır
Dostlar beni hatırlasın


AŞIK VEYSEL


 *heart*->  *freak*

          :'(



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: fajnego üzerinde Mart 25, 2010, 10:10:21 ÖS
 SAKLI KALAN 

günlüğü eksik tutulan güz
usulca çekilmiş de kıyıya
bütün gürültülerden uzakta
eğiriyor suların köpüğünü
belli ki duymuyor dağların
uğuldayan yalnızlığını

bekleyişin ve acıların
uğultusudur yalnızlıklar
kimi kez kuşatabilir büsbütün
doğayı, aşkı ve yaşamı
ama kayalıkların karanlıklarına
hiç sığar mı bir dağın yalnızlığı

bir çiçek bile doldurabilir
uçurumların derin oyuklarını
oysa o bir çatlaktan fışkırıp
bir yangın gibi büyüyendir
belli ki duymaktadır kalbinde
aşkın saklı yalnızlığını

anımsanan ne varsa şimdi
biraz acıya dönüktür yüzü
ve solgun bir gülümseyiş
gibi sararken sessizliği
taşır bekleyişin gizinde
aşkın saklı yalnızlığını

günlüğü eksik tutulan güz
eğirirken suların köpüğünü
ey alıngan susuşundan üzünç
gibi öfkesinden kan sızan
kalbini suların göğsüne bastır
duyacaksın kalbimizin atışlarını

 AHMET TELLİ

ÇOCUKSUN SEN / I

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen 

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil
 

ÇOCUKSUN SEN / II

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm
Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı 
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar
Dursam ölürüm paramparça olur dünya

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm
Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir
Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna
Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için
Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak
(Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu
Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)

Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor
Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri
Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda
Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum
Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım
Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte

Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan

Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer
Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle
Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum
Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken
Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde
Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su
Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç
Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı
(Soluğunun elma kokması bundandı belki)
Bir elma kokusuna tutundum düşerken
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Çocuksun sen, çocuğumsun
 

                 AHMET TELLİ


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 27, 2010, 03:31:20 ÖÖ
Yaşayınca Anladım - Can Yücel


Bunca zaman bana anlatmaya çalıştığını,kendimi bulduğumda anladım.
Herkesin mutlu olmak için başka bir yolu varmış,
Kendi yolumu çizdiğimde anladım..
Bir tek yaşanarak öğrenilirmiş hayat, okuyarak,dinleyerek değil..
Bildiklerini bana neden anlatmadığını, anladım..
Yüreğinde aşk olmadan geçen her gün kayıpmış,
Aşk peşinden neden yalınayak koştuğunu anladım..
Acı doruğa ulaştığında gözyaşı gelmezmiş gözlerden,
Neden hiç ağlamadığını anladım..
Ağlayanı güldürebilmek,ağlayanla ağlamaktan daha değerliymiş,
Gözyaşımı kahkahaya çevirdiğinde anladım..
Bir insanı herhangi biri kırabilir,ama bir tek en çok sevdiği, acıtabilirmiş,
Çok acıttığında anladım..
Fakat,hak edermiş sevilen onun için dökülen her damla gözyaşını,
Gözyaşlarıyla birlikte sevinçler terk ettiğinde anladım..
Yalan söylememek değil, gerçeği gizlememekmiş marifet,
Yüreğini elime koyduğunda anladım..
''Sana ihtiyacım var, gel ! '' diyebilmekmiş güçlü olmak,
Sana ''git'' dediğimde anladım..
Biri sana ''git'' dediğinde, ''kalmak istiyorum'' diyebilmekmiş sevmek,
Git dediklerinde gittiğimde anladım..
Sana sevgim şımarık bir çocukmuş,her düştüğünde zırıl zırıl ağlayan,
Büyüyüp bana sımsıkı sarıldığında anladım..
Özür dilemek değil, ''affet beni'' diye haykırmak istemekmiş pişman
olmak, Gerçekten pişman olduğumda anladım..
Ve gurur, kaybedenlerin,acizlerin maskesiymiş,
Sevgi dolu yüreklerin gururu olmazmış,
Yüreğimde sevgi bulduğumda anladım..
Ölürcesine isteyen,beklemez,sadece umut edermiş bir gün affedilmeyi,
Beni af etmeni ölürcesine istediğimde anladım..
Sevgi emekmiş,
Emek ise vazgeçmeyecek kadar, ama özgür bırakacak kadar sevmekmiş...

Can YüceL



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Mart 27, 2010, 09:25:41 ÖÖ
DOST...

Bir gece habersiz bize gel
Merdivenler gıcırdamasın
Öyle yorgunum ki hiç sorma
Sen halimden anlarsın
Sabahlara kadar oturup konuşalım
Kimse duymasın
Mavi bir gökyüzümüz olsun
Kanatlarımız dokunarak uçalım
İnsanlardan buz gibi soğudum
İşte yalnız sen varsın
Öyle halsizim ki hiç sorma
Anlarsın

Cahit Külebi


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 04:43:42 ÖÖ
MİHRİBAN

Sarı saçlarına deli gönlümü
Bağlamıştın,çözülmüyor mihriban
Ayrılıktan zor belleme ölümü
Görmeyince sezilmiyor mihriban

Yar,deyince kalem elden düşüyor
Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor
Lambada titreyen alev üşüyor
Aşk kağıda yazılmıyor mihriban

Önce naz sonra söz ve sonra hile
Sevilen seveni düşürür dile
Seneler asırlar değişse bile
Eski töre bozulmuyor mihriban

Tabiplerde ilaç yoktur yarama
Aşk değince ötesini arama
Her nesnenin bir bitimi var ama
Aşka hudut cizilmiyor mihriban

Boşa bağlanmış bülbül gülüne
Kar koysan köz olur aşkın külüne
Şaştım karabahtım tahammülüne
Taşa çalsam ezilmiyor mihriban

Tarife sığmıyor aşkın anlamı
Ancak çeken bilir bu derdi gamı
Bir kördüğüm baştan sona tamamı
Çözemedim çözülmüyor mihriban

 ABDURRAHİM KARAKOÇ


 MİHRİBAN ( UNUTURSUN)

“Unutmak kolay mı? ” deme,
Unutursun Mihriban’ım.
Oğlun, kızın olsun hele
Unutursun Mihriban’ım.

Zaman erir kelep kelep..
Meyve dalında kalmaz hep.
Unutturur birçok sebep,
Unutursun Mihriban’ım.

Yıllar sinene yaslanır;
Hâtıraların paslanır.
Bu deli gönlün uslanır...
Unutursun Mihriban’ım.

Süt emerdin gündüz-gece
Unuttun ya, büyüyünce...
Ha işte tıpkı öylece
Unutursun Mihriban’ım.

Gün geçer, azalır sevgi;
Değişir herşeyin rengi
Bugün değil, yarın belki
Unutursun Mihriban’ım.

Düzen böyle bu gemide;
Eskiler yiter yenide.
Beni değil, sen seni de
Unutursun Mihriban’ım.

 ABDURRAHİM KARAKOÇ


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 05:04:24 ÖÖ
HAN DUVARLARI

Yağız atlar kişnedi, meşin kırbaç şakladı
Bir dakika araba yerinde durakladı.
Neden sonra sarsıldı altımda demir yaylar,
Gözlerimin önünden geçti kervansaraylar...
Gidiyorum, gurbeti gönlümle duya duya,
Ulukışla yolundan Orta Anadolu'ya
İlk sevgiye benzeyen ilk acı, ilk ayrılık
Yüreğimin yaktığı ateşle hava ılık,
Gök sarı, toprak sarı, çıplak ağaçlar sarı...
Arkada zincirlenen yüksek Toros dağları,
Önde uzun bir kışın söldürdüğü etekler,
Sonra dönen, dönerken inleyen tekerlekler...
Ellerim takılırken rüzgarların saçına
Asıldı arabamız bir dağın yamacına,
Her tarafta yükseklik, her tarafta ıssızlık,
Yalnız arabacının dudağında bir ıslık
Bu ıslakla uzayan, dönen kıvrılan yollar.
Uykuya varmış gibi görünen yılan yollar
Başını kaldırarak boşluğu dinliyordu.
Gökler bulutlanıyor, rüzgar serinliyordu.
Serpilmeye başladı bir yağmur ince ince,
Son yokuş noktasından düzlüğe çevrilince
Nihayetsiz bir ova ağarttı benzimizi
Yollar bir şerit gibi ufka bağladı bizi
Gurbet beni muttasıl çekiyordu kendine
Yol, hep yol, daima yol... bitmiyor düzlük yine.
Ne civarda bir koy var, ne bir evin hayali
Sonunda ademdir diyor insana yolun hali,
Arasıra geçiyor bir atlı, iki yayan
Bozuk düzen taşların üstünde tıkırdıyan
Tekerlekler yollara bir şeyler anlatıyor,
Uzun yollar bu sesten silkinerek yatıyor...
Kendimi kaptırarak tekerleğin sesine
Uzanmış kalmışım yaylının şiltesine,
Bir sarsıntı... uyandım uzun suren uykudan;
Geçiyordu araba yola benzer bir sudan
Karşıda hisar gibi Niğde yükseliyordu,
Sağ taraftan çıngırak sesleri geliyordu;
Ağır ağır önümden geçti deve kervanı,
Bir kenarda göründü beldenin viran hanı.
Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri
Atlarımız çözüldü, girdik handan içeri
Bir deva bulmak için bağrındaki yaraya
Toplanmıştı garipler şimdi kervansaraya.
Bir noktada birleşmis vatanın dört bucağı
Gurbet çeken gönüller kuşatmıştı ocağı,
Bir pırıltı gördü mü gözler hemen dalıyor,
Göğüsler çekilerek nefesler daralıyor,
Şişesi is bağlamış bir lambanın ışığı
Heryüzü çiziyordu bir hüzün kırışığı,
Gitgide birer ayet gibi derinleştiler
Yüzlerdeki çizgiler, gözlerdeki çizgiler...
Yatağımın yanında esmer bir duvar vardı,
Üstünde yazılarla hatlar karışmışlardı;
Fani bir iz bırakmış burda yatmışsa kimler,
Aygın baygın maniler, açık saçık resimler...
Uykuya varmak için bu hazin günde, erken,
Kapanmayan gözlerim duvarlarda gezerken
Birdenbire kıpkızıl birkaç satırla yandı;
Bu dört mısra değil, sanki dört damla kandı
Ben garip çizgilere uğraşırken başbaşa
Raslamıştım duvarda bir şair arkadaşa;
*On yıldır ayrıyım Kınadağı'ndan
Baba ocağından yar kucağından
Bir çiçek dermeden sevgi bağından
Huduttan hududa atılmışım ben*

Altında da bir tarih. Sekiz mart otuz yedi..
Gözüm imza yerinde başka ad görmedi.
Artık bahtın açıktır, uzun etme arkadaş
Ne hudut kaldı bugün, ne askerlik, ne savaş;
Araya gitti diye içlenme baharına,
Huduttan götürdüğün şan yetişir yarına
Ertesi gün başladı gün doğmadan yolculuk
Soğuk bir mart sabahı...Buz tutuyor her soluk
Ufku tutuşturmadan fecrin ilk alevleri
Arkamızda kalıyor şehrin kenar evleri
Bulutların ardında gün yanmadan sönuyor,
Höyükler bir dağ gibi uzaktan görünüyor...
Yanımızdan geçiyor ağır ağır kervanlar,
Bir derebeyi gibi kurulmuş eski hanlar
Biz bu sonsuz yollarda varıyoz, gitgide,
İki dağ ortasında boğulan bir geçide
Sıkı bir poyraz beni titretirken içimden
Geçidi atlayınca şaşırdım sevincimden
Ardımda kalan yerler anlaşırken baharla
Önümüzdeki arazi örtülü şimdi karla
Bu geçit sanki yazdan kışı ayırıyordu
Burada son fırtına son dalı kırıyordu
Yaylımız tüketirken yolları aynı hızla
Savrulmaya başladı karlar etrafımızda
Karlar etrafı beyaz bir karanlığa gömdü;
Kar değil, gökyüzünden yağan beyaz ölümdü...
Gönlümde can verirken köye varmak emeli
Arabacı haykırdı *İste Araplıbeli*
Tanrı yardımcı olsun gayri yolda kalana
Biz menzile vararak atları çektik hana.
Bizden evvel buraya inen uç dört arkadaş
Kurmuştular tutuşan ocağa karşı bağdaş
Çıtırdayan çalılar dört cana can katıyor
Kimi haydut kimi kurt masalı anlatıyor
Gözlerime çökerken ağır uyku sisleri
Çicekliyor duvarı ocağın akisleri
Bu akisle duvarda çizgiler beliriyor
Kalbime ateş gibi şu satırlar giriyor
*Gönlümü çekse de yarin hayali
Aşmaya kudretim yetmez cibali
Yolcuyum bir kuru yaprak misali
Rüzgarın önüne katılmışım ben*

Sabahleyin gökyüzü parlak, ufuk açıktı
Güneşli bir havada yaylımız yola çıktı
Bu gurbetten gurbete giden yolun üstünde
Ben üç mevsim değişmiş görüyordum üç günde
Uzun bir yolculuktan sonra İncesu'daydık
Bir han yorgun argın tatlı bir uykudaydık
Gün doğarken bir ölüm rüyasıyla uyandım.
Başucumda gördüğüm su satırlarla yandım
*Garibim namıma Kerem diyorlar
Aslı'mı el almış haram diyorlar
Hastayım derdime verem diyorlar
Maraşlı Şeyhoğlu Şatılmış'ım ben*

Bir kitabe kokusu duyuluyor yazında
Korkarım yaya kaldın bu gurbet çıkmazında
Ey Maraşlı Şeyhoğlu, evliyalar adağı
Bahtına lanet olsun aşmadıysan bu dağı
Az değildir, varmadan senin gibi yurduna
Post verenler yabanın hayduduna kurduna
Arabamız tutarken Erciyes'in yolunu
Hancı dedim bildin mi Maraşlı Şeyhoğlu'nu?
Gözleri uzun uzun burkuldu kaldı bende,
Dedi
Hana sağ indi ölü çıktı geçende
Yaşaran gözlerimde her sey artık değişti
Bizim garip Şeyhoğlu buradan geçmemişti...
Gönlümü Maraşlı'nın yaktı kara haberi.
Aradan yıllar geçti işte o günden beri
Ne zaman yolda bir han raslasam irkilirim,
Çünkü sizde gizlenen dertleri ben bilirim
Ey köyleri hududa bağlayan yaşlı yollar
Dönmeyen yolculara ağlayan yaşlı yollar
Ey garip çizgilerle dolu han duvarları
Ey hanların gönlümü sızlatan duvarları...

 Faruk Nafiz Çamlıbel


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 05:40:10 ÖÖ
 
 
 
 
  ALLAHAISMARLADIK

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git...
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

Yavrusunun yoluna dalan bir dul bakışı
Andırıyor ışıksız evinde pencereler.
Biraz yeşermek için beklesin artık kışı
Çağlayansız yamaçlar,suyu dinmiş dereler.

Bir sarı yaprak gibi düştü gönlüm yoluna,
Buğulu gözlerimden geçmediğin gün olmaz:
Benim kadar titremez hiç bir yiğit oğluna,
Hiç bir ana kızına bu kadar düşkün olmaz.

Bin fersahtan duyarım kimle gülüştüğünü,
Alnından öz kardeşim öpse ben irkilirim.
Değil yalnız ardına kimlerin düştüğünü,
Kimlerin rüyasına girdiğini bilirim.

Gözlerimi gün gibi kamaştıran yüzünü
Daha candan görürüm senden uzaklaşınca.
Sararırsın dönüşte görünce öksüzünü:
Bir gelinlik kız olur aşkım senin yaşınca.

Elimi beş yerinden dağladı beş parmağın,
Bağrımda da yanmadık bir yer bırakmadan git.
Bir yarın göçtüğünü,çöktüğünü bir dağın
Görmemek istiyorsan ardına bakmadan git!

 Faruk Nafiz Çamlıbel  
 

 DOST BİLDİKLERİM

Sanırdım gündüzdü onlarla gecem
İçimde ümitti dost bildiklerim
Ne zaman yıkılıp yere düştüysem
Bırakıp da gitti dost bildiklerim
Hepsi varken baharımda, yazımda:
Kışın bir burukluk kaldı ağzımda
Seneler senesi oysa gözümde
Cihana eşitti dost bildiklerim
Nerde o sözlere kandığım günler?
Her gülen yüzü dost sandığım günler
Acıdan kahrolup yandığım günler
Ta canıma yetti dost bildiklerim
Meydana çıkalı asil çehreler
Aydınlanmaz oldu artık geceler
Yalanlar tükendi, indi maskeler
Birer birer bitti dost bildiklerim
Korkar oldum bana *dostum* diyenden
Yoksa yok olandan, varsa yiyenden
Ne onlardan eser kaldı ne benden
Beni benden etti dost bildiklerim

 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 10:24:04 ÖÖ

BEKLEYENLER İÇİN

Bir ayak sesi duymayayım
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir sarı saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Her şey bana seni hatırlatıyor
Gökyüzüne baksam
Gözlerinin binlercesini görürüm
Bir rüzgar değse yüzüme
Ellerini düşünmeden edemem
Yaktığım bütün sigaraların dumanları sana benzer
Tadı senden gelir
Yediğim yemişlerin
İçtiğim içkilerin
Ve içimdeki bu dayanılmaz sıkıntı
Bu emsalsiz hüzün
Seni beklediğim içindir

Resmine bakamaz oldum
Uykulardan korkuyorum artık
Utanıyorum odamdaki bütün eşyalardan
Şu sedir hala gelip oturmanı bekliyor
Şu ayna karşısında güzelliğini seyretmeni
Şu kadeh dudaklarına değebilmek için duruyor masada

Ve şu saat geldiğin anda
Durabilir sevincinden
Zaman çıldırabilir
Çünkü benim dünyamda
Ölümsüzlük, seni sevmek demektir.

Bir çocuk doğmayı bekler
Bir ağır hasta ölmeyi
Bitkiler yağmur ve güneşi bekler
Yalnız bir kadın sevilmeyi
Ve düşün ki bir adam
İçinde bütün bekleyenlerin korkusu ve ümidi
Seni bekler
Asılmayı bekleyen bir idam mahkumu gibi

Sen gelinceye kadar
Pencerem kapalı duracak
Rüzgar gelmesin diye
Artık perdeleri açmayacağım
Gün ışığı girmesin diye
Sonra kahrolacağım
Bu karanlıkta, bu derin yalnızlıkta
Ve günlerce gecelerce haykıracağım
Nerdesin diye, nerdesin diye

Bir gün bu kapıdan sen gireceksin
Biliyorum
Ergeç bu bekleyişin bir sonu gelecek
Yıllarca sonra
Öldüğüm gün bile gelsen
Bütün bu bekleyişlerimi ve öldüğümü unutup
Çocuklar gibi sevineceğim
Kalkıp sarılacağım ellerine
Uzun uzun ağlayacağım


 ÜMİT YAŞAR OĞUZCAN


Beklenen


Ne hasta bekler sabahı,
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.

Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni;
Bırak vehmimde gölgeni,
Gelme, artık neye yarar?
 

Necip Fazıl Kısakürek


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: KankAs üzerinde Mart 28, 2010, 04:03:32 ÖS
arkadaslar hepinizin şiirleri cok guzel :D


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Mart 28, 2010, 08:58:00 ÖS
Yaş Otuz Beş

Yaş otuz beş! yolun yarısı eder.
Dante gibi ortasındayız ömrün.
Delikanlı çağımızdaki cevher,
Yalvarmak, yakarmak nafile bugün,
Gözünün yaşına bakmadan gider.

Şakaklarıma kar mı yağdı ne var?
Benim mi Allahım bu çizgili yüz?
Ya gözler altındaki mor halkalar?
Neden böyle düşman görünürsünüz,
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?

Zamanla nasıl değişiyor insan!
Hangi resmime baksam ben değilim.
Nerde o günler, o şevk, o heyecan?
Bu güler yüzlü adam ben değilim;
Yalandır kaygısız olduğum yalan.

Hayal meyal şeylerden ilk aşkımız;
Hatırası bile yabancı gelir.
Hayata beraber başladığımız,
Dostlarla da yollar ayrıldı bir bir;
Gittikçe artıyor yalnızlığımız.

Gökyüzünün başka rengi de varmış!
Geç farkettim taşın sert olduğunu.
Su insanı boğar, ateş yakarmış!
Her doğan günün bir dert olduğunu,
İnsan bu yaşa gelince anlarmış.

Ayva sarı nar kırmızı sonbahar!
Her yıl biraz daha benimsediğim.
Ne dönüp duruyor havada kuşlar?
Nerden çıktı bu cenaze? ölen kim?
Bu kaçıncı bahçe gördüm tarumar?

Neylersin ölüm herkesin başında.
Uyudun uyanamadın olacak.
Kimbilir nerde, nasıl, kaç yaşında?
Bir namazlık saltanatın olacak,
Taht misali o musalla taşında.


Cahit Sıtkı Tarancı


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 28, 2010, 09:19:17 ÖS
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...

 AHMED ARİF




SEVDAN BENİ

Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...

 AHMED ARİF


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mart 30, 2010, 01:46:25 ÖÖ
Sevdigim şiirleri yayınladım burda son kez şiir yayınlayıp aranızdan ayrılıyorum herşey gönlünüzce olsun saglıcakla kalın  :'(  *rose*

YAŞADIKLARIMDAN ÖĞRENDİĞİM BİRŞEY VAR

 

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı, yoğunluğuna yaşayacaksın bir şeyi
   Sevgilin bitkin kalmalı öpülmekten
   Sen bitkin düşmelisin koklamaktan bir çiçeği

   İnsan saatlerce bakabilir gökyüzüne
   Denize saatlerce bakabilir, bir kuşa, bir çocuğa
   Yaşamak yeryüzünde, onunla karışmaktır
   Kopmaz kökler salmaktır oraya

   Kucakladın mı sımsıkı kucaklayacaksın arkadaşını
   Kavgaya tüm kaslarınla, gövdenle, tutkunla gireceksin
   Ve uzandın mı bir kez sımsıcak kumlara
   Bir kum tanesi gibi, bir yaprak gibi, bir taş gibi dinleneceksin

   İnsan bütün güzel müzikleri dinlemeli alabildiğine
   Hem de tüm benliği seslerle, ezgilerle dolarcasına

   İnsan balıklama dalmalı içine hayatın
   Bir kayadan zümrüt bir denize dalarcasına

   Uzak ülkeler çekmeli seni, tanımadığın insanlar
   Bütün kitapları okumak, bütün hayatları tanımak arzusuyla yanmalısın
   Değişmemelisin hiç bir şeyle bir bardak su içmenin mutluluğunu
   Fakat ne kadar sevinç varsa yaşamak özlemiyle dolmalısın

   Ve kederi de yaşamalısın, namusluca, bütün benliğinle
   Çünkü acılar da, sevinçler gibi olgunlaştırır insanı
   Kanın karışmalı hayatın büyük dolaşımına
   Dolaşmalı damarlarında hayatın sonsuz taze kanı

   Yaşadıklarımdan öğrendiğim bir şey var:
   Yaşadın mı büyük yaşayacaksın, ırmaklara,göğe,bütün evrene karışırcasına   
   Çünkü ömür dediğimiz şey, hayata sunulmuş bir armağandır
   Ve hayat, sunulmuş bir armağandır insana

                                Ataol BEHRAMOĞLU


Acılara Tutunmak


Acı çekmek özgürlükse
Özgürdük ikimiz de
O, yuvasız çalıkuşu
Bense kafeste kanarya
O, dolaşmış daldan dala
Savurmuş yüreğini
Ben bölmüşüm yüreğimi
Başkaldıran dizelere
Kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimiz de
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
aramakmış oysa sevmek
özlemekmiş oysa sevmek
bulup bulup yitirmekmiş
düşsel bir oyuncağı
yalanmış hepsi yalan
sevmek diye bir şey vardı
sevmek diye bir şey yokmuş
Acı çektim günlerce
Acı çektim susarak
Şu kısacık konutlukta
Deprem kargaşasında
Yaşadım bir kaç bin yıl
Acılara tutunarak
Acı çekmek özgürlükse
Özgürüz ikimizde
acılardan artakalan
işte o bakışlarmış
kuğu diye gözlerimde
gün batımı bulutlarmış
yalanmış hepsi yalan
savrulup gitmek varmış
ayrı yörüngelerde...
 

Hasan Hüseyin Korkmazgil

Sende Kalmış


Bilmiyorum nerdeyim, ne haldeyim, ben kimim
Ayrılırken kimliğim, adresim sende kalmış.
Tebessümü yüzüme çok görüyor matemim
Güldüğümü gösteren tek resim sende kalmış.

Akların kaybolduğu, rengin ahenk bulduğu
Toprağın kadehine ab-ı hayat dolduğu
Bir gül için, bülbülün saçlarını yolduğu
Aşkın harman olduğu o mevsim, sende kalmış.

Nerede o çocuksu, o şımarık hallerim,
Saçlarına hasreti tanımayan hallerim,
Rengarenk rüyalarım, toz pembe hayallerim
Tekmil neşem, sevincim, hevesim, sende kalmış.

Ayıplama, kınama, kahveye gidiyorsam,
Avunabilmek için bir tavla atıyorsam,
Garson çay uzatırken ben aklımda diyorsam,
Sende kalmış demektir, ladesim sende kalmış.

Dostlar da muhabbeti kestiler, lüzum da yok.
Zaten senden ziyade sohbetim, sözüm de yok.
Sen dönmeden kimseye bakacak yüzüm de yok.
Aynalarda kendimi göresim sende kalmış.

Sende kalmış umudum, saadet çağım sende,
Sende kalmış huzurum, tüten ocağım sende,
Sende hayat kaynağım, duygu membağım sende,
Can diyorum sana,can kafesim sende kalmış.

Allah' ım düşmanımı düşürmesin bu zaafa,
Sanki her noksanımı mecburum itirafa,
Hangi şarkıya girsem, notalar do re mi fa
Sol diyorum sana sol, la sesim sende kalmış.

Gel Tanrıya borcunu teslim etsin bu yürek,
Tez gel ki enkazımı kapatsın kazma kürek,
Kelime-i şahadet getirmem için gerek,
Son diyorum sana, son nefesim sende kalmış.

Cemal SAFİ


Kalbini krdıgım üzdügüm herkesden ÖZÜR DİLİYORUM  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: samast üzerinde Mart 30, 2010, 09:17:47 ÖS
Benimkisi kopyala yapıştır degil orta okulda bir arkadaşımla beraber uydurdugumuz kıssa diyelim..

Arkadaş sevgisi
sevgi dolu köşesi
neşeliyiz neşeli
arkadaş sevgisi

kardeş gibi yakınız
bir birimizi sayarız
vurdugumuzu yıkarız
arkadaş sevgisi

gençlik işte 15 yıl oldu unutmamışım :))))


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 02, 2010, 11:48:45 ÖS

BELKİ YİNE GELİRİM

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün...
                     

Ahmet TELLİ


BUGÜN GELEMEDİM :( BELKİ YİNE GELİRİM  *rose*


ARKADAŞ 

Olmasın o ta içten
Gülen gözlerde yaş
Bir gün gelip ayrılsak da
Seninle arkadaş

Bir kıvılcım düşer önce
Büyür yavaş yavaş
Bir bakarsın volkan olmuş
Yanmışsın arkadaş

Dolduramaz boşluğunu
Ne ana ne kardaş
Bu en güzel bu en sıcak
Duygudur arkadaş

Ortak olmak her sevince
Her derde kedere
Ve yürümek ömür boyu
Beraberce el ele

Olmayacak o ta içten
Gülen gözlerde yaş
Bir gun gelir ayrılsak da
Seninle arkadaş

 Yılmaz Güney


Bugün beyin kanaması geçiren can dostum BEKİR'e :( Bir an önce saglıgına kavuşması dilegi ile


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 03, 2010, 02:55:32 ÖÖ

ZİLAN


Bu kara yazgıdır Zilan;
Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin
Sensiz de olmak kara yazgıdır kurban...
Bilisen
Kaç gece kaç gündüz adın sayıklamışam
İçimden atamamışam
Küçelerde yolun gözlemişem
El etmişem, işmar etmişem
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Ne zaman büyümüşsen farketmemişem
Ne zaman ellerin büyümüş
Ne zaman gözlerin büyümüş
Ne zaman börünmüşsen kara çarşafa
Bir gözlerin görmüşem ceylan kimin
Vurulmuşam.
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...
Daracık köçelere sığmamış sevdam
Seni Halilrahman'a sormuşam Anzılha'da
Urfa kalasında Nemrut köşküne adın kazımışam
Sen gülmüş geçmişsen Zilan...

Şimdi gelin olisen telli duvaklı
Yine gülü misen biye?
Kara Şar'dan gelen deli oğlan deyi misen?
Sevdanı içime gömdüm bilesen
Bu kentin hampara taşlarına sır sakladım.
Üç kuruşluk başlık parasına değer miydi Zilan...
Bilirem dahlin yoktur bu işte.
Töreler böyle demiş
Yazgılar böyle çizmiş.
Kim karşı gelmiş ki sende gelesen.
Atalar boynumuz kıldan incedir demiş...

Her şafak seninle sökerdi Zilan.
Sıcak yaz geceleri seninle eserdi.
Ben siye şiirler okurdum.
Sen biye Urfa türkülerini...
Yediveren gülleri kimin açılırdın baharla
Karakoyun deresinden çiçekler getirirdin.
Önceleri inanmamıştım sevdigine.
Anladım zamanla.
Seni yitirmek kor kimin yaktı yüreğimi;
Acımı anla...

Kar ender yağardı Urfa'ya
Sevdamız yağan kar kimin aktı.
Hatırlı misen bir de tutkumuz
Yağmurda 'çömçe gelin' oynamaktı...
Şimdi sen mi gelin olisen Zilan?
Sevgin bir yanda Töreler diger yanda
Duydum ki 'KUMA' olimişsen
Akar suda saman çöpü gibi çaresiz
Ve de köle kimin İtaatkar, sessiz
Gidisen
Oldu mu ya?...
Kaçıncı asrını yaşamakta Harran'da toprak?

Bu kenti terkediyem Zilan.
Anzılha'da kutsal balıklar şahidim olsun ki
Bu kenti terkediyem...
Yasak mayın tarlalarını
Kaçakta kol verenleri
Can verenleri terkediyem...
Efsunlu akrepleri, çıyanları
Urfa kalasında kenetlenen
Efsane şahmaranı
Kümbetlerde barınan sahipsiz insanları, terkediyem.
Körpecik bedenine uzanan hoyrat elleri itmediğin için
Yıllardır söylenen ninniyi yazgı bellediğin için
Bu kenti terkediyem...
Bu sana son satırlarım Zilan...
Biliyem unutacaksan beni.
'Unutmam' deme biye
Davullar uranda unutmalısan.
Yoksa nasıl yaşayabilir
İnsan...

Hani nar ağaçları çiçek açardı ya
Hani Urfa divanı çalınırdı sıra gecelerinde.
İşte ben
Her çiçek açanda nar ağaçları
Ve söylenende Urfa türküleri
Seni ve gülüşünü hatırlayacağam...
Bundan böyle cigaramda dumansın
Kaçak tütünden sarılmış...
Her içime çekişte ağun yakacak beni.
Kendini düşünmedin
Beni düşünmedin
Sevdanı düşünmedin
Çocuklarını düşün.
Seni tutsak
Beni esrik eden töreler
Çocuklarını da yakacak bir gün...

Bu kara yazgı değildir ZİLAN...
Topraksız olmak, yetim kalmak yetmezmiş kimin
Sensiz olmak da kara yazgı değildir kurban...
Bu çağlar boyu insanları kul eden
Bağnazlıktır.
Ki yıkılacak.
Bilesen ZİLAN
Sen görmesen de
Ben görmesen de
Ceylan gözlü çocukların görecek ZİLAN...

Not: Zilan 1968 yılında yaşanmış bir
Olaydan esinlenerek yazılmıştır. Şive ile okunması gerekir.
Urfa'daki feodal düzenin hala devam ettiğini söylemek şiirin niçin
Eskimediğini yanıtlamaktadır.
 

