ama bızım guzellıge harcıyacak paramız yok. bu ulkede aclıkdan ölen bebek var .! aydınlık gastesi 28 nisan manşeti .. ''istanbul deprem bekliyor tayyip fantezi peşinde'' yazıdan da bir bukle geçireyim..''cılgın proje 25 mılyar dolar. ıstanbulu depreme karşı imar etmenin bedeli ise bunun 5 te biri'' .. ee bırakın biz depremde ölelim..
Olaya siyasi değil sadece objetif bakarak yazıyorum:
1- Bu Ülkede açlıktan ölen bebek var. Ancak Babası yada Anası olacak SÜprüntülerin o kazançla 5 tane çoçukları var. Herif Sermaye gitti diye yanarken biz bebeğe üzülüyoruz.
2- İstanbul dahilinde tüm Belediyeler zamanında laboratuvar incelemeleri yaptırarak "istinalar Kaidei Bozmaz" kat maliklerine beyanda bulunarak bilgi verdiler. Hatta Z.burnu belediyesinin "Hangi Partide olduğunu bilmiyorum şu an" bina yıkıp yeniden inşaa ettirdiğini de biliyorum. Fakat istimlâk yapan belediyelere Vergi ödememek için zamanında daire bedellerini düşük gösteren yurdum insanı "Hatta imar yada iskanı olmayan daireler de mevcut" nerede bu devlet diyor.
3- 1923 te imzalanan Lozan Antlaşmasının yanında yapılan Montrö Sözleşmesine göre transit geçen hiçbir gemiden vergi ya da harç alamıyoruz. Yapılacak Bu Kanal Kendi kendini yakın vadede amorti eder.
Yukarıda Hangi Kaptan beleş varken para verip kanaldan geçsin denmiş. İhracaat ve İthalatlarda ""Termin"" denilen bir olgu mevcut Yeri geldiğinde Firmalar müşterilerini kaybetmemek adına her türlü bedeli ödemeye hazır olurlar. Biz boğaz geçişlerinden para alamıyorsak geçişleri zorlaştırır, Deniz yolunu kanala da kaydırırz.