Celal Ülgen



http://www.dailymotion.com/video/x623sq_bedirhan-gokce-zilan_music


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 03, 2010, 02:09:43 ÖS
Yar Olamadın
Güldüğün her yerden gül biter sanma
Sen beni ilk defa yaralamadın
Ben sana kul köle olurdum amma
Sen bana bir günlük yar olamadın

Bu kadar yüklenmek var mı susana
Yerimde olupta çıldırmasana
Ben gönül köşkümü açtmda sana
Sen sokak kapını aralamadın

Hançerle mavzerle yıkılmazdım da
Süründüm aklımı senle bozdum da
Ben sana yüzlerce roman yazdım da
Sen bana bir satır karalamadın

Onbinde bir kula nasip olsam da
Kadrimi bilmedin nimet olsam da
Ben senın bağına rahmet olsam da
Sen benim dağıma kar olamadın

Kalplere şifalar sunan meyvaydım
Her keyfe kedere derde devaydım
Ben senin bahtına gülen ayvaydım
Sen bana ağlayan nar olamadın

Yıllara mal oldu gözümden düşmen
Ey şimdi aynayla kavgalı düşman
Her zaman mahçupsan her zaman pişman
Sen kendine yar olamadın
 

Cemal Safi


http://www.facebook.com/video/video.php?v=103962582949194


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 04, 2010, 06:09:12 ÖÖ
Yüz yüze gelmeden Ölmekte Mi var

Gel de bitsin hasret bunca yıl oldu
Bahar geldi geçti zemheri oldu
Dizde takat kalmadı dilim lal oldu
Teller kopuk, mızrap kırık, sözüm dar
Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var

Özüne sözüne kurban olduğum
Yoluna izine yüzüm sürdüğüm
Gündüz düşlediğim gece gördüğüm
Yollar uzak, mevsim soğuk, hava kar
Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var

Gönlüm sürgün oldu gurbet ellere
Yüzüm gülmez oldu ömür geçti de
Son bir defa görsem dünya gözüyle
Sesim buruk, yüzüm soğuk, içim har
Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var

Özüne sözüne kurban olduğum
Yoluna izine yüzüm sürdüğüm
Gündüz düşlediğim gece gördüğüm
Yollar uzak, mevsim soğuk, hava kar
Yüz yüze gelmeden ölmekte mi var…

 

Bedirhan Gökçe


http://www.facebook.com/video/video.php?v=1370590778399


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 05, 2010, 12:27:30 ÖÖ
Seni Seviyordum
Sana uzak kentlerden birinde zamanın bir yerinde seni ve senli günleri anımsattı aksam güneşi...

Onca zamanın üstünde eskimeyen bir düşüncesin şimdi

İnsan hergün anımsarmı aynı gözleri

Seni seviyordum ve senin haberin yoktu

Saçlarını izliyordum uzaktan, kulağının arkasına düşüşü ve burnun, herkesden başkaydı işte.

Güldüğü zaman yukarıya bakardı;

Yukarı kalkan başın ve gülen gözlerin vardı.

Ne güzeldiler sen bilmiyordun.

Ben Seni Seviyordum..

Kalbime sığmıyordu aklımdan geçenler

Duvarlara, vitrin camlarına, kaldırımlara çarpıyordu

Geri dönüyordu, çoğalıyordu

Senin sesini duyduğum masalarda erteliyordum herşeyi, herseyi erteliyişim oluyordun

Kalp ağrısı oluyordun,

Birlikte soluduğumuz sokak isimleri oluyordun,

Mevsimler değişiyor ve büyüyorduk,

Dönemeçler geçiyor, köprüler göze alıyorduk ve bazen tekin olmayan suların üzerinden atlıyorduk

Cesurduk.

Ufuk çizgisi maviydi, gün batımı hep turuncu ve kızmızıydı bütün karanfiller

Ben seni seviyordum sen bilmiyordun...

Sevinçlerim oluyordun arasıra sen hiç bilmiyordun

Sonra herhangi biri oldun, bütün sevinçlerim bittikten sonra

Yagmurlar yağdı serin haziran aksamlarına

Derken bir gün uzaktan gördüm seni

Saçların bana inat başın herseye meydan okuyarak işte yine aynı

Kalbimi acıttı her zaman ki gibi

Değiştik sanıyordum ve sen yine bilmiyordun

Şimdi bunları anlatsa sana birileri kim bilir yada boşver bilme en iyisi..


Iclal Aydın


http://www.facebook.com/video/video.php?v=106124919399627&ref=mf#!/video/video.php?v=114228088589310

SENSİZ İSTANBUL

Balıkçılar ağlarını eskisi gibi çekmiyor
Pavuryaların eski lezzeti kalmadı
Bir keder rüzgârıdır esen bahçelerde
Ne güllerin rengi güzel ne meyvelerin tadı

Dalgın ve isteksiz tablalarda balıklar
Ağlamaklı bir hâli var istiridyelerin
Gidişinle birşeyler... oldu İstanbul'a
Yokluğun öyle dayanılmaz öyle derin...

Yakamozlar oynaşmıyor denizlerde şimdi
Yosun kokmuyor sahiller
Geçiyor yanımdan bir hüzün gibi kahır gibi
Birbirine sokulmuş sevgililer

Nasıl kıskanıyorum onları bilemezsin
Nasıl içimde birşeyler cız ediyor
Boş ve anlamsız bir zaman yaşadığım
Saatler avuçlarımdan kayıp gidiyor...

Vızır vızır otobüsler, dolmuşlar dört yanımda
Sonra bomboş bakışlar, o silik yüzler
Akşamlar ki alabildiğine mahzun gamlı
Ve kör bir gecenin karanlığı içinde gündüzler

Sabahları ayaklarım zor taşıyor beni
Sürüklenen bir çuval gibiyim caddelerde...
Üzülme akşamları kimse görmüyor ağladığımı
Köhne ve uzak bir meyhanede...

Söyle ne oldu bu şehre, bu İstanbul'a !!..
Nasıl sindirmiş her köşesine yokluğunu...
Bir zaman mutluydum seninle,
Bilmezdim sensizliğin böyle zehir zemberek olduğunu...

 
Ümit Yaşar OĞUZCAN

http://www.facebook.com/video/video.php?v=104271956251590&ref=mf


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: c4nsu üzerinde Nisan 06, 2010, 12:04:12 ÖÖ
Rıhtımda   
     
Bir beyaz gemiydi ayıran onları
Kadın güvertedeydi, adam rıhtımda
Simdi unuttum yüzünü kadının
Adamın gözleri aklımda

Kana bulanmış bıçaklar gibi
Uzun kirpikleri ıslaktı
Adam dertli, adam darmadağın
Dokunsalar ağlayacaktı

Adam bitkindi, adam seviyordu
Kalan kederdi, giden gemiyse
Tas olduğu içindir dedim
Rıhtım taşları erimediyse

Derken bir düdük ottu ansızın
Bembeyaz gemi gitgide ufaldı
Korkunç yalnızlığıyla baş başa
Rıhtımda bir adam kaldı
.

Ümit Yaşar Oğuzcan


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 07, 2010, 02:08:25 ÖÖ
DAĞ RÜZGARI


Kaderde senden ayrı düşmek te varmış
Doğrusu bunu hiç düşünmemiştim..
Seni tanımadan
Hele seni böyle deli divane sevmeden
Yalnızlık güzeldir diyordum
Al başını, kaç bu şehirden
Ufukta bir çizgi gibi gördüğün dağlara
Rüzgarın iyot kokularını taşıdığı denizlere git
Git gidebildiğin yere git diyordum
Oysa ki, senden kaçılmazmış
Yokluğuna bir gün bile dayanılmazmış.
Bilmiyordum.

Yine de dayanmağa çalışıyorum işte
Bir kır çiçeği koparıyorum gözlerine benzeyen
Geçen bulutlara sesleniyorum ellerin diye
Rüzgar güzel bir koku getirmişse
Saçlarını okşayıp gelmiştir diyerek avunuyorum
Yaşamak seninle bir başka zamanı
Bir başka zamanda seni yaşamak
Her şeyden önce sen
Elbette sen
Mutlaka sen
İster uzaklarda ol
İster yanı başımda dur
Sen ol yeter ki bu zaman içinde
Ben olmasam da olur
Seni bir yumağa sarıyorum yıllardır
Bitmiyorsun
Çaresizliğim gün gibi aşikar
Su olup çeşmelerden akan güzelliğin
İnceliğin ışık yüzüme vuran
Sen güneş kadar sıcak
Tabiat kadar gerçek
Sen bahçelerde çiçekler açtıran
Sudan, havadan, güneşten yüce varlık
Sen, o tek sevgi içimde
Sen görebildiğim tek aydınlık

Bir nefeste benim için al
Havasızlıktan öldürme beni
Bulutlara, yıldızlara benim için de bak
Susadım diyorsam
Bir yudum su içmelisin
Ben yorulduysam sen uyumalısın
Ellerim sevilmek istiyor
Saçlarım okşanmak istiyor
Dudaklarım öpülmek istiyor
Anlamalısın.

Ağaçların yeşili kalmadı
Gökyüzünün mavisi yok
Bu dağlar o dağlar değil
Rüzgarında kekik kokusu yok
Kim bu çaresiz adam
Bu kan çanağı gözler kimin
Kaç gecedir uykusu yok
Gündüzü yok
Gecesi yok
Yok
Yok
Anladım
Sensiz yaşanmaz bu dünyada
İmkanı yok.

Ümit Yaşar OGUZCAN

http://www.facebook.com/?ref=home#!/video/video.php?v=106337936044992&ref=share


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FAJNEGO üzerinde Nisan 07, 2010, 02:55:31 ÖÖ
Her Dideden Gören O


Her dideden gören o, her yüzden görünen o
Ey göz anı görmesen de görür seni sevdiğin
Sanma ansız bir dem var, her demdir o sana yar
Sen yar olmasan dahi yardı sana sevdiğin

İsteyen seni odur, sen anı istemesen
Dileyen senden ön o, sen anı dilemesen
Bildiren sana odur, sen anı bilmesen
Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin

Gafil olsan aşina sanma ki gafil odur
Ger dile ger dileme emrine kafil odur
Bi-gane sensin ana, bil sana vasıl odur
Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin

Sen müridim deme kim istemiş murad anın
Sen zakirim deme kim zikr eden o, yad anın
Gamı şadıbir dem et, gam anındır şad anın
Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin

HULUSİ yardır gören baktığın ve gördüğün
Sen erdim deme ana ermiş sana erdiğin
Canını alan odur, yoluna can verdiğin
Sen yar olmasan dahi yardır sana sevdiğin
 

Es Seyyid Osman Hulusi Efendi


http://www.izlesene.com/video/muzik-bedirhan-gokce-sana-sevdigim/805227


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Nisan 07, 2010, 08:03:28 ÖÖ
abi sen yeni başlık açıp bunları oraya eklesen ne güzel olur.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 21, 2010, 04:34:04 ÖÖ
Bahar Gelme Üstüme
 
Bahar, yalvarırım çek git işine! ..
Salma üstüme çiçeklerini aklımı çelme! ..
Her sabah çimenlerin çiyden ürpererek uyanıyor bahçemde; sonra
güneşle oynaşıp tütsülenmis¸ gibi buğulanıyor.
Ne zaman sokağa çıksam badem ağaçları salkım saçak çiçek...
Kavaklar kıpır kıpır, ıslık ıslığa meltem...
Kırda dayanılmaz bir kekik kokusu, toprakta türlü çeşit börtü
böcek...
Yapma bunu bana bahar,
Böyle üstüme gelme...!

Zaten damarlarıma zor zaptediyorum kanımı...
Çoktan cemreler düşmüs¸ beynime, yüreğime...
Kalbimin buzları erimis¸
Göğüs kafesimde ne idüğü belirsiz bir kıpırtıyla geziyorum
nicedir...
Bir de sen çıldırtma beni...
Krizdeyim ben... tembelliğin sırası değil, uyamam sana...
Al git serçelerini sabahlarımdan, çağlalarına, kokularına hakim ol.
Meltemlerine söyle, deli gibi ıslık çalıp sokağa çağırmasınlar
beni...
Bulutların üşüşmesin başıma...
Girme kanıma benim...
yoldan çıkarma...!

Sen ki en cilvelisisin mevsimlerin,
afrodizyakların en etkilisi,
Sevdanın suç ortağısın.
Kıyma bana...!
Biliyorum çünkü, yine kandırıp yesillendireceksin aşka; gövdemi
azdırıp sonra birden çekip gideceksin.
Tam kanım kaynamışken sana, toplayıp allarını morlarını, beni bir
kuraklığın ortasında terk edeceksin...
O iple çektiğim ışığın, dayanılmaz olacak o zaman...
Ne o delişmen sabahlar kalacak, ne günaha çağıran çapkın eteklerin
uçuştuğu günbatımları...

Tembel kuşların şakımaktan bitap, ebruli çiçeklerin kokmaktan...
Buselerin nemi kuruyacak çöl rüzgarlarında...
Yeşerttiğin çiçekler, yürekler solacak; damar damar çatlayacak
ruhumuz...
Hayat, bir ezik otlar diyarına dönüşecek yeniden... yüreğim
viraneye...
Her bahar sarhoşluğu gibi, geçecek bu sonuncusu da...
Ebedi bahar, bir başka bahara kalacak.

İyisi mi, hiç azdırma ruhumu bahar...
Iş¸ açma başıma...
Git işine!
Yoldan çıkarma beni! ..
 
Can Dündar


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: 0guzh@n üzerinde Nisan 21, 2010, 04:35:27 ÖÖ
abi sen yeni başlık açıp bunları oraya eklesen ne güzel olur.
*bravo* *ok*
şiirden nefret etmeme az kaldı  *xxx* *WALL* *suicide*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Nisan 21, 2010, 08:54:32 ÖÖ
o zaman burayı okuma oğuzhan olmazmı :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: 0guzh@n üzerinde Nisan 21, 2010, 09:43:37 ÖÖ
o zaman burayı okuma oğuzhan olmazmı :)
nereyi okuyacağımı yada okumayacağımı karar verebiliyorum ;)
zahmet edip,düşünmüşsün beni teşekkürler *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: esra1986 üzerinde Nisan 21, 2010, 10:19:56 ÖÖ
Hangi sevgili var ki, senin kadar duyarsız ve kalpsiz?

Ve hangi sevgili var ki, benim kadar çaresiz?

 

Hangi ayrılık var ki, böyle kanasın ve böyle acısın?

Ve hangi taş yürek var ki, benim kadar ağlasın?

 

 

Hangi gün karar verdin, küt diye çekip gitmeye?

Hangi lafım dokundu sana, böyle inceden inceye?

Hangi otobüs söyle, hangi uçak, hangi tren?

Seni benden götüren, beni bir kuş gibi öttüren.

Hangi kırılası eller dolanır, kırılası beline?

Hangi rüzgar şarkı söyler, o ay tanrıçası teninde?

Hangi çirkin gerçek uğruna, tükettin güzel ütopyamızı?

Hangi boşboğazlara deşifre ettin, en mahrem sırlarımızı?

Hangi cama kafa atsam?

Hangi kapıyı omuzlayıp kırsam?

Hangi meyhanede dellenip, hangi masaları dağıtsam?

 

Bende bu sersem başımı, karakolun duvarına vursam.

Kendimi caddeye atıp, arabaların altına savursam.

Hangi tercih beni en hızlı şekilde öldürür?

Hangi şekil öldürmez de, ömür boyu süründürür?

Kayıp ilanı mı versem, şehir şehir dolanmak yerine?

Ödül mü koysam, ölü veya diri seni bulup getirene?

Hangi ayrılık var ki, böyle diş ağrısı gibi durmadan zonklasın?

Hangi cam kesiği var ki, böyle musluk gibi içime damlasın?

Hiç sanmam! ...

Hasta kalbim bunu bir süre daha kaldıramaz! .

Feriştah olsa, böyle eli kolu bağlı bekleyip duramaz.

Hangi mübarek dua,

Hangi evliya tesir eder, seni döndürmeye?

Hangi aptal mazeret ikna eder, ateşimi söndürmeye?

Olur mu be! . olur mu?

Bu da benim gibi adama yapılır mı?

Aşk dediğin mendil mi?

Buruşturup bir kenara atılır mı?

VEFA bu kadar basit mi? Alınır mı? Satılır mı?

 

Hangi hırsız çaldı, seni yırtık cebimden?

Hangi pense kopardı bizi birbirimizden?

Hangi uğursuz hamal taşıdı valizini?

Hangi çöpçü süpürdü yerden bütün izini?

Hangi yaldızlı otel çarşaf serip barındırdı?

Hangi süslü manzara seni kolayca kandırdı?

Hangi şarlatan imaj böyle çabuk ilgini çekti?

Hangi pembe vaadler o saf kalbini cezbetti?

 

Dağ gibi adamı eze eze! .....

Hangi anası tipli parlak çömeze,

Hangi alemlerde kahkahanı ettin meze?

Hangi yamyamlara yedirdin o masum rüyamızı?

Hangi mahluklar çiğnedi el değmemiş sevdamızı?

Hangi bıçak keser şimdi benim biriken hıncımı?

Hangi mermi dağıtır insanlara olan inancımı?

Hangi bekçi, hangi polis artık zapteder beni?

Ve! .. Hangi su bağışlatır?

Hangi musalla temizler seni?

 

Bu Nasıl Ayrılık?...


YUSUF HAYALOĞLU - HANGİ AYRILIK


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: esra1986 üzerinde Nisan 21, 2010, 10:45:35 ÖÖ
                                 GÖKKUŞAĞI VE SEN
Gökkuşağı gibi gülümse

Aşkınn bir adı hüzünse, öbür adı mutluluktur.
Yarısı zorluksa, diğer yarısı rahat bir soluktur.

Bir gün yüreğin kanadığında, biri ağlar ise “O” gerçek dostundur.
Dostlarınla öyle yaşa ki düşman olduğunda hakkında söyleyecek sözleri olmasın.
Düşmanlarınla öyle yaşa ki dost olduğunda yüzün kızarmasın.

Kucaklamaya kollarının yetmeyeceði bir ağaç, bir tohumla başlar.
En uzun yolculuklar bir adımla başlar.
Gerçek sevgiler ise küçük bir tebessümle başlar.

Değer verdiğin insan sana değer vermiyorsa, bırak kendi değeriyle kalsın.

Lüzumsuz şeylerin peşinden koşan, lüzumlu şeyleri kaçırır.

Gülü öyle bir sevmelisin ki, soranlara “dikeni yok” diyebilmelisin.

Dal rüzgarı affetmiştir, ama kırılmıştır bir kere.

Insanları çılgına çeviren şey; bugünün deneyimi değil, dün olan bir şey için pişmanlık duymak ve yarının getireceklerinden korku duymaktır.

Geldiğin zaman boşlukları dolduran değil, gittiğin zaman yeri doldurulamayan ol.

Dostlar ırmak gibidir:
Kimi zaman suyu az, kimileyin çok...
Kiminde ellerin ıslanır yalnızca, kiminde ruhun yıkanır boydan boya.

Hayatın en güzel anı her şeyden vazgeçtiğiniz zaman sizi hayata bağlayan biri olduğunu düşündüğünüz andır.

Karamsar olmak zor değil.
Zor olan çılgın bir fırtınadan sonra gökkuşağı gibi gülümseyebilmektir.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 22, 2010, 12:23:39 ÖÖ
İstanbul'u Dinliyorum
 
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı
Önce hafiften bir rüzgar esiyor;
Yavaş yavaş sallanıyor
Yapraklar, ağaçlarda;
Uzaklarda, çok uzaklarda,
Sucuların hiç durmayan çıngırakları
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Kuşlar geçiyor, derken;
Yükseklerden, sürü sürü, çığlık çığlık.
Ağlar çekiliyor dalyanlarda;
Bir kadının suya değiyor ayakları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Serin serin Kapalıçarşı
Cıvıl cıvıl Mahmutpaşa
Güvercin dolu avlular
Çekiç sesleri geliyor doklardan
Güzelim bahar rüzgarında ter kokuları;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Başımda eski alemlerin sarhoşluğu
Loş kayıkhanelerıyle bir yalı;
Dinmiş lodosların uğultusu içinde
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir yosma geciyor kaldırımdan;
Küfürler, şarkılar, türküler, laf atmalar.
Bir şey düşüyor elinden yere;
Bir gül olmalı;
İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı.

İstanbul'u dinliyorum, gözlerim kapalı;
Bir kuş çırpınıyor eteklerinde;
Alnın sıcak mı, değil mi, biliyorum;
Dudakların ıslak mı, değil mi, biliyorum;
Beyaz bir ay doğuyor fıstıkların arkasından
Kalbinin vuruşundan anlıyorum;
İstanbul'u dinliyorum.
 
Orhan Veli Kanık


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 22, 2010, 03:44:44 ÖS
Ah Ulan Rıza
 
Neden halâ gelmedi, yoksa
Saati mi şaşırdı hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.

Cebimde bir lira desen yok,
Madara olduk meyhaneye!
Ah eşşek kafam benim,
Nasıl da güvendim bu hergeleye!

Gelse, balığa çıkacaktık,
Ne çekersek kızartıp birayla yutacaktık.
Kafamız tam olunca, şarkılar döktürüp
Enteresan hayâllere dalacaktık.

Bu sandalı geçen hafta denk getirip
Çalıntıdan düşürdük.
Arkadaşlar ısrar etti,
Biz de, iyi olur, bize uyar diye düşündük.

Saat sekizde gelecekti,
Bana birkaç milyon borç verecekti.
Yoksa o nemrut karısı kaçtı da
Onun peşinden mi gitti?

Eğer öyleyse yandık,
Gudubet gene yaptı yapacağını!
Geçen sene de merdivenden itip
Kırmıştı Rıza'nın bacağını.

Abi, kadında boy şu kadar;
Kalça fırıldak, göz patlak, kafa çatlak!
Korkuyorum, bir gün ya kendini asacak,
Ya horlarken Rıza'yı boğacak!

Bak, şimdi acıdım, aşkolsun adama,
Ben olsam, vallahi baş edemem!..
Hele beş tane velet var ki boy-boy,
Allah'tan düşmanıma dilemem!

Aslında iyi çocuktur Rıza, efendi huyludur,
Herkesin suyuna gider.
Yoksa, kalıba vursan hani,
Tek başına on tane adam eder!

Bir keresinde, hiç unutmam
Üç-beş zibidi haraca dadandı;
Rıza, sandalyeyi kaptığı gibi
Herifleri hastaneye kadar kovaladı!

Aynı mahallede büyüdük, aynı kızları sevdik,
Aynı kafadaydık.
Orta ikiden bıraktık, matematik ağır geliyordu,
Biz, başka havadaydık.

Aynı gömleği giyer, aynı sigaraya takılır,
Aynı takımı tutardık.
Fener'in her maçına iddialaşıp
Millete az mı yemek ısmarladık!..

Bir tek askerde ayrıldık,
Bana Bornova düştü, ona Gelibolu.
Döner dönmez evlendirdiler,
En büyük salaklığı da bu oldu!..

Bense hiç düşünmedim, zaten param yoktu.
Hep tek tabanca gezdim.
Benim beğendiğimi anam istemedi,
Onun gösterdiğini ben sevmedim.

Neyse, bunlar derin mevzu...
Anlaşıldı, bu herif artık gelmeyecek.
Ufaktan yol alayım
Anam evde yalnız, şimdi merağından ölecek!..

Gittim, vurup kafayı yattım;
Rüyamda gördüm, gülümseyerek geldiğini.
Ne bilirdim, yolda kamyon çarpıp
Hastaneye kavuşmadan can verdiğini!..

Vay be Rıza!..
Sonunda sen de düşüp gittin Azrail'in peşine!
Dün, boşuna günahını almışım,
Ne olur, kızma bu kardeşine!

Öğlen kahvede söylediler, Rıza öldü, dediler
Ne kolay söylediler!
Sanki dev bir taş ocağını
Kökünden dinamitleyip üstüme devirdiler!

Ah dostum... o kocaman gövdene
O beyaz kefeni nasıl kıyıp giydirdiler?
O zalim tabutun tahtalarını
Senin üstüne nasıl böyle çivilediler?

Yani sen şimdi gittin, yani yoksun,
Yani bir daha olmayacak mısın?
Yani bir daha borç vermeyecek,
Bir daha bira ısmarlamayacak mısın?

Peki, beni kim kızdıracak,
Kim zar tutacak, kim ağzını şapırdatacak?
Peki, beni bu köhne dünyada
Senin anladığın kadar kim anlayacak?

Ulan Rıza... ne hayâllerimiz vardı oysa,
Ne acayip şeyler yapacaktık...
Totoyu bulunca dükkân açacak,
Adını Dostlar Meyhanesi koyacaktık.

Talih yüzümüze gülecekti be!..
Karıyı boşayıp sıfır mersedes alacaktık.
Hafta sonu iki yavru kapıp
Boğaz yolunda o biçim fiyaka atacaktık!

Ah ulan Rıza... bu mahallenin,
Nesini beğenmedin de öte yere taşındın?
Ara sıra gıcıklaşırdın ama inan ki,
Benim en kıral arkadaşımdın!..

Ah ulan Rıza... ben şimdi,
Bu koca deryada tek başıma ne halt ederim?
Senden ayrılacağımı sanma,
Bir kaç güne kalmaz, ben de gelirim!..
 
Yusuf Hayaloğlu


Arkadaş Dökümü
 
Evvela dişlerimiz döküldü
Sonra saçlarımız
Arkasından birer birer arkadaşlarımız
Şu canım dünyanın orta yerinde
Yalnız başına yapayalnız
Kırılmış kolumuz, kanadımız
Tatlı canımızdan usanmışız

Bir şüphedir sarmış yüreğimizi
Ya kendini aldatıyor demişiz ya bizi
Bir şüphedir demir atmış ciğerimize
Pamuk ipliği ile bağlamışlar bizi
Düğüm üstüne düğüm şöyle dursun
Bir çalım bir kurum hepimizde
Nereden inceyse oradan kopsun

Bu canım dünyanın orta yerinde
Hayvanlar kadar bağlanamamışız birbirimize
Yalan mı? gözünü sevdiğim karıncalar
İşte: hamsiler sürü sürü
Arılar bölük bölük geçer
Leylekler tabur tabur

Ya bizler? eşrefi mahlukat!..
Boğazımıza kadar kendi mundar karanlığımıza gömülmüşüz

Bizler bölük bölük, bizler tabur tabur
Bizler sürü sepet
Yalnız birbirimizi öldürmüşüz.
 
Bedri Rahmi Eyüboğlu


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 23, 2010, 03:01:24 ÖÖ
Adın Bahardı
 
Kente yanlızlık gelirdi sen uyuyunca
Yüzümde mevsim değişirdi uyandığında
Bilmezdin gizliden seni sevdiğimi
Aşkın içimde solardı adın bahardı

Eteğini koştururdun sokağımızda
Sokak sus pus olur sana bakardı
Bilmezdin gizliden izlediğimi
Gözlerim gözlerinden korkardı
Hatırlıyorum adın bahardı

Sokakta bir bayramdı durakta bekleyişin
Sanki sonsuz bir ayrılıktı okula gidişin
Bilmezdin her sabah seni yolcu ettiğimi
Yüreğim yol boyu ardından ağlardı
Hatırlıyorum adın bahardı
 
Yılmaz Erdoğan

Ölümden Sonrası
 
Öldük, ölümden bir şeyler umarak.
Bir büyük boşlukta bozuldu büyü
Nasıl hatırlamasın o türküyü,
Gök parcası, dal demeti, kuş tüyü,
Alıştığımız bir şeydi yaşamak.

Şimdi o dünyadan hiçbir haber yok;
Yok bizi arayan, soran kimsemiz.
Öylesine karanlık ki gecemiz,
Ha olmuş ha olmamış penceremiz;
Akarsuda aks'imizden eser yok.
 
Cahit Sıtkı Tarancı

Ölüm I
 
Sözünde durmadı mavi gökler;
Gün kararıyor gitgide ölüm.
Akşam yeli nedameti söyler;
Nedamet yer etti bende ölüm.

Ne yapsam, gün doğmuyor gönlümce;
Sudur akar kendi bildiğince,
Hangi pencereye koşsam gece;
Gitmiyor bu can bu tende ölüm.

Ne vefasız geçmişten hayır var,
Ne gelecekler imdada koşar,
Çoktandır tekneyi aldı sular;
Çoktandır ümitler sende ölüm.
 
Cahit Sıtkı Tarancı


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Nisan 23, 2010, 09:56:03 ÖS
 
Hadi GİT

Git iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, katilim olmadan git!

Git de, şen şakrak geçen günlerine gün ekle,
Beni kahkahaların sustuğu yerde bekle.

Git ki, siyah gözlerin arkada kalmasınlar,
Git ki, gamlı yüzümün hüznüyle dolmasınlar.

Madem ki benli hayat sana kafes kadar dar,
Uzaklaş ellerimden uçabildiğin kadar.

Hadi git, benden sana dilediğince izin,
Öyle bir uzaklaş ki karda kalmasın izin.

Kahrımın nedenini söylesem, irkilirler;
Çünkü herkes beni Kays, seni Leyla bilirler.

Sanırlar ki sen beni biricik yar saymıştın;
Oysaki hep yedekte, hep elde var saymıştın.

Hadi git, ne bir adres, ne bir hatıra bırak,
Zannetme ki, pişmanlık, mutluluk kadar ırak!

Sanma ki, fasl-ı bahar geldiğim gibi gitmez,
Sanma ki, hüsranını görmeye ömrüm yetmez.

Her darbene tahammül edecektir bedenim,
Gururum mani olur perişanlığıma benim.

Yari Ferhat olmayanın ellerle ülfeti ne?
Şirin ol katlanayım dağ gibi külfetine.

Henüz layık değilken tomurcuk kadar aşka,
Sana gül bahçesini kim açar benden başka!

Hercai arılara meyhanedir çiçekler,
Kim bilir, şerefinden kaç kadeh içecekler!

Madem ki aşk tablosunun takdirinden acizsin,
Git de çağdaş ressamlar modern resimler çizsin.

Ne vedaya gerek var ne de mektuba hacet,
Git de, Allah aşkına bir selama muhtaç et!

Güllere de aşk olsun, gene sen kokacaksan!
Fallara da aşk olsun, aşkolsun gene sen çıkacaksan!

Kopsun nerden inceyse artık bu bağ, bu düğüm!
Her gece daha berbat, daha vahim gördüğüm.

Korkulu düşlerimi yorumdan kaçırıyorum;
Sırf sana üzülüyor, sırf sana acıyorum!

Git, iş işten geçmeden, çok geç olmadan vakit,
Günahıma girmeden, Katilim olmadan git.
 Cemal SAFİ



http://www.izlesene.com/video/muzik-cemal-safi-git/1209516
http://www.dailymotion.com/video/xblkwn_candan-ercetyn-gyt_music


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 04, 2010, 01:13:22 ÖÖ
Asi Bir Küheylan

Aşiret çocuğuyam adım küheylan
Kızılca kıyamet yaylasında doğmuşam
Koyaklarda kartal uçurmuşam, kurt kovalamışam, adam
Vurmuşam
Onursuz yaşanmaz demişem
Rezil rüsva etmemişem kendimi böceklere
Yavri yavri
Bu yüzden dik bakaram adamın yüzüne
Bu yüzden böyle hoyrat kalmışam
Asi bir küheylanam
Anam rüzgar, babam gurbet
Bin yıldır bu koğuştayam
Diz çöktürmez beni hasret
Seni sevmişem
Bir kekliğin sesini üzmekten sakınır gibi
Seni sevmişem
Gururlu dağ çiçeklerini göğsüme takınır gibi
Ben sazımı kılçadırların boynuna asıpta öyle gelmişem
Buraya
Yavri yavri
Ölürsem iradi ölürem
Harlanmış bir kılıca alnımla dokunur gibi
Asi bir küheylanam
Gözlerini benden ayırma
Kırılıp düşerem sonra kimse bakmaz yarama
Bana ne getirmişen cico
Karda çürümüş sümbül soğanlarımı
Yoksa tozkaldıran taylarımı
Dargeçitlerdemi kanatmışan
O göçebe sevdamızın yamacına
Şimdi kimler konmada söyle
Yavri yavri
Söyle kınalı kuzun nerde
Onu hangi soysuzun sürüsüne katmışan
Asi bir küheylanam
Mahmut vurma döşüme
Delerem bu duvarları delerem
Jandarma kavuşmaz peşime
Benki dipsiz uçurum boylarında
Paramparça olmuş ölmemişem
Benki huysuz nehir yataklarında
Yaralarımı çamurla sıvamışam
Nasıl sığaram düşündünmü
Şu altı adımlık tosbağa voltasına şimdi
Yavri yavri
Dağları çıldırtan öykümü
Ben bu demirlere dişlerimle yazmışam
Asi bir küheylanam
El süremezler yeleme
Bırak yırtılayım bırak, gem vurma benim dilime
Hüznün duvarlarında
Sıvası dökülmüş bir yer vardır bilirmisen yavri
Bilirmisen çiçekler çentik çentiksolar
Bu gevur ölüsü akşamlarda
Bırak gözyaşlarımın açtığı çukurlar öylece betonda kalsın
Donansın peşime bi metelik etmez bu sırtlan
Adımları.donansın
Yavri yavri
Şapkam namusumdur
Koma buralarda koma
Tespihim dağılmasın
Asi bir küheylanam
Kesmez beni bu acılar
Beni vursada bu puştlar
Ancak sırtımdan vururlar


Yusuf Hayaloğlu


http://www.dinliyoz.com/11718/yusuf-hayaloglu-asi-bir-kuheylan-indir-dinle.html


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Gazik üzerinde Mayıs 04, 2010, 07:49:38 ÖÖ

DOKUNMA YANARSIN

Çocukluğum çıraklıkta geçti Kir-pas içinde.
Gençliğim korsan yürüyüşlerde mitinglerde.
Hapse erken düştüm, Copla erken tanıştım
Küçük voltalardan bıktım usandım!

Şimdi uçsuz bucaksız ovalarda, Adımlarımı saymadan
Geriye dönüp bakmadan, Usanmadan bıkmadan
Deli taylar gibi koşmak istiyorum!
Ve görüyorsun ki;
Aşkı beceremiyorum...
Beni kendi halime bırak yavrucuğum,
Ben yolumu nasıl olsa bulurum..

Upuzun çayırlarda
Yalınayak koşmak istiyorum.
Saçlarım rüzgâra konuk
Yüzüm dağlara dönük...
Göğsümün çeperini
Ölümle sınayan esaret
Ve yüreğimi yararcasına zorlayan cesaret;
Kıyasıya vuruşsun istiyorum!
Koşmak... koşmak istiyorum sevgilim
Dönemezsem affet...

Firari gecelerin azmanı olmuşum
Bütün istasyonlarda afişim durur.
Beni bir çocuk bile bulur...
Dokunma bana çıldırırsın!
Dokunma bana ellerin tutuşur!
Koşmak istiyorum;
Eksozların molozların
Yağmaların kıyısından.
Onca insafsızlıkların
Onca haksızlıkların
Manzarasızlıkların parasızlıkların
Allahsızlıkların kıyısından...
Kimseye ve hiçbir şeye değmeden
Ciğerlerimi yok edercesine koşmak istiyorum!

Koşmak istiyorum;
Şiirimin ve yumruğumun namusuyla...
Kavgaya karışmadan tutuklanmadan
Ve küfür etmeden
Kafamı kırarcasına koşmak istiyorum!.

Avucunu son bir defa
Ağlamadan tutmak istiyorum;
Gözlerim yüzüne küskün
Sazım sevgine suskun...
Saati ayrılığa kurmuşum
Olmaz teslimiyet!
Ziyan aklımı senle bozmuşum
İçerim felâket!.
Kurşunlara geleyim istiyorum
Ölmek... ölmek istiyorum sevgilim
Sağ kalırsam affet!..


Firari acıların uzmanı olmuşum
Bütün telsizlerde adım okunur;
Beni bir korkak bile vurur...
Dokunma bana fişlenirsin!.
Dokunma bana sen de yanarsın!..


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 04, 2010, 11:06:17 ÖÖ
Gülüşün
 
Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Sarılışında ne düşler,
Ne düşükler,
Sakınamazsın.

Aynı yolları,
Kimsesiz mekanları,
Birlikte özleme hasreti...
Yalnızlığımın dert ortağı gastrit...

Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.

Bütün iç savaşlarda,
Rehin alındı bu yürek
Kandıramazsın.

Hangi çekilişin
Büyük ikramiyesi bu,
En uzak sevişmelerin
Yeni yetme utancı.
Lakin aşk,
Biraz da utanmaktır yaşamaktan,
Sakınamazsın...
Yeni yetmelik işine gelince:
O zaten hepimizin gizli öznesi
Türkçede var.
Bazı dillerde yok.

Gülüşünde bir mana var,
Saklayamazsın.
Kime niyet kime felaket bu aşk,
Anlayamazsın.

Ödümüz patlıyor acı çekmekten
Oysa;
Biraz da acıdır,
Aşkın mayası.
Kaçınamazsın.

Gülüşündeki manayı saklayamazsın.
Tutunacak yerimiz yok,
Resmi tutanaklarda.

Gülüşünde bin yıllık hasret var,
Saklayamazsın.
Bu yazık karşılaşmanın
Alnımıza çakılıyor anafikri:

Aşka cesaretimiz yoksa
Başka zaman görüşürüz
 
Yılmaz Erdoğan


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 05, 2010, 11:05:06 ÖS

Ah Ölüm
 
Yalancı dünyaya konup göçenler
Ne söylerler ne bir haber verirler
Üzerinde türlü otlar bitenler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Kiminin başında biter ağaçlar
Kiminin başında sararır otlar
Kimi masum kimi güzel yiğitler
Ne söylerler ne bir haber verirler

Toprağa gark olmuş nazik tenleri
Söylemeden kalmış tatlı dilleri
Gelin duadan unutman bunları
Ne söylerler ne bir haber verirler

Yunus derki gör taktirin işleri
Dökülmüştür kirpikleri kaşları
Başları ucunda hece taşları
Ne söylerler ne bir haber verirler
 
Yunus Emre


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Styks üzerinde Mayıs 07, 2010, 12:42:35 ÖS
ben seni herşeyinle sevmiştim
hatta herşeyi göze almıştım senin için
ama nerden bilirdim ki
sevginin de, her şeyin yalan olduğunu
aslında aşk diye bir şey yokmuş
bu dünyada kimse sevmezmiş birbirini
her sevgi, her aşk yalanmış bu dünyada
ben bunu anladım seninleyken
ve anladım ki sözler değil...
gözler söylermiş doğruyu
bana söylediğin sözleri çoktan unuttum
ama son bakışın hala gözlerimde
diyorum ya aşk diye birşey yokmuş
sadece sevgi varmış
o da tek taraflı kimi zaman
işte ben bunları anladım seninleyken
herşeyi sen öğrettin bana
sen şimdi hala aklımdasın
ben hala gözlerinin baktığı yerdeyim
eğer birgün bana dönmek istersen
ben gözlerinin son baktığı yerdeyim
seni bekliyorum...!!!

Can Yücel


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 07, 2010, 01:23:40 ÖS

Saklı Kalan
 
günlüğü eksik tutulan güz
usulca çekilmiş de kıyıya
bütün gürültülerden uzakta
eğiriyor suların köpüğünü
belli ki duymuyor dağların
uğuldayan yalnızlığını

bekleyişin ve acıların
uğultusdur yalnızlıklar
kimi kez kuşatabilir büsbütün
doğayı, aşkı ve yaşamı
ama kayalıkların karanlıklarına
hiç sığar mı bir dağın yalnızlığı

bir çiçek bile doldurabilir
uçurumların derin oyuklarını
oysa o bir çatlaktan fışkırıp
bir yangın gibi büyüyendir
belli ki duymaktadır kalbinde
aşkın saklı yalnızlığını

anımsanan ne varsa şimdi
biraz acıya dönüktür yüzü
ve solgun bir gülümseyiş
gibi sararken sessizliği
taşır bekleyişin gizinde
aşkın saklı yalnızlığını

günlüğü eksik tutulan güz
eğirirken suların köpüğünü
ey alıngan susuşundan üzünç
gibi öfkesinden kan sızan
kalbini suların göğsüne bastır
duyacaksın kalbimizin atışlarını
 
Ahmet Telli


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mayıs 07, 2010, 08:35:03 ÖS
Aslında hiç kimse sevmedi,
Bir ben sevdim seni...
Severmiş gibi değil,
Kana kana sevdim seni.
Tıka basa ...sevdim...
Dolu dolu sevdim...
Aslında kimse sevmedi seni,
Sevmekten çekindi
Oysa ben;Yana yana sevdim seni...
Bile bile sevdim...
Aklımdan zorun var gibi,
Aklıma silah dayanmışcasına,
Mecburmuş gibi,
Ve başka çarem yokmuşcasına,
Bir ben sevdim seni...
Aslında bir sen sevmedin beni,
Herkesi sevdiğin gibi...


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 07, 2010, 10:30:15 ÖS
 
Annem Öldü Mü?
Ne hız ellerini üzdün dünyadan
Balanı tek koyup nereye gittin?
Nasıl yok oluyormuş bir anda insan
Sanki bu dünyada hiç yok imişsin..

Güneş gurup etti... oda karardı...
Bir anda yok oldun sen hayal gibi.
Şimdi düşünürüm senden ne kaldı..
Gönlünde hatıran kara hal gibi...

Beni boya başa yetirdin anne
Bize borçlu bildik her zaman seni
Sen beni dünyaya getirdin anne
Bense yola saldım dünyadan seni...

Sen bana beşikte ninni çalmışsın
Bugün ninni çalsam sana ben de mi?
Senin şirin şirin ninnilerini
Sana gaytarayım cenazende mi?

'Uykun şirin olsun' diyerdin bana
'Uykun şirin olsun' deyim mi sana
Gerek ben basına dönüm dolanım,
Beni hayat için hep uyutanım,

Söyle ölümçün
Nasıl uyutayım seni ben bugün?

Bu nasıl dünyadır anlayamam ben,
Cilvesi cürbecür, rengi cürbecür
Dün öz nefesiyle seni işiden
Bugün buza dönüp, tasa dönüptür

Bu nasıl dünyadır...
İnsanoğlunun
Hayali göktedir kendi yerdedir...
Sağken omuzunda hayatın yükü
Ölende ceseti çiyinlerdedir...
Bu nice dünyadır bu nice dünya
Ölüm hakikat hayatı rüya
Derdimin gamımın ortagı sendin
Niye yüz çevirdin ya niye benden? ...
'Derdin bana gelsin' hani diyerdin
Niye dert ekledin derdime ya sen

Annem, kimse seni darıltmamıstır,
Ben seni
Ben seni darıltan kadar.
Şimdi kime açsam derdimi bir bir
Kim benim derdime yanar sen kadar?
Evin her yerinde görülür yerin
Gözüm ahtarcıdır anne ey anne
'Ninem' 'hani' diyor küçük azerin
Ne cevap verem ana ey ana
Bilmem bilmem bilmem bu ölüm nedir
Hayat var iken
Nefesin ey anam hala evdedir
Kendin yer altinda taşa dönmüşsün

Bugün yedin oldu...
Annem yedi gün,
Bizimle beraber ağlar odalar
Sana
Yalniz sana
Sana demek için
Gönlümde ne kadar bilsen sözüm var...

Annem ısmarlandın anne topraga
Bu ölüm sineme çekti dağ benim
Sen benim arkamda benzerdin dağa
Sanki de arkamdan uçtu dağ benim...

Ömrü başa vurdun altmış yaşında
Altmışın üstünde durup yaşında
Artık senin için durudgu zaman
Benim çün dolaşır
Gün olur akşam...
Vakit geçer sen benden uzaklaşirsin
Ben sana günbegün yakınlaşırım...

Bahtiyar Vahapzade
 


:'( :'( :'(

http://www.youtube.com/watch?v=ecXHe8AlHhM&feature=related   :'( :'( :'(


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: c4nsu üzerinde Mayıs 08, 2010, 05:54:50 ÖS
Merhaba anne,
Yine ben geldim.
Merak etme okuldan çıktımda geldim.
Annelerde babalar gibi merak eder mi bilmiyorum ama
Ali "Okula gitmezsem annem çok kızar, merak eder" demişti de
Onun için söylüyorum.
Geçen hafta öğretmen,
Sağ elimde sarımsak, sol elimde soğan dedirte dedirte
Öğretti sağımı solumu.
Ben biliyorum artık anne sağım neresi, solum neresi
Ağrıyan yanımın neresi olduğunu
Şimdi iyi biliyorum anne.
Hani geçen geldiğimde
Şuram acıyor işte şuram demiştim de
Bir türlü söyleyememiştim ya acıyan yanımı anne
Bak şimdi söylüyorum
Şuram işte,
Sol yanım çok acıyor anne.
Hem de her gün acıyor anne her gün.
Dün sabah annesi Ayşe'nin saçlarını örmüştü.
Elinden tutup okula getirdi.
Yakası da danteldi.
Zil çalınca öptü, hadi yavrum sınıfa dedi.
Bende ağladım,
Ağladım hiç de utanmadım.
Öğretmen ne oldu dedi.
Düştüm dizim çok acıyor dedim.
Yalan söyledim anne.
Dizim acımıyordu ama sol yanım çok acıyordu anne.
Bugün bende saçım örülsün istedim.
Babam ördü ama onunki gibi olmadı.
Dantel yaka istedim.
Babam "Ben bilmem ki kızım" dedi.
Bari okula sen götür dedim.
"kızım, iş" dedi.
Bende banane dedim, ağladım.
"kızım, ekmek" dedi babam.
Sustum ama okula giderken yine ağladım anne.
Ha bide sol yanım yine çok acıdı anne.
Herkesin çorapları bembeyaz, benimkiler gri gibi.
Zeynep "annem beyazlara renkli çamaşır katmadan yıkıyormuş" dedi.
Babam hepsini birlikte yıkıyor.
Babam çamaşır yıkamasını bilmiyor mu anne?
Uff babam, her gün domates peynir koyuyor beslenmeme.
Üzülmesin diye söylemiyorum ama
Arkadaşlarım her gün kurabiye, börek, pasta getiriyor.
Biliyorum babam pasta yapmasını bilmez anne.
Hava kararıyor, ben gideyim anne.
Babam bilmiyor kaçıp kaçıp sana geldiğimi.
Duyarsa kızmaz ama çok üzülür biliyorum.
Kim bozuyor toprağını,
Çiçeklerini kim koparıyor.
İzin verme anne ne olur toprağına el sürdürme.
Eve gidince aklıma geliyor bide bunun için ağlıyorum anne. >>
Bak kavanoz yanımda, toprağından bir avuç daha alayım.
Biliyor musun anne her gelişimde aldığım topraklarını
Şu kavanozda biriktirdim.
Üzerine de resmini yapıştırıp başucuma koydum.
Her sabah onu öpüyor kokluyorum.
Kimseye söyleme ama anne
Bazen de konuşuyorum onunla.
Ne yapayım seni çok özlüyorum anne.
Ha unutmadan,
Öğretmen yarın anneyi anlatan bir yazı yazacaksınız dedi.
Ben babama yazdıracağım.
Öğretmen anlarsa çok kızar ama banane kızarsa kızsın.
Ben seni hiç görmedim ki neyi, nasıl anlatacağım anne.
Senin adın geçince sol yanım acıyor anne.
Hiç bir şey yutamıyorum.
Bazen de dayanamayıp ağlıyorum.
Kağıda da böyle yazamam ya anne.
Ben gidiyorum anne,
Toprağını öpeyim, sende rüyama gel beni öp.
Mutlaka gel anne,
Sen rüyama gelmeyince sol yanımın acısıyla uyanıyorum anne. >>
Sol yanım acıyor anne.
İşte tam şurası,
Sol yanım çok acıyor anne.
Seni çok özledim,
Anne çook...
Şair: Ayla Aydemir

http://www.dailymotion.com/video/x9a1k_bedirhan-gokce-sol-yanim-aciyor-ann_music

link için bunyas'a teşekkür ederim


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 08, 2010, 09:39:36 ÖS
Ben Sana Nasıl Küseyim

Beyoğlu
Arsız bir gece beyim
Hayat üryan edilmiştir
Ve sevilmiştir, ve sevmiştir
Gül pavyonda sevim
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim
Yolda yürürsün
Canın çeker
Kestane satarım Taksim’in köşesinde
Beyoğlu’nda sinemaların kapısında dururum
Her filimde Türkan Şoray oynar
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Minibüslerin kapısında bağırırım
Sen binersen ön koltuğu ayırırım
Bir de teybe attım mı şarkımızı
Bir tek dileğim var
Mutlu ol yeter
Ben sana küsmem
İstanbul üstüme düşer
Yangın çıkar Üsküdar’ın içinde
Aslan arkadaşla belalardan geçerim
Her bir şeyi taşır yüreğim
Her bir şeyi taşır
Bir senin yokluğunu çekemez
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme düşer
Karaköy’den vapur kalkmaz
Sezen Aksu şarkı yapmaz
Üsküdar’da yangın çıkar
Ey kanar yüreği güvercinlerin
Minibüsler bağırmaz olur
Aşk üstüne yenim etmez martıları boğazın
Ulan poyrazı küser
Ulan lodosu esmez
Yağmuru yağmaz nisanın
Ben sana nasıl küseyim
İstanbul üstüme gelir
İstanbul üstüme düşer
Söyle
Söyle ben sana nasıl küseyim…

ibrahim Sadri


http://www.youtube.com/watch?v=nG5ZAyM8DyA


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 09, 2010, 12:00:54 ÖÖ
Dudak Payı
 
Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine

Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin

Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize
 
Sunay Akın


Çukur
 
Bilerek mi yanına
almadın giderken
başının yastıkta
bıraktığı
çukuru

Güveniyordum
oysa ben sevgimize
vapur iskelesi
ya da tren istasyonundaki
saatin doğruluğu kadar

Beni senin gibi
bir de annem terketmişti
ki göbeğimde durur
onun yokluğundan
bana kalan
çukur
 
Sunay Akın




Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 09, 2010, 09:36:13 ÖS
 
BAHAR
Sen bana müjde misin umut musun sevgili
Kim demiş geçti mevsim ufukta göründü kar
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgilim
Benim yorgun gönlümde aşkının telaşı var
Bu kaçıncı bahar sakın sorma sevgili
Benim olgun gönlümde aşkının telaşı var
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var
Sen bana vaat misin lütuf musun sevgili
Kim ne derse desin al beni sinene sar
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim gönül ülkemde bir tek senin aşkın var
Yaşanmış baharları unut gitsin sevgili
Benim yorgun gönlümde bir tek senin aşkın var
Bahar geldiğinde mi ben böyle olurum
Yoksa böyle olduğumda mı gelir bahar
Ayrıca bunun seninle ne ilgisi var
Tabiki ben böyle oldugum için bahar
Çünkü sana değdiğinden beri ellerim
Bütün kış dallarında tomurcuklar var



http://www.dailymotion.com/video/xbk4vj_candan-ercetin-bahar_music


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 15, 2010, 01:07:54 ÖÖ
  KADIN VE MEYVA


Dünyada en tatlı şey
Kadın bir, meyva iki
İkisi birbirine
Öylesine benzer ki
Kadın var can eriği
Kah tatlı, kah buruk
Kadın var üzüm gibi
Yenir olsa da koruk!
Kadın var vişne gibi
Reçel yap tabak tabak
Kadın var karpuz gibi
Yandın çıkarsa kabak
Kadın var kestanedir
Kış mevsimine sakla
Kadın var kavun gibi,
Aman alırken kokla!
Kadın var incir gibi
Kuru yenir, yaş yenir.
Kadın var muz gibi,
Soya soya yenilir.
Kısaca her kadının
Benzeri bir meyvadır.
Ama nikah masasında
Evet! diyen erkeğin
Yediği hep ayvadır...


Ümit Yaşar Oğuzcan



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 16, 2010, 12:53:05 ÖÖ
Beni Tutma

Öyle çok şey var ki,
Şimdi burada anlatmak istemiyorum..
Sen de ince sorularınla
Beni incitmesen, iyi olur..

Yağmurlu ve uzun bir yolu
Düşe-kalka yürümeye çalıştık
Ve inanılmayacak kadar duygusal
Bir geçmişimiz oldu seninle..
Üstelik biz bunu, bir ömür boyu
Sürüp gider sanmıştık..

Beni tutma, böyle sahnelere gelemem.
Beni tutma, çok kötü yanılırsın.
Yıllardır öyle biriktim ve öyle gerildim ki
Şimdi topyekün boşalırım,
Toz olur dağılırsın..

Sen benim en ince telimden
Türkümü çaldın.
Sen benim en ücra duygularımı
Talan ederek beslendin.

Her şeyin merkezi sendin,
Her şey senin etrafında dönerdi.
Bar köşelerinde tükenip
Kaldırımlarda sınarken kendimi,
Gelip sana sığınırdım,
Umutlarım bir kez daha gümlerdi..

Beni tutma, şantajlara boyun eğmem.
Beni tutma, hırsımdan çatlarım.
Yıllardır öyle sabrettim ve öyle doldum ki
Şimdi yanardağlar gibi
Birdenbire patlarım..

Bir yavru serçe, hayata alışır gibi
Ağzım açık bağlandım sana.
Bir topal karınca, yuvasına yaklaşır gibi
Titredim, heyecanlandım sana.

Bu akşam, çekip gitmek adına
Bütün ömrümü ve seni sildim.
Bir tuhaf senaryoydu ve bu senaryoda,
Zavallı bir figürandım sadece.
Anlatamam..
Kumlara yazılmış sözcükler kadar
Kısacıktı ümidim.
Ve anladım ki birtakım şeyleri
Ben daha ilk dalgayla yitirdim..

Beni tutma, ben senin dizlerine çökemem
Beni tutma, elinde kalırım, kırılırım.
Yıllardır öyle daraldım ve öyle bunaldım ki
Şimdi bir saniye bile oyalarsan,
İnan ki çıldırırım...

Sen, kalbimi emanet edecek kadar
Güvendiğim, dost bildiğim..
Sen bir lokmayı bile,
Tek başıma hazmedemeyip
Birlikte yediğim..
Sen, yatalak olsan, altına yapsan bile
İğrenmeden alırım dediğim..
Bu nasıl insanlıkmış ulan,
Bu nasıl arkadaşlık, bu nasıl vefa?
Bu nasıl acıymış ulan,
Bu nasıl vicdansızlık, bu nasıl cefa?

Beni tutma, gazabım yakar ellerini.
Beni tutma, hurdahaş olursun.
Yıllardır öyle kırıldım ve öyle küstüm ki
Şimdi bir ah ederim,
Kaskatı kesilir, taş olursun..

Ben şimdi gözüne sokuyorum dünyayı
Ama sen körsün, ısrarla görmüyorsun.
Ben şimdi beynine çakıyorum hayatı
Ama bir türlü algılamak istemiyorsun.

Peki, benim gördüklerimi gördün
Ve yaşadıklarımı hiç yaşadın mı sen?
Peki, devrik heykellerin önünde,
Düşsüz yanılgıları ve yüce gururlarıyla,
Yoksul fakat dürüst,
Çıplak bir sütun gibi dimdik duranların
Acısını hiç taşıdın mı sen?

Beni tutma, gömleğim kan içinde.
Beni tutma, darmaduman olursun.
Yıllardır öyle çok yedim ve öyle çok doydum ki
Şimdi bir tükürürüm
Havan bozulur, rezil olursun..

Ey, kir içinde yüzenler, hayatı kirletenler
Her devirde borusu ötenler!
Ey, darbe kaçkınları, ortayolcular, dönekler,
Ey, sümüklü böcekler!
Ey, bölenler, bölüşenler,
Kardeşi kardeşe kırdırıp kanla sevişenler!
Ey, gençliğimizi harcayanlar,
Ey, kağıttan kaplanlar, ey zavallı sıçanlar!
Ey, ciğeri beş para etmezler,
Sıkıyı gördü mü fellik fellik kaçanlar!
Ey, fırsatçılar, cepçiler, hortumcular, tokatçılar,
Vurguncular, voliciler, üçkağıtçılar!
Ey, sürüngenler, sülükler, bağırsam parazitleri, bitler,
Ey kudurmuş itler!
Ey, yüzü yırtılmış köçekler, fırıldak varyeteler,
Ve ey, dinsiz-imansız çeteler!

Beni tutmayın ulan, burama geldi dayandı,
Beni tutmayın, çizerim o çirkin suratınızı!
Yıllardır öyle çok sömürdünüz
Ve öyle çok kan kusturdunuz ki;
Ulan, şimdi bir şarjöre diz çöktürürüm alayınızı!..

 


Yusuf Hayaloğlu


http://www.webloader.org/beni-tutmayin-ulan-bedirhan-gokceradyo-kaydi/q-M1ctUkVNRVBJU3M=


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 21, 2010, 02:34:19 ÖÖ
BEŞEVLER

bu şiiri çok aradım sadece sesli bulabildim :( o da  radyo kaydı  şiir severlere dinlemelerini tavsiye ederim  *rose*

http://www.izlesene.com/video/muzik-besevler-suleyman-aga-baydili/1878781



Süleyman Ağa Baydili


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 22, 2010, 12:36:39 ÖÖ
ÜÇ DİL 

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde düşünüp rüya göreceksin
En azından üç dil
Birisi ana dilin
Elin ayağın kadar senin
Ana sütü gibi tatlı
Ana sütü gibi bedava
Nenniler, masallar, küfürler de caba
Ötekiler yedi kat yabancı
Her kelime arslan ağzında
Her kelimeyi bir bir dişinle tırnağınla
Kök sökercesine söküp çıkartacaksın
Her kelimede bir tuğla boyu yükselecek
Her kelime bir kat daha artacaksın

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Canımın içi demesini
Canım ağzıma geldi demesini
Kırmızı gülün alı var demesini
Nerden ince ise ordan kopsun demesini
Atın ölümü arpadan olsun demesini
Keçiyi yardan uçuran bir tutam ottur demesini
İnsanın insanı sömürmesi
Rezilliğin dik alası demesini
Ne demesi be
Gümbür gümbür gümbürdemesini becereceksin

En azından üç dil bileceksin
En azından üç dilde
Ana avrat dümdüz gideceksin
En azından üç dil
Çünkü sen ne tarih ne coğrafya
Ne şu ne busun
Oğlum Mernuş
Sen otobüsü kaçırmış bir milletin çocuğusun.

BEDRİ RAHMİ EYÜBOĞLU



http://www.facebook.com/video/video.php?v=1225468031484


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 22, 2010, 08:06:55 ÖS
Aney
Bu akşam aklıma yine sen geldin
Dersi bıraktım çalışamadım.
Saat 1'e geliyordu Aney, yatamadım
Uyku gözüme girmedi
Sen bu saatlerde benim beşiğimi sallardın
Uykunu harab ederdin benim için
Ağladığım zaman, sancılandığım zaman
Kalkardın, süt verirdin, nane kaynatırdın
Aney, canım aney, kurban aney
Hayalin önümde şimdi anıt gibi durur
Sen şimdi leğenin başına oturmuş, hamur yoğuruyorsun
Yarın ekmek yapacaksın, akşama kadar
Gözlerin tezek dumanından yaşaracak
Alnında ter bulgur bulgur kabaracak
Sıcak bazlamalar yapacaksın.
Ben orda yokum ağlayacaksın
Ağlama Aney ağlama, gündür bu, nasıl olsa geçer
İnsan insana tez kavuşur.
Ben sizi hiç unutmadım, hiç unutmayacağım
Ben okuyorum Aney okuyorum mühendis olacağım
Sana yeni yeni ayzeler alacağım
Dedim ya okuyorum mühendis olacağım
Mektubunda diyorsun ki; bu gece çiğ köfte yaptık
Lokmalar boğazımdan geçmedi
Her sofraya oturuşumuzda senin yokluğun belli oluyor
Biliyorum Aney biliyorum, Senin kalbin ipek gibidir
İncedir, yufkadır, benim yokluğuma dayanamazsın
Özledim diyorsun benim için.
Ben de özledim seni
Babamı da, bacımı da, gardaşlarımı da
Karayazılı memleketimi de
Hepinizi özledim, özledim ama gel gör ki
Kader bu elvermiyor, ne yapacaksın
Rıdvaniye'de sela şimdi
Sisleri perde perde dağıtan bir ses
Sonsuzda Allah'a ulaşan bir yankı
Bir ezan sesiyle uyanır insanlar, yorgun gecede
Uyanır herkes
Köyden şehire saman taşıyan
Deve kervanları gelir bu saatte
Çıngırak sesleri geceyle gündüzü birleştirir
Sabah olur, babam erkenden işe gider
Aney evimiz yine o yokuşta mı?
Dar sokaklar, taş duvarlar arkasında mı?
Eskisi gibi yıkık dökük mü gene?
Ah! Aney Ah! unuttum inan evimizin şeklini
O ev denen köstebek yuvalarını
Kerpiç damları, kuyu suyunu, sıra gecelerini,
Bağ yapılarını...
Yağmur dualarının anılarını yitirdim
Hele sen buraya bir gel de gör
Sonsuza uzayan gökdelenleri, sıra sıra taksileri
Geceleri renk renk ışıkları, denizde vapurları
Balıkçıları, kızları, erkekleri, insan selini
Ama benim hiç birinde gözüm yok
Ne kızlarında, ne taksilerinde, ne de gökdelenlerinde
Benim aklım sizde ve memleketimde...
Ben okuyorum Aney, okuyacağım,
Göreceksin bak mühendis olacağım.
Bizim orda, Ezo gelin, türkü türkü uzanır
Düğünlerde davullar vurulur
Zılgıtlar çalınır, lorke, delilo oynanır
Böylesine gitar denen çalgıyla
Sabahlara kadar ye ye ye diye bağırmazlar
Değil mi Aney
Hani yaz geldi mi, evimizin o küçücük penceresine
Bir çift yusuf tutan kuşu konar ya,
Hani asmamız üzüm tutar, sumaklar sakızlanır
İnsanlar çalışır, harıl harıl kış için
Güneş yandırır o kavruk yüzlerini
Hani sen elinde sıtıl, suya gidersin
İşte o zaman geleceğim, bekle beni...
Ah Aney daha neler var neler sana yazamadığım
Mektubumu burada bitirirken,
Beni büyüten ellerinden, binlerce kere öperim
Canım Aney, Kurban Aney, Can Aney.......
 

Mehmet Atilla Maraş



http://www.youtube.com/watch?v=MXI-T8twURs


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mayıs 24, 2010, 10:51:48 ÖÖ
KURŞİNİ RENKLER


Bir sabah saçlarımı okşayıp da rüzgar
İzlerini sürüp de gidecek beyaz beyaz
Ve güneş aynaya baktığımda çizgilerden
Yeni bir yüz gösterecek üzülerek bir az
Yok olmaz erken daha
Biraz geç kalın ne olur
Hiç hazır değilimhenüz
Ne olur baharlarımı bırakın bir süre daha
Tanıdık değil bana güz
Yok olmaz dur
Dur gidemezsin
Gözlerimin rengi dur
Bulutlara dönemezsin
Yok alamazsın
Beni deli zaman
Ömrüme o kurşuni renkleri süremezsin
O gün başka renkte ağaracak biliyorum
Ve zorla değil ya o rengi hiç sevmiyorum
Ne olur sanki bir az daha zaman verseniz
Yıllar öfkenizi hiç mi hiç anlamıyorum

 

 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 24, 2010, 08:58:49 ÖS
Duydum ki Bizi Bırakmaya Azmediyorsun Etme


Duydum ki bizi bırakmaya azmediyorsun etme
Başka bir yar başka bir dosta meylediyorsun etme

Sen yadeller dünyasında ne arıyorsun yabancı
Hangi hasta gönüllüyü kasdediyorsun etme

Çalma bizi bizden bizi gitme o ellere doğru
Çalınmış başkalarına nazar ediyorsun etme

Ey ay felek harab olmuş alt üst olmuş senin için
Bizi öyle harab öyle alt üst ediyorsun etme

Ey makamı var ve yokun üzerinde olan kişi
Sen varlık sahasını öyle terk ediyorsun etme

Sen yüz çevirecek olsan ay kapkara olur gamdan
Ayın da evini yıkmayı kastediyorsun etme

Bizim dudağımız kurur sen kuruyacak olsan
Gözlerimizi öyle yaş dolu ediyorsun etme

Aşıklarla başa çıkacak gücün yoksa eğer
Aşka öyleyse ne diye hayret ediyorsun etme

Ey cennetin cehennemin elinde olduğu kişi
Bize cenneti öyle cehennem ediyorsun etme

Şekerliğinin içinde zehir zarar vermez bize
O zehiri o şekerle sen bir ediyorsun etme

Bizi sevindiriyorsun huzurumuz kaçar öyle
Huzurumu bozuyorsun sen mavediyorsun etme

Harama bulaşan gözüm güzelliğinin hırsızı
Ey hırsızlığa da değen hırsızlık ediyorsun etme

İsyan et ey arkadaşım söz söyleyecek an değil
aşkın baygınlığıyla ne meşk ediyorsun etme
 

Mevlana Celaleddin Rumi


http://video.eksenim.mynet.com/hayalmiyiz/YILMAZ-ERDOGAN-MEVLANA-ETME/335218/


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Mayıs 26, 2010, 08:27:01 ÖÖ
Kantutar
Leblerimle emrine âmâdedir cânım benim
Alda bir bûseyle öldür haydi cânânım benim

Lâl olur birden dilim bilmem neden görsem seni
Görmesem kalmaz karârım dinmez efgânım benim

Hasta gönlüm çok zamandır iftirâkından harâb
Olmadım bir lahza rahat geçti devrânım benim

Mübtelâyım bir ümitsiz gizli derdin zehrine
Bu sebepten her geçen gün düştü dermânım benim

Yok teselliden nasîbim vermeyin zahmet bana
Etmeyin bunca eziyet az mı hicrânım benim

Kantutar sen her bakışta kastedersen cânıma
Yâremi sar melhem ol da akmasın kânım benim

Arif Emre her ne etse râzıdır fermânına
Sahibimsin hem efendim hemde sultânım benim
 

Süleyman Arif Emre


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Mayıs 26, 2010, 07:22:04 ÖS
aramıza yetmez ulu cami minaresi
bizi ancak ayırır bakırköy tımarhanesi
sevgilim ben seni inek gibi sevdim
sende bu sevgiyi katır gidi teptin
sevgilim aşkınla başım belada
seni düşünürken uyumuşum helada.   :D :D :D


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Mayıs 27, 2010, 05:14:21 ÖS
En güzel günlerimin
Üç mel'un adamı var:
Ben sokakta rastlasam bile tanımayım diye
En güzel günlerimin bu üç mel'un adamını
Yer yer tırnaklarımla kazıdım
Hatıralarımın camını..
En güzel günlerimin
Üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi..
Düşmanımdır ikisi..
Sana gelince...
Yazıyorsun..
Okuyorum..
Kanlı bıçaklı düşmanım bile olsa,
İnsanın
Bu rütbe alçalabilmesinden korkuyorum..
Ne yazık!..
Ne kadar
Beraber geçmiş günlerimiz var;
Senin
Ve benim
En güzel günlerimiz..
Kalbimin kanıyla götüreceğim
Ebediyete
Ben o günleri..
Sana gelince, sen o günleri -
Kendi oğluyla yatan,
Kızlarının körpe etini satan
Bir ana gibi satıyorsun!.
Satıyorsun:
Günde on kaat,
Bir çift rugan pabuç,
Sıcak bir döşek
Ve üç yüz papellik rahat
İçin...
En güzel günlerimin
Üç mel'un adamı var:
Biri sensin,
Biri o,
Biri ötekisi...
Kanlı bıçaklı düşmanımdır ikisi...
Sana gelince...
Ne ben Sezarım,
Ne de sen Brütüssün...
Ne ben sana kızarım
Ne de zatın zahmet edip bana küssün..
Artık seninle biz,
Düşman bile değiliz..

Nazlım Hikmet Ran


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Mayıs 28, 2010, 05:53:07 ÖS


YANLIZ SENİ SEVDİM.

Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum
Zili çalmalıyım ve sen açmalısın kapıyı
‘’Hoş geldin canımmm..’’ deyip boynuma sarılmalısın
Uzun uzun öpüşmeliyiz kapı aralığında,
Elelele tutuşup içeri yürümeliyiz

Sen biçırpıda sıralamısın;
Belki de üçü önemli otuzbeş kırk haberi birden
’’Sular yoktu bütün gün biliyormusun’’
Demelisin mesela.
’’Yemeği ocakta unutup yakmamışmıyım pilavın dibini
Sonra da tüpgaz bitti alay eder gibi’’ demelisin mesela.
Adları da saçları gibi hep birbirine benzeyen ortaokul arkadaşların
Çatkapı yapmış olmalı aniden ve öğlen.
Annen aramış yakında geleceklermiş
Bana da selam söylemişmiş olmalı mesela.
O kadar işinin arasında,
Camları da silmiş serinmiş olmalısın.
Eskilerini eskiciye verdim,o eski mintanlarını filan demelisin
Pilastik leğen, mandal bi de faraş almış olmalısın karşılığında
Bi gündüz yayınında faydalı en az on şey öğrenmiş olmalısın
Çıkmayan lekeleri kolayca çıkarmaya
Şarap şişelerini kolayca açıp,
Boş şişelere mumlar damlatıp dekor yapmaya
Bi ton faydalı şeyler

Ben mutlaka; ’’yaaaa öylemi olmuş’’
Diyeceğin haberler varmeliyim sana
Süratle beni kızdıracak bişeyler yapmalısın
Ben zaten seni kızdıracak bisürü şey yapmış olmalıyım dışarda
Gözüme bakıp anlamalısın yediğim herzeleleri
Sen anlamazlıktan gelmelisin hepsini
Yüzlememelisin yine de
Usulca utanmalıyım
Anladığını anlamazdan gelmeliyim
Anladığını anladığımı anlamamalısın
Bu böylece sürüp gitmeli bi vakit

Ben yine herzamanki gibi, yarın rejim yapmaya
Spora başlamaya, sigarayı artık bırakmaya karar vermeliyim.
Sen bikaçgüne kadar bi iş bulup artık çalışmaya,
Bi ev bulup oraya geçmeye
Hayatına bi çeki düzen vermeye, karar vermelisin

’’Çay koyyyy’’ yapmalı, yine ben hatırlatmalıyım
Radyo yine tuhaf şarkılar çalan bi gavur kanalına ayarlı olmalı
Televizyon yine senin kanallarına kilitli
Ve kül tablaları, çay tabakları yani
Firar etmiş olmalı ortalıktan yine

Gözlerinde güzellikten başka
Güzellikten başka bişey yokmuş gibi
Sıkıntı yüklü, soru yüklü bakışları görememeliyim
Sevgimin büyüklüğü herşeye yeter sanmalı
Hiçbi bunaltını anlamayacak kadar dangalaşmalıyım
İkide bi sözlerini kesip,çocuksuluğunu
Saflığını, yalınlığının sularını kurutup
Ciddi, akarlı, kerametli konulara davet etmeliyim seni.

Ve bigün....
Bigün çekip gitmelisin evden
Gitmenle anlamalıyım;
Bu ev sevdasız olana bol gelir,
Yürü yürü bitmez koridorlar
Evin manzarası karanlığa göz kırpar,
Bu evde tek başına yaşayanlara, köpekler bile havlamaz bahçede
Çay pişmez, yemek yenmez
Sigaranın bile tadı kaçar
Dışarda itiş kakış kalabalıklarda yiter gider evin sahibi
Kendini arayıp arayıp bulamaz
Merhabaların da anlamı kalmadığından;
Kimselere selam verip alamaz
Denizde,karada,yatakta;
Hiçlik solukları alıp verir

Bi şiirin dizeleri okunur kitaptan
Şair sankimde bilmiş gibi;
’’Düşmesin bizimle yola
evinde ağlayanların gözyaşlarını
boynunda ağır bi zincir gibi taşıyanlar,
çekilsin yolumuzdan kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar’’
yazmıştır.

Şiire de, şaire de, yaşama da kızılır
Kapının önüne gelinir
Alışkanlık icabı kapı çalınır
Yalnızlık pusuya yatmıştır içerde
Duyar, ama açmaz kapıyı
Neden sonra hatırlarsın
Anahtarını çıkarırsın
Kapıyı anahtarla açmayı sevmiyorum be...

Yalnızlığımı sevmiyorum
Ben yalnız, ben yalnız seni, yalnız seni
ÇOK... VE ÇOK....VE ÇOKKKKK...
SEVİYORUM.


SAVAŞ AY


( Kapıyı anahtarla açmak sizlere nasip olmaz inşallah  :( )


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Mayıs 28, 2010, 07:42:17 ÖS
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 01, 2010, 05:57:13 ÖS
Günü gelir sen de benden çekip gidersen,
Gidip de birdaha dönmeyeceksen;
Al ömrümü koy ömrünün üstüne,
Senden gelsin ölüm başım üstüne.

Ellerini ellerimden alıp gidersen,
Gidip de geriye dönmeyeceksen;
Yüreğimi koy avcunun içine,
Senden gelsin ölüm başım üstüne.                       


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 02, 2010, 08:42:56 ÖS
Üşüyorum... /... Sesimi Ört


-bir solukta okumak istemiyorum seni, sayfalarını çevirme-

uyku tutmadı, sen tut beni
en son koynunda unuttum günaydın dilimi
gözlerinde büyüdüm, yüreğim sende çocuk kaldı
hadi kalk gidelim, bizi görüp yazacaklar, az kaldı

en keyifli sabah kahvaltım ! Sen,
göğsünde yürüdüğüm balıkçı kasabası
akşamdan kalsın öpüşlerin, yalpalasın dudaklarımda
susuyorum, özlemin gelincik tarlası
susatma

gözüm tutmadı sensizliği, bir daha yollama

efkar dağıttım, herkese biraz düştü
dalgalara gözlerimle yazdım şiirimi, ıslandı ama yırtılmadı
kalbim, içli şarkılar kuşağı. İçinden geçiyor
parmaklarım karanlıkta mum gibi,
sana yazıldıkça eriyor

ateşli çingene dansım! Sen,
uzağında kaldığım deniz ülkesi
tutamayacağın sözler ver bana, ben tutarım
nefes alsın yorgunluğun dağınık yatak akşamlarında
biliyorum, gözlerin bir İstanbul hatırası
kapatma

ellerim tutmadı vedada, yaşlandım
beni kendinde bağışla...


Pelin Onay


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 03, 2010, 05:40:41 ÖS

Kavuşursak Biteriz Biz    
     
Kavuşursak biteriz biz,
Biz mutlu sonlar katiliyiz.
Kavuşursak biteriz biz.
Sevgiyle bakan gözleri kör ederiz.
Herkesin bildiği bir aşk,
Herkesin attığı bir imza
Herkes gibi değiliz biz.
Belki biraz serseri,
Belki biraz deliyiz,
Ama kavuşursak biteriz biz.
Pervane böceğinin mum alevine sevdası
Ateş böceğinin susuzluğuyuz biz
Yanar ama su içmeyiz
Etrafında döner, alevle dansederiz.
Bize kimseden zarar gelmez,
Biz zararı ancak kendi kendimize veririz.
Severiz, özleriz, aşktan ölsek kimseye söylemeyiz.
Biz artık biz değiliz.
Ruhlar kavuşur ve konuşur gökyüzünde bir yerde
Ama bedenen kavuşursak biteriz biz.
Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz.
Onu bilir, onu söyleriz,
Kavuşursak biteriz biz.
İki sınır ülkenin dikenli telleriyiz,
Dokunursak kanar ellerimiz.
Kimselere söylemez gizli gizli severiz
Ama kavuşursak biteriz biz.
Bir kor var içimizde yanan,
Onu küllendiremeyiz.
Görüşemeyiz, konuşamayız ve sevişemeyiz.
Bir aşk var bizi biz yapan,
Kavuşursak biteriz biz.
Biz herkes gibi değiliz.
İstadeğimiz zaman gelip,
İstediğimizde gidemeyiz.
Kahve içip, gülüp, konuşup, başbaşa yemek yiyemeyiz.
Ne bir filmdeki mutlu son,
Ne de göz yumulacak bir kaçamak değiliz biz.
Sadece özlemle severiz,
Ve kavuşursak biteriz biz.
Sevda iki kişinin birbirine aşkı değil artık.
Artık her aşk her ağızda sakız.
Biz birbirimize aslında her aşıktan daha yakınız.
Belki ayrı şehirlerdeyiz,
Ama her gece aynı mehtapta buluşur,
Yağmur yağarsa, çıkar,
Aynı yağmurun altında ıslanırız.
Bu aşkı ancak biz biliriz.
Şiirleri güvercinlerin kulağına fısıldar,
Mektupları suya yazarız.
Biz belki ayrıyız,
Ama her gün aynı geceyi sabahlarız.
Melekler bize ağlar, biz halimize güleriz.
Onu bilir onu söyleriz.
Kavuşursak biteriz biz.

.

Uğur Arslan




http://www.izlesene.com/video/muzik-ugur-arslan-kavusursak-biteriz-biz/834865


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: c4nsu üzerinde Haziran 03, 2010, 05:45:50 ÖS
Bugn Nazım Hikmet'in ölüm yıl dönümü onu anmak adına bir şiir paylaşayım :)

BİR FOTOĞRAFA

Karşımdasın işte...
Bana bakmasan da oradasın, görüyorum seni.
Ah benim sevdasında bencil, yüreğinde sağlam sevdiğim.
Kalbime gömdüm sözlerimi, ceset torbası oldu yüreğim.
Tıkandığım o an,
Elimi nereye koyacağımı şaşırdığım o an işte,
Aklımdan o kadar çok şey geçti ki takip edemedim.
Ellerim boşlukta, ben darda kaldım.
Ellerim buz gibi, ben harda kaldım.
Bir senfoni vardı kulağımda çalınan,
bitti artık hepsi...

Köşeme çekildim, hani hep kaldığım köşeme.
Bakış açım belli oldu yine.
Geride kalan, ardından bakar gidenlerin.
Bir meltem olacak rüzgarım dahi kalmadı benim.
Dağlara çarptım her esişimde.
Yollara küfrettim her gidişinde.

Demiştim sana hatırlarsan:
“Önemli olan ‘zamana bırakmak’ değil,
‘zamanla bırakmamak’tir..”
Şimdi bana, geçen o zamanın
Unutulmaz sancısı kalır

Gittiğim eğer bensem, söyle bana kimden gittim?
Sende yoktum zaten ben, ben yine bende bittim...

 
NAZIM HİKMET


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 03, 2010, 06:02:43 ÖS


SEVİYORUM SENİ

Seviyorum seni
ekmeği tuza banıp yer gibi
Geceleyin ateşler içinde uyanarak
ağzımı dayayıp musluğa su içer gibi
Ağır posta paketini
neyin nesi belirsiz
telaşlı, sevinçli, kuşkulu açar gibi
Seviyorum seni
denizi ilk defa uçakla geçer gibi
İstanbul'da yumuşacık kararırken ortalık
içimde kımıldayan birşeyler gibi
Seviyorum seni
Yaşıyoruz çok şükür der gibi.

NAZIM HİKMET



http://www.klipmekani.com/bedirhan-gokce-nazim-hikmet-seviyorum-seni

(Saygı ile anıyoruz )


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Haziran 03, 2010, 06:10:23 ÖS
Gönlümle baş başa düşündüm demin;
Artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi tâ içinde bomboş kalbimin
Akisleri sönen bir ses gibisin.

Mâziye karışıp sevda yeminim,
Bir anda unuttum seni, eminim
Kalbimde kalbine yok bile kinim
Bence artık sen de herkes gibisin.

yazmayı unutmusum
 buda nazım hıkmetın şiiridir


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 04, 2010, 11:34:21 ÖS
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
ellerimde koparmaya çaıştığım zincirlerden kalma yara izleri
yeni yeni iyileşmeye yüz tutmuş olsun.
gözlerimde öyle bir karanlık olsun ki, gören kör oldum sansın.
yanaklarım kurumuş olsun göz yaşlarımdan, dudaklarımsa çatlak çatlak.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
belki bin tane aşktan geçmiş olayım ve hiçbiri olmasın gözümde.
hiçbiri tamamlayamamış olsun cümlelerimi,
hiç biri bağlayamamış olsun geceyi sabaha.
hiçbirinin gülüşünün her anı senin kadar aklıma işlenmemiş olsun.
hiçbirinin hayali en güzel haliyle barınamamış olsun beynimde.
hiçbirinin izi kalmamış olsun bedenimde.

öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın.
sessizce ağladığım anları kimse çığlık çığlığa hıçkırıklara dönüştürememiş olsun.
ellerim kimsenin üzerinde eriyip gitmemiş olsun, gezinse bile.
dudaklarım senin adını söylerkenki gibi kıvrılmamış olsun hiç bi ad'a yeterince.
yerine koymaya çalıştığım her beden yok olup gitmiş olsun kumlar aktıkça tane tane.
unuttuğumu sandığım, vazgeçtiğimi sandığım,
sevmediğimi sandığım öyle bir zamanda gel ki
yerçekimine karşı koysun damarlarımda beni yaşatan her zerre.
öyle bir zamanda gel ki vazgeçmek mümkün olmasın...

ORHAN VELİ KANIK



http://www.facebook.com/video/video.php?v=1256098196747


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 06, 2010, 01:34:16 ÖÖ


İstanbul

Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul
İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım
Nereye gidersen git, orada İstanbul.

Ümit Yaşar Oğuzcan



BİR BAŞKA TEPEDEN

 

Sana dün bir tepeden baktım azîz İstanbul!

Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.

Ömrüm oldukça, gönül tahtıma keyfince kurul!

Sâde bir semtini sevmek bile bir ömre değer.

 

Nice revnaklı şehirler görünür dünyâda,

Lâkin efsunlu güzellikleri sensin yaratan.

Yaşamıştır derim, en hoş ve uzun rü'yâda

Sende çok yıl yaşayan, sende ölen, sende yatan.


Yahya Kemal Beyatlı



http://www.youtube.com/watch?v=TBMa82bcIDc




Canım İstanbul


Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

İstanbul benim canim;
Vatanim da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...

Tarihin gözleri var, surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana: Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu tepinirken ağlar Karaca Ahmet...

O manayı bul da bul!
İlle İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...

Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı odalarda inletir katibi mi...

Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi sıcak.
İstanbul,
İstanbul...

Yedi tepe üstünde zaman bir gergef isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
 

Necip Fazıl Kısakürek




http://www.facebook.com/video/video.php?v=1189230123963


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: BALTA_ZAR üzerinde Haziran 07, 2010, 10:43:45 ÖÖ

Önden Giden Atlılar
 
Issız sıcak çölleri
Karşı karlı dağları
Çoktan aşıp gittiler
Kayboldular uzakta
Önden giden atlılar
Ben burada kaldım böyle

İşleri aceledir
Çok uzundur yolları
Bense geride kaldım
Yetişemedim size
Önden giden atlılar

Gittiler hep gittiler
Aştılar kızgın çölü
Toprak tükendi bir gün
Denize ulaştılar

Çektiler dizginleri
Kendileri dursa da
Atlar duramadılar
Çaresiz kalıp birden
At sürdüler denize
Önden giden atlılar

Önlerinde okyanus
Kızgın bir çöl arkada
Asıl içlerindedir
Zaptedilmez bir deniz
Önden giden atlılar

Teknik değişti diye
Bıraktılar atları
Atlarsa bu kıyıda
Sanki sevgili gibi
Onları beklediler
Günlerce beklediler

Yeri yırtar ayaklar
Göğe fırlar başları
Nerden çıktı bu deniz
Bizi ayıracaklar
Önden giden atlardan

Sevgiliden daha zor
Ayrılmak bu atlardan
Buğulanmış gözlerle
Geri dönüp onları
Gemilere aldılar
Önden giden atlılar

Üç gün duramadılar
Yaptıkları gemide
Karşı kıyıda yeni
Güzel atlar buldular
Yaktılar gemileri
Önden giden atlılar

Vardılar Kurtuba’ya
İnmediler atından
Gülle karşılandılar
Ne güzel atlar bunlar
Bunca yol çiğnediler
Çiçek çiğnemediler
Önden giden atlılar

Önden giden bu atlar
Seni gördüler kalbim
Sahabe atlar bunlar
Dünyanın beklediği
Önden giden atlılar
Önden giden atlılar

OSMAN SARI




http://www.dailymotion.com/video/x4pesv_onden-giden-atllar-ukrayna-4-olimpi_people


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 08, 2010, 12:40:54 ÖÖ

UNUT


 Unut
Yağmur tanesini
Unut
Saçların rengini gözlerin karasını
Unut
Şarkıları
San defter yapraklarını
Baktığın aynaların arkasını unut
Unut
Kahverengi fotoğrafları
Adresleri unut
Rüzgarı
Rüzgar değince ağlatan saçlarını
Unut
Sil bütün isimleri
Yak şiirleri
Olmasınları olmayacakları olmadıları unut
Bak yoksun
Yokluğunu unut
Bak gitmişin
Gitmeleri unut
Varsın keşke desin bir ses içinden
Keşkeleri unut oysaları unut
Gözlerini unut
Bu şehri unut
Kor gibiyken içimde
Kendin gidip beni burda kor gibilerini unut
Unut
Unuttuğunu
Islak incir tanelerini
Zeytinin rengini
Ekmeğin buğusunu
Sen mi geldinleri unut
Unut işte
Unutmak en iyisi
Unut iyisi mi
Hep ellerin sıcaktı ya
En sıcak ellerindi
Elin elime değdiğini unut
Unut
Yıldız yıldız
İstanbul istanbul
Akşam akşam
Yavaş yavaş
Şarkı şarkı
Nasıl diyorlarsa nereye koyarsın böyle bir aşkı
Öyle unut
Hiçbir yere koyamadığım bu aşkı

 İbrahim Sadri



http://www.dailymotion.com/video/x88970_brahim-sadri-unut-mukemmel-r_music


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 09, 2010, 05:08:57 ÖS
BOYACI
pantolon paçalarıma attı ellerini
izin vermedim kızdı:
- dur evlat, dur!..
ben alışkınım, dedi.
ezildim, utandım kendimden
altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu
gecenin bir yarısıydı
yüzündeki çizgiler anlamlı
gülümseyerek sordu:
- memleket evlat
- samsun amca, dedim.
samsun…

konuşmak istemiyordum utancımdan
o başladı anlatmaya:
- üç oğlum var evlat
biri doktor, ikisi polis
doktor olan çok benziyor sana.
ayakkabılarımı boyuyordu
ve yaşı altmıştı
eziktim ve sordum:
- neredeler simdi?
- bilmem, dedi
gülerek,
- aramıyorlar beni, sormuyorlar
arada bir haberleri geliyor
iyiler ya, boş ver gerisini
değiştir evlat, değiştir, dedi.
vurdu ayağıma
- utanıyorlar benden
boyacıyım ya hani.
bir keresinde hastaneden kovdu beni
sana benzeyen,
doktor olan yani
pismiş üstüm başım, aldırmadı içeri
yıllar oldu görmedim hiçbirini.
boğazım düğümlendi yutkundum
- teyze yaşıyor mu amca, dedim?
- yaşıyor ya yaşıyor, dedi.
bak karşıda o da,
ördüğü patikleri satıyor.
döndüm gösterdiği tarafa
nur gibi yüzü
tombul elleriyle
patik örüyordu teyze
- Erzurumluyum evlat, dedi
dadaşım yani
yirmi yıldır yapıyorum bu işi
çocuklarımı ayakkabı boyayarak
okuttum ben…
sıktım dişlerimi
ve sordum:
- amca kızmıyor musun çocuklarına
baksalar ya size,
niye çalıştırıyorlar hala
gecenin bu yarısı terminallerde.
- bu hamur çok su götürür evlat
boş ver dedi boş ver,
değiştir hadi
hem sen arıyor musun ki babanı.
sustum…
- benim babam yok, dedim
küçükken ölmüş görmedim.
gülümsedi:
- anladım
sen ondan kızıyorsun benimkilere
- ne demek istedin amca, dedim.
altmışındaydı, ayakkabılarımı boyuyordu.
- benim babam da boyacıydı evlat, dedi
baba mesleği yani…
otuz sene oldu ben de görmedim babamı
öldü mü kaldı mı bilmiyorum
bu yüzdende onlara kızamıyorum
değiştir evlat, değiştir, dedi
utanarak vurdu ayağıma…


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Boudicca üzerinde Haziran 09, 2010, 11:16:37 ÖS
Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: BornToWin üzerinde Haziran 09, 2010, 11:21:42 ÖS
Adam biliyo herkesin nankörlüğünü :D


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 10, 2010, 12:45:58 ÖÖ

Hayatı ıskalamaya lüksün yok senin!

Bir aşk için yapabileceğin her şeyi yaptığına inanıyorsan ve buna rağmen hala yalnızsan, için rahat olsun. Giden zaten gitmeyi kafasına koymuştur ve yaptıkların onun dudağında hafif bir gülümseme yaratmaktan başka hiçbir işe yaramayacaktı r.

Sen kendini paralarken o her zaman bahaneler bulmaya hazırdır. Hani ağzınla kuş tutsan 'Bu kuşun kanadı neden beyaz değil?' diye bir soruyla bile karsılaşabilirsin. . iki ucu keskin bıçaktır bu iş. Yaptıklarınla değil yapmadıklarınla yargılanırsın her zaman. Bu mahkemede hafifletici sebepler yoktur. İyi halin, cezanda indirim sağlamaz.

Sen;'Senin için şunu yaptım' derken o;'şunu yapmadın' diye cevap verecektir. Ve ne söylesen karşılığında mutlaka başka bir iddiayla karşılaşacaksındı r. Üzülme, sen aşkı yaşanması gerektiği gibi yaşadın.Özledin, içtin, ağladın, güldün, şarkılar söyledin, düşündün, şiirler yazdın. 'Peki o ne yaptı' deme. Herkes kendinden sorumludur aşkta. Sen aşkını doya doya yaşarken o kendine engeller koyuyorsa bu onun sorunu. Bir insan eksik yaşıyorsa, ve bu eksikliği bildiği halde tamamlamak için uğraşmıyorsa sen ne yapabilirsin ki onun için?
Hayatı ıskalama lüksün yok senin. Onun varsa, bırak o lüksü sonuna kadar yaşasın.

Her zamanki gibi yaşayacaksın sen. 'Acılara tutunarak' yaşamayı Öğreneli çok oldu. Hem ne olmuş yani, yalnızlık o kadar da kötü bir şey değil. Sen mutluluğu hiçbir zaman bir tek kişiye bağlamadın ki.... Epeydir eline almadığın kitaplar seni bekliyor.Kitap okurken de mutlu oluyorsun,unuttun mu?Kentin hiç görmediğin sokaklarında gezip yeni yaşamlara tanık olmak da keyif verecek sana.Yine içeceksin rakını balığın yanında. Üstelik dilediğin kadar sarhoş olma özgürlüğü de cabası....

Sen yüreğinin sesini dinleyenlerdensin ve biliyorsun aslolan yürektir.Yürek sesi nedir, bilmeyenler, ya da bilip de duymayanlar acıtsa da içini unutma; yaşadığın sürece o yürek var olacak seninle birlikte. Sen yeter ki koru yüreğini ve yüreğinde taşıdığın sevda duygusunu. Elbet bitecek güneşe hasret günler. Ve o zaman kutuplarda yetişen cılız ve minik bitkiler değil, güneşin çiçekleri dolduracak yüreğini...

NAZIM HİKMET RAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 10, 2010, 02:27:26 ÖÖ


İşte Gidiyorum Çeşm-i Siyahım



İşte gidiyorum çeşm-i siyahım
Önümüze dağlar sıralansa da
Sermayem derdimdir servetim ahım
Karardıkça bahtım karalansa da

Hayli dolaşayım yüce dağlarda
Dost beni bıraktı ah İle zarda
Ötmek İstiyorum viran bağlarda
Ayağıma cennet kiralansa da

Bağladım canımı zülfün teline
Sen beni bıraktın elin diline
Güldün Mahzuninin berbat haline
Mervanın elinde parelense de


Aşık Mahzuni Şerif


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 10, 2010, 05:53:28 ÖS
Güzelmiş papito paylaştığın için teşekkürler

rica ederim.  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 13, 2010, 03:28:38 ÖS


HERŞEYE SADECE SENİ YAZARIM

Bu şehirde olman vuslattır bana
Sevdanı tırnakla taşa yazarım
Nefesin nefese değdiği an'a
Bir ömür bitimsiz neşe yazarım

Kaf dağının ardı denilen yere
Sevmekten oluşan her aşk-ı tere
Bir uyku halinde hem de bin kere
Hayale yazarım düşe yazarım

Balığın yüzdüğü mavi denize
Çöllerde Mecnun'dan kalan her ize
Yıldızlı geceye parlak gündüze
Masallar Anka'sı kuşa yazarım

Güzellik adına çıkan seslere
Seslerin içinde olan eslere
Ömrümce aldığım tüm nefeslere
Abı hayat olan aş'a yazarım

Güz bitip mevsimler kışa girse de
Dökülen yapraklar hüzün verse de
Kalbimde niceler sona erse de
Ben seni her defa başa yazarım

Bir gün sen gidersen biter bu sihir
Kurur kalbimdeki ilham-ı nehir
Elim kral olsa kalem cevahir
Sonra ki tüm ömrü boşa yazarım

İHSAN TURHAN



http://www.facebook.com/video/video.php?v=107619309250188


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 14, 2010, 11:43:55 ÖS


SİYAH GÖZLERİNE BENİ DE GÖTÜR
siyah gözlerine beni de götür
daha dokunmadan kurudu irem
çöllere bir türlü yağamıyorum
yeni bir koşuşun başlangıcında
biraz deprem sonrası
biraz şehir hülyası
bir kalp yangınından geriye kalan
siyah gözlerine beni de götür


artık bu yerlere sığamıyorum
pembe uçurtmalar yollandığından beri
sarardı tiryaki menekşeleri
sonbaharın tozlu kafeslerinde
sevgi turnaları yakalıyorum
turnalar gidiyor; ben kalıyorum
avareyim, asûdeyim, yorgunum
bilmiyorum neden sana vurgunum
erzurum garında banklar üstünde
uyku tutmuyor karanlıkları
yitik düşlerimi kovalıyorum
gölgeler gidiyor; ben kalıyorum

binbir türlü kokuyorsa yaylalar
siyah gözlerine beni de götür
baharın koynundan koparıp sana
ipek bir mendile sardığım yüreğimle
şehzade gülleri gönderiyorum
umutlar kalıyor; ben gidiyorum

bütün yelkenlileri, deniz fenerlerini
kaptanları sorgulayan
yanından geçen küheylanların
korku tûfanına yakalandığı
siyah gözlerine beni de götür
güneş ülkesinden gelen yiğitler
benzeri olmayan bir dünya kursun
cellat, ayrılığın boynunu vursun

usul usul intizârı çürüten
bu hercai diken, bu çılgın arzu
sürüklüyor imkânsız muştuların
eşiğine gönül vâdilerini
bir ağaçtan düşen yapraklar gibi
düşüyorum tanyerine
ya topla yaralı kırlangıçları
ya da bu vefâsız şarkıyı bitir
özgürlüğe giden tutsaklar gibi
siyah gözlerine beni de götür
                                                   Nurullah Genç



http://www.facebook.com/video/video.php?v=1444152977968&ref=mf


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Haziran 15, 2010, 04:21:12 ÖS
Herkesin elleri dert görmesin, aralıklarla hepsini okudum ve herkese teşekkürler. Bir tane de benden, kendimden, çooook eskilerden...

Aldım seni,
Taaa oraya çıkardım
Varamayacağım kadar uzak
Ulaşamayacağım kadar yüksek
Ve
Şimdi sen, bana
Oradan bakıyorsun......


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 15, 2010, 04:46:15 ÖS



İstanbul Dedimde Seni Hatırladım

 İşte İstanbul
yorgun şehir
işte canından bezmiş boğaz vapurları
kederli tramvaylar
ve Galata Köprüsü’nden
telaşlı insanlar geçmektedir
bir gizli sevinç mahzun gözbebeklerimde
eriyen bir sükun kaldırımlarda adım adım
işte İstanbul
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Balıkçı tepsilerinde gümüş balıkları
tekir,barbunya,canım uskumru,levrek
işte İstanbul
kulaklarımda bir derin uğultu
hiç bitmeyecek
karşıda kızkulesi
gözleri yaşlı bir kadın gibi
ve minareler çaresizliğimizi haykırmakta Allah’a
caddelerinde başım dönüyordu
gecelerinde ağladım
İstanbul,o büyük şehir
o mahzun şehir
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Boğaz içinden bir vapur geçer
benim aklımdan senin gözlerin geçiyordu
-Bebek, dediler indim
nereye baksam denizdi
mavi mavi bir hüzündü ayaklarımın altında
işte İstanbul
Haliç,
Çiçek Pasajı,
Beyoğlu…
Beyoğlu’nun daracık sokaklarında seni aradım.
İçim ürpertilerle dolu,amansız korkularla
İstanbul dedim de seni hatırladım.

Ümit Yaşar OĞUZCAN


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 15, 2010, 05:14:25 ÖS


Gülümser

Yanı başlı bir sevda
Kuşkulu bir bekleyişle hükümlü
Gel desen bütün korkunç yargılar susacak
Katmerli günahlarda ezilecek zaman
Gel desen
Aşk anımsanmaz oysa
Yaşanır tıpkı şiirler gibi
Hep sen yüklü bir şarkı çalar kapımı ıslak akşamlarda
Kıskaç kıskaç daralır boğazımda gir diyemem
Yatılı bir yokluğun kalır içimde
Buruk ve sancılı
Sabah sabah sana bir şey söyleyeyimmi
Ben,ben oldum olası bir seni sevdim
Karaçam gözlerinin iz düşümü tam ortasında yüreğimin
Sevgilerim büyük olurdu
Evreni sığmazdı hasretliğim
Gel dinle beni
Ayrılığa yumukla yakınlaş biraz
Bir ilkindi sofrası dudaklarım sana kurudu
Tüm yargıları unut
Gel vede parçala yalnızlığı

Yoksa yoksa gelme dicem
Hep aynalarda kal dicem gülümser
Tutki usuma perçinlemişim seni
En ağır sevgilerle
Bakışların gözlerime günışığı neylersin
Bir şiirsin dilimde söküp atamadığım
En unuttuğum anda bile alıp başıma kaçışım sana
Kınadılar beni,kınadılar beni
Küfr etti anam doğurduğuna küfr etti

Yoksa yoksa gelme dicem
Hep böyle aynalarda kal dicem gülümser
Tutki otuz tonluk kantarlar tartmıyorlar yalnızlığımı
En sevdiğim antalyaya tokatlıyor ağıtları poyratça
Piri reis vapuruna yüklendi bu akşam liman dolusu umutlarım
Mersin açıklarında olacak sabaha
Seni arıyacak ve ben otel bonjurda gözlerini desenliycem duvarlara
Bakışlarında bir ikinci baharı yazacak takvimler
Yüreğimde, yüreğimde öyle büyüdükü hasretin ağrı dağı kadar

Öyle deme yar unutmak ne mümkün
Gözleri bağlı dolap atları gibi döndü durdu yokluğun
Dur diyen yok bilen yok gitti gelmez trenlerindeydi yetişini
Ogün bugündür küstümdü sokaklara kala kaldım kan bulanmış kuytularda
Yalnızlıklar bana ben sana aşina
Bir türlü alışamadım yok oluşuna

Haberin ola haberin ola
Beklentiler bulvarında sana deyin ne varsa silip süpürdü zaman
Bir bostan korkuluğu bedenim kaldı yitiversen devrilir
Bu yirminci şiir serkin tahta tabaklara işlemişim
Süzme balı dudaklarından taşan tüm anaçutkuları
Konya kaşıklarında asılı adı konmamaış sevdaların yaşmağa
Tüm güneyim tanığımdır
On şiir yazsam dokuzu seni anlatır

Kim ne derse desin
Adresimdir yüreğin
Herkes bilsin istiyorum
Sevmenin böylesini
Yoksa yoksa gelme dicem
Hep böyle kal dicem aynalarda gülümser
Tutki yüreğimi zor zapediyorum yokluğunda
Ellerine kavuşmasam bir bıçak kesimi kalıyorum zamanla
Bazen gelirsin düşlerime
Aynalara düşerdi güzelliğin safinaz
Bütün günahlarını kabulleniyorum Uzaktanda olsa
Gül biraz, gül biraz

Yunus YAŞAR







http://www.videoizlesen.com/bedirhan-gokce-gulumser-izle.html


Linkde sorun oldu sanırsam bir link daha ekliyorum

http://tr.netlog.com/go/explore/videos/videoid=tr-2920504


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _LoNeSoMe_ üzerinde Haziran 15, 2010, 10:38:53 ÖS
eğer hayatımı yeni baştan yaşayabilseydim
o yaşamda
daha çok hata yapardım.
o kadar mükemmel olmaya çalışmazdım... daha çok dinlenirdim.
bu yaşamda, onca ciddiyetin arasında yapamadığım kadar eğlenirdim.
o kadar temiz kalmazdım.
daha fazla riskler göze alır, daha çok gezer, daha çok günbatımı seyrederdim,
daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim
gitmediğim daha çok yere giderdim.
daha çok dondurma, daha az bezelye yerdim.
daha çok gerçek sorunlarım, daha az sanal sorunlarım olurdu.
ben yaşamın her dakikasını gerçekçi ve kitabına uygun yaşayan insanlardan biriydim.
elbette mutluluk anlarım da oldu.
ama geriye dönüp, baştan başlayabilseydim çok daha fazla iyi anlarım olurdu.
çünkü, eğer bilmiyorsanız, yaşam bundan ibarettir, anlar, yalnızca anlar...
"şimdi"yi sakın kaçırma.
ben, yanında, termometre, bir şişe su ve paraşüt olmaksızın asla bir yere gidemeyen insanlardan biriydim.
eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, çok daha hafif gezerdim.
eğer hayatımı yeniden yaşayabilseydim, baharın başlamasıyla birlikte ayakkabısız yürümeye başlar, sonbahar bitimine değin çıplak ayakla devam ederdim.
bilinmeyen daha çok yola sapar,
güneşin doğuşunu daha çok seyreder,
daha çok çocukla oynardım
yalnızca bu yaşamda bir şansım daha olsaydı.
gel gör ki, işte 85 yaşındayım
ve biliyorum ki,
artık ölmekteyim....

        jorge luis borges


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: psefit üzerinde Haziran 15, 2010, 10:56:10 ÖS
tşkler


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Haziran 16, 2010, 05:35:05 ÖS
bir düşüm olmalı beni bağlayan
bir sözüm olmalı dert karalayan
elden ayaktan kesildigimde
bir kişi olmalı beni kaldıran

uçuruma düşmedi yüregim benim
hayata küsmedi kalememim benim
devran bir gün terse dönerse
göz yaşın olmalı kefilim benim. 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 18, 2010, 11:08:30 ÖS


Keder Sana Yakışmıyor

Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmiyeli

Böyle mahsun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahsun kederli değildin eskiden

Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karadı gözlerin
Bir zamanlar göz yaşını sevmezdin
Şimdi neden yaşardı gözlerin
Hasta mısın, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar

Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
 

Victor Hugo


http://www.dailymotion.com/video/xdlnkf_keder-sana-yakimiyor-video-victor-h_music


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 20, 2010, 02:20:34 ÖÖ


BİR ANKA KUŞU

Yüzlerce soğuk namlu
Üzerime çevrildi.
Yüzlerce demir tetik
Aynı anda gerildi.
Anne, beni söğüdün gölgesinde vurdular.
Öpmeye kıyamadığın,
Dal gibi oğlun yere serildi..

Üşüştü birer-birer
Çakallar üzerime.
Üşüştü dört bir yandan,
Göğsüme, ciğerime.
Anne, beni bir leş gibi
Yiyip talan ettiler.
Teşhis edilmem için,
Parçamı koydular önüne...

Ben bu acılar ülkesinin
İnsana reva görülen
Bütün acılarını tattım.
Aç yattım, ekmeğime sabır kattım.
Beni milyon kere dövdüler üst-üste!
Ben bu yolu, kendim seçtim anne,
Ben ömrümü kendim kanattım...

Geceler tanır beni,
Konarım, göçerim ben.
Geceler tanır, kan damlar içerim ben.
Anne, sen beni unut, karanlığın bağrında.
Kırmızılar ekerim,
Siyahlar biçerim ben..

Suçüstü yakalandım,
Bölüşürken kalbimi.
Suçüstü kelepçeyle yardılar bileğimi.
Anne, ben diyar-diyar, umudun savaşçısı..
Bir tutam sevgi için
Dağladım gözlerimi..

Prometheus'tum zincire vurulurken dağlarda,
Ciğerimi kartallara yedirdim.
Spartaküs'tüm köleliğin çığlığında,
Arslanlara yem oldum, tükendim.
Kör kuyuların dibinde Yusuf'tum,
Kerbela çölünde Hüseyin.
Zindanlarda Cem Sultan,
Sehpalarda Pir Sultan.
Ve Madımak'ta otuzyedi can...

Kaçıncı yok oluşum,
Kaçıncı var oluşum bu?
Tanrılardan ateş çaldım
Yüzyıllarca tutuştum, üst-üste yandım.
Bir anka kuşu gibi anne,
Bir anka kuşu gibi;
Kendimi külümden yarattım..

    Yusuf HAYALOĞLU




http://www.dailymotion.com/video/x4hhix_ahmet-kaya-bir-anka-kusu_music


SEN YANMA DİYE

Ben çürümüş bir asayım
Zindanlara yol eyledi dert beni
Çarmıha gerilmiş bir İsa'yım
Çivilere zapteyledi dert beni

Pir Sultan'ı darda gördüm
Darağaca vur eyledi aşk beni
Hacı Bektaş'ı kırda gördüm
Bir ceylana pir eyledi aşk beni

Her yangına her ataşa
Köz eyledi dert beni
Bu dağlara bu yollara
Toz eyledi aşk beni

Ben yanarım aşk için
Ben yanarım gül için
Bu ateş sönmesin diye
Ben yanarım kim için
Ben yanarım sen için
Bari sen yanma diye

Ben yakılmış bir ozanım
Yangınlara kül eyledi dert beni
Kerbela çölünde bir Hüseyin'im
Damla suya kul eyledi dert beni
Ben Yunus'u nurda gördüm
Dergahina gül eyledi aşk beni
O Mecnun'u firarda gördüm
Bir Leyla'ya deleyledi aşk beni

Kaynak: Kul Hüseyin
Yöre: Orta Anadolu

 



http://www.dailymotion.com/video/x4j0ab_ahmet-kaya-sen-yanma-diye_music


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Haziran 23, 2010, 07:23:13 ÖS

BİLSEYDİM BÜYÜMEZDİM

Acı veriyor bugünü yaşamak, bilseydim büyümezdim.
Vefa var, sadakat gerçek ve aşk müspet sanırdım
Kapılarımı her çalana açardım da, her kapıyı utanmadan ben çalardım.
Tek başıma kaldım bu koca denizde, tek kürekli bir sandalda.
...İşte bir zamanlar ben böyleydim.
Büyüdüm, öğrendim. Böyle değilmiş.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim.
Aşk denen şeyin nasıl yok olduğunu gördüm.
Namusun yok olduğunu, vefanın hiç olduğunu, ihanetin p**** olduğunu bildim.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim.
Çünkü ben küçükken hiç ihanet denizinde yüzmezdim.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem oralarda gezmezdim.
Dost denenin cellat olduğunu, güneşin mum ışığında solduğunu gördüm.
Elinde kalbi, cebinde namusu, aklında sus pusu gördüm.
Aşkını paraya tahvil edenleri, onurunu mezara gömenleri gördüm.
Keşke görmez olaydım, çocuk kalaydım.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem bilmezdim.
Beni nasıl kandırdıklarını gördüm, beni nasıl inandırdıklarını.
Sadece gerçek benimmiş, en iyi onu gördüm.
Göze kalem çeken acılar, akla zincir vuran yaralar gördüm
Varlığını satan yoksullar, yokluğunu satan zenginler gördüm
Keşke görmeseydim.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem görmezdim.
Sabır emlakçılarını, ihanet şakşakçılarını gördüm.
Arkadaşını sevenlerden daha makbul, sevgisini satanları gördüm.
‘Bizler’ ve ‘sizler’ diye bizi bölenlerin aslında ‘onlar’ olduklarını gördüm.
Şikayete hakkım yok, sustum, tam ortasında durdum
Yaşamak haram oldu, nefes alırken öldüm.
Bilseydim büyümezdim, çünkü büyümesem ölmezdim.

Abdullah ÖZDOĞAN



http://www.facebook.com/video/video.php?v=1451990133892


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 01, 2010, 08:22:01 ÖÖ


Senin Korkularını Benim İnceliğimi

Ayrılık ne biliyor musun?
Ne araya yolların girmesi,
ne kapanan kapılar,
ne yıldız kayması gecede,
ne ceplerde tren tarifesi,
ne de turna katarı gökte.

İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık!

İpi kopmuş boncuklar gibi yollara döktüğü gözlerini,
birer damla düş kırıklığı olarak toplaması içine.
Ardında dünyalar ışıyan camlar dururken,
duvarlara dalıp dalıp gitmesi.
Türküsünü söylecek kimsesi kalmamak ayrılık.
Saçına rüzgar, sesine ışık düşürememek kimsenin.
Çiçekçilerden uzağa düşmesi insanın yolunun.
Güneşin bir ceza gibi doğması dünyaya.
İki adımdan biri insanın, sevincin kundakçısı,
hüznün arması ayrılık.

O küçük ölüm!

Usta dokunuşlarla bizi büyük ölüme hazırlayan.

Ayrılık, o köpüklü öpüşlerin ardından gidip ağzını yıkadığında başlamıştı.
Ben bulutları gösterirken,
“bulmacanın beş harfli yemek sorusuna” yanıt aramanla halkalanmış,
“Aşkın şarabının ağzını açtım, yar yüzünden içti murt bende kaldı”
türküsü tenimde düğümlenirken, odadan çıkışınla yolunu tutmuş,
Dağlarda öldürülen çocukların fotoğraflarını bir kenara itip,
“bu eteğin üstüne bu bluz yakıştı mı? ”
diye sorduğunda varacağı yere varmıştı çoktan.

Şimdi anlıyormusun gidişinin neden ayrılık olmadığını,
bir yaprağın düşmesi kadar ancak, acısı ve ağırlığı olduğunu.
Bir toplama işleminin sonucunu yazmak gibi bir değer taşıdığını.
Boşluğa bir boşluk katmadığını, kar yağdırmadığını yaz ortasında....

Ne mi yapacağım bundan sonra?

Ayak izlerimi silmek için sana gelen bütün yolları tersinden yürüyeceğim önce.
Şiir yazmayacağım bir süre,
Fotoğraflarını güneşe koyacağım, bir an önce sararsınlar diye.
Hediyelik eşya satan dükkanların önünden geçmeyeceğim.
Senin için biriktirdiğim yağmur suyunu, bir gül ağacının dibine dökeceğim.
Falcı kadınlara inanmayacağım artık.
Trafik polislerine adres sormayacağım,
Geleceğe ışık düşüren bir gülüşle gülmeyeceğim kimseye....

Ne yapacağımı sanıyorsun ki?

Tenin tenime bu kadar sinmişken,
ömrüm azala azala önümden akarken,
gittiğin gerçek bu kadar herkese benzerken..
Senin korkularını, benim inceliğimi doldurup yüreğime,
bıraktığın boşluğu yonta yonta binlerce heykelini yapacağım.
 
Şükrü Erbaş




Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 04, 2010, 11:54:52 ÖS


Bir bakış bile yeterken anlatmaya herşeyi
Kalbinizi dolduran duygular kalbinizde kaldı.
Siz geniş zamanlar umuyordunuz.
Çirkindi dar vakitte bir sevgiyi söylemek
Yılların telaşlarda bu kadar çabuk geçeceği, aklınıza gelmezdi.
Gizli bahçenizde açan çiçekler vardı
Gecelerde ve yalnız
Vermeye az buldunuz yahut
Vakit olmadı.

Behçet Necatigil


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Temmuz 08, 2010, 04:39:39 ÖS
Yokluğunda ne ateşleri hasretinle yaktım da
Bir seni yakamadım,beni yaktığın gibi
Çölde su,mahpusta gün,oruçta Ekmek gibi bekledim seni.
Sense araya korkular koydun
Yasaklar koydun
Şimdi neredesin diye sorma!
Sen çağırdın da ben gelmedim mi?
Sen varken darılmazdım çiçeksiz baharlara,
Yağmurlu havalara,kasvetli akşamlara
Sen varken,
Bakıp iç çekmezdim tren istasyonlarına,
Otobüs duraklarına
Sen varken ayrılanlara ağlamazdım.
Yıkılmazdım biten sevdaların ardından
Gidenlere küsmezdim,kalanlara acımazdım
Sen varken böyle üşümezdim,titremezdim.
Masumdum,çocuklar gibi
Böyle delirmezdim,küfretmezdim
Hele ölmeyi hiç düşünmezdim
Şimdi soruyorum sana
Adı sevmekse bu cehennemin,
Sen yaktın da ben yanmadım mı?
Biliyorsun,
Bütün acılarına "yeşil ışık" yaktım olmadı,
Bütün korkularına "arka çıktım" olmadı,
Dağlara merdiven dayadım, olmadı.
Haziran´da Kar oldum yağdım avuçlarına,olmadı.
Sevdim olmadı,yandım olmadı,taptım olmadı
Artık benden pes!
Bu aşkın biletini istediğin gibi kes!
Nasılsa gidiyorsun
Biliyorum,git!
Ama ardında,
Ağlayan bir çift göz,
Paramparça bir yürek,
Ve yıkılmış bir dağ görmek istemiyorsan;
Çek silahını daya sırtıma!
Titrersem namerdim
SEN VURDUN DA BEN ÖLMEDİM Mİ?


Ahmet Selçuk İlkan

 :'(


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: serco96 üzerinde Temmuz 08, 2010, 10:15:24 ÖS
Sen benim “İmkansızımsın” demeseydin de,

“Seninle her imkansıza göğüs gererim” deseydin…

Belki tüm imkansızlıkları yok ederdim seninle…

Söylemedin ki…


Sen benimsin” demeseydin de “Ben sana aidim”

deseydin… Başka yüreklerde olsan da varlığını hissedebilirdim,

bana ait olan hep bende kalır diye… Söylemedin ki…
“Senin için her zorlukla savaşırım” değil de; “Senden gelen hiçbir şey zorluk değil” deseydin; İnanırdım yüreğinin sadece benim için çarptığına,

cesaretine… Söylemedin ki…
“Sen olmadan yaşayamam” değil de, “Sensizlik diye bir şey yok; sen var olmasan da

benimlesin” deseydin… İnanırdım sevginin sonsuzluğuna, aşkın

sıcaklığına… Söylemedin ki…
“Sen benim rüyamsın” değil de “Gerçekleşen rüyamsın” deseydin; Uzağında da olsam yaşatırdım bu gerçeği sende,

rüya olmaktan çıkarırdım bizi… Söylemedin ki…
“Sen benim eş ruhumsun” değil de, “Sen aslında Bensin” deseydin… Yokluğunda bile devam ettirirdim sen olmayı,

kendimi unutmak olsa da sonu… Söylemedin ki… “Seni Seviyorum” değil de,

“Seni hep seveceğim” deseydin, Yalan da olsa sevgin, hiç dönmeyecek olsan da

inanırdım bana bir gün döneceğine… Beklerdim ömrümün sonuna kadar

gelmeyişlerini… Söylemedin ki…


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: serco96 üzerinde Temmuz 09, 2010, 02:32:05 ÖS
"Biz seninle bir salkımın iki aşık üzümüyken, başka şişelerde şarap olmuşuz, başka hayatlarda harap olmuşuz...

Biz seninle bir denizin iki aşık balığıyken, başka sularda yüzüp durmuşuz, başka kıyılara vurmuşuz."

Sevmenin tek başına bir aşka yetmediğine inanıp,
düştün yollara;
gittin ötelere.

O öteler, başka başkalarını ekledi yanına.

Ve biz seninle,
bir elmanın iki yarısı sanarken bizi,
ele avuca sığmaz bir kurtlara yenildik.
Çürümüye terkederken sevdalı yanımızı,
başkalarıyla avutmayı denedik varlığımızı.

Dahası beş para da etmedi sevda s/anıları...

Çizikler ve eziklerle doldurmaktan öte gidemedik
içimizin en duygulu yanlarını.


Ve biz seninle,
bir yaranın kabuğu sanarken bizi,
iyileşecekken kanadık taa içerimizden.
Bir türlü tutunamadık hücrelerimize.
Hiç bir merhem iyi gelmedi bize..

Şimdi,
Ne sen...
Ne de ben...
Tutunamıyoruz hayata...

Çünkü biz seninle
Bir denizin iki aşık balığıyken, başka sularda yüzüp durmuşuz

Ve boğulmuşuz...


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Temmuz 09, 2010, 04:07:32 ÖS
KİMYADA AŞK
ÇARPIYOR KALBİM HIZLA
BELKİDE KÜKÜRT GAZLA
SEVİYORUM SENİ BEN
SÜLFİRİK ASİTTEN FAZLA


SANA OLAN AŞKIMDA
REAKSİYON VAR BENİM
GEREKİRSE UĞRUNDA
ELEKTRON VERİRİM

SENDE İSTERSEN EĞER
İYONİK BAĞ KURARIZ
OLUMSUZ AŞKIMIZI
ATOMLARLA NOKTALARIZ.
 *hahaha*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: bulgarıstan üzerinde Temmuz 10, 2010, 11:37:47 ÖÖ
:)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 11, 2010, 01:58:28 ÖÖ


Beni Anlayamazsin

Aramizda daglar var
Aramizda uçurumlar
Yaklasma yanilirsin
Ben öldügümü bilirim
Sen yasadigini sanirsin
Kendini bilmeden daha
Beni taniyamazsin...

Günlerim atese gebe
Gecelerim sancili
Varamadik sabaha
Ben bir yumak dügüm dügüm
Sen karmakarisik bir kördügüm
Kendini çözmeden daha
Beni anlayamazsin...

 Ahmet Selçuk Ilkan


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: SmSERT üzerinde Temmuz 11, 2010, 04:33:55 ÖS
bunları okuyan olduğunu sanmıyorum..:) Warsa helal olsn..:)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: bulgarıstan üzerinde Temmuz 11, 2010, 06:59:04 ÖS
4 tane sıır yolladık nesıne helal ya :D


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Buny@S üzerinde Temmuz 12, 2010, 11:00:06 ÖS
(http://img210.imageshack.us/img210/9616/iphone476.jpg) (http://img210.imageshack.us/i/iphone476.jpg/)

Uploaded with ImageShack.us (http://imageshack.us)



Mutlu Yıllar
 
Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya.
Rengârenk batan günü al karşına.
Bir renk, de kendinden kat.
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak.
Kapat gözlerini bir hikâye yarat.
Vazgeçme hissedilir biraz, da sıcaklığını kat.
Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut.
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt.
Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama.
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver.
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana.
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.......


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FIERRO üzerinde Temmuz 13, 2010, 12:09:45 ÖÖ
I regret that translations of Google does not allow me to understand I'd like to read his poetry in Spanish


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Temmuz 13, 2010, 02:18:47 ÖÖ
yazık yaw acıdım fierroya  :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: FIERRO üzerinde Temmuz 13, 2010, 04:42:14 ÖÖ
No te salves/Don't Save Yourself
Mario Benedetti

Don’t remain immobile
At the edge of the road
Don’t freeze the joy
Don’t love with reluctance
Don’t save yourself now
or ever
Don’t save yourself
Don’t fill with calm
Don’t reserve in the world
Only a secure place
Don’t let your eyelids fall
Heavily as judgments
Don’t speak without lips
Don’t sleep without sleepiness
Don’t imagine yourself without blood
Don’t judge yourself without time.
But if
in spite of everything
You can’t help it,
And you freeze the joy,
And you love with reluctance,
And you save yourself now,
And you fill with calm
And you reserve in the world
Only a calm place,
And you let fall your eyelids
Heavily as judgments,
And you speak without lips,
And you sleep without sleepiness,
And you imagine yourself without blood,
And you judge yourself without time,
And you remain immobile
At the edge of the road,
And you save yourself,
Then…
Don’t stay with me.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Ekim 22, 2010, 12:19:31 ÖS
'öldükten sonra
dalmıştım mazinin ölgün sesine
evinin önünden geçiyorken dün
geçmiş zamanlara ağladım yine
hülyamda yaşarken o güzel yüzün

neden bugün bu ev böylece ıssız
nerde eski günler nerdesin ey kız
sensiz gönlüm şimdi yalnız, yapyalnız
derdini sararken bir eski hüzün.

gel bari hayali yakın gel sokul
bu hasta gönülden bir teselli bul
bak o da maziye ağlayan bir dul
birbiri üstünden geçtikçe her gün.

niçin solmayan bir sarı güldün
nasıl oldu bilmem ne çabuk öldün
kara topraklarla sen mi örtüldün
gözlerin gözümde yaşıyorken dün.

bir mezar mı sana son açılan yer
sen gibi güzeller ölürse eğer
inandım ki bazen yaşar ölüler
eski sevgililer önünde bütün.

Nazım Hikmet


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: istiklal. üzerinde Ekim 22, 2010, 12:54:02 ÖS
UYAN

 

Baksana kim boynu bükük ağlayan?

Hakk-i hayâtın senin ey Müslüman!

Kurtar o biçâreyi Allah için.

Artık ölüm uykularından uyan!

 

Bunca zamandır uyudun, kanmadın;

Çekmediğin kalmadı, uslanmadın.

Çiğnediler yurdunu baştan başa,

Sen yine bir kerre kımıldanmadın.

 

Ninni değil dinlediğin velvele...

Kükreyerek akmada müstakbele

Bir ebedî sel ki zamandir adı;

Haydi katıl sen de o coşkun sele.

 

Karşı durulmaz cereyan sîneçâk...

Varsa duranlar olur elbet helâk.

Dalgaların anlamadan seyrini,

Göz göre girdâba nedir inhimâk?

 

Dehşet-i mâziyi getir yâdına;

Kimse yetişmez yarın imdâdına.

Merhametin yok diyelim nefsine;

Merhamet etmez misin evlâdına?

 

"Ben onu dünyaya getirdim..." diye,

Kalkışacaksın demek öldürmeye!

Sevk ediyormuş meğer insanları,

Hakk-ı übüvvet de bu câniliğe!

 

Doğru mudur ye’s ile olmak tebah?

Yok mu gelip gayrete bir intibah?

Beklediğin subh-ı kıyamet midir?

Gün batıyor sen arıyorsun sabah!

 

Gözleri mâziye bakan milletin,

Ömrü temâdisi olur nekbetin.

Karşına müstakbeli dikmiş Hudâ,

Görmeye, lakin daha yok niyyetin!

 

Ey koca Şark! Ey ebedî meskenet!

Sen de kımıldanmaya bir niyyet et.

Korkuyorum Garb'ın elinden yarın,

Kalmıyacak çekmediğin mel’anet.

 

Hakk-ı hayatın daha çiğnenmeden,

Kan dökerek almalısın merd isen.

Çünkü bugün ortada hak sahibi,

Bir kişidir: "Hakkımı vermem!" diyen.

5 Şubat 1330 (1915)
 
m.akif ERSOY


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Ekim 22, 2010, 01:09:50 ÖS
gözlerimde parıltısı bakır bir tasın,
kulaklarım komşuların ayak sesinde..
varsın gene bir yudum su veren olmasın,
başucumda biri bana "su yok" desin de..

kemalettin kamu


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: devrimci_28 üzerinde Ekim 22, 2010, 01:10:33 ÖS
şiir değildir...
«— Yaşasın, Türk Halkının bağımsızlığı!. Yaşasın, Marksizmin ve Leninizmin Yüce İdeolojisi!. Yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!..»

Sonra etrafına baktı ve artık başka birşey söylemeden masaya çıkmaya çalıştı. Ama, belli ki, yorgun ve heyecanlı idi. Masaya, sonrada iskemleye çıkmasına yardım edildi ve etleri zangır zangır titreyen iki cellât, ipi onun boynuna geçirdikten sonra, gerilediler. İskemleyi devirmesi bekleniyordu. Fakat, bir dakikaya yakın süre geçtiği halde, Deniz Gezmiş'in bu işe yeltenmediği görülünce, cellâtlardan biri, âniden iskemleyi bir bacağından tutarak çekiverdi. İşte o zaman, sessizliği yırtan bir gıcırtı ile boşluğa düşen Gezmiş'in ayaklarının ucu da «Küt!.» diye alttaki masaya çarpmış ve biraz sonra da, kasılarak sallanmaya başlamıştı.

On dakika kadar geçtikten sonra, Deniz Gezmiş'in halâ kıpırdaması, boyun kemiğinin kırılmamış olmasındandı. Boyunun uzun olması nedeniyle ayakları masaya çarpınca, bu kırılmayı önlemişti.

Bundan dolayı da, Deniz Gezmiş'in ölümü için tam 52 dakikanın geçmesi beklendi. Bu süre içinde zaman zaman yapılan doktor muayenelerinin sonuncusunda, Deniz'in ölmüş olduğu saptandı ve bu konuda hazırlanan bir rapor, orada bulunan doktor ve diğer ilgililerce imzalandı.

Bu arada, mahkûm sehpadan indirilmiş ve boynundaki yaftası da çıkarıldıktan sonra, cesedi kenardaki bir tabuta konulmuştu. Bir iki dakika sonra da tabut, içeride bir yere taşındı.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: istiklal. üzerinde Ekim 22, 2010, 01:11:46 ÖS
"- Allah'a dayanmak mı? Asırlarca dayandık!

Düşdükse bu hüsrâna, onun nârına yandık!

Yetmez mi çocukluktaki efsâneye hürmet?

Dersen ki: Ufuklarda bir aydınlık uyansın;

Mâzîyi ateş vermeli, baştan başa yansın!

Şaşkınlık olur köhne telâkkîleri ihyâ;

Şeydâ-yı terakkî, koşuyor, baksana dünyâ.

Elverdi masal dinlediğim bunca zamandır;

Ben kanmıyorum, git de sen aptalları kandır!"

 

 

- Allah'a değil, taptığın evhâma dayandın;

Yandınsa eğer, hakk-ı sarîhindi ki yandın...

Meflûc ederek azmini bir felc-i irâdî,

Yattın, kötürümler gibi, yattın mütemâdî!

Mâdem ki didinmez, edemez, uğraşamazsın;

İksîr-i bekâ içsen, emîn ol, yaşamazsın.

Mevcûd ise bir hakk-ı hayat ortada, şâyed,

Mutlak değil elbette, vazîfeyle mukayyed.

Takyîd-i İlâhî ki: Bilâ-kayd ona münkâd,

Kalbinde cihanlar darabân eyliyen eb'âd.

Lâ-kayd olamazdın, biraz insâfın olaydı,

Duydukça bütün sîne-i hilkatten o kaydı.

 

 

"Allah'a dayandım!" diye sen çıkma yataktan...

Ma'nâ yı tevekkül bu mudur? Hey gidi nâdan!

Ecdâdını, zannetme, asırlarca uyurdu;

Nerden bulacaktın o zaman eldeki yurdu?

Üç kıt'ada, yer yer, kanayan izleri şâhid:

Dinlenmedi birgün o büyük nesl-i mücâhid.

Âlemde "tevekkül" demek olsaydı "atâlet';

Mîrâs-ı diyânetle yaşar mıydı bu millet?

Çoktan kürenin meş'al-i tevhîdi sönerdi;

Kur'an duramaz, nezd-i İlâhîye dönerdi.

 

 

"Dünya koşuyor" söz mü? Berâber koşacaktın;

Heyhât, bütün azmi sen arkanda bıraktın!

Mâdem ki uyandın o medîd uykularından,

Bir parçacık olsun, hadi, hiç yoksa, kımıldan.

Ensendekiler "leş" diye çiğner seni sonra;

Ba'sin de kalır ta gelecek nefha-i Sûr'a!

Çiğner ya, tabî'î, ne düşünsün de bıraksın?

Bir parça kımıldan, diyorum, mahvolacaksın!

Dünya koşuyorken yolun üstünde yatılmaz;

Davranmıyacak kimse bu meydana atılmaz.

Müstakbeli bul, sen de koşanlarla bir ol da.

Maziyi, fakat yıkmaya kalkma bu yolda.

Ahlâfa döner; korkarım, eslâfa hücumu:

Mâzîsi yıkık milletin âtîsi olur mu?

 

 

Ey yolcu, uyan! Yoksa çıkarsın ki sabâha:

Bir kupkuru çöl var; ne ışık var, ne de vâha!

İstanbul, 13 Teşrinisina 1335 (1919)


m.akif.ERSOY


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Emekli Tufek üzerinde Ekim 22, 2010, 01:36:12 ÖS
şiir değildir...
«— Yaşasın, Türk Halkının bağımsızlığı!. Yaşasın, Marksizmin ve Leninizmin Yüce İdeolojisi!. Yaşasın, Türk ve Kürt halklarının bağımsızlık mücadelesi, kahrolsun emperyalizm!..»

Sonra etrafına baktı ve artık başka birşey söylemeden masaya çıkmaya çalıştı. Ama, belli ki, yorgun ve heyecanlı idi. Masaya, sonrada iskemleye çıkmasına yardım edildi ve etleri zangır zangır titreyen iki cellât, ipi onun boynuna geçirdikten sonra, gerilediler. İskemleyi devirmesi bekleniyordu. Fakat, bir dakikaya yakın süre geçtiği halde, Deniz Gezmiş'in bu işe yeltenmediği görülünce, cellâtlardan biri, âniden iskemleyi bir bacağından tutarak çekiverdi. İşte o zaman, sessizliği yırtan bir gıcırtı ile boşluğa düşen Gezmiş'in ayaklarının ucu da «Küt!.» diye alttaki masaya çarpmış ve biraz sonra da, kasılarak sallanmaya başlamıştı.

On dakika kadar geçtikten sonra, Deniz Gezmiş'in halâ kıpırdaması, boyun kemiğinin kırılmamış olmasındandı. Boyunun uzun olması nedeniyle ayakları masaya çarpınca, bu kırılmayı önlemişti.

Bundan dolayı da, Deniz Gezmiş'in ölümü için tam 52 dakikanın geçmesi beklendi. Bu süre içinde zaman zaman yapılan doktor muayenelerinin sonuncusunda, Deniz'in ölmüş olduğu saptandı ve bu konuda hazırlanan bir rapor, orada bulunan doktor ve diğer ilgililerce imzalandı.

Bu arada, mahkûm sehpadan indirilmiş ve boynundaki yaftası da çıkarıldıktan sonra, cesedi kenardaki bir tabuta konulmuştu. Bir iki dakika sonra da tabut, içeride bir yere taşındı.

Olay TAM bu anlatildigi sekilde degildi ama,
Yine de GERCEKLERI YANSITIYOR....
Paylasim icin tesekkurler.... ;)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: devrimci_28 üzerinde Ekim 22, 2010, 02:01:10 ÖS
Olay TAM bu anlatildigi sekilde degildi ama,
Yine de GERCEKLERI YANSITIYOR....
Paylasim icin tesekkurler.... ;)
o anlar ben yoktum... ben yazılanlarla bılıyorum... sen varsındır o zamanlar buyuksun... olanları gazetelerden an ve an takıp etmişsindir.. mesaj olarak anlatta bızde ogrenelım arkadaşların konusu dagılmasın...


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Emekli Tufek üzerinde Ekim 24, 2010, 01:15:57 ÖÖ
o anlar ben yoktum... ben yazılanlarla bılıyorum... sen varsındır o zamanlar buyuksun... olanları gazetelerden an ve an takıp etmişsindir.. mesaj olarak anlatta bızde ogrenelım arkadaşların konusu dagılmasın...

Bu baslikta cok guzel siirler var.
Konu dagilmasin... ;)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: imperialis üzerinde Ekim 24, 2010, 02:48:54 ÖS
durakta üç kişi
adam, kadın ve çocuk

adamın elleri ceplerinde
kadın çocuğun elini tutmuş

adam hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi hüzünlü

kadın güzel
güzel anılar gibi güzel

çocuk
güzel anılar gibi hüzünlü
hüzünlü şarkılar gibi güzel

 cemalettin seber


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: F.S.M. üzerinde Ekim 27, 2010, 05:39:38 ÖÖ
No te salves/Don't Save Yourself
Mario Benedetti

Don’t remain immobile
At the edge of the road
Don’t freeze the joy
Don’t love with reluctance
Don’t save yourself now
or ever
Don’t save yourself
Don’t fill with calm
Don’t reserve in the world
Only a secure place
Don’t let your eyelids fall
Heavily as judgments
Don’t speak without lips
Don’t sleep without sleepiness
Don’t imagine yourself without blood
Don’t judge yourself without time.
But if
in spite of everything
You can’t help it,
And you freeze the joy,
And you love with reluctance,
And you save yourself now,
And you fill with calm
And you reserve in the world
Only a calm place,
And you let fall your eyelids
Heavily as judgments,
And you speak without lips,
And you sleep without sleepiness,
And you imagine yourself without blood,
And you judge yourself without time,
And you remain immobile
At the edge of the road,
And you save yourself,
Then…
Don’t stay with me.

KURTARMA KENDİNİ
Mario Benedetti (1920- ) – Uruguay

Kendini kurtarma,
Kımıldanmadan durma
Kenarında yolun,
Sevinçle donma,
İsteksizlikle sevme,
Kurtarma kendini şimdi
Ya da hiç,
Kendini kurtarma,
Sükunetle dolma,
Yer ayırma tümünde dünyanın
Sakin bir yerde yalnız,
Düşürme kapaklarını
Duruşmalar gibi ağır,
Dudaklarsız konuşma,
Uykusuz uyuyakalma,
Sanma kendini kansız,
Yargılama kendini zamansız.

Fakat gene herşeye rağmen
Ondan kaçınamazsın
Ve sevinçle donarsın,
Ve isteksizlikle seversin
Ve şimdi kendini kurtarırsın,
Ve sükunetle dolusun,
Ve tümünde yer ayırırsın dünyanın
Sakin bir yer diye yalnız,
Ve bırakırsın düşsün kapakların,
Duruşmalar kadar ağır,
Ve dudaklarsız konuşursun,
Ve uykusuz uyuklarsın,
Ve kendini kansız sanarsın,
Ve kendini zamansız yargılarsın,
Ve kımıldamazsın
Kenarında yolun,
O halde
Benimle kalamazsın.


Çeviren: Vehbi Taşar


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: 0guzh@n üzerinde Kasım 14, 2010, 08:18:44 ÖÖ
SEN İSTANBUL KOKARDIN

Martıların gözlerinden dinledim
İstanbul’un boğazı yanmış dün gece
Yıldızlar şahitlik etmiş, güya suçlu benmişim
Oysa can, yemin olsun yanağımdan süzülen denize
Ben bu şehre yüreğimi içirmedim..

Göklerden hicran yağdı, İstanbul’lu bir geceydi
Yere düşen her damlanın yüreğinde sen vardın
İsmin dudaklarımda idamlık bilmeceydi
Yalansa kahrolayım, sen İstanbul kokardın

Sevda dediğin gülüm bir busedir dudağımda
Bıçak gibi, yasak gibi, kan gibi…
Utanır, intihar ederdi ölüm,
Hayata rest çekip ağladığımda,
Korkak gibi, tutsak gibi, yaşanmamış an gibi…
Ben lal olmuş bülbülüm, sen deli gülsün bağımda
Toprak gibi, yaprak gibi, candan özge can gibi
Kuş uçmaz kervan geçmez dağımda,
Kah aşkı yağan kar tanesi
Kah Leyla tüten rüzgardın
Zambak gibi leylak gibi,
Sigaramda duman gibi
Sevdiceğim, sen İstanbul kokardın

Dayadım ondörtlüyü İstanbul’un şakağına
İstediğim gül içmekti gözlerinden bir yudum
Seni sordum gündüzlerce bu şehrin her sokağına
Söylemedi, inat ettim gece seni uyudum

Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Ayla toprak şahittir, şahittir denizle gece
Sensizken, İstanbul’da bir kez olsun gülmedim
Yıllar kapımı çaldı, ellerinde vur emri
Yokluğun var sen yoktun, ölüm geldi ölmedim
Ağladım yüreğimde sen, sende divane İstanbul
Aşkından hatıra dedim göz yaşımı silmedim
Ben bir sana, bir bu şehre gül dedim
Belki de can ben bu şehri güller için çok sevdim

Gözlerimden dökülen yaş denizi ıslatıyor
Sevda kilim, hasret nakış, gönül derdi dokuyor
Çatlayası deli yürek ‘sen sen’ diye atıyor
Oy gece gözlüm oy, İstanbul seni kokuyor

Serdar TUNCER


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: F.S.M. üzerinde Kasım 14, 2010, 08:27:18 ÖÖ
 :'( Bir istanbul aşıgı olarak  sevgiliye ve memlekete yazılmış güzel bir şiir paylaşım için Teşekkürler  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: 0guzh@n üzerinde Kasım 16, 2010, 04:38:27 ÖS
:'( Bir istanbul aşıgı olarak  sevgiliye ve memlekete yazılmış güzel bir şiir paylaşım için Teşekkürler  *rose*
*rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: carlsberg üzerinde Kasım 16, 2010, 10:46:16 ÖS
Giderim
artık seninle duramam
bu akşam çıkar giderim
hesabım kalsın mahşere
elimi yıkar giderim

sen zahmet etme yerinden
gürültü yapmam derinden
parmaklarımın üzerinden
su gibi akar giderim

artık sürersin bir sefa
ne cismim kaldı ne sefa
şikayet etmem bu defa
dişimi sıkar giderim

bozarmı sandın acılar
belaya atlar giderim
kurşun gibi mavzer gibi
dağ gibi patlar giderim

kaybetsem bile her şeyi
bu aşkı yırtar giderim
sinsice olmaz gidişim
kapıyı çarpar giderim

sana yazdıgım şarkıyı
sazımdan söker giderim
ben ağlayamam bilirsin
yüzümü döker giderim

köpeklerimden kuşumdan
yavrumdan cayar giderim
senden aldıgım ne varsa
yerine koyar giderim

ezdirmem sana kendimi
gövdemi yakar giderim
beddua etmem üzülme
kafama sıkar giderim
 

Ahmet Kaya


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: RedArmy01 üzerinde Kasım 16, 2010, 10:50:16 ÖS
Giderim
artık seninle duramam
bu akşam çıkar giderim
hesabım kalsın mahşere
elimi yıkar giderim

sen zahmet etme yerinden
gürültü yapmam derinden
parmaklarımın üzerinden
su gibi akar giderim

artık sürersin bir sefa
ne cismim kaldı ne sefa
şikayet etmem bu defa
dişimi sıkar giderim

bozarmı sandın acılar
belaya atlar giderim
kurşun gibi mavzer gibi
dağ gibi patlar giderim

kaybetsem bile her şeyi
bu aşkı yırtar giderim
sinsice olmaz gidişim
kapıyı çarpar giderim

sana yazdıgım şarkıyı
sazımdan söker giderim
ben ağlayamam bilirsin
yüzümü döker giderim

köpeklerimden kuşumdan
yavrumdan cayar giderim
senden aldıgım ne varsa
yerine koyar giderim

ezdirmem sana kendimi
gövdemi yakar giderim
beddua etmem üzülme
kafama sıkar giderim
 

Ahmet Kaya
bu türkü değilmiydi ya  *SCRATCH*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: 0guzh@n üzerinde Kasım 25, 2010, 08:24:17 ÖS
     Hesap

Borcumuz var vatana elbet ödenecek
Az sabret ana oğlun inşallah dönecek
O kadar kolay değil vatanı bölmek
Ve o kadar zor değil uğruna ölmek

Taşları bağlamışlar köpekler serbest
Eşkiya düze inmiş yiğitler derdest
İmama bozulup da bozmayız abdest
Gün gelir de bu hesap görülür elbet

Cephede yenilen düşman bir zaman siner
İlk fırsatta oyunu sinsice dener
Keser döner sap döner bu hesap döner
Bu millet makus talihi bu kez de yener

Taşları bağlamışlar köpekler serbest
Eşkiya düze inmiş yiğitler derdest
İmama bozulup da bozmayız abdest
Gün gelir de bu hesap görülür elbet

Arif Nazım 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: RedArmy01 üzerinde Kasım 28, 2010, 02:54:31 ÖS
ÇİĞDEM ÇİÇEK

Aylar oldu yıllar oldu
Ben yüzünü görmedim.
Yüzüne hasret kaldım kız
Yüzüne yüzüm sürmedim.

Gülen aya sordum seni
Küstü yüzünü sakladı
Yıldızlara sordum seni
Yüzüme bile bakmadı
Yıldızlara sordum seni
Yıldızlar kan ağladı.

Aksam olur ay gecede
Çiğdem çiçek şenlenir
Vallah/Billah düşünmesem seni
Derdime dert eklenir.

Bıçak sapladım sineme
Eskidi yaralarım
Sabah olsun gelmeye eğer
Kendimi yaralarım.

Söz: Ahmet Kaya
Müzik: Ahmet Kaya
RESMİ WEB SİTESİ
 :'( :'(


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Aralık 04, 2010, 05:40:47 ÖS
Tek Hece

Var mı beni içinizde tanıyan?
Yaşanmadan çözülmeyen sır benim.
Kalmasa da şöhretimi duymayan,
Kimliğimi tarif etmek zor benim...

Bülbül benim lisanımla ötüştü.
Bir gül için can evinden tutuştu.
Yüreğime Toroslar'dan çığ düştü.
Yangınımı söndürmedi kar benim...

Niceler sultandı, kraldı, şahtı.
Benimle değişti talihi bahtı,
Yerle bir eylerim tac ile tahtı,
Akıl almaz hünerlerim var benim...

Kamil iken cahil ettim alimi,
Vahşi iken yahşi ettim zalimi,
Yavuz iken zebun ettim Selim'i,
Her oyunu bozan gizli zor benim...

Yeryüzünde ben ürettim veremi.
Lokman Hekim bulamadı çaremi.
Aslı icin kül eyledim Kerem'i.
İbrahim'in atıldığı kor benim...

Sebep bazı Leyla, bazı Şirin'di.
Hatrım için yüce dağlar delindi.
Bilek gücüm Ferhat ile bilindi.
Kuvvet benim, kudret benim, fer benim...

İlahimle Mevlana'yı döndürdüm.
Yunus'umla öfkeleri dindirdim.
Günahımla çok ocaklar söndürdüm.
Mevla'danım, hayır benim, şer benim...

Kimsesizim hısmım da yok, hasmım da
Görünmezim cismim de yok, resmim de
Dil üzmezim, tek hece var ismimde
Barınağım gönül denen yer benim

Benim için yaratıldı Muhammed
Benim için yağdırıldı o rahmet
Evliyanın sözündeki muhabbet
Embiyanın yüzündeki nur benim

kimsesizim hısmımda yok hasmımda,
görünmezim cismimde yok resmimde,
dil üzmezim tek hece var ismimde,
barınağım gönül denen yer benim.
 
Cemal Safi



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _-PapiTo-_ üzerinde Aralık 05, 2010, 12:46:38 ÖS
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Bugün Pazar

Daha uyanmadı komşular
Damların üzerinde kuşlar
Daha rahatlar
Radyolarda eski şarkılar çalıyorlar bu saatlerde
Gönül penceresinden ansızın bakıp geçenlere doğru
Yağmur da var
Çok sevdiğim rüzgar da
Daha uyanmadı komşular

Bugün Pazar
Ve ben seni çok özledim

Dışarı çıkmak istiyor canım
Tek başına haytalık etmek

Islanmak Pazar sabahında yağmurda
Boş caddelerde dolaşmak
Vitrinlerine bakmak mağazaların
Sinemaların afişlerine
Sokakların isimlerine
Telefon kulübelerinde uyuyan çocuklara
Bir merhaba demek sessizce
Sahilde martılara simit atmak
Otobüslerin ilk seferlerine binmek
Gitmek istiyor canım
Hayatın gittiği yere

Islık çalıp şarkılar uydurmak kendi kendine
Fırından taze ekmek alıp
Buğusunu çekmek içine

Ve ben seni çok özledim.................    :'( :'(


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: F.S.M. üzerinde Ocak 17, 2011, 07:57:22 ÖS


HASRET

Yüz yıl oldu yüzünü görmeyeli,
belini sarmayalı,
gözünün içinde durmayalı,
aklının aydınlığına sorular sormayalı,
dokunmayalı sıcaklığına karnının.

Yüz yıldır bekliyor beni
                    bir şehirde bir kadın.

Aynı daldaydık, aynı daldaydık.
Aynı daldan düşüp ayrıldık.
Aramızda yüz yıllık zaman,
                       yol yüz yıllık.

Yüz yıldır alacakaranlıkta
                   koşuyorum ardından.


Nâzım HİKMET


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: nurofen üzerinde Ocak 18, 2011, 09:51:33 ÖÖ
Ağla Yüreğim

Akşam olur
Bir başıma kalınca
Bu yerde...

Özlemin
Ateş olur..!
Dokunduğun her yerde
Kıvılcımlar saçar
Özlem ateşin
Yangınlara döner...

İçimde
Yıkılmaz sandığım
Dağlar erir
Ormanlar bir bir yanar.

Eğil başım
Sen..
Öne eğil....

Bunca yıldız varken
Gece neden karanlık olur
Sevdiğim.....

Kaybetmeyince
İnsan
Bilmezmiş
Elindeki nimetin kıymetini.

Ağla yüreğim kendi haline
Sen
Şimdi ağla..

 
 
YazaR:MéliH ßaKi


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: F.S.M. üzerinde Ocak 19, 2011, 05:21:38 ÖS
" Hüsnün senin ey dilber "

Hüsnün senin ey dilber nâdide kamer mi
Hûri misin ey âfet-i can yoksa beşer mi

Gör nâlelerim halime rahmeyle civânım
Gözyaşı mı didemden akan hun-ı ciğer mi

Nergis mi acep didelerin gül mü yanağın
peymâne-i kudret mi lebin şirr ü şeker mi

Gördükçe seni tazelenir sanki hayatım
Sensiz bana bu cân ü cihan zerre değer mi




Şair Abdi

http://www.youtube.com/watch?v=7DiIU88W2as

http://www.portakal.tv/muzik-dinle/47346.html


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: izaora818 üzerinde Ocak 19, 2011, 11:37:25 ÖS
Küçücük bir uzaklığa takıldı ayaklarımız.
Yüzüstü kapaklandık yere.
Kalplerimiz kanadı ..
Bayırlardan geçtik, yokuşlar indik,
dağ-tepe seğirttik ama .
Biz seninle düz yolda yürüyemedik.
Alt tarafı gün batımı
birkaç yalnız yürüyüştü mızmızlandığımız ..
Alt tarafı, geceleri pencereden
buruk bir gülümsemeydi yıldızımıza,
böyle zorlandığımız ..
Ve tökezledik, düşmek istedik.
Biz gizliden gizliye bu uzaklığı sevdik galiba
Kapımızı vurmuş ta duymadık aşkı.
Kim bilir ne kadar beklettik.
Belki soğuktu üşüdü, kalkıp açmadık ..
Biz kapımıza gelmiş Aşkın kalbini kırdık.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: F.S.M. üzerinde Şubat 11, 2011, 09:20:04 ÖÖ
Yalnızlık

Şemsiye yapımcıları
ıslanmaktan
tek kişiyi koruyacak genişlikte
kesince kumaşları
yağmur değil
yalnızlıktır yağan

Daha da hüzünlendirir her gece
kentin sokaklarını
bekçinin nefesiyle
düdüğün içinde dönen
nohut taneciğinin
yalnızlığı

Ne çok sevinirim bilseniz
bir yılan
mezarıma girerde
göğüs kafesimin kemikleri içinde
kış uykusuna
yatarsa


Sunay AKIN

http://www.siirfm.com/yalnizlik-sunay-akin/


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: F.S.M. üzerinde Şubat 14, 2011, 03:33:44 ÖS


Sevgi Güzellik İster

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.

Bir çocuk dudağıyla
Yanakta bir sıcaklık.
Yalnız güzellik değil,
Sevgi özgürlük ister.

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.

Aşkların en soylusu
Birken birçok olandır.
Sevginin en güzeli
Paylaşılan emektir.

Aşkların en soylusu
Birken birçok olandır.
Çıkarsız ve sınırsız
Paylaşılan yürektir.

Sevgi güzellik ister gülüm,
Güzellik emek ister.
Güzellik tende değil gülüm,
Yürekte ateş ister.



http://www.akormerkezi.com/ilkay-akkaya-sevgi-_video-izle-hjrdh.html


Bir Gün Kapına Gelsem 


Bir karanlık geliyor yokluğunun ardından
Ne zaman güneş batsa bu son gecem diyorum
Vazgeç yalan dünyanın köhne saltanatından
Yetişir bunca keder, bunca elem diyorum

Her şey sağır içimde ne şiir ne musiki
Dünyadan bezginliğim dünyalar kadar eski
Öylesine çözülmüş, öyle dağılmışım ki
Bu ne bitmez ayrılık bu ne özlem diyorum

Beni çağırdığını bir defa duyabilsem
Avuçlarımda ateş, yorgun gözlerimde nem
Aşarak denizleri bir gün kapına gelsem
Başımı duvarlara vurup ölsem diyorum



Ümit Yaşar OĞUZCAN



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mart 26, 2011, 11:38:06 ÖS
her yer karanlık pür nur o mevki
mağrip mi yoksa makber mi ya rab
ya habgah-ı dilber mi ya rab
rüya değil bu, ayniyle vaki

kabri çiçekten bir türbe olmuş
dönmüş o türbe bir haclegahe
bir haclegahe dönmüşse türben
aç koynunu aç maşukanım ben



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Mart 27, 2011, 03:53:08 ÖÖ
"eyvah ne yer ne yar kaldı
gönlüm dolu ah u zar kaldı
şimdi buradaydı gitti elden
gitti ebede gelip ezelden
ben gittim o haksar kaldı
bir köşede tarumar kaldı
baki o enisi dilden eyvah
beyrut'ta bir mezar kaldı

bildir bana nerde nerde ya rab
kim attı beni bu derde ya rab
nerde arayayım o dilrübayı
kimden sorayım bi-nevayı
derlerki unut o aşnayı
gitti tutarak reh-i bekayı

sığsın mı hayale bu hakikat
görsün mü gözüm bu macerayı?
süratle nasıl da değişti halim
almaz bunu havsalam hayalim.

çık fatıma! lahteden kıyam et
yanımdaki haline devam et
ketn etme bu razı söyle bir söz
ben isterim ah öyle bir söz
güller gibi meyl-i ibtisam et
dağı dile çare bul meram et
bir tatlı bakışla bir gülüşle
eyyamı hayatımı temam et

makber mi nedir şu gördüğüm yer
ya böyle reva mı ey cay-ı dilber"


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: arwen üzerinde Mart 27, 2011, 09:30:15 ÖS
aslı buymuş zaten makberin sanırım şuan okunan şarkı bir müzikal için mi ne yazılmış ama tam emin değilim


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Mart 27, 2011, 10:34:22 ÖS
senın yolladıgın hamid tarhanın 'tarık' (ismi buydu sanırım) adlı tıyatrosunda geçıyo şiiriyle alakası yok yanı
benım yolladıgım orjınal makber sıırıdır
ama ikisindede konu aynıdır 'vefat eden karısı'


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Nisan 27, 2011, 04:44:19 ÖS

Anlatamamaktan doğuyor çünkü şiir.
Anlatamadıkça canı acıyor şairin.
Canı acıdıkça şiir geliyor.
Acınız dinmesin efendim.
Ve anlatamayasınız.
Çünkü en iyi o zaman anlatırsınız.

Nazan Bekiroğlu


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 09, 2011, 02:48:56 ÖÖ
HASRETİNDEN PRANGALAR ESKİTTİM

Seni anlatabilmek seni.
İyi çocuklara, kahramanlara.
Seni anlatabilmek seni,
Namussuza, halden bilmeze,
Kahpe yalana.
Ard- arda kaç zemheri,
Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu
Dışarda gürül- gürül akan bir dünya...
Bir ben uyumadım,
Kaç leylim bahar,
Hasretinden prangalar eskittim.
Saçlarına kan gülleri takayım,
Bir o yana
Bir bu yana...
Seni bağırabilsem seni,
Dipsiz kuyulara.
Akan yıldıza.
Bir kibrit çöpüne varana.
Okyanusun en ıssız dalgasına
Düşmüş bir kibrit çöpüne.
Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
Yitirmiş öpücükleri,
Payı yok, apansız inen akşamdan,
Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
Seni anlatabilsem seni...
Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
Üşüyorum, kapama gözlerini...

 AHMED ARİF




SEVDAN BENİ

Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...

 AHMED ARİF



AY KARANLIK

Maviye/Maviye çalar gözlerin,
Yangın mavisine/Rüzgarda asi,
Körsem/Senden gayrısına yoksam
Bozuksam/Can benim, düş benim,
Ellere nesi?
Hadi gel,
Ay karanlık...
İtten aç/Yılandan çıplak,
Vurgun ve bela
Gelip durmuşsam kapına
Var mı ki doymazlığım?
İlle de ille/Sevmelerim,
Sevmelerim gibisi?
Oturmuş yazıcılar
Fermanım yazar
N'olur gel,
Ay karanlık...
Dört yanım puşt zulası,
Dost yüzlü,
Dost gülücüklü
Cıgaramdan yanar.
Alnım öperler,
Suskun, hayın, çıyansı.
Dört yanım puşt zulası,
Dönerim dönerim çıkmaz.
En leylim gecede ölesim tutmuş
Etme gel,
Ay karanlık...

 AHMED ARİF


http://www.youtube.com/watch?v=BvkNL5_6z-4

http://www.youtube.com/watch?v=5-mlyDK8kxs&feature=related

http://www.youtube.com/watch?v=bB5Tp1cvaDs&feature=related

Uyutmadı Ahmet Arif





Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 14, 2011, 12:55:58 ÖÖ
Dün Canım olan

Yarın, Düşmanım olmaz benim

Yaşananların hatırı hep saklı kalır,

Hatırları hep sorulur selamları hep alınır…



Sildiklerim vardır bir de,

onlar yanlışlarım ve pişmanlıklarımdır

Adları anılmaz, hatırları sorulmaz,

Sadece beddualarımdır



Vicdanla birlikte

Şeref ararım ben sevdiklerimde.

Her zaman doğru değildir elbet seçimlerim

Zaman gelir şerefsizleri de severim



Her yerde gözüm kulağım vardır benim

“Eksik söylemek yalan söylemek değildir” mantığındaki “Çok Dürüstler”?

Beni değil, kendilerini kandırırlar yalnızca

Bilmezden gelişlerim, aptala yatışlarım

Kaybetme korkumdan değil,

Karşımdakilerin yalan söyleme potansiyellerine olan merakımdandır…



İnkar olmaz benim hayatımda

Yaşananı, “yaşanmamış” saymam

Sayanları da SAYMAM

kelimelere sığmaz,

Sayfalar sürer beni anlatmak,

Ama ne kadar anlatılırsa anlatılsın

Yaşayan bilir beni, yaşamayan anlamaz



Ağırdır sevmelerim her yürek taşıyamaz,

Büyüktür umutlarım her omuz kaldıramaz

Can Dündar



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: kartosman üzerinde Mayıs 15, 2011, 03:24:17 ÖS
GÜLLER ARASINDA BİR DİKEN
KIRIK BİR MASADA İÇKİ İÇEN
ESRARI CEKİP KENDİNDEN GECEN
BİR SERSERİ GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA
  ******
SAHİLE OTURMUŞ DENİZE BAKAN
YAKASIZ GÖMLEGE KRAVAT TAKAN
ARKADAŞINI DEGİLDE KENDİNİ YAKAN
BİR DELİKANLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA
  ******
OLUR OLMAZ İŞLERE KAFAYI TAKAN
KAHPE İNSANLARA KIZIP YAŞAMDAN BIKAN
DALIPTA SİGARAYI TERSİNDEN YAKAN
BİR YAKIŞIKLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA
***************************** *rose* *rose* *rose* *rose* *rose* *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Gio üzerinde Mayıs 15, 2011, 03:27:17 ÖS
GÜLLER ARASINDA BİR DİKEN
KIRIK BİR MASADA İÇKİ İÇEN
ESRARI CEKİP KENDİNDEN GECEN
BİR SERSERİ GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA
  ******
SAHİLE OTURMUŞ DENİZE BAKAN
YAKASIZ GÖMLEGE KRAVAT TAKAN
ARKADAŞINI DEGİLDE KENDİNİ YAKAN
BİR DELİKANLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA
  ******
OLUR OLMAZ İŞLERE KAFAYI TAKAN
KAHPE İNSANLARA KIZIP YAŞAMDAN BIKAN
DALIPTA SİGARAYI TERSİNDEN YAKAN
BİR YAKIŞIKLI GÖRÜRSEN BENİ HATIRLA
***************************** *rose* *rose* *rose* *rose* *rose* *rose*
güzelmiş  :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 16, 2011, 04:39:50 ÖS

Sen Hep

Sen hep uykularda mı kendini anlatacaksın
Çitlere takılırken uçurtmanın mavi yüzü
Hep sayıklayacak mısın
Geçitlerde düşürdüğün
Bir çocuğun öpülesi gülüşünü

Sen hep fısıldayacak mısın
Söylemeden suya ulaşan şarkıları
Sürgülenip sürgünlüğüne
Eskimiş fotografların silüetlerini mi giyineceksin
Sen hep böyle yalnış adreslerde mi yaşayacaksın.

Sen hep duruşlarınla mı kendini anlatacaksın
Dudaklarının kıvrımında uzayıp giden destanı
Bir yanı uzunçalar yüreğinin geri sarar bir yanı
Bir yanın gün sağarken gecenin memesinden
Sen hep böyle koca sevdaları mı taşıyacaksın.

Sen hep pekmez tadında bıraktığın
Ondokuz akşamlarını
Sedef kakmalı sandıklarda mı saklayacaksın
Belki bir gün bir alay turaç sesine
Takılır da gelirsin
Ellerim bekleye dursun…

Yunus YAŞAR


http://www.siirfm.com/sen-hep-yunus-yasar/


Sinema Kapılarında

Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli.
Tertemiz giysilerim olmalı
Ütülü, ince yakışan.
Bir kızı sevmeliyim dupduru
Yağmur mavisi, bulut buğusu
Gökyüzü gibi sakin
Gülmeli gözlerinin içi
En acılı günlerimde bile
Tutup yalnızlığımdan
Bana güvenmeli;
Kaşlarını yıkmadan sevmeli beni.

Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli.
Çocuk düşlerimi ezen evler değil
Sevgiler olmalı oda oda
Mutluluğu gülüşlerle köpüren.
Babam utanmamalı benden
Annem ezik durmamalı
Ufacık bir isteğimle buruk.
Bir işim olmalı, bir güvencem
El ellerinde hoyrat/
Ev içlerinde
Kanayıp gitmemeli çocuk ömrüm.

Benim dünyayı sevmem için
Dünya beni sevmeli
Dünya beni sevmeli.

Şükrü ERBAŞ




http://www.siirfm.com/sinema-kapilarinda-sukru-erbas/



Vurgunum

yanağında pembe güller gülümser
gözlerınde ıslak güller ışırdı
çehrene hafıf utangaçlık
üstüne ne gıysen yakışırdı
küçük masum ıffetlı
bıraz da nazlı bır kızdın
güzellığın hıç kımseye benzemez
şeklı tam seçılemeyen yıldızdın
bır bakmaya dayanamazdım
bır de çayına
yanındayken vakıt nasıl erırdı
tarıfsız tadları tebessümün
acıları çatık kaşın verırdı
zaman buğdaya değırmen
kar’a güneş ateşe su
sana da hoyratca sürmüş elını
yaman değıştırmış doğrusu
yüzünde güller solmuş
gözünde fer azalmış
bıraz vefasızca geçmış yazın.
saçlarında erken başlamış kavgası
kara ıle beyazın
sana bahar uygundur demez mıydım hep
nıye vakıtsız soruyorsun
hayat yalnız senın değıl hayatım
sağlam dur yoksa
sebebım oluyorsun
sebebım oluyorsun…

Nazım TEKTAŞ



http://www.siirfm.com/vurgunum-nazim-tektas/





Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 16, 2011, 05:00:35 ÖS
İSTANBUL

Can evimden baktım sana İstanbul!
Rüzgârların anamın duası kadar serin.
Beyaz şamdanlar gibi yükseliyrdu
İnce kalem kalem minarelerin.
Bir sabah vapurla alıp getirdi beni
Güneşteydi rengi karın.
Şadırvan şadırvan aktı içime
Masal güzelliği suların.
Kiraz dallarına benzer incecik, narin
Bir kız vapurda gelip yanıma durdu.
Saçlarından, gözlerinden, dudaklarından
İstanbul esiyordu.
Can evimden baktım sana İstanbul!
Demli çaylar gibiydi uzaklardan Emirgân.
Türkülerde yağmur yağmur Üsküdar
Dualarda sımsıcak Eyüp Sultan.
Renkli resimler gibi işlenmiş, ince
Çeşmelerin vardı senin.
Durdum gölgesinde şair gönlümce
Öptüm taşını çeşmenin…
Bir sıcak selâmla gelir uzaktan
Vapurlar, mavnalar, tramvaylar.
Ve eski bir türküyle alır gider gönlümü
Sultan duruşlu yalılar, padişah bakışlı saraylar.
Bayezid Camii’nde namaz kıldım
Safların ardında garipsi, mahzun.
Sen bin yaşa sımsıcak dualarda
Ey destan şehri yurdumuzun.

Yavuz Bülent BAKİLER




ÜSKÜDAR TÜRKÜSÜ         
 
İstanbul'da Üsküdar'lı bir kız var
Bir tramvay durağında evleri
Sarı kanaryalar, ak kanaryalar
Öter balkonunda geceleri...
 
Bulutsuz rüzgârlar gibi her sabah
Bir masal âleminden çıkıp gelirdi.
Ne adını düşünürdüm bir deniz kıyısında
Ne adımı bilirdi.
 
Bir gün bulutlar geldi habersiz
Sonra incecikten yağdı üstüme
Büyüdü içimde zamanla yeri.
İki mısra gibi aldı gönlümü
Bir gül yaprağından güzel elleri
 
Bendim artık gölge gölge sokaklardaki
Öylesine mahzun, kaygılı, ürkek.
Bendim her mevsim boyu sımsıcak
Sevdalar içinde vuran tek yürek
 
Bir gün baktım penceresi perdesiz
Yok odalarda çın çın şarkı söyleyen sesi.
Yok balkonda artık ak kanaryanın,
Sarı kanaryanın kafesi.
 
Benden sorun Üsküdar'ın şimdi her gece
Sokakları kaç adım.
Bir gece yarısı düştüm yollara
Her köşe başında ağladım.

Yavuz Bülent BAKİLER


http://www.siirfm.com/istanbul-yavuz-bulent-bakiler/


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Mayıs 20, 2011, 12:05:10 ÖS

Biraz Değiştim


Biraz değiştim,
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…

Değiştim…
Unutamadığım sözlerinin arasında sıkışıyorum,
Bir yanım kendimi kolluyor bir yanım seni
Ben benimle savaşıyorum,
Seninle değil…

Sonucu kılıcı kuşananından belli olan bir savaşın,
ne kazanabileni ne de kaybedeniyim…
Sorun değil…

Elbet Alışırım…
Biraz alıştım.
Her şey kadar, her kez kadar, sen kadar…

Alıştım!
Varlığını istemediğim tüm eksik yanları
Ve çokluğunu da, yokluğunu da istemediğim
iki arada bir derede duyguya alışıyorum…
Bir yanım bırak diyor bir yanıma
Kesin değil! Henüz tanıştık…
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…

Tanıdığımı sandığım bana daha yakınım artık
Duvarlara anlatırken öğrendiklerim kendi hakkımda
Ve aynalarda ağlarken gördüklerim kendi tarafımda
Bir yanım memnun oldum diyor,
bir yanım tanıyamadım daha
Samimi değil…
Bir hayli kırıldım…
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…

Canıma batan her halin felç gibi indi bedenime
Gözlerimden tut da ciğerlerime kadar kırgınım…
Aslında ne sana, ne olanlara…
Kendime kırgınım!..
Maziye hiç değil, âna kırgınım
Anlatamadığım, anlayamadığım masalların bana yaptıklarına
Dinlediğim şarkılarda bana seni anımsatan şarkıcılara
Beni anladığın kelimelerin bana her şeyi anlatıyor gibi geliyor oluşuna
Bir hayli kırgınım…
Beni ben kırdım oysa…
İyi değilim.
Galiba yoruldum…
Her şey kadar, herkes kadar, sen kadar…

Kalbime, kalbimi kanıtlamaktan
Ve kanıtladığıma kendimi inandırmaktan
Ve dahası kocaman bir sahada tek başına koşmaktan yoruldum
Aslında ne pişmanım ne de pes ediyorum!..
Sadece beni kaybettikçe seni kaybediyorum.
Şu kalp denen, beni bana sorgulatıyor artık
Ki Seni sorgulamamasını nasıl beklerim?!..

Toprağa bakan yanım senden zate ayrı
Sana bakan yanımsa toprakla aynı
Hıh! Ne yaparsan yap, gördüğünün seni görmesini bekleyemezsin!

Gözlerim yorgun…
Dudaklarım, dudaklarım hissiz…
Dokunulmadan geçen yıllar bana ağır…
Sarılmadan geçip giden uğurlamaların, kavuşmaları hep beklentisiz
Söyleyemediklerini söylesende şimdi
Sesine aşina yanım, onca sessizlikten sonra artık sağır!
İsteyerek değil…
Çok çalıştım

Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkiye
Ve bence bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Daha öncede gitmiştim…
Çok çalıştım…
Paylaştığımız hayatımızda bıraktığın onca üstü kapalı git izine
Beni yerle bir eden kendince açık olan her tepkine
Ve bende bana tanımadığım bir adamı göstermene rağmen
Gitmek için, bitmek için, sana huzur vermek için
Çok çalıştım…

Daha öncede gitmiştim…
Kendi isteğimle…
Anladım ki daha önce sevmemiştim!

Çok çalıştım inan
Değişen yanımın aslında hep aynı olduğunu göstermeye
Her defasında daha da tozlanan canımı kırmadan korumaya
Ve alışmaya kendime…
Bu göz gözü görmez dumanlı halime
Çok alışmaya çalıştım hem de…

Tanıştım seninle doğan yanımla da, ölen yanımla da
Birini yaşattım! Yaşatıyorum da hala
Ama diğerinin ölmesine engel olamıyorum da

Yorulmak, dinlenmekten geçmiyor
An be an çöküyor, insanın içindeki güç
Işığı sönüyor…
Beyaza dönüyor rengi git gide
Hissizleşiyor…

Ne yormak istedim Seni,
Nede yormak kendimi
Çok çalıştım
Gitmeye de kalmaya da…
İkisi de aynı acı, ikiside rezil
Daha öncede gitmiştim
Ama böyle kalarak değil
Böyle kalarak değil


// Can Yücel



http://facebookvideoindir.gen.tr/kahraman-tazeoglu-can-yucel-biraz-degistim-hq.html


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Haziran 23, 2011, 06:07:05 ÖS


ÇOCUKSUN SEN / I

Dünyanın dışına atılmış bir adımdın sen
Ömrümüzse karşılıksız sorulardı hepsi bu
Şu samanyolu hani avuçlarından dökülen
Kum taneleri var ya onlardan birindeyim
Yeni bir yolculuğa çıkıyorum kar yağıyor
Bir aşk tipiye tutuluyor daha ilk dönemeçte

Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum

Dönüşen ve suya dönüşen sorular soruyorsun
Sesin bir çağlayan olup dolduruyor uçurumlarımı
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Birisi adres sorsa önce silaha davranıyorum
Kekemeyim en az kasabalı aşklar kadar mahçup
Ve üzgün kentler arıyorum ayrılıklar için
Bir yanlışlığım bu dünyada en az senin kadar
Ve sen kendi küllerini savuruyorsun dağa taşa
Bir daha doğmamak için doğmak diyorsun
Ölümlülerin işi bir de mutlu olanların
Onların hep bir öyküsü olur ve yaşarlar
Bırakıp gidemezler alıştıkları ne varsa

Çocuksun sen her ayrılıkta imlası bozulan

Susan bir çocuktan daha büyük bir tehdit
Ne olabilir, sorumun karşılığını bilmiyor kimse
Kötü bir anlatıcıyım oysa ben ve ne zaman
Bir kaza olsa adı aşk oluyor artık
Aşksa dünyanın çoktan unuttuğu bir tansık
Seni bekliyorum orda, o kirlenen ütopyada
Kirpiklerime düşüyorsun bir çiy damlası olarak
Yumuyorum gözlerimi gözkapaklarımın içindesin
Sonsuz bir uykuya dalıyorum sonra ve sen 

Hiç büyümüyorsun artık iyi ki büyümüyorsun
Adınla başlıyorum her şiire ve her mısrada
Esirgeyensin bağışlayansın, biad ediyorum.

Çocuksun sen ve bu dünya sana göre değil

 

ÇOCUKSUN SEN / II

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüm
Bir çiçeğe tutundum düşerken, ordayım hâlâ
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı 
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle
Zaman benim işte, nesneleşiyor tüm anlar
Dursam ölürüm paramparça olur dünya

Çocuksun sen sesinin çağlayanına düştüğüm
Uçurum diyordun bir aşk uçurum özlemidir
Bırakıyorum öyleyse kendimi sesinin boşluğuna
Tutunabileceğim tüm umutları görmiyeyim için
Gözlerimi bağlıyorum geceyi mendil yaparak
(Gözlerim bir yerlerde daha bağlanmıştı, bunu
Unutmuyorum unutmuyorum unutmuyorum hiç)

Bir rüzgâr esse ellerin fesleğen kokuyor
Kırlangıçlar konuyor alnına akşamüstleri
Bu yüzden bir kanat sesiyim yamaçlarda
Üzgün bir erguvan ağacıyla konuşuyorum
Ayrılığın zorlaştığı yerdeyim ve dalgınlığım
Bir mülteci hüznüne dönüyor artık bu kentte

Çocuksun sen alnına kırlangıçlar konan

Bir bulutun peşine takılıp gittiğimiz yer
Okyanus diyelim istersen ya da sen söyle
Batık bir gemiyim orda, seni bekliyorum
Upuzun bir sessizliğim fırtınalar patlarken
Gövdem köle tacirlerinin barut yanıkları içinde
Ve gittikçe acıtıyor yaralarımı tuzlu su
Çocuksun sen, büyümek yakışmazdı hiç
Gülüşünün kokusuyla yeşerdi bu elma ağacı
(Soluğunun elma kokması bundandı belki)
Bir elma kokusuna tutundum düşerken
Sallanıp durmaktayım bir saatin sarkacı
Nasıl gidip geliyor gidip geliyorsa öyle

Çocuksun sen, çocuğumsun
 

                 AHMET TELLİ


Hatırlamak istedim  *heart*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Temmuz 01, 2011, 07:08:27 ÖÖ
Bir beyaz lerze, bir dumanlı uçuş,
Eşini gaib eyleyen bir kuş
gibi kar
Geçen eyyâm-ı nev-bahârı arar.

Ey kulûbun sürûd-ı şeydâsı,
Ey kebûterlerin neşîdeleri,
O bahârın bu işte ferdâsı:
Kapladı bir derin sükûta yeri
karlar
Ki hamûşâne dem-be-dem ağlar.

Ey uçarken düşüp ölen kelebek,
Bir beyaz rîşe-i cenâh-ı melek
gibi kar
Seni solgun hadîkalarda arar.

Sen açarken çiçekler üstünde
Ufacık bir çiçekli yelpâze
Na'şın üstünde şimdi ey mürde
Başladı parça parça pervâze
karlar
Ki semâdan düşer düşer ağlar.

Uçtunuz, gittiniz siz ey kuşlar;
Küçücük, ser-sefîd baykuşlar
gibi kar
Sizi dallarda lânelerde arar.

Gittiniz, gittiniz ey mürgan,
Şimdi boş kaldı ser-te-ser yuvalar,
Yuvalarda -yetîm-i bî-efgan:-
Son kalan mâi tüyler kovalar
karlar
Ki havâda uçar uçar ağlar.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Temmuz 01, 2011, 07:11:52 ÖÖ
Dağılır yele karşı altın saçları
Uçuşurdu bin bir büklüm içinde.
Bir hoş ışık vardı gözlerinde
Pırıl pırıl,sönmüş o zamandan beri.

Bir iyilik sarardı yüzünü bazan
Bilmem,belki bana öyle gelirdi.
Ben,o sevdadan can atan deli
Nasıl yanıp tutuşmazdım o zaman.

Yürüdü mü yerden kurtulurdu sanki
Melekler öyle yürüse gerek.Sözleri
Bir başka türlüydü insan sözlerinden.

Gökte bir ruhtu o,bir canlı güneşti.
Öyle gördüm ben;öyle değilmiş şimdi.
Yay gevşemiş,ne çıkar,yara gitmez gönülden.

Francesco PETRARCA


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 01, 2011, 09:04:04 ÖÖ
Bu Şehir

Islak sokaklar mevsimindeyiz artık
Bu kalabalık şehre hüzün yağar bu zamanlar
Yalnızlık yağar caddelerine
Darmadağın saçlar, ıslanmış yüzler hep yere bakar
Kahveleri bile dert yüklenir
Çayları daha bir demli
Unutulan sevgililer hatırlanır veya sevgililer unutulmaya çalışılır
Bu mevsimde vitrinleri az sulu rakı gibidir bu şehrin
Her adımın yalnızlığa uzanır
Yine de hızlı adımlar atılır, koşulur bu sokaklarda
Herkes kendi türküsünü söyler yüzünü buruşturarak,
Herkes kendi hikayesini en acıklı sanır
Kendisi koca bir yalanken gerçeği arar bu şehir
Sokakları gibi evleri de acı doludur, gözyaşları taşar pencerelerinden…
Geceleri gerçeklerini saklar da, her gün başka bir maske takar insanları…
Hayatları vardır anlatıkları, bir de tek başına kalınca yaşadıkları…
Aşkları bir damla gözyaşında boğulur bu şehrin
Onun için geceleri yeni hayatlar yazılır kimsenin bilmediği zamanlara
Onun için kimse üzülmez gidenlere ve acır geride kalanlara
Herken kendi türküsünü söyler bu şehirde sadece kendi acısına ağlar
Herkesin tiyatrosudur bu şehir herkesin en yalandan sahnesi
Ve onun için bulunmayı bekler bu şehrin denizlerinde incilerin en sahtesi
Yine de yalan olduğunu bile bile hergün aynı oyunu oynar bu şehrin insanları
Herkes kendi hikayenini en acıklı sansa da her geceyi pembeye boyar gündüzün yalanları…

Bu şehir en çok sevenini aldatır
En çok sevenini üzer hiç acımadan
Sokaklarında gezmek de bir savaştır burada hayatta kalmak da…
Ve çok zordur buna rağmen ayrı kalmakta
Nefret etmek çok kolaydır bu şehirden
Küfür etmek çok kolay
Yine de ayrılamaz aldattıklar, ayrı kalamaz…
Her gidişinde dönüşü özler, onsuz kalamaz
Bu şehrin sokakları hüzün doludur, acı doludur her zaman
Her bir köşesinde bir hikaye gizlenir
Boş sokaklarında gece yarısı masallar anlatır bu şehir
Bir kez göreni 100 kez aldatır…
Onun için adımlar hep hızlı atılır, koşulur bu şehrin sokaklarında…
Çektirdiği onca acıya rağmen her zaman bir başkadır…
Her zaman ilktiri tektir ve sondur bu şehir
Ve en kalabalık caddesi görünmeyen acılardan bir nehir
Yine de hızlı adımlar atılır, koşulur bu sokaklarda
Herkes kendi türküsünü söyler kimseyi umursamadan
Herkes hergün insanlığından bin defa utanır.


Abdullah Özdoğan


http://facebook-videolari-indir.com/izle-Abdullah+%C3%96zdo%C4%9Fan+-+Bu+%C5%9Eehir-222219.php


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 12, 2011, 11:00:04 ÖS
(http://img210.imageshack.us/img210/9616/iphone476.jpg) (http://img210.imageshack.us/i/iphone476.jpg/)

Uploaded with ImageShack.us (http://imageshack.us)



Mutlu Yıllar
 
Bu gün dünyayı istediğin bir renge boya.
Rengârenk batan günü al karşına.
Bir renk, de kendinden kat.
Çocuklar gibi saf, temiz ve berrak.
Kapat gözlerini bir hikâye yarat.
Vazgeçme hissedilir biraz, da sıcaklığını kat.
Kalbinde, ki elleri bırakma sıkıca tut.
Çünkü varlıktır sevgiye en güzel kanıt.
Yalnızlığın saltanatını sür, sür ama.
Birikmiş sevginden, herkese bir parça ver.
Bir tebrik, bir arama bin umuttur insana.
Mutlu yıllar, mutlu yıllar sana.......



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 16, 2011, 12:53:56 ÖS
SENİ GÜNLERE BÖLDÜM

Seni günlere böldüm, seni aylara
Daha yıllara, yüzyıllara böleceğim
Ve her zaman söyleyeceğim ki beni anla
Böyle eskitilmiş de olsa bu kalbi
Minesi çatlamış bir diş gibi
Durduracağım karşında.

Şiirler söylenir, şiirler biter
Biz bu sevdayı neresine sakladıktı sen ona bak da
Kahverengi avuçlarına mı gözlerinin
Tam oradan mı kahverengi yağan bir aydınlığa.

Bütün günler yenileşir her bekleyişte
Ve bütün dünler, bütün geçmişler
Kapısını açarsın ki bir de, hiç kimseler yok
Çaresiz, benim sana gelişim de hep böyle.

Dün akşama doğru turuncu bir bulut geçti
Sonra bütün bulutlar hep birden geçti
Anılar, anılar, belki hepsi bir kelime.

Edip Cansever



http://www.izlesene.com/video/seni-gunlere-boldum-bedirhan-gokce/902255


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: ithake üzerinde Temmuz 24, 2011, 07:51:26 ÖÖ
Madem İyisin

Anladık iyisin,
Ama neye yarıyor iyiliğin.

Seni kimse satın alamaz,
Eve düşen yıldırım da
Satın alınmaz.
Anladık dediğin dedik,
Ama dediğin ne?
Doğrusun, söylersin düşündüğünü,
Ama düşündüğün ne?
Yüreklisin,
Kime karşı?
Akıllısın,
Yararı kime?
Gözetmezsin kendi çıkarını,
Peki gözettiğin kimin ki?
Dostluğuna diyecek yok ya,
Dostların kimler?

Şimdi bizi iyi dinle:
Düşmanımızsın sen bizim
Dikeceğiz seni bir duvarın dibine
Ama madem bir sürü iyi yönün var
Dikeceğiz seni iyi bir duvarın dibine
İyi tüfeklerden çıkan
İyi kurşunlarla vuracağız seni.
Sonra da gömeceğiz
İyi bir kürekle
İyi bir toprağa.
 
Bertolt Brecht



DÜNYANIN EN TUHAF MAHLUKU

Akrep gibisin kardeşim,
korkak bir karanlık içindesin akrep gibi.
Serçe gibisin kardeşim,
serçenin telaşı içindesin.
Midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat.
Ve sönmüş bir yanardağ ağzı gibi korkunçsun, kardeşim.
Bir değil,
           beş değil,
                      yüz milyonlarlasın maalesef.
Koyun gibisin kardeşim,
gocuklu celep kaldırınca sopasını
sürüye katılıverirsin hemen
ve âdeta mağrur, koşarsın salhaneye.
Dünyanın en tuhaf mahlukusun yani,
hani şu derya içre olup
                            deryayı bilmiyen balıktan da tuhaf.
Ve bu dünyada, bu zulüm
                                    senin sayende.
Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer
ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak
                      kabahat senin,
                                     — demeğe de dilim varmıyor ama —
                      kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!
 

                                                                                                    1947


Nazım Hikmet Ran


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Temmuz 30, 2011, 11:51:37 ÖS
VAY KURBAN


   Dağlarının, dağlarının ardı,
   Nazlıdır.
   Uçurum kıyısında incecik bir yol
   Gider dolana - dolana,
   Bir hastan vardır, umutsuz,
   Belki Ayşe, belki Elif
   Endamı kuytuda başak,
   Memesinin, memesinin altında,
   Bir sancı,
   Bir hayın bıçak...

   Ölüm bu,
   Fıkara ölümü
   Geldim, geliyorum demez.
   Ya bir kuşluk vakti, ya akşam üstü,
   Ya da seher, mahmurlukta,
   Bakarsın, olmuş olacak.
   Bir hastan vardı umutsuz,
   Hasreti uykularda,
   Hasreti soğuk sularda.
   Gayrı, iki korku çiçeğidir gözleri,
   İki mavi, kocaman korku çiçeği,
   Açar, derin kuyularda...

   Dağlarının, dağlarının ardı korkunçtur.
   Hiç akıl edip de düşünen var mı?
   Gün kimin hesabına tutar akşamı,
   Rahmetinden kim demlenir bulutun,
   Hayırlı evlat makina
   Nasıl canavar kesilir.
   Kurdun, karıncanın rızkını veren
   Toprak nasıl ayartılır,
   Yüz vermez topal öküze,
   Ve almaz koynuna kara sabanı.

   Sepetçioğlu'm kömür işçisidir,
   Mavzer değil, kürek tutar Urfalı Nazif
   Mal, haraç - mezattır,
   Can, pazar - pazar.
   Kırmızı, ak ve esmer,
   Yumuşak ve sert buğdaları
   Yaratan ellerin sahibidir bu,
   Kör boğaz, nafaka uğruna,
   Haldan düşmüş, tebdil gezer...

   Dağlarının, dağlarının ardı
   Nasıl anlatsam...
   Ağaçsız, kuşsuz, gölgesiz.
   Çırılçıplak,
   Vay kurban...
   "Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda."
   Yiğitlik, sen cehennem olsan bile
   Fedayı kabul etmektir,
   Cennet yapabilmek için seni,
   Yoksul ve namuslu halka.
   Bu'dur ol hikayet,
   Ol kara sevda.

   Seni sevmek,
   Felsefedir kusursuz.
   İmandır, korkunç sabırlı.
   İp'in, kurşun'un rağmına,
   Yürür pervasız ve güzel.
   Sıradağları devirir,
   Akan suları çevirir,
   Alır yetimin hakkını,
   Buyurur, kitabınca...

   Gün ola, devran döne, umut yetişe,
   Dağlarının, dağlarının ardında,
   Değil öyle yoksulluklar, hasretler,
   Bir tek başak tanesi bile dargın kalmayacaktır,        
   Bir tek zeytin dalı bile yalnız...
   Sıkıysa yağmasın yağmur,
   Sıkıysa uyanmasın dağ.
   Bu yürek, ne güne vurur...
   Kaçar damarlarından karanlık,
   Kaçar, bir daha dönemez,
   Sunar koynunda yatandan,
   Hem de mutlulukla sunar
   Beynimizin ışığında yeraltı.

   Her mevsim daha genç, daha verimli,
   Sunar, pırıl - pırıl, sebil,
   Ömrünün en güzel aşk hasadını,
   Elimizin hünerinde yeryüzü.
   Dolu sofra, gülen anne, gülen çocuklar,
   Bir'e on, bir'e yüz'le akşama gebe
   Şafakla doğan işgücü.
   Yalanım yok, sözüm erkek sözüdür,
   Ol kitapta böyle yazılıdır,
   Ol sevda, böyledir çünkü...

                      Ahmed ARİF



http://www.youtube.com/watch?v=JuN4nIRsKxs


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ağustos 10, 2011, 04:35:54 ÖÖ
Aşk Bitti


Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Uzun bir hastalık gibi
Aralıksız dinlediğim alaturka bir fasıl gibi
Gökyüzüne bakmayı, dostlara mektup yazmayı
Çiçekleri sulamayı unutmuşluğum gibi
Bitti.
Bir aşk nasıl biterse öyle bitti bu aşk da
Yürümeyi yeniden öğrenen felçli bir çocuk gibi
Sokağa çıkmalıyım şimdi ve çoktandır
İhmal ettiğim dostlara yeni bir adres bırakmalıyım
Pencereleri açmalı, kitapları düzenlemeliyim
Belki bir yağmur yağar akşama doğru
Yarıda bıraktığım şiirleri tamamlarım
Aşk da bitti diyordu ya bir şair
Aşk bitti işte tam da öyle
 

Ahmet Telli




Köprü


Sevgili,
yetmiyor 'sevgili' sözü
tek başına.Karşılamıyor
içimi dolduran duyguyu.
Oysa ben 'sevgili'
derken neler
düşünüyorum bilsen.
Sonsuz,bir güneş,
bir yudum rakı,
çiçeğe durmuş ince bir
bahar dalı,
oğlumun sıcak yanağı,
anamın acılı gözleri,
babamın tütün kokan eli,
evimizde ki kuş,
yarının güzel günleri,
anlatılması güç binlerce
duygu ve SEN...
işte sen
beni hayata baglayan
en güzel köprüsün;
köprülerin en güzelisin.
sevgilim...güzelim...
insanı yaşatan
içimizdeki hayat böceğidir.
o ölürse
hayatımızında tadı biter.
o sakın ölmesin,
yaşat onu.


selimiye ceza evi 3.8.1972  Yılmaz Güney



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: ZaMaN üzerinde Ağustos 10, 2011, 12:56:47 ÖS
Destan

Durun kalabalıklar, bu cadde çıkmaz sokak!

Haykırsam, kollarımı makas gibi açarak:
Durun, durun, bir dünya iniyor tepemizden,
Çatırdılar geliyor karanlık kubbemizden,
Çekiyor tebeşirle yekûn hattını âfet;
Alevler içinde ev, üst katında ziyafet!
Durum diye bir lâf var, buyrunuz size durum;
Bu toprak çirkef oldu, bu gökyüzü bodurum!
Bir şey koptu benden, şey, her şeyi tutan bir şey,
Benim adım Bay Necip, babamınki Fazıl Bey;
Utanırdı burnunu göstermekten sütninem,
Kızımın gösterdiği, kefen bezine mahrem.
Ey tepetaklak ehram, başı üstünde bina;
Evde cinayet, tramvay arabasında zina!
Bir kitap sarayının bin dolusu iskambil;
Barajlar yıkan şarap, sebil üstüne sebil!
Ve ferman, kumardaki dört kıralın buyruğu;
Başkentler haritası, yerde sarhoş kusmuğu!
Geçenler geçti seni, uçtu pabucun dama,
Çatla Sodom-Gomore, patla Bizans ve Roma!
Öttür yem borusunu öttür, öttür, borazan!
Bitpazarında sattık, kalkamaz artık kazan!
Allahın on pulunu bekleye dursun on kul;
Bir kişiye tam dokuz, dokuz kişiye bir pul.
Bu taksimi kurt yapmaz kuzulara şah olsa;
Yaşasın, kefenimin kefili karaborsa!
Kubur faresi hayat, meselesiz, gerçeksiz;
Heykel destek üstünde, benim ruhum desteksiz.
Siyaset kavas, ilim köle, sanat ihtilâç;
Serbest, verem ve sıtma; mahpus, gümrükte ilâç.
Bülbüllere emir var: Lisan öğren vakvaktan;
Bahset tarih, balığın tırmandığı kavaktan!
Bak, arslan hakikate, ispinoz kafesinde;
Tartılan vatana bak, dalkavuk kefesinde!
Mezarda kan terliyor babamın iskeleti;
Ne yaptık, ne yaptılar mukaddes emaneti?
Ah, küçük hokkabazlık, sefil aynalı dolap;
Bir şapka, bir eldiven, bir maymun ve inkılap.

(1947)
 
Necip Fazıl Kısakürek
 


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Eylül 29, 2011, 12:37:21 ÖS



ANISI BİZ OLALIM

Anısı biz olalım bu sokakların
öpüşmediğimiz tek saçak altı
hiçbir otobüs durağı kalmasın
Biz yürüyelim kent güzelleşsin
gürültüsüz sözcükler bulalım
yeni sevinçlere benzeyen

Biz gelince bir yağmur başlar
yüzün çizilir buğulanan camlara
bir uzun karatma biter
akasyalar köpürür birdenbire
ve her avluda adınla anılan
çiçekler sulanır akşamüstleri

Bir arkadaş evinde uğrarız yolüstü
bir fincan kahve içeriz, ısıtır bizi
başını sessizce omzuma koyarsın
gülüreyhan olur soluğun
Biz kalırız kuşlar dönüp gelir
her balkonda bir menekşe sesi

Belki yeniden güzelleştiririz
adları değiştirilen parkları
perdeleri hiç açılmayan evlerde
ışıklar yanar çocuk sesleri duyulur
tanıdık sevinçlerle dolar yeniden
kendi sesini kemiren alanlar

Anısı biz olalım bu sokakların
ve hiç durmadan yağmur yağsın
Biz gürültüsüz sözcükler bulalım
sarmaşıklar fısıldaşsın yine
Gidersek birlikte gideriz
yeni sevinçler buluruz hüzne benzeyen

AHMET TELLİ


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: carlsberg üzerinde Eylül 29, 2011, 06:12:03 ÖS
6 MAYIS 3 DARAĞACI

O gün erken doğdu kıpkızıl güneş
Altı mayıs günü üç darağacı
Dağların başında tutuştu ateş
Altı mayıs günü üç darağacı

Toplandı katiller okundu ferman
Dalgalandı Deniz, kükredi Arslan
Çoktan bu ölüme hazırdı İnan
Altı mayıs günü üç darağacı

Çorak topraklarda tohum saçtılar
Ne korktular ne kavgadan kaçtılar
Gülerek ölüme kucak açtılar
Altı mayıs günü üç darağacı

Son bir defa haykırdılar dünyaya
Devam edin devam edin kavgaya
Cellat tekmeyle vudu sehpaya
Altı mayıs günü üç darağacı

Zamaniyim kırılacak bu çarklar
Zulüm yok olacak kurtulur halklar
Asırlar geçsede anılacaklar
Altı mayıs günü üç darağacı

ZAMANİ


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: carlsberg üzerinde Eylül 29, 2011, 06:16:25 ÖS
Ankaranın Taştır Yolu
Yanki dolu sağı solu
sen öğrettin gazi kemal
bu gençliğe doğru yolu

zulüm bir gün duracaktır
halk zinciri kıracaktır
Türkiyenin geleceği
bağımsızlık olcaktır.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: carlsberg üzerinde Ekim 01, 2011, 10:24:24 ÖS
Yerin seni çektiği kadar ağırsın
Kanatların çırpındığı kadar hafif
Kalbinin attığı kadar canlısın
Gözlerinin uzağı gördüğü kadar genç
Sevdiklerin kadar iyisin
Nefret ettiklerin kadar kötü
Ne renk olursa olsun kaşın gözün
Karşındakinin gördüğüdür rengin
Yaşadıklarını Kar sayma:
Yaşadığın kadar yakınsın sonuna;
Ne kadar yaşarsan yaşa,
Sevdiğin kadardır ömrün
Gülebildiğin kadar mutlusun
üzülme bil ki ağladığın kadar güleceksin
Sakın bitti sanma her şeyi,
Sevdiğin kadar sevileceksin.

Güneşin doğuşundadır doğanın sana verdiği değer
Ve karşındakine değer verdiğin kadar insansın
Bir Gün yalan söyleyeceksen eğer
Bırak karşındaki sana güvendiği kadar inansın.
Ay ışığındadır sevgiliye duyulan hasret
Ve sevgiline hasret kaldığın kadar ona yakınsın

Unutma yagmurun yağdığı kadar ıslaksın
Güneşin seni ısıttığı kadar sıcak.
Kendini yalnız hissetiğin kadar yalnızsın
Ve güçlü hissettiğin kadar güçlü.
Kendini güzel hissettiğin kadar güzelsin
işte budur hayat!
işte budur yaşamak
Bunu hatırladığın kadar yaşarsın
Bunu unuttuğunda aldığın her nefes kadar üşürsün
Ve karşındakini unuttuğun kadar çabuk unutulursun
çiçek sulandığı kadar güzeldir
Kuşlar ötebildiği kadar sevimli
Bebek ağladığı kadar bebektir
Ve herşeyi öğrendiğin kadar bilirsin bunu da öğren,

Sevdiğin
Kadar
Sevilirsin

Can YüCEL


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Kasım 19, 2011, 05:34:49 ÖS
BİNBİRİNCİ GECE

 Gurbetten gelmişim, yorgunum hancı!
Şuraya bir yatak ser yavaş yavaş...
Aman karanlığı görmesin gözüm!
Beyaz perdeleri, ger yavaş yavaş.
Sıla burcu burcu... ille ocağım!..
Çoluk çocuk hasretinde kucağım...
Sana her şeyimi anlatacağım,
Otur baş ucuma, sor yavaş yavaş.

Güç bela bir bilet aldım gişeden;
Yolculuk başladı Haydarpaşa'dan!
Hancı n'olur, elindeki şişeden,
Birkaç yudum daha ver yavaş yavaş!

Ben o gece, hem ağladım, hem içtim,
İki gün, diyardan diyara uçtum...
Kayseri yolundan, Niğde'yi geçtim;
Uzaktan göründü, Bor yavaş yavaş...

Garibim; her taraf bana yabancı,
Dertliyim; çekinme, doldur be hancı!
İlk önce kımıldar hafif bir sancı;
Ayrılık sonradan kor yavaş yavaş...

Bende bir resmi var, yarısı yırtık,
On yıldır evimin kapısı örtük!
Garip, bir de sarhoş oldu mu artık;
Bütün sırlarını der yavaş yavaş...

İşte hancı! ben, her zaman böyleyim,
Öteyi ne sen sor, ne ben söyleyim...
Kaldır artık, boş kadehi neyleyim,
Şu bizim hesabı, gör yavaş yavaş...


 BEKİR SITKI ERDOĞAN




Hancıdan yolcuya

Elbette yorulur gurbet gezenler,
Serdim yatağını gir yavaş yavaş,
Gerecek perde yok pencerelere,
Arkanı o yana ver yavaş yavaş.

Sılana kavuşta ocağın yansın,
Çoluk çocuk etrafına dolansın,
Söyle ki derdini gönlüm inansın,
Sırrını ortaya ser yavaş yavaş.

Uzak yoldan geldin belli trenle,
al şu kadehi derdin frenle,
benim derdim de sonra sen dinle,
hangimiz dertlidir gör yavaş yavaş.

Garipler gurbette hicranı sever
Ne gurbeti sever ne de vazgeçer
Bir gün olur elbet sılaya göçer
Göç niğdeden bora var yavaş yavaş

Sencileyim bende çok bade içtim
Birçok güzel sevdim çoğundan geçtim
Nihayet bu hanı kendime seçtim
Sende bu uzlete gir yavaş yavaş

Bir resmi var dedin, o da yok bende,
Güllerim solmuştur taze gülşende,
Yeter ötesini söyleme sende,
Soğuk yaprakları der yavaş yavaş,

Gördüm yüreğinde derin yarayı,
Seçtirdin bu gece akla karayı,
Hesap sorma benden aldım parayı,
Benim de yaramı sar yavaş yavaş.

Raşit AKÇURA


http://facebookvideoindir.me/binbir-gecehancidan-yolcuya.html


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Aralık 07, 2011, 03:54:10 ÖS

Ne Giysek Yakışmıyor Hüzünden Başka

Yüzümüzü sulara bıraktık
hayallerimizi sıvası dökülmüş duvarlara
sardıkça yangınlar içimizi
yoksul bir yaşamın cenderesinde
yaralarımız üşüdü...
Önce miydi, sonra mıydı,
kar mıydı?
yağmur muydu?
bilemedik?
üşüdükçe içimize çöktü sis...

Hep sancısını çektik kahreden hayatın
ne giysek yakışmıyor hüzünden başka
eğilip bakmaya korktuğumuz,
sahipsiz mezarlara döndü içimiz.
her akşam tanımadığımız bir hicran
görmediğimiz bir ıstırap çaldı kapımızı...

Kalbimizi bir vefasız,
ömrümüzü bir hayırsız aldı
hayatın çıkmazında hep teselli aradık
buruk gülümsemeler dindirebilir mi hüznü ah! Can?
kime ne verebiliriz ki,
gönül mü?
ömür mü?
can mı?
mal mı?
yok, yok yüreğimizden başka servetimiz

Her baktığımız göz yuttu gönlümüzü
hançerini sapladı her tuttuğumuz el
hangi adaya sığınsak ihanet kokuyor.
nereye gidebiliriz ki ah! Can,
yüreğimizden başka
sokaklar çıkmaz sokak ömrümüzde,
kahretsin...

Çıktığımız her yolculukta
düştüğümüz her kalabalıkta
ıssız bir kıyıda üşüdü ömrümüz
yetim bir ruh, nemli gözlerle
her gece sarılıp bir hayale,
yalnızlığımızı alıp bastık bağrımıza...

kırgındık mevsimlerin koynunda, yaralıydık
acılarla yattık, acılarla kalktık,
bir ömür acılara acılar kattık
kurudu gözpınarlarımız,
karanlığı siper edip gözlerimize
yüreğimizle ağladık.

Kimsesiz bir çocuğun yüreğine çizip resimlerimizi
kayıp mezarlara gömdük,
yüzümüze siper ettiğimiz gülüşleri
ve yükleyip sevdalı bir kuşun kanadına anılarımızı
ardında el açıp aşka ve acıya ağladık...

Hep yüreğimizde saklı tuttuk sevgimizi,
gözlerimizde, yüzümüzün hüznünde saklı tuttuk...
gökyüzünü doldurup soluğumuza
isyanımızı kilometrelere zincirleyip
kayıp bir vadide idam ettik geçmişimizi...

Gidenler dönmedi ah! Can
solgun bir güz bahçesi renginde,
boynu bükülü gelincikler gibi kaldık
yaralı uçurumları birer birer koşarak
boş yere yollara baktık, türküler yaktık
kurudu gözpınarlarımız, yüreğimizle ağladık.

Yaralı bir ülkeyiz şimdi, terkedilmiş bir şehir
nehir nehir acılar damlıyor bedenimize
önümüzde dağ dağ uçurumlar
ardımızda ölümün ayak sesleri
nasılda acıyor hayatımız ahh! Can

Gurbet ki, kahreden yanımız
acılara gömdüğümüz isyanımız
derdimizi kime nasıl anlatırız,
kimimiz var ki,
lime lime yüreğimiz,
ilmik ilmik gözyaşlarımızdan başka…

Hasret ki, göçmen kuşların kanadında taşıdığı
gamdan bir dağ gibi oturmuş gözlerimize...
buruk gülümsemeler dindire bilir mi hüznü ah! Can?
kime ne anlatabiliriz ki,
ağızdan çıkan her söz yaralıyor yüreğimizi....


Nuri CAN



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Aralık 28, 2011, 11:44:04 ÖS

BELKİ YİNE GELİRİM

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Her sözcük dilimin ucunda küfre dönüyor çünkü
Bir gök gürlese bari diyorum, bir sağnak patlasa
Bitse bu sessizlik, bu kirli yapışkanlık bitse
Ama bir tufan az mı gelir yoksa yine de
Yırtılan ve parçalanan bir şeyler olmalı mutlaka
Hiç durmadan yırtılan ve parçalanan bir şeyler.

Oysa ne kadar sakin bu sokaklar ve bu kent
Ne kadar dingin görünüyor bana şimdi gökyüzü

Gidenler nerde kaldılar, özledim gülüşlerini
Bir kenti güzelleştiren yalnız onlardı sanki
Onlardı çocuklara ve aşka ölesiye bağlanan
Kadınları güzelleştiren herhalde onlardı
"Tükürsem cinayet sayılır" diyordu birisi
Tükürsek cinayet sayılıyor artık
Ama nerede kaldılar, özledim gülüşlerini onların

Uzun uzun bakıyorum kıvrılan sokaklara
Tek yaprak bile kıpırdamıyor nedense
Ve tek tek söndürüyor ışıklarını varoşlar
Alnımı kırık bir cama yaslıyorum, kanıyor
Kanımın pıhtılarında güllerin serinliği
Ve fakat bir cellat gibi yetişiyor pusudaki
Dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Yaşamak neleri öğretiyor, düşünüyorum
Okuduğum bütün kitaplar paramparça
Çıkıp dolaşıyorum akşamüstleri bir başıma
Bir uçtan bir uca yalnızlıklar oluyor kent
Bulvar kahvelerinin önünden geçiyorum
Sarmaşık aydınlar, arabesk hüzünler
Bir gazete sayfasında sereserpe bir yosma

Sesler gittikçe azalıyor, kuşlar azalıyor
Ve ne zaman yolum düşse vurulduğun yere
Kızgın bir halka oluyor boynumda o sokak
Hüznü yalnız atlarımız duyuyor artık
Biz çoktan unutmuşuz böyle şeyleri
Ama içimde bir sırtlanın dalgın duruşu
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

İçimde zaptedilmez bir kırma isteği
Dizginlerini koparan bir at sanki bu
Soluk soluğa kalıyorum her sonbahar
Ve sevgilim ne zaman hoşgörülü olsa
Bir yolculuk düşüyor aklıma, gidiyorum
Bütün gençliğim böylece geçip gitti işte
Ama hala bir şeyler var vazgeçemediğim

Hangi duvar yıkılmaz sorular doğruysa
Bir gün gelirsek hangi kent güzelleşmez
Şiirlerim bir dostun vurulduğu yerde yakıldı
Geri almıyorum külleri yangınlar çıksın diye
Devriyeler çıkart şimdi, bütün ışıklarını söndür
Sorduğum hiçbir soruyu geri almıyorum ey sokak
Ve dilimin ucunda küfre dönüyor her sözcük

Dudaklarımı kanatırcasına ısırıyorum günlerdir
Bir gök gürlese bari diyorum bir sağnak patlasa
Bitse bu kirli ve yapışkan sessizlik, hiç gitmesem
Oysa ne kadar sakin sokaklar, bu kent ve bütün yeryüzü
İpince bir su gibi sızıyorum gecenin tenha göğüne
Sessizce çekip gidiyorum şimdi, sessiz ve kimliksiz
Belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün...
                     

Ahmet TELLİ






Bitti yine İstanbul Serüveni  Belki Yine gelirim  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 06, 2012, 01:04:44 ÖÖ
Garibin Garip Türküsü

Sılada sılasız kaldım;
Suyum garip, aşım garip.
Ben kendime gurbet oldum;
İçim garip, dışım garip.

Bayram diye insem düze,
Düşman olur astar yüze.
Kattım geceyi gündüze;
Uykum garip, düşüm garip.

Temmuzda üşür gezerim,
Zemheride akar terim;
Dört mevsimde derbederim..
Yazım garip, kışım garip.

Felek bir gün rahat koymaz;
Çağırsam kaderim duymaz.
Ayağım aklıma uymaz..
Gövdem garip, başım garip.

Parasız kesem suç olur.
Acıkıp yesem suç olur.
Sözüm var, desem suç olur.
Dilim garip, dişim garip.

Ben bu devre nerden geldim..
Kırk parçayı bire böldüm.
Bugün doğdum, dünden öldüm..
Vaktim garip, yaşım garip.

Koştum hakikat ardına,
Yandım ayrılık derdine,
Git, bak, ölüler yurduna;
Kabrim garip, taşım garip.



Abdurrahim Karakoç

http://www.siirfm.com/garip-abdurrahim-karakoc/



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: amasyaimp34 üzerinde Ocak 06, 2012, 11:54:43 ÖÖ
"Geçit Yok..."

Derine, hep derine kazıyoruz...
nerde, çağımızın o altın kalbi.
çağımızın altın kalbini arıyoruz
üzerimizde ağır bir yeryüzü
gökyüzünden uzakta...
çok uzakta....
derine , hep derine kazıyoruz...
nerde, çağımızın o altın kalbi.
çağımızın, altın, kalbini arıyoruz...


Madencileriz biz...
Devrimcileriz biz...
Patlarız... Volkan gibi...
çağ, yenmeyecek bizi...
Yorgun Değiliz biz...


bağdatl'ıyız, bağdat'tayız, bağdat'lıyız
bağdat'ta düşünce bombalar adımız meçhule kalır
adımız meçhul
yanar kavrulur bedenimiz sevdiklerimiz
yanar kavrulur
külümüz kalır geriye rüzgarda savrulur
sözümüz kalır
bir de öfkemiz, birde öfkemiz, birde öfkemiz
öfkeliyiz... Öfkeliyiz...
kül savrulur, söz kalır, öfke büyür
büyüyor!

bağdat'lıyız, bağdat'tayız, dünyanın her yanındayız
bu kan denizinin dalgalarıyla
yankileri boğacağız

bağdat'lıyız, bağdat'tayız, bağdat'tayız, her yandayız

geçit yok, isyan var emperyalizme karşı
katlettiğin yetti artık, yetti artık, yetti

geçit yok, isyan var emperyalizme karşı
söndürdüğün ocaklar yetti artık, yetti, yetti..

yetmez artık
bombaların durduramaz bu seli
sorulacak bir hesap var
yetti artık yetti
atılan bombanın bir hesabı olacak
olmalı
yetti artık, yetti
bu hesap vakti geldi

bombalanan topraklarda yakılan hayatların
söyleyecekleri bitmedi daha
bitmeyecek
bombalanan insanlarımız adına da
haykırıyoruz bir kez daha

katil amerika!!!

önce gürleyen sesimiz kovar yankileri
sonra biz
bombalanan topraklarda yakılan halkların
soracakları hesap bitmedi daha
bitmeyecek

geçit yok amerika'ya!!!

buralarda biz varız hey!
türküz, kürdüz, arabız biz...
sömürü, işgal, istila varsa
ya istiklal ya ölüm diyenler de vardı
varlar, varolacaklar hey
biz varken, geçit yok amerika'ya
buralarda biz varız
halkız biz
sömürü işgal istila varsa
kurtuluş kavgası olacaktır
biz halkız

bağdat yanan çocuk çığlık çığlığa
çığlık dicle'ye, nehir denize
denizler dalgalı mahir'ce meydanlarda
vurun dalgalar made in USA kıyılara
yükselin denizler
meydanları sel alsın
boğulup gitsin bu yankiler coni'siyle toni'siyle

bağdat'lı çocuğun çığlığı meydanlarda
öfke dolu bir haykırış, bir taş, bir ateş
ki hıncımız yanan çocukların acısı kadar büyük

kim yaktı bağdat'lı bebeleri böyle!
hangi alçak çıkarlar için yüksek teknolojiyle
yaktılar, yıktılar, bombaladılar biliyoruz
biliyoruz suç kesin
suçlu malum emperyalizm!

gereği düşünüldü....
gereği düşünüldü....

"iyi halsiz" katillere adil olmaktır en büyük ceza
bağdat'ta yanan çocukların acısı kadar
acımasız olacağız bu kovboylara
bağdat'ta yananların ahı kadar
adaletli olacağız...

Geçit Yok !
Geçit Yok !
Geçit Yok !


www.youtube.com/watch?v=QrP5_gmC5HA&feature=related (http://www.youtube.com/watch?v=QrP5_gmC5HA&feature=related)




Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 16, 2012, 08:39:06 ÖS

BİR GÜN SABAH SABAH

Bir gün sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni:
Ki, sisler daha kalkmamıştır Haliç ten.
Vapur düdükleri ötmektedir.
Etraf alacakaranlık,
Köprü açıktır henüz.
Bir gün sabah sabah kapıyı çalsam...

Yolculuğum uzun sürmüş oldukça
Gece demir köprülerden geçmiştir tren.
Dağ başında beş-on haneli köyler,
Telgraf direkleri yollar boyunca
Koşuşup durmuş bizle beraber.

Şarkılar  söylemişim pencereden.
Uyanıp uyanıp yine dalmışım.
Biletim üçüncü mevki,
Fakirlik hali.
Lüle taşından gerdanlığa gücüm yetmemiş,
Sana Sapancadan bir sepet elma almışım.

Ver elini haydarpaşa demişiz,
Vapur rıhtımdadır pırıl pırıl,
Hava hafifden soğuk,
Deniz katran ve balık kokulu.
Köprüden kayıkla geçmişim karşıya,
Bir nefeste çıkmışım bizim yokuşu...

Bir gün sabah sabah kapıyı vursam,
-Kim o dersin uykulu sesinle içerden.
Saçların dağınıkdır, mahmursundur.
Kimbilir ne güzel görünürsün sevgilim,
Bir sabah vakti kapıyı çalsam,
Uykudan uyandırsam seni,
Ki, daha sisler kalkmamıştır Haliç ten.
Fabrika düdükleri ötmektedir.


Turgut UYAR




http://www.siirfm.com/bir-gun-sabah-sabah-turgut-uyar/


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: *Baltazar* üzerinde Ocak 19, 2012, 01:05:03 ÖÖ
Mona Roza'dan...

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim

Ta boğazıma kadar çıkan deli yağmura

Tüyüme horozdan çok itimat edeceğim

İtimat edeceğim şu belalı yağmura

Ruhumu bayrak yapıp ben teslim edeceğim

Asılmış bir adamın iki eli yağmura

Bugün yalnız yağmura tahammül edeceğim


Sezai Karakoç


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 09:49:56 ÖÖ
Hayır! Öyle hüzünlü olma
Çünkü aşk her zaman senin yanında
Hayır! Öyle hüzünlü durma
Aşk yaşamak için çok kısa
Hayır! Öyle hüzünlü durma
Öyle olduğun anda
Aşk uzak duracak sana
İyi dinle beni;
Rüyalarını gerçeğe dönüştür artık
Aşkı iste, onu çağır
O sana en iyi cevabı verecektir
Unutma aşkın en güzel kahkaha olduğunu
Bırak artık kalbin konuşsun
Bırak aşk parıltılar içinde başlasın
Ve devam etsin
At kabusunu üzerinden
Rüyalardan gerçeğe gel
Mutsuzluğun acısını, kalbinin boşluğunu unut
Aşkın gücü
Mutluluğun çığlığıdır, sevginin kendisidir
Kalbini aç ve
Bırak aşk girsin oradan tüm benliğine
Bırak mutluluk uçursun tüm varlığını
Bırak tüm dünya yok olsun sevginde
Bırak arzuların, hislerin aksın gitsin aşkında.....

Ertaç Hergenç (FreeSouL) 23 Ağustos 1997


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:05:27 ÖÖ
Hayır! Öyle hüzünlü olma
Çünkü aşk her zaman senin yanında
Hayır! Öyle hüzünlü durma
Aşk yaşamak için çok kısa
Hayır! Öyle hüzünlü durma
Öyle olduğun anda
Aşk uzak duracak sana
İyi dinle beni;
Rüyalarını gerçeğe dönüştür artık
Aşkı iste, onu çağır
O sana en iyi cevabı verecektir
Unutma aşkın en güzel kahkaha olduğunu
Bırak artık kalbin konuşsun
Bırak aşk parıltılar içinde başlasın
Ve devam etsin
At kabusunu üzerinden
Rüyalardan gerçeğe gel
Mutsuzluğun acısını, kalbinin boşluğunu unut
Aşkın gücü
Mutluluğun çığlığıdır, sevginin kendisidir
Kalbini aç ve
Bırak aşk girsin oradan tüm benliğine
Bırak mutluluk uçursun tüm varlığını
Bırak tüm dünya yok olsun sevginde
Bırak arzuların, hislerin aksın gitsin aşkında.....

Ertaç Hergenç (FreeSouL) 23 Ağustos 1997

 *rose* Yüreğine sağlık Üstad  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 10:09:17 ÖÖ
Teşekkür ederim Bünyamin. Uzun zaman olmuştu buraya bakmayalı ve seninle şiirler üzerine konuşmayalı. İyi geldi...  :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:09:54 ÖÖ
Bırak gün yanından geçip gitsin,

yarın şansını yeniden denersin.
 
Bırak yıldızları kayıp gitsin,

yarın başka bir dilek dilersin..

 
 
Özdemir Asaf...


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:10:19 ÖÖ
Teşekkür ederim Bünyamin. Uzun zaman olmuştu buraya bakmayalı ve seninle şiirler üzerine konuşmayalı. İyi geldi...  :)

Eyvallah  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 10:16:05 ÖÖ
Dün gece çaresizliğimle dertleştim
Seni anlattım ona, erişilmezliğini
Gözyaşlarını bas yarana der gibiydi
Güldüm, tükettim kurudular dedim

Bir yol arıyorum sana çıkacak
Alıp seni bana getirecek
Dipsiz karanlıklardan bıktım artık
Bu sensizlik hiç mi bitmeyecek?

Üşüyorum sevgisizliğinden
Yüreğin lazım bana sıcacık
İnan korkmuyorum asla ecelden
Beni sana getirecekse, kapım açık.

FreeSouL 10 Eylül 1996


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 19, 2012, 10:23:24 ÖÖ
DÜN GECE

Çelik testereyle kestim suları
Yıkadım duvara astım suları...
Düşümde düşüme girdim dün gece

Buluta yaslandım ışığı tuttum.
Seni hatırladım, seni unutdum
Kendimi kendime sordum dün gece

Topladım yolları eyledim yumak
Musalladan gayri görmedim durak...
Durmadan düşünüp durdum dün gece

Toprağı boyadım otlar ağladı
Oturdum kalkmadım atlar ağladı...
Tuttum yorgunlğu yordum dün gece

Dertler gecikince gidip yokladım
Yırtık bohçalarda umut sakladım
Kırgınlık bağını kırdım dün gece

Şişelerde mahkum çiçek kokusu
Yağdı yüreğime renk renk korkusu...
Yok yere yokluğu vurdum dün gece

Ay doğdu gölgeler çöktü üstüme
Hicran alev alev aktı üstüme.
Gözümü yollarda gördüm dün gece

Aydınlığa koştum karanlık çıktı
Her sevgi, her vefa bir anlık çıktı...
Güç-bela ben bana vardım dün gece

Dosta şiir yazdım 'hatıra' dedim
Belki bir dost gele otura dedim
Gönlümü toprağa serdim dün gece

 ABDURRAHİM KARAKOÇ



http://www.youtube.com/watch?v=M7_3r31BeQo


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: _A_E_G_M_ üzerinde Ocak 19, 2012, 12:34:50 ÖS
Hayır! Öyle hüzünlü olma
Çünkü aşk her zaman senin yanında
Hayır! Öyle hüzünlü durma
Aşk yaşamak için çok kısa
Hayır! Öyle hüzünlü durma
Öyle olduğun anda
Aşk uzak duracak sana
İyi dinle beni;
Rüyalarını gerçeğe dönüştür artık
Aşkı iste, onu çağır
O sana en iyi cevabı verecektir
Unutma aşkın en güzel kahkaha olduğunu
Bırak artık kalbin konuşsun
Bırak aşk parıltılar içinde başlasın
Ve devam etsin
At kabusunu üzerinden
Rüyalardan gerçeğe gel
Mutsuzluğun acısını, kalbinin boşluğunu unut
Aşkın gücü
Mutluluğun çığlığıdır, sevginin kendisidir
Kalbini aç ve
Bırak aşk girsin oradan tüm benliğine
Bırak mutluluk uçursun tüm varlığını
Bırak tüm dünya yok olsun sevginde
Bırak arzuların, hislerin aksın gitsin aşkında.....

Ertaç Hergenç (FreeSouL) 23 Ağustos 1997

Dün gece çaresizliğimle dertleştim
Seni anlattım ona, erişilmezliğini
Gözyaşlarını bas yarana der gibiydi
Güldüm, tükettim kurudular dedim

Bir yol arıyorum sana çıkacak
Alıp seni bana getirecek
Dipsiz karanlıklardan bıktım artık
Bu sensizlik hiç mi bitmeyecek?

Üşüyorum sevgisizliğinden
Yüreğin lazım bana sıcacık
İnan korkmuyorum asla ecelden
Beni sana getirecekse, kapım açık.

FreeSouL 10 Eylül 1996

 *bravo* *bravo* *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: HamMer üzerinde Ocak 19, 2012, 12:58:29 ÖS
Dün gece çaresizliğimle dertleştim
Seni anlattım ona, erişilmezliğini
Gözyaşlarını bas yarana der gibiydi
Güldüm, tükettim kurudular dedim

Bir yol arıyorum sana çıkacak
Alıp seni bana getirecek
Dipsiz karanlıklardan bıktım artık
Bu sensizlik hiç mi bitmeyecek?

Üşüyorum sevgisizliğinden
Yüreğin lazım bana sıcacık
İnan korkmuyorum asla ecelden
Beni sana getirecekse, kapım açık.

FreeSouL 10 Eylül 1996

+  *rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 01:41:09 ÖS
*bravo* *bravo* *rose*
+  *rose*
*rose*


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: *Baltazar* üzerinde Ocak 19, 2012, 03:07:12 ÖS
Yüreğine sağlık Ertaç Abi. :)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 05:12:41 ÖS
Yüreğine sağlık Ertaç Abi. :)
Sağol Önderciğim, senin de... Değiştirmişsin ismi :) ilk + benden..


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: freesoul üzerinde Ocak 19, 2012, 05:38:25 ÖS
Merhum Antalya Defterdarı Abdullah Çaylayan'ın 1941 yılında (1943 olarak da söyleniyor) yazdığı şiiri paylaşayım. Bu şiirin ilk kaydını 1989 yılında almışım  sonraki eklemelerle 1997 de bu hale getirmişim. Farklı yerlede farklı yayınlanan bu şiirin tamamı aşağıda, bu gün bile internette hala parça parça var, inşallah sırası uygun olmuştur. Lakin o günden bu güne değişen pek bir şey yok onu göreceksiniz. Müthiş gerçekten..

AL MAAŞINI

Tatar ağası gibi dolaşma böyle yaya
El oğluna baksana, ne ar kalmış ne haya
Sende bir dayı bulup sırtını ona daya
O ne derse huuu.. diye salla hemen başını,
El oğuştur, gerdan kır, al gitsin maaşını.

Bir kalantor görünce yerlere kadar eğil,
El pençe divan dur, bu şerefsizlik değil,
Uşaklığı meziyet, riyayı fazilet bil.
O ne derse huuu.. diye salla hemen başını,
El oğuştur, gerdan kır, al gitsin maaşını.

Kör kadıya şehla de, incitme düztabanı,
Düşküne nasihat ver, kodamana abanı.
Zengin ol, sende aşır her dağdan arabanı,
Tekerine taş korlar, sallamazsan başını,
Uslu otur, hoş geçin, al gitsin maaşını.

Köpeklerle hırlaşma, tepişme piç katırla,
Hamamda kavga olmaz, soyu bozuk natırla.
Kulağına küpe yap bu sözümü hatırla.
O ne derse huuu.. diye salla hemen başını,
El oğuştur, gerdan kır, al gitsin maaşını.

Diyorlar ki, taç bile, baş eğmezse konmaz,
Önünde eğilene kılıç dahi dokunmaz.
Dik durdukça bu başın, devlet kuşu da konmaz,
Bu dünyada kaide sallamaktır başını,
El öpüp, etek öpüp, almaktır maaşını.

Bir soğan soyulurken yaşarıyor da gözler,
Hazine soyulurken aldırmıyor öküzler,
Hayadan eser yoktur, nafile bütün sözler,
Beyhude inat etme, salla hemen başını,
Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını.

Bir yolsuzluk görünce köpürme, isyan etme,
Bir hak için kendine, dik başlıdır dedirtme,
Doğru yolu dostuna göster ama, sen gitme.
Ne derlerse huuu... diye salla hemen başını,
Dilini tut, uslu dur, al gitsin maaşını.

Unutma bu ocağın adı asiyaptır,
Sen de bir dolap çevir, apartmanlar yaptır.
Hakikat nene gerek o memnu bir kitaptır.
Sana lazım olan şey, sallayarak başını,
El öpüp, etek öpüp almaktır maaşını.

Bu güvercin eder mi atmacalarla yarış,
Öğrenmeden dünyayı gezdim de karış karış,
Vazgeç hak sevdasından sen de kervana karış,
Ne derlerse huuu diye, salla hemen başını,
Gerdan kır, belini bük, al gitsin maaşını"



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: Edessa üzerinde Ocak 24, 2012, 01:56:41 ÖÖ
Aşkımın Eşkiyası

Ben bu gece dardayım
Ayıpta utançtayım
Yar ben senin aşkından
Kederde kayıptayım
Yar ben senin aşkından
Kadim boşluklardayım
Yar ben senin aşkından
Zarar ziyanlardayım

Gözlerinin elası
Oy başımın belası
Adını koydum senin
Aşkımın eşkiyası

Ben bu gece dardayım
Hazanda hüsrandayım
Yar ben senin aşkından
İnkarda isyandayım
Yar ben senin aşkından
Hain pusulardayım
Yar ben senin aşkından
Sanki kurşunlardayım

Gözlerinin elası
Oy başımın belası
Adını koydum senin
Aşkımın eşkiyası


Halil Pazarlı


http://www.youtube.com/watch?v=EQjwFY8XvNM


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: carlsberg üzerinde Şubat 01, 2012, 01:21:41 ÖÖ
Güneşi İçenlerin Türküsü
bu bir türkü:-
toprak çanaklarda
güneşi içenlerin türküsü!
bu bir örgü:-
alev bir saç örgüsü!
kıvranıyor;
kanlı; kızıl bir meş'ale gibi yanıyor
esmer alınlarında
bakır ayakları çıplak kahramanların!
ben de gördüm o kahramanları,
ben de sardım o örgüyü,
ben de onlarla
güneşe giden
köprüden
geçtim!
ben de içtim toprak çanaklarda güneşi.
ben de söyledim o türküyü!

yüreğimiz topraktan aldı hızını;
altın yeleli aslanların ağzını
yırtarak
gerindik!
sıçradık;
şimşekli rüzgâra bindik!.
kayalardan
kayalarla kopan kartallar
çırpıyor ışıkta yaldızlanan kanatlarını.
alev bilekli süvariler kamçılıyor
şaha kalkan atlarını!

akın var
güneşe akın!
güneşi zaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

düşmesin bizimle yola:
evinde ağlayanların
göz yaşlarını
boynunda ağır bir
zincir
gibi taşıyanlar!
bıraksın peşimizi
kendi yüreğinin kabuğunda yaşayanlar!

işte:
şu güneşten
düşen
ateşte
milyonlarla kırmızı yürek yanıyor!

sen de çıkar
göğsünün kafesinden yüreğini;
şu güneşten
düşen
ateşe fırlat;
yüreğini yüreklerimizin yanına at!

akın var
güneşe akın!
güneşi zaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

biz topraktan, ateşten, sudan, demirden doğduk!
güneşi emziriyor çocuklarımıza karımız,
toprak kokuyor bakır sakallarımız!
neş'emiz sıcak!
kan kadar sıcak,
delikanlıların rüyalarında yanan
o «an»
kadar sıcak!
merdivenlerimizin çengelini yıldızlara asarak,
ölülerimizin başlarına basarak
yükseliyoruz
güneşe doğru!

ölenler
döğüşerek öldüler;
güneşe gömüldüler.
vaktimiz yok onların matemini tutmaya!

akın var
güneşe akın!
güneşi zaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

üzümleri kan damlalı kırmızı bağlar tütüyor!
kalın tuğla bacalar
kıvranarak
ötüyor!
haykırdı en önde giden,
emreden!
bu ses!
bu sesin kuvveti,
bu kuvvet
yaralı aç kurtların gözlerine perde
vuran,
onları oldukları yerde
durduran
kuvvet!
emret ki ölelim
emret!
güneşi içiyoruz sesinde!
coşuyoruz,
coşuyor!..
yangınlı ufukların dumanlı perdesinde
mızrakları göğü yırtan atlılar koşuyor!

akın var
güneşe akın!
güneşi zaaaaptedeceğiz
güneşin zaptı yakın!

toprak bakır
gök bakır.
haykır güneşi içenlerin türküsünü,
hay-kır
haykıralım!
*
--- nazım hikmet ran ---

http://www.youtube.com/watch?v=613w9R8s--E&feature=related


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: carlsberg üzerinde Şubat 01, 2012, 01:36:24 ÖÖ
Vurulmuşum
Dağların kuytuluk bir boğazında
Vakitlerden bir sabah namazında
Yatarım         
Kanlı, upuzun...

Vurulmuşum
Düşüm, gecelerden kara
Bir hayra yoranım çıkmaz
Canım alırlar ecelsiz
Sığdıramam kitaplara
Şifre buyurmuş bir paşa
Vurulmuşum hiç sorgusuz, yargısız

Kirvem, hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki...

Vurun ulan,
Vurun,
Ben kolay ölmem.
Ocakta küllenmiş közüm,
Karnımda sözüm var
Haldan bilene.
Babam gözlerini verdi Urfa önünde
Üç de kardaşını
Üç nazlı selvi,
Ömrüne doymamış üç dağ parçası.
Burçlardan, tepelerden, minarelerden
Kirve, hısım, dağların çocukları
Fransız Kuşatmasına karşı koyanda

Bıyıkları yeni terlemiş daha
Benim küçük dayım Nazif
Yakışıklı,
Hafif,   
İyi süvari
Vurun kardaş demiş
Namus günüdür
Ve şaha kaldırmış atını.

Kirvem hallarımı aynı böyle yaz
Rivayet sanılır belki
Gül memeler değil
Domdom kurşunu
Paramparça ağzımdaki... 

Ahmed ARİF

http://www.youtube.com/watch?v=2ELsJGUaPJo&feature=related


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Şubat 13, 2012, 02:26:12 ÖS
"...zamanın ve
 aynanın önüne bırakılmış
 kısa bir mektup bu
 belki çok sonra anlayacaksın içindekileri

 ama şimdi okuyorsun .. ''

 -murathan mungan- (adamı sevmem ama iyi yazıyor.)



Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Şubat 23, 2012, 08:13:27 ÖS
"ücra ormanlarda bir haz vardır;
ıssız kıyılarda mest olurum;
kimsenin rahatsız etmediği
bir çevre vardır,
derin denizlerde
ve uğultusunda bir şarkı vardır:
insanı daha az sevmem ama
doğayı ondan çok severim..."

 -lord byron-

(olağanüstü.)


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: *Baltazar* üzerinde Mart 07, 2012, 03:13:16 ÖS
Taş Gazeli

I.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

Bir katılıktır dinamit söker mi yürekleri
Başın bir kez bu kalbe çarpmasın ey taş senin

Kazmayı kayalara değil kalplere vur ey
Ferhat niçindir kırdığın bunca taş senin

Anne seninle bağrın döğer gider mi acı
Hanidir Ferhad’dan aldığın ders taş senin

Sen de mi taşla bir oldun ey sevgili
İşitmez oldun beni kalbin taşdan taş senin

Ölüm sendendir bana nedir taşlamak beni
Bana güldür çiçektir attığın her taş senin

Gözünü dikme taşa işte parça parçadır
Şimşektir bir bakışın dayanır mı taş senin

Deprem değildir dağı ve beni sarsan
Bir bakışın komaz taş üstünde taş senin

Niçin çıktın dağlara evren çöl oldu leyla
Topuğun öpmek için toz oldu dağ taş senin

II.
Taş taş değil bağrındır taş senin
Nereni nasıl yaksın söyle bu ateş senin

Ülkendir taş ve beton bu yanlışkent
Her gün bir yanın biraz daha taş senin

Taş alanlarıdır taş insanları taşır bir
Nereye gelsen ey aşk karşında bu taş senin

Uygarlık taşla taşımak çağlar üzre
Kolların bu denli güçlü müdür senin

Bir taş devridir ama bağışla beni
Niçin bunca geldim üstüne ey taş senin

Bir İbrahim bıçağı ikiye biçer taşı
Sevgili nasıl kırdı kutlu dişin taş senin

Ölüm bir kasırgadır çevirir seni beni
Nedir kucağında kocaman taş senin


Osman Sarı


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: hellboy80 üzerinde Mart 28, 2012, 07:05:54 ÖS
çözülemeyen bir denklemin çizgisinin altında,
ısınmaya çalışan yazık bir acizsin.
bir gün canından çok değer verdiğin karşındaki çizginin üzerine,
birisi gelirse sen kadar aciz;
birbirinizi yok edin!
utandırmayın beni
hadi.

irfan kurudirek.


Konu Başlığı: Ynt: Sevdiğiniz şiirler...
Gönderen: emre_can üzerinde Eylül 09, 2020, 04:25:57 ÖS
*rose*
mekanın cennet olsun abi